
"İklimlendirme Sektörünün Yıldızı Parlıyor"![]()
Ozan Atasoy İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı
2000 yılında Türkiye’de split klima üretilmiyorken, bugün itibariyle küresel pazardaki 4 markanın Türkiye’de üretime başlamış olması ile Avrupa’nın tüm gereksinimini karşılayacak bir kapasiteye ulaşıldı. Küresel ısınmanın etkisini daha güçlü hissettirdiği 2000’li yıllarda, iklimlendirme sektöründe büyük gelişme kaydeden Türkiye, teknolojide çağı yakalayarak, üretim kapasitesi ve pazar büyüklüğünde Avrupa’nın split klima lideri konumuna ulaştı. Son yapılan pazar araştırma raporlarına göre, dünya iklimlendirme sektörü ısıtma, soğutma, klima ve tesisat ekipmanları dahil, pazar büyüklüğü 2018 yılı itibarıyla 181 milyar USD seviyesine ulaşmış bulunuyor. 2023 yılında ise pazar büyüklüğünün 251 milyar USD değerine ulaşması öngörülüyor. Türkiye İklimlendirme sektörü olarak bu pazardan yaklaşık %2,5 pay alıyoruz. 2023 yılında en azından pazar payımızı 2 katına çıkarmak mevcut şartlarda mümkün görünmekte. Gelişen teknolojiler ve doğayı koruma bilinci ile ürünler inovatif gelişmelere açık. Yenilenebilir enerjiler, hibrid sistemler ve düşük enerji tüketimli sistemlere doğru genel bir yönelim bulunuyor. Bunun sonucunda tüketiciye, çevreye ve topluma duyarlı, yenilikçi, markası güçlü firmaların pazarda söz sahibi olması bekleniyor. İklimlendirme sektörü, dünyadaki diğer teknolojik gelişmelere paralel olarak kendisini sürekli geliştiriyor. Bu durum, üreticilerin artık son kullanıcı ve yatırımcılara yönelik daha sürdürülebilir, daha verimli ürünlerin yanında binaların diğer hizmetleri ile bütünleşik, uzaktan izlenebilir ve kontrol edilebilir çözümler sunmalarını gerektiriyor. Küresel ısınma ile birlikte gündeme gelen enerji tasarrufu ve emisyonu düşürmeye dair sektörde en kayda değer gelişme, küresel ısınma potansiyeli düşük gazların kullanımındaki artıştır. Bugün dünyada iklimlendirme sektörünün önceliklerinden birisi olan GWP (Global Warning Potential) kriterleri, sektörümüzü yeniden yapılandırmakta. Özellikle ev tipi klimalarda bu geçiş çok daha hızlı olmakta. Halihazırda kullanılan R410A soğutucu akışkana göre küresel ısınma potansiyeli 3 kat daha az ve enerji verimliliği daha yüksek olan R32 gazının kullanımı Avrupa’da oldukça artmış, ülkemizde de bu yönde çalışmalar hız kazanmıştır. Üreticiler bu konuya önem vermekle birlikte bu dönüşümü daha hızlı gerçekleştirdiklerinde avantajlı konuma geçecekler. Tüketicinin de bu konuda seçici olmasıyla geçişin daha da hızlanacağını düşünüyoruz. Türkiye iklimlendirme sektörü, tüm avantajlarına rağmen, nitelikli iş gücünün yetersizliği gibi önemli sorunlar da yaşıyor. Sivil toplum örgütlerinin düzenlediği meslek içi eğitimler ve devletin meslek liseleri ile yüksekokulların sayısını arttırması ile çözüm yolunda adımlar atılmaya başlandı. İSKİD Üniversite Sanayi İşbirliği Komisyonu bu konuda uzun zamandır çalışmalar yürütüyor. Makine Mühendisliği Fakülteleri ile yakın ilişkiler yürüterek başarılı öğrencileri iklimlendirme sektörünü tanımaya ve katılmaya davet edip, sektör hakkında bilgilendirmeler yapıyor. ISKAV’ın öncülüğünde ve İSKİD’in de destek olduğu çalışmalar neticesinde Yıldız Üniversitesi Makine Fakültesi’nde İklimlendirme Bölümü açıldı. Yine ISKAV işbirliği ile İSMEK'in 15 uzmanlık okulundan biri olan ve iklimlendirme sektörüne eğitimli teknik personel yetiştirmeyi amaçlayan İSMEK İklimlendirme Okulu açıldı.
Sektörün diğer önemli sorunlardan biri de ÖTV. Soğutma içeren klima santrallerinde ve fancoil cihazlarında halen ÖTV uygulanıyor. Oysa adı geçen ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı; ticari ürünler ve üretim için zorunluluk. ÖTV’nin bu ürünlerden veya enerji etkinliği yüksek olanlarından kaldırılması veya azaltılması gerekiyor. Öte yandan küreselleşmenin getirdiği pazar ve rekabet şartlarında özellikle yurtdışı rakiplerle rekabet edebilmek ve ihracat yapabilmek için Ar-Ge ve Ür-Ge mutlak bir zorunluluk. Çoğunluğu KOBİ’lerden oluşan sektör için eğitim seviyesi yüksek Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına kaynak ve personel ayırmak kolay değil. Yeni Ar-Ge kanunu KOBİ ölçeğindeki firmalara istenilen ölçüde yarar sağlayamıyor. Bu durum önümüzdeki yıllarda uluslararası rekabette sektörü zorlayacak. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde yaygınlaştırılması için ilgili prosedürlerin kolaylaştırılması gerekiyor. Enerji verimli ürünlerin piyasada yaygınlaştırılması ve enerji verimliliği düşük cihazların yüksek enerji verimliliğine sahip cihazlara dönüşümü ile ilgili devlet teşvikine ihtiyaç var. Türkiye iklimlendirme sektörünün, yüksek üretim kalitesi ve çeşitliliği ile yıldızının her geçen gün parladığını söyleyebiliriz. Yatırımcı açısından dinamik ve genç bir nüfusa sahip olması, ülkemizden 3 saatlik uçuş mesafesiyle 1,2 milyar insanın olduğu bir pazara ulaşılabilmesi de ne kadar eşsiz bir coğrafi konuma sahip olduğumuz anlamına geliyor. Dünya ile bütünleşmiş açık pazar ve devlet yatırım teşvikleri de yabancı yatırımcıya cazip imkanlar sunuyor. İlginizi çekebilir... Yeşil Binalar ile Güçlü Şebekeler: Enerji Verimliliğinin Şebeke Güvenliğine KatkısıYeşil binalar yalnızca çevresel sürdürülebilirlik ekseninde değil, aynı zamanda şebekeyle uyum içinde çalışan, kendi tüketimini optimize eden ve elekt... İş Yerinde Kıskançlık ve HırsHepimiz de var olan bazı duygular günlük yaşamımızda ikili ilişkilerde ortaya çıkar. Bazen kendimizi tanıyamayız, bazen de tanıdığımızı düşündüğümüz b... Türkiye'de Yeşil Bina Sertifikasyon Süreci ve Karşılaşılan ZorluklarYeşil bina sertifikasyonları, çevre dostu yapıların teşvik edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında temel bir araçtır. Türkiye'de yeşil bina uygulamal... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.