5 Mart 2019 | GÜNCEL 279. Sayı (Mart 2019) | 1.156 kez okundu |
Son yıllarda dünya ikliminin deÄŸiÅŸmekte olduÄŸunu çok daha net gözlemlemeye baÅŸladık. Bunun nedenleri olarak endüstriyel faaliyetlerin belirli yerlerde yoÄŸunlaÅŸarak artması ve her çeÅŸit doÄŸal kaynağın geliÅŸi güzel ve hoyratça kullanılması gösterilebilir. İnsanların yaÅŸam düzeyleri, konfor anlayışları ve geliÅŸmiÅŸlik ölçütleri her geçen yıl çok daha fazla artıyor. KüreselleÅŸmenin ve geliÅŸen teknolojinin etkisiyle insanların yaÅŸam ÅŸekillerinin de deÄŸiÅŸmesi tüm insanlık üzerinde ivmeli bir baskı oluÅŸturuyor. ÖrneÄŸin 40-50 yıl sonra yaÅŸayacağımız ÅŸehirler ÅŸimdiki ÅŸehirlerden çok daha farklı olacak. Bunun gerçekleÅŸmesinde çok iyi uyumlandırılmış yatırımlar ve dolayısıyla da altyapı ve finans önemli bir rol oynayacak.
İşte bu süreçte kalkınma düzeyimizi düÅŸürmeden ama olumsuz iklim deÄŸiÅŸikliklerini de yavaÅŸlatmak, hatta olası ise durdurabilmek için ilk alabileceÄŸimiz önlem düÅŸük karbon teknolojileriyle sürdürülebilir bir büyüme hedeflemek olabilir. Pek çok kurum ve kuruluÅŸ enerji stratejilerinde öncelikle karbonsuzlaÅŸtırmayı merkeze almakta ve olası iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin yıkıcı etkilerinden kaçınmak için dünyamızı yaÅŸanabilir ve güvenli bir geleceÄŸe taşıyacak kalkınma modelini gerçekleÅŸtirebilecek mekanizmaları hayata geçirilmeye çalışmakta.
Günümüzde yaÅŸanmakta olan kontrolsüz geliÅŸmenin nedeni olarak “Nasıl daha verimli ve çevreci bir üretim yapılabilir?” düÅŸüncesi yerine “Ne kadar daha fazla tüketim saÄŸlanabilir?”e yönelik baskılar olduÄŸu belirtilmekte. “En az maliyetle dengeli bir iklim politikasının gerçekleÅŸtirilebilmesi” hedefine uygun bir kalkınma modeli düÅŸünüldüÄŸünde ise bunun sadece düÅŸük karbonlu bir model ile yapılabileceÄŸi öngörülmekte.
OECD tarafından hazırlanan ‘İklime Yatırım, Büyümeye Yatırım’ raporu, Dünya Ekonomik Forumu’nun “2019 Küresel Riskler” raporu ve Aralık 2018’de gerçekleÅŸen BM İklim Zirvesi’nde bu yönde verilen mesajlar, Avrupa BirliÄŸi Paris AnlaÅŸması’nın uzun dönemli hedefleri ile uyumlu olarak 2050 yılında karbon-nötr ekonomiye geçeceklerini duyurması ile Uluslararası Enerji Ajansı tarafından yayımlanan Dünya Enerji Görünümü 2018 Raporu’nda yer alan Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu hep bu konuları iÅŸlemekte. Ayrıca TÜSİAD tarafından 2017 yılında hazırlanan Tutum Belgesi’nde de iklim deÄŸiÅŸikliÄŸiyle mücadele ve düÅŸük karbonlu kalkınma konularındaki yaklaşımlar ve politika önerileri vardı.
GeliÅŸmiÅŸlik ve kalkınma sürecini yoÄŸun bir ÅŸekilde yaÅŸamakta olan Türkiye için enerji arz güvenliÄŸi en önemli konulardan biri. Çok büyük oranda dışa bağımlı olduÄŸumuz bu konuda enerjiyle ilgili politikalarımız birbirini tamamlayacak ÅŸekilde olmalı, enerjiyi üretenler ve kullananlara yönelik olarak bilgilendirme ve eÄŸitim amaçlı çeÅŸitli çalışmaları da ivedilikle uygulamaya geçirmeliyiz.
Ülkemizin özellikle son yıllarda gerçekleÅŸen hızlı nüfus artış oranının yanı sıra yurt dışından aldığı göçler nedeniyle öngörülemeyen ÅŸekilde artan nüfusu ve buna koÅŸut ekonomik büyümesi, var olan enerji gereksinimimizi daha da artırmakta. Buna çözüm için yenilenebilir enerji kaynakları ile enerji verimliliÄŸindeki potansiyelimizi en kısa zaman içinde kullanıma sunmak zorundayız.
GeleceÄŸin enerji sistemini hükümetlerin uygulayacağı politikalar belirleyecek. Yenilenebilir enerji alanında ülkemiz ve çevre ülkeler bazında çok fazla fırsat olduÄŸu görülüyor. Ancak enerji politikalarının yanı sıra sanayi hatta tarım politikalarının da öncelikli olarak düÅŸünülmesi, birlikte uygulanabilirliÄŸini saÄŸlayacak mevzuatlarla yürürlüÄŸe sokulması öncelikli olmalıdır. ÖrneÄŸin; enerjiyle ilgili tarafların katılım saÄŸlamalı ve karbon vb. politikalar bir arada ve doÄŸru verilerle gündeme alınmalı, çevresel konularla ilgili vergiler de yine çevre ile ilgili konulara harcanmalıdır. Türkiye sahip olduÄŸu çok büyük kapasitedeki yenilenebilir enerji potansiyeline ve var olan bina ve sanayi tesislerinde yapılabilecek önemli enerji verimliliÄŸi fırsatlarına yönelik olarak ivedi çalışmalar yapmalı ve kullanıma sunmalıdır.
Bu konularla ilgili olarak düÅŸük karbonlu, olası ise karbonsuz ve enerji verimli bir geleceÄŸe yatırım yapılarak hem yerel kaynaklarımız kullanılabilir hem de enerji arz güvenliÄŸi saÄŸlanarak, iç ve dış ticaretimiz daha dengeli bir hale getirilirken, yeni ekonomik faaliyet alanları yaratılarak istihdamda da artış saÄŸlanabilir. Tüm bunlar gerçekleÅŸtirilebilirse yaÅŸam çevre kalitemizin iyileÅŸtirilmesinde de önemli katkılar saÄŸlanabilecektir.
R E K L A M