E.C.A.
WAVIN

Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler

3 Aralık 2010 | HABERLER
177. Sayı (EYLÜL 2010)
892 kez okundu

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) tarafından yayınlanmaya başlanan ve konusunda Türkiye’nin ilk detaylı aylık inşaat sektörü değerlendirme raporu olma özelliği taşıyan raporların Eylül 2010 tarihinde yayımlanan son sayısındaki konuların ana başlıkları; Türkiye ve dünyada gündem, dünya ekonomisi, dünya inşaat sektörü, Türkiye ekonomisi ve Türkiye inşaat sektörü idi.  Bu raporda yer alan konular hakkında çeşitli istatistik bilgileri grafik ve tablolar şeklinde verilmekte ve bu bilgiler üzerinden de ayrıntılı değerlendirmeler yapılmaktadır.  Bu geniş kapsamlı çalışmanın özellikle Türkiye ile ilgili güncel bazı bölümlerini ve dünyadaki son döneme yönelik gelişmeleri özetleyen çeşitli değerlendirmeleri içine alan “Gündemdeki Türkiye ve Dünya Ekonomileri” ve “Türkiye İnşaat Sektörünün Son Dönemdeki Gelişmeleri” başlıklarıyla kısa bir çalışma hazırladık. 

Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler

 

Kurulduğu 1984 yılından bu yana faaliyetini sürdüren İMSAD, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği, 2006 yılında yeniden yapılandı.Bu yapılanma sonucunda, sektörü hem yurtiçinde hem de yurt dışında temsil eden İMSAD, sektörün gerçek gücünü ortaya koyabilmek ve güç birliğini sağlamak amacıyla sanayici üyeler yanında sektör derneklerini de üyeliğe kabul etti ve Türkiye’de örneği olmayan şekilde çatı kuruluş olarak örgütlendi. Sektör lideri sanayici kuruluşlar ve derneklerle birlikte İMSAD’ın 20.000 üreticiye ulaşan bir iletişim ağı oluştu. Avrupa Komisyonu’ndan ortakları Bulgaristan, Romanya, İngiltere ve Belçika örgütlerine liderlik ederek bir hibe fon projesi alan İMSAD, uluslararası EUbuild Projesinde AB’ye uyum konusunda lider örgüt olarak proje çalışmalarını 2009 yılı Haziran ayında tamamlandı.

1. Gündemdeki Türkiye ve Dünya Ekonomileri

Mali kural şimdilik rafa kalktı… 

 Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hükümetin 2011 gündeminden düşürdüğü mali kural ile ilgili olarak konuşmama kararı aldığını söylerken, mali kuralın 2010, 2011 ve 2012’ye dair fazla yeni bir şey içermediğini, bu yıllara ait hedeflerin Orta Vadeli Program’da zaten yer aldığını belirtti. Ön hazırlıklarını Ali Babacan ve ekibinin yaptığı mali kuralın ertelenmesinde, referandum ve özellikle de gelecek yıl yapılacak olan genel seçimler öncesinde yatırımcı bakanların taleplerinin etkili olduğu açıklanmıştı. Devlet Bakanı Ali Babacan 2011 bütçesinin meclise sunulacağı 17 Ekim tarihinden önce bu yıla ilişkin resmi büyüme beklentilerini açıklayacaklarını ifade ederken, 2011 bütçesi, orta vadeli program ve orta vadeli mali planın Eylül sonu Ekim başı gibi hep birlikte ya da peşpeşe açıklanacağını belirtti.

Kredi derecelendirme kuruluşları mali kuraldaki gecikmeyi yorumladı… Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler

Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün’ün mali kuralın 2012 yılı için geçerli olacağı açıklaması üzerine Fitch ve Moody’s mali kuraldaki gecikmenin Türkiye’nin mevcut kredi notunu olumsuz etkilemeyeceğini belirtti. Fitch ve Moody’s mali kuralda gecikmenin hükümetin mali kredibilitesini olumsuz etkileyeceğini ifade etti. Diğer taraftan S&P, açıklamanın 2011’de mali politikaların gevşemesi için baskı olduğu endişesi yarattığını ifade etti. Açıklamada ertelemenin hükümetin harcamaları kısmak için giderek daha az istekli olduğunun işareti olabileceği belirtildi. Sanayi Bakanı Nihat Ergün ayrıca mali kural formülündeki GSYİH’ye oran olarak %1’lik bütçe açığı hedefi ile %5’lik büyüme oranı varsayımının değişmez olmadığını ifade etmişti. Yine ekonomi yetkilileri %1’lik bütçe açığı hedefinin Euro Bölgesi’ndeki gibi %3’e çıkartılması gerektiğini ve mali kuralın 2012’ye bırakılabileceğini söylemişti.Bütçe açığında kontrolsüz artış olmaz... Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir televizyon programında, “Bu sene itibariyle bütçe açığı muhtemelen %4-5 aralığında olacak” dedi. Şimşek şunları söyledi: “Mali kural olsa da olmasa da mali disiplin konusunda herhangi bir gevşeme olmayacak. Borcun mil-li gelire oranının artacağı görüşü tamamen yanlış, geçen seneye göre birkaç puan düşmüş olacak. İkinci çeyrekte muhtemelen %8-9 büyüme söz konusu olacak. Gıda fiyatlarında bir şok yaşanmazsa enflasyon gelecek sene başlarında %5.5’e inmiş olacak. Cari açık bu sene muhtemelen milli gelirin %4.5-5’i oranında olacak” diye konuştu.

IMF’den trilyon liralık Türkiye beklentisi... 

Uluslararası Para Fonu (IMF), İcra Direktörleri Kurulu’nun görüşlerine de yer verdiği Türkiye ile Program Sonrası İzleme ve 2010 Yılı 4’üncü Madde Konsültasyon Raporu’nda, ilk kez Türkiye ile ilgili tahminlerinde ekonomik büyüklüğünün 1 trilyon liranın üzerine çıkacağı öngörüsünde bulundu. Türkiye’nin, 2008’de 950 milyar, 2009’da 954 milyar TL olan Gayrı Safi Milli Hasılası’nın (GSYİH) 2010 yılında 1 trilyon lira sınırını aşarak, 1 trilyon 95 milyar 600 milyon TL olacağı rapordaki tahminler arasında yer aldı.

Merkez Bankası dolara dolaylı müdahalelerini sürdürüyor… 

Merkez Bankası günlük döviz alım ihalesi miktarını 60 milyon dolardan (30 milyon dolar ihale + 30 milyon dolar opsiyon) 80 milyon dolara (40 milyon dolar ihale + 40 milyon dolar opsiyon) yükseltti. Bununla birlikte, banka, bu değişiklik sonrası önümüzdeki bir yılda toplam 14,5 milyar dolar alabileceğini duyurdu. Merkez Bankası’nın geçen yıl 4 Ağustos’tan bu yana döviz alım ihalelerinde ortalama 16 milyon dolar opsiyon kullandığı düşünüldüğünde (opsiyon limitinin yarısı civarında) ve bankanın opsiyon limitinin yarısını kullanmaya devam edeceği varsayımı ile piyasadan günde ek 15 milyon dolar çekilmesi beklenmelidir. Merkez Bankası tarafından atılan bu adımı bankanın çıkış stratejisinin diğer bir adımı olarak değerlendirmek gerekir. Merkez Bankası daha önceden döviz mevduatları üzerindeki zorunlu karşılık oranını %9.5’ten %10’a yükseltmişti. Döviz alım ihalelerinde miktarın yükseltilmesiyle döviz piyasasından aylık ek 0,3 milyar dolar civarında likidite çekileceği görülüyor. Türk bankacılık sektörünün nette döviz açığı bulunmazken, bu ufak değişikliğin TL üzerindeki etkisinin çok sınırlı olması beklenmelidir. İMKB endeksleri yeni rekorlar kırarken, Türk varlıkları için pozitif risk iştahı ile desteklenen sıcak para girişinin Merkez Bankası’nın adımıyla çekilecek ek likiditenin etkisini hissettirmeyeceği görüşündeyiz.

Dolarda Merkez son kurşunu sıkmalı... 

İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, kur tartışmalarında Merkez Bankası’nı tek sorumlu gibi göstermenin yanlış olduğunu söyledi. Özince, “Piyasaya müdahale yapılması gereken son şey. Eldeki cephaneyi kullanacaksınız. Önce silah kullanmadan neler yapılabilir ona bakmak lazım” dedi.

Serbest kur rejimi şok emme mekanizması… Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan Türkiye için kriz dönemlerinde en önemli şok emme mekanizmasının serbest kur rejimi olduğunu, bu nedenle serbest kurdan vazgeçilemeyeceğini söyledi. Bakan Ali Babacan kur rejiminin değiştirilmesinin Türkiye’nin yıllardır elde ettiği kazanımları bir günde sileceğini ifade ederken, serbest kur rejiminde kurların seviyeleri konusunda açıklamaların yeri olmadığını ifade etti.

Cari açığı ‘Tobin’ değil, üretim ve enerji çözer... Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin hızlı büyümesiyle cazip, makro ekonomik temelleri sağlam bir ülke olduğunu, bu nedenle, cari açığın kısa vadede finansmanında bir sıkıntının görülmeyeceğini kaydetti. Cari açığı yönetilebilir bir duruma getireceklerini ifade eden Bakan Şimşek, ‘‘Orta vadede biz, (Tobin vergisi gibi) sihirli değnek tarzından çözümler yerine Türkiye’nin cari açık görünümünü düzeltmeye yönelik bir çaba içindeyiz. Enerjide kaynak çeşitliliği ve içsel enerji kaynaklarına yönelmek ile dış ticaret açığının yüksek olduğu alanlarda ekstra teşvik yoluyla üretim açığını kapatmak gibi adımlar orta vadede sonuç verecektir. Türkiye, bütçe açığında olduğu gibi, önümüzdeki 3-5 yılda cari açık üzerinde kontrol sağlayabilecektir” dedi.

İmalat sanayi genişlese de momentum kaybediyor… 

Türkiye imalat sanayi PMI endeksi Ağustos’ta Temmuz’daki 52,8’den 51,3’e geriledi. Endeks Şubat ayından bu yana en düşük seviyelerde bulunurken halen genişleme ve daralmayı ayıran kritik 50 sınırının üzerinde bulunuyor. Ağustos ayında, üretim hacmi ve yeni siparişlere dair endeksler de ana endeks gibi Şubat ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi.

Yabancının %12’si inşaat sektörüne yatırım yapıyor... 

Uluslararası Doğrudan Yatırım Verileri Bül-teni’nden derlenen verilere göre, Türkiye’ye bu yılın Ocak-Haziran döneminde giren yabancı sermayenin sektörlere göre dağılımında, elektrik -gaz ve su ile imalat, inşaat, toptan ve perakende ticaret, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, mali aracı kuruluşların faaliyetleri, ulaştırma, haberleşme ve depolama hizmetleri ön planda yer aldı. Bu dönemde 1 milyar 644 milyon dolarlık yabancı sermayenin 424 milyon doları yatırım alanı olarak elektrik-gaz ve suyu, 375 milyon doları imalat sanayini, 203 milyon doları da inşaat sektörünü seçti.

Vergi ve sosyal güvenlik prim borçları yeniden yapılandırılacak… 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, hükümetin vergi ve prim borçlarını yeniden yapılandırma kararı aldığını açıkladı. Bakan Babacan bunun bir af olmadığını, uygulamanın faizlerde indirim içerdiğini ve taksit kolaylığı getireceğini söyledi.

Çin, Japonya’yı sollayarak 2. büyük ekonomi oluyor...

 Japonya’da açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamları, bu ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) Çin’in gerisinde kaldığını ortaya koydu. Japonya ikinci çeyrek itibariyle GSYH’sinin %0,1 büyüdüğünü, yıllık bazdaki büyüme hızının ise %0.4’te kaldığını açıkladı. Buna göre, Japonya’nın ikinci çeyrek GSYH’si nominal dolar bazında toplamda 1,29 trilyon dolar oldu. 

Çin’in GSYH’si ise nominal dolar bazında 1,34 trilyon dolarla Japonya’nın bir hayli üzerinde kaldı. Mevsimsel ayarlamaları yapılmadığı için henüz kesin olmayan bu değerler, Çin’in bu yıl dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olacağı yönündeki beklentileri güçlendirdi.

ECB’nin faiz inadı... 

Avrupa Merkez Bankası, faiz oranlarını değiştirmedi. Banka, %1 olan faiz oranlarını sabit tutma kararı aldı. Böylece, banka faiz oranlarını 16 ay üst üste değiştirmemiş oldu.

Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler2. Türkiye İnşaat Sektörünün Son Dönemdeki Gelişmeleri

2010 yılında inşaat sektörüne yönelik rakamlar genel olarak istikrarsız bir görünüm ortaya koymaktadır. Alıma hazır bir talep olduğu tüketici güveni rakamlarından görülürken, bunun realize olma oranı oldukça düşük bir düzeydedir. Yapı ruhsatları rakamının 1. çeyrekte ortaya koyduğu bu durum, 2. çeyreğe yönelik konut satışları rakamıyla da desteklenmiştir. 

Nitekim, son açıklanan TÜİK verilerinde konut satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre hızlı bir düşüş yaşanmıştır. Özellikle 2009’un ikinci çeyreğinde kriz sonrasında alınan önlemlerle patlayan konut satışlarının yarattığı baz etkisine de bağlı olarak konut satışları bu yılın 2. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %53,65’lik gerileme kaydetmiştir. Yani 2009 yılının 2. çeyreğinde 194743 düzeyinde gerçekleşen konut satışları yarı yarıya düşüş göstererek 90270 düzeyine gerilemiştir. 
Düşük faiz oranlarına karşın yaşanan bu düşüş şaşırtıcı bir tablo oluşturmaktadır. Rakamlar gayrimenkul yatırımcısının düşük faiz düzeyine karşın halen hareket etmekte kararsız kalmasının nedenin ‘kolaylık beklentisi’ olduğunu göstermektedir. Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel GelişmelerNitekim, 2008’in son çeyreğinde konut satışlarının 92516 ile dip yaptığı gözlenirken, krizin en yoğun hissedildiği dilimde yaşanan bu gerileme sonrasında KDV ve harç indirimi ile faiz indirimleri sonucunda konut talebinin hızla arttığı gözlenmiş, konut satışları 2009’un ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre %17,67 artarak 108.861 düzeyine ulaşmıştır. Oluşan bu trend 2009 yılının ikinci çeyreğinde daha da hızlanmış, konut satışları bir önceki çeyreğe göre %78,89 artarak 194.743’e gelmiştir. Dolayısıyla özellikle KDV ve harç indirimi satışlarla önemli bir artış kaydetmiştir. 

Rakamlarda dikkat çeken bir diğer nota konut satışlarının bir önceki çeyreğe göre durumudur. Nitekim, konut satışları bir önceki çeyreğin ayı dönemine %5,14’lük artış kaydetmiştir. Yani çeyreklik bazda bir toparlanma eğilimi olduğu görülmektedir. 

Bölgesel olarak bakıldığında ise İstanbul’da konut satışlarının bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye ortalamasının üstünde %62,25 azalış kaydettiği görülmektedir. Bununla birlikte ivme kaybı doğuda da yaşanmaktadır. Nitekim, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt’i kapsayan TRC3’teki konut satışlarındaki azalış %64,62, Van, Muş, Bitlis ve Hakkari’yi kapsayan TRB2’deki gerileme %38,61 olmuştur. 

Konut satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre yaşanan bu gerilemede yine gayrimenkul fiyatlarının yüksek olması etkili olmuştur. Merkez Bankası’nın gösterge faizleri tarihi düşük seviyelerde tutması sonrasında gayrimenkule talebi gören arz ayağı fiyatları yükseltme yoluna gitmiştir. Bunun bir sonucu olarak konut satışları rakamında gerileme yaşanmıştır. Ancak konut satışlarının yılın ikinci çeyreğinde mevsimsel etkilerle birlikte bir önceki çeyreğe göre yukarı yönelmiştir. 
İnşaat malzemesi fiyatlarında eksili oranlar devam etmektedir. İTO’nun rakamlarına göre Haziran ayından beri son 3 ayda gerileme kaydeden inşaat malzemesi fiyatları sırasıyla %0,99, %0,31 ve %0,47’lik düşüş göstermiştir.

Bununla birlikte inşaat malzemeleri konusunda izlenen rakamlardan olan metalik olmayan diğer mineral ürünlerinde ise fiyatlar yükseliş eğilimindedir. TÜİK’in açıkladığı üretici fiyatları endeksinin bir alt başlığı olan metalik olmayan diğer mineral ürünler fiyat endeksi Ağustos ayında %0,50 oranında yükseliş kaydetmiştir. Ekonomide ve İnşaat Sektöründeki Güncel Gelişmeler

Yine metalik olmayan diğer mineral ürünleri imalatında ise ivme kaybının yaşandığı görülmektedir. Sanayi üretimi başlığı altında inşaat malzemeleri sanayisine yönelik bilgi veren bu rakam Haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre %9,36’lık artış kaydetmiştir. Ancak bir önceki aya göre %3,45’lik düşüş göstermiştir. Dikkat çekici bir husus endeksin Şubat ayından beri yakaladığı yukarı trendden ilk kez sapma göstermesidir. Şubat ayında endeks değerinin 82,8 olduğu bu sektörde o dönemden Mayıs ayına kadar yaşanan ivmelenme sonucunda %50,6’lık artış yaşanmış, endeks değeri 124,7’ye ulaşmıştır. Haziran ayında bu rakam 120,4’e gerilemiştir. 

Datanın ivme kaybı grafikten de görülmektedir. Nitekim, Mart-Mayıs dönemine ilişkin açıklanan son üç veride bir önceki yılın aynı dönemine göre sırasıyla %22,07, %19,15 ve %18,09 artış yaşandığı görülürken, bu değişim Haziran ayında %9,36 düzeyinde kalmıştır. Tüketici ayağında ise konuta yatırım yapma eğiliminin güçlü bir şekilde zayıfladığı görülmektedir.

Merkez Bankası’nın gösterge faizinin %6,5, tahvil faizinin ise %8’a gerilediği dönemde gayrimenkule yatırım yapma eğiliminin düşmesi düşündürücüdür. Burada özellikle konut alma/inşaa etme ihtimalinin %4,13’lük gerileme kaydetmesi önemli bir gelişmedir.  Nitekim bu değişim konut satışlarının bir süre daha ivme kaybedeceğini göstermektedir. Bu durumun iki temel nedeni olduğu görülmektedir. Bunlardan ilki gayrimenkul fiyatlarının kriz sonrasında hızla şişmesidir. İkincisi ise referandum ve seçim tartışmalarının yarattığı belirsizliktir. Burada kritik diğer gösterge kredilerin durumudur. Bu noktada konut kredisi kullanımlarına dikkat edilmelidir. Nitekim, Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında kredi kullanımı sırasıyla %2,28, %2,52 ve %1,79 oranında artış kaydetmiştir. Yani konut kredisi kullanma eğilimi devam ederken, açıklanan son datada bir ivme kaybı yaşanmıştır. Bu noktada vade yapısındaki seçicilik yine dikkat çekmektedir. Faizlerin dipte olduğu görüşünün etkili olması nedeniyle kısa vadeli kredi kullanımlarında düşüş yaşanırken, 5-10 yıllık kredi kullanımının arttığı görülmektedir. Yani tüketici mevcut kredi faizlerini uzun vade için kullanmak istemektedir. Bununla birlikte dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da kredi kullanımında bir önceki aya göre belirgin bir düşüş yaşanmasıdır. Nitekim, grafikten de görüleceği üzere 2010 yılının Ağustos ayında kredi kullanım artış hızı Temmuz ayına göre daha düşük bir düzeyde gerçekleşmiştir. Mevcut durumda vade dağılımında 5-10 yıllık ve 3-5 yıllık kredilerde payların sırasıyla %51 ve %28 düzeyinde oluştuğu görülmektedir. 

İnşaat sektörünün istihdamında ise hızlı bir toparlanma görülmektedir. Ocak ayında 1 milyon 161 bin rakamında olan sektör istihdamının özellikle Mart-Mayıs aylarında sırasıyla %11,47, %12,27 ve %6,98 oranında artarak Nisan ayı itibariyle 1 milyon 517 bin rakamına ulaştığı görülmektedir. 

Önümüzdeki dönemde, gayrimenkul sektöründe gerek potansiyel talep, gerekse faizlerin düzeyi göz önünde bulundurulduğunda oluşan patlama yapmaya hazır talebin harekete geçme noktası önemli olacaktır. Mevcut durumda fiyatların hızlı bir artış göstermesinin yanı sıra referandum ve seçim tartışmalarının belirsizlik yarattığı görülmektedir. Yine IMF’den sonra mali kuralın ertelenmesi seçim ekonomisi olasılığının yatırımcılar tarafından daha fazla dillendirilmesine neden olmuştur. Dolayısıyla tüketici güveninin de yansıttığı üzere gayrimenkul yatırımcısının bu uzun vadeli yatırım aracına ‘para yatırma’ adımını bir süre daha ötelediği görülebilecektir.


 

İlginizi çekebilir...

Baymak Akademi Yılın İlk Yarısında 3800 Katılımcıya Eğitim Verdi

Baymak Akademi, yılın ilk yarısında eğitim saatini iki katından fazla, katılımcı sayısını ise %100 oranında artırarak güçlü bir büyüme sağladı....
30 Temmuz 2025

Sunset İncek Projesi'nde Lowara Kalitesi Tercih Edildi

Ankara Gölbaşı'nda hayata geçirilen Sunset İncek Projesi'nde Lowara pompa ve hidrofor sistemleri hizmet veriyor....
29 Temmuz 2025

Alarko Carrier Rooftop Laboratuvarı Eurovent Sertifikası Aldı

Alarko Carrier'ın Rooftop (Çatı Tipi) Test Laboratuvarı, Eurovent tarafından sertifikalandırıldı. Uluslararası bir başarı elde eden Alarko Carrier...
28 Temmuz 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.