E.C.A.
WAVIN

Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak: İSO Sanayi Kongresi 2011

Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak: İSO Sanayi Kongresi 2011

5 Ocak 2012 | KONUK YAZAR
192. Sayı (ARALIK 2011)
880 kez okundu

PERSPEKTİFOn yıl önce benim de üyesi olduğum İstanbul Sanayi Odası Kalite ve İhtisas Kurulu (İSO-KATEK)’nun önerisiyle, İSO Yönetim Kurulu tarafından başlatılan Sanayi Kongresinin bu yılki ana teması ‘Dalgaları Yöneterek Geleceği Tasarlamak’tı.14-15 Aralık 2011, İstanbul Kongre Merkezinde  gerçekleştirilen kongrede, İnovasyon Sergisi ve İnovasyon Ödüllerine de yer verildi. Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, TOBB  Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açılış konuşmalarında yer aldığı kongrede, Stanford Üniversitesi Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü Kıdemli Üyesi Prof. Dr. Paul Romer ve Tufts Üniversitesi Fietcher Hukuk ve Diplomasi Okulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Amar Bhide en dikkat çeken isimler arasında yer aldı.
 
İnovasyon Sergisine bu yıl 62 kurum ve kuruluş, proaktif projeleriyle katıldılar. Ana hedefi, yenilikçi ve teknoloji öncelikli ürün veya sonuçlanmış projelerin tanıtılması ve işbirliklerinin sağlanması olan sergi ‘bilgi’, ‘fikir-proje’ ve ‘inovasyon’ temalarıyla oluşturulan standlarda gerçekleştirildi. Bilgi bölümünde Türkiye ve yurtdışında üretilen en güncel bilgiler ve uzmanlıkların paylaşıldığı oturumlar düzenlendi. Ayrıca burada kamu kurumları, yenilikçilik destek hizmeti veren kurum ve kuruluşların bilim ve teknoloji yayınları sergilendi. Fikir ve proje bölümünde ise üniversite ve araştırma kurumlarının, sanayide uygulanabilir ve dereceye giren çalışmaları sergilendi. İnovasyon bölümünde, pazara sunulmuş veya üretilmek üzere prototip aşamasındaki ürün ve inovasyonun finansmanına aracılık edenler yer aldı. Firmalar, teknokentteki şirketler, finans kurumları, bankalar ve girişim sermayesi kuruluşları sergiyi oluşturan kurumlardı.
 
Kongre açılış konuşmasında, İSO Başkanı Tanıl Küçük,Türkiye Sanayicisinin son on yılda krizler ve küresel ekonomiyle bütünleşme gibi iki önemli gelişme yaşadığına dikkat çekti. 2001 ve sonrasındaki 2008 küresel krizinde ekonominin hızlı toparlanmasında sanayicinin hem iç, hem dış pazarlarda imkanları sonuna kadar zorlayarak çok önemli rol oynadığını belirtti. Küresel ekonomi ile bütünleşme sürecinde ise sanayicinin yeterince doğru yönlendirilemediğini vurguladı. Sebep olarak da bu dönemde Türkiye’nin ekonomi gündeminde makro ekonomik istikrarın sağlanmasının ön planda tutulmasını, reel sektöre, rekabet gücünün iyileştirilmesine yönelik kaygıların geri planda bırakılmasını gösterdi. Bu süreçte, üretimlerin içeriğine bağlı olarak bazı sektörler başarılı olurken, bazılarının zorlandığını ifade etti.
 
Son on yılda sanayicinin küresel rekabetin gerçekleri ve gereklilikleri konusunda büyük farkındalık yaşadığı, Ar-Ge, teknoloji geliştirme, inovasyon ve fark yaratma gibi kavramların sanayi kültüründe yerleşik hale geldiği, sanayicinin yeni düzendeki dalgalarla mücadele ettiği bilinen bir gerçektir. Sanayicimizin zihni, nelerin kendi sorumluluğunda olduğu, neleri hükümetten beklemesi gerektiği konusunda berraklaşırken, sorumluluklarını yerine getirmek için büyük bir arayış içindedir. Sanayici, makro ekonomik sorunlarını halledip, rekabet gücüyle ilgili problemlerine eğildiğinde, küresel kriz nedeniyle kendini bir başka var olma mücadelesi içinde bulmuştur.
 
Sanayimizde, düşük teknolojili ürünlerden, orta ve yüksek teknolojili ürünlere geçiş yönünde bir eğilim olmuş, fakat bu yapısal eğilimi hızlandırmak anlamında yeterince değerlendirme yapılmamıştır.
 
Globalleşen dünyada refah seviyesinin arttırılmasında girişimciliğin ve inovasyonun rolü tüm sanayiciler tarafından algılanmıştır. Başarılı ve zengin bir ekonomide girişimcilik sadece ileri teknolojiyle ilgili değildir. Girişimcilik ve inovasyon, satış ve pazarlama, kontrat düzenleme, büyük kuruluşların işletilmesi, yeni ürün ve servislerin tüketiminin de içinde olduğu geniş bir tabanı kapsar. Ancak bu faaliyetlerin başarılı bir şekilde gerçekleşebilmesi için destek oluşturulması, tüm dünyada, mevduatların garanti edilerek, banka sistemindeki güvenin tam olarak sağlanması gerekir. Firmaların zor zamanlarda iyimser fırsat araştırması yapması çok önemlidir. Alışkanlıklar yeniden incelendiğinden ve davranış kalıpları kırıldığından dolayı, zor zamanlar daha fazla iş fırsatının yakalanır. Krizle birlikte genellikle toplam gelirler ve harcamalar düşer. Sayıları küçük de olsa bazı firmaların gelirlerini yükselir.
 
İşletmelerimizin stratejilerini oluştururken temel yetenekler ve çevre şartlarını dikkate almaları, rekabet etmeyi öğrenmeleri ve stratejilerini bu yönde kurgulamaları dileğiyle…
 
IMZA

 

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar ile Güçlü Şebekeler: Enerji Verimliliğinin Şebeke Güvenliğine Katkısı

Yeşil binalar yalnızca çevresel sürdürülebilirlik ekseninde değil, aynı zamanda şebekeyle uyum içinde çalışan, kendi tüketimini optimize eden ve elekt...
16 Haziran 2025

İş Yerinde Kıskançlık ve Hırs

Hepimiz de var olan bazı duygular günlük yaşamımızda ikili ilişkilerde ortaya çıkar. Bazen kendimizi tanıyamayız, bazen de tanıdığımızı düşündüğümüz b...
3 Haziran 2025

Türkiye'de Yeşil Bina Sertifikasyon Süreci ve Karşılaşılan Zorluklar

Yeşil bina sertifikasyonları, çevre dostu yapıların teşvik edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında temel bir araçtır. Türkiye'de yeşil bina uygulamal...
19 Mayıs 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.