Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı, BEP Konusuna Yeni Bir Yaklaşım Getiriyor
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, hazırladığı “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı” ile, Binalarda Enerji Performansı (BEP) konusuna yeni bir yaklaşım getiriyor. Taslak ile; bugüne kadar enerji verimliliği kapsamında yürütülen faaliyetlerden çıkarılan sonuçlar, karşılaşılan güçlükler ve enerji sektöründeki küresel eğilimler ışığında, Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki yol haritasının oluşturması hedefleniyor. Taslağın, yapılacak çalışmalarda kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği çerçevesinde hareket etmesini sağlamak, bir politika belirlemek ve uygulamalarda kuruluşların yüklenecekleri sorumlulukları tanımlamak için hazırlandığı belirtiliyor. Taslağa göre, binalara azami enerji ihtiyacı ve azami emisyon sınırlaması getirilecek ve standartlara uyulmadığı takdirde yeni bina yapımına izin verilmeyecek. Konunun ayrıntıları hakkında, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sizlere sunuyoruz.
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdür Yardımcısı Erdal Çalıkoğlu, Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı’ndaki amaç, hedef ve eylemler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Bugüne kadar enerji verimliliği kapsamında yürütülegelmiş faaliyetlerin değerlendirmesi sonucunda çıkarılan dersler, çeşitli uygulama noktalarında karşılaşılan güçlükler ve enerji sektöründeki küresel eğilimler ışığında, Türkiye’nin enerji verimliliği alanındaki yol haritasının stratejik ve dinamik bir bakış açısıyla hazırlanmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Kamu kesimi, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının katılımcı bir yaklaşımla ve işbirliği çerçevesinde hareket etmesini sağlamak, sonuç odaklı ve somut hedeflerle desteklenmiş bir politika seti belirlemek, bu hedeflere ulaşmak için yapılması zorunlu eylemleri tespit etmek, ayrıca süreç içinde kuruluşların yüklenecekleri sorumlulukları tanımlamak için böyle bir strateji belgesinin hazırlanmasına ihtiyaç vardır. Bu belgede tanımlanan faaliyetlerin gerçekleştirilmesinden, tedbirlerin uygulanmasından, sonuçların değerlendirilmesinden sorumlu olan kamu ve sivil toplum kuruluşları arasında yakın bir işbirliği kurulması amaçlanmakta olup, söz konusu koordinasyonu Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bu bakanlığın bağlı kurulu EİE Genel Müdürlüğü sağlayacaktır. Özetle, kişi başına enerji kullanımı yüksek, aynı zamanda da birim yurt içi hasıla başına az enerji kullanan ülkeler arasında yer almak temel amaçtır.
Temel amaç doğrultusunda; 2023 yılında, 2000 yılı ABD doları değeriyle ve 1998 GSYH serisiyle 1.000 dolarlık GSYH başına birincil enerji kullanımının 2008 yılı değeri olan 282 litreden en az 225 litreye, 1 dolarlık GSYH başına elektrik kullanımının ise 2008 yılı değeri olan 0,53 kWh’den en az 0,42 kWh’e indirilmesi temel hedefler olarak kabul edilmiştir.
Katılımcı bir anlayışla mı hazırlanıyor?Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; enerji verimliliği konusunda Genel Müdürlüğümüzün yürüttüğü bütün çalışmalar katılımcı ve şeffaf bir anlayışla yürütülmektedir. Özellikle mevzuat ve politikaların geliştirilmesinde buna çok dikkat edilmektedir. Enerji verimliliği sadece Genel Müdürlüğümüzün veya bakanlığımızın işi değil, hepimizin işidir. Dolayısıyla paydaşların ortak hareketi ve katılımı enerji verimliliğinde başarının sırrıdır ve olmazsa olmazlardandır.Bilindiği üzere, Türkiye enerji verimliliği alanında ilk strateji belgesini 2004 yılında hazırlamıştır. Avrupa Birliği desteğinde yürütülen söz konusu çalışmada Türkiye için bir mevcut durum analizi yapılmış ve buna bağlı olarak genel anlamda bütün sektörlerde enerji verimliliğinin iyileştirilmesini amaçlayan bir “Enerji Verimliliği Stratejisi” hazırlanmıştı. Söz konusu Strateji 24 Haziran 2004 tarihli Bakan onayı ile Bakanlığımız tarafından uygulanmak üzere benimsenmiş ve süreç içinde özellikle mevzuat altyapısının geliştirilmesinde dikkate alınmıştır. Aradan geçen süreç ve gelişmeler, Enerji Verimliliği Stratejisinin geliştirilmesi ihtiyacını ortaya koymuştur. 18/4/2007 tarihli ve 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ile enerji verimliliği çalışmalarının ülke genelinde tüm ilgili kuruluşlar nezdinde etkin olarak yürütülmesi, sonuçlarının izlenmesi ve koordinasyonu amacıyla Enerji Verimliliği Koordinasyon Kurulu oluşturulmuş ve ulusal düzeyde enerji verimliliği stratejileri, planları ve programlarını hazırlamak, bunların etkinliğini değerlendirmek, gerektiğinde revize edilmelerini, yeni önlemlerin alınmasını ve uygulanmasını koordine etmek söz konusu Kurulun görevleri arasında sayılmıştır. Aynı Kanun uyarınca, Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğümüz de bu Kurulun sekreterya görevini yürütmektedir. Dolayısıyla yeni bir Enerji Verimliliği Strateji Belgesi hazırlanması doğrultusunda 2009 yılında başlatılan çalışmalar Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğümüzün koordinatörlüğünde yürütülmektedir. Öncelikle, böyle bir belgenin hangi konulara odaklanması gerektiğine dair 2009 yılında bir kılavuz hazırlanmış ve tartışmaya açılmıştır. 2009 yılının son çeyreğinde, kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum temsilcilerinin katılımı ile TÜBİTAK’ın Gebze yerleşkesinde bulunan Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) tesislerinde 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu uyarınca düzenlenen Danışma Kurulu toplantısı Ortak Akıl Arama Plâtformuna dönüştürülmüş ve bu toplantıda hazırlanacak belgenin çerçevesi oluşturulmaya çalışılmıştır. Söz konusu toplantıyı müteakip hazırlanan Enerji Verimliliği Strateji Belgesi Taslağı’nın ilk sürümü Şubat 2010 ayı itibarıyla görüşleri alınmak üzere 80’in üzerinde ilgili kamu ve özel sektör kuruluşlarına, derneklere, birliklere, üniversitelere ve sivil toplum örgütlerine gönderilmiştir. Aynı zamanda EİE’nin internet sayfası üzerinden elektronik ortamda da görüşe açılmıştır. 50’nin üzerinde kurum ve kuruluştan gelen görüşler çerçevesinde ikinci sürüm hazırlanmış ve Temmuz 2010 ayı itibarıyla taslak Belgenin ikinci sürümü görüşlere açılmıştır. Halâ görüşler gelmeye devam etmektedir. Gelen bu görüşlerle nihai hale getirilecek olan söz konusu belgenin bu yılın son çeyreğinde Bakanlığımız üzerinden Yüksek Planlama Kurulu’nun onayına sunulması planlanmaktadır.
Isı yalıtımı konusu ülkemizde enerji verimliliği alanındaki en önemli karadeliklerimizden birisidir. Her ne kadar yeni yapılan binalar yürürlükteki Binalarda Enerji Performansı (BEP) Yönetmeliği gereğince asgari olarak TS 825 Standardına uygun şekilde zorunlu olarak yalıtılmakla birlikte, mevcut yapı stokumuzun çok büyük kısmı halâ yalıtım açısından yetersizdir. Bu da hem ısıtmada hem de soğutmada gereğinden çok daha fazla enerji kullanmamıza sebep olmaktadır. Yalıtım yetersizliğinin sebep olduğu olumsuz etkileri bertaraf etmek üzere, binalara azami enerji ve emisyon sınırlaması getirilmesi, ısı yalıtımı bulunmayan binalara 2012 yılından itibaren artan oranlarda vergi uygulanması ve özellikle mevcut binalarda ısı yalıtımı ve verimli sistemler ile ilgili konularda yapılacak yatırımların özendirilmesi gibi bir dizi entegre tedbirlerin uygulanması suretiyle binalarda ısı yalıtımının ve yüksek verimli sistem ve ekipman kullanımının yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.
Bir binanın ısıtma, soğutma ve aydınlatma gibi vazgeçilemez konulardaki enerji ihtiyacı, binanın fonksiyonuna (otel, hastane, okul, hizmet binası, konut vb), bulunduğu bölgenin iklim koşullarına (sıcaklık, rüzgar etkisi vb), mimari tasarımına (yönlendirme vb) ve yürürlükteki zorunlu standartlara (TS 825 Isı Yalıtım Standardı vb) uygun inşaa edilmesine bağlı olarak değişmektedir. Öngörülen modelde, tüm bu parametrelere göre ve optimum koşullarda belirlenen enerji miktarı o binanın yıllık azami enerji ihtiyacı olacaktır. Öte yandan, binanın belirlenen bu yıllık azami enerji ihtiyacını karşılayabilecek sayısız seçenekler söz konusu olabilir. Örneğin, farklı sistemler (kojenerasyon, bölgesel, merkezi, münferit, lokal, hibrit vb), cihaz ve ekipmanlar (kazan, kombi, soba, ısı pompası, klima, elektrikli ısıtıcı vb) ve enerji kaynakları (birincil veya ikincil kaynaklar; fosil yakıtlar, elektrik, yenilenebilir kaynaklar vb) ile ihtiyaç duyulan bu enerjinin karşılanması mümkündür. Ancak, bunların her birinin çevreye olan etkileri farklı olacaktır. Burada, yıllık azami enerji ihtiyacının; CO2 emisyonu açısından en az olumsuz etkiye sahip yakıt (doğal gaz) ile karşılanması, elektriğin şebekeden alınması, enerji verimliliği en yüksek olan sistem ve ekipmanların kullanılması esas alınmak suretiyle yıllık CO2 emisyonu hesaplanacaktır. Bu da binanın yıllık azami CO2 emisyonu olacaktır. Böylece, binanın yıllık enerji ihtiyacının, bu ihtiyaca karşılık gelen azami CO2 miktarını aşmayacak şekilde tesis edilecek sistem ve ekipmanlarla karşılanması sağlanacaktır. Hesaplanan yıllık azami enerji ihtiyacının üzerinde enerji kullanacak ve aynı zamanda buna karşılık optimum koşullar esas alınmak suretiyle hesaplanan CO2 emisyonunun üzerinde emisyon yayacak şekilde tasarlanan bina projeleri onaylanmayacak, enerjiyi verimsiz kullanan ve çevreyi kirleten yeni bina yapımına izin verilmeyecektir.
Ancak, bu modelin uygulanabilmesi için, tasarımda ve yapımda kullanılacak malzemeleri, sistemleri ve ekipmanları ve bunların verim vb özelliklerini içeren kütüphanelerin oluşturulması, hesaplama metodolojilerinin buna uygun şekilde geliştirilmesi ve konu ile ilgili alt düzenlemelerin yapılması gerekir. Bunun da AB veya AB üyesi ülke uygulamaları ile paralel, onların tecrübelerinden de yararlanmak suretiyle yapılmasında yarar vardır. Bu itibarla AB ve AB üyesi ülkeler çok yakından takip edilmeli ve eş zamanlı olarak ülkemizde mevzuat alanında gerekli değişiklikler yapılmalıdır. Taslak Belgede bu sürecin 3 yıl içinde tamamlanması öngörülmektedir.
Son yıllarda artan bilinç sayesinde mevcut binaların yalıtımı konusunda da her ne kadar pozitif gelişmeler olmakla birlikte henüz bu tatmin edici düzeyde değildir. Daha önce ifade ettiğimiz gibi, yeni yapılan binalarda zorunlu olarak ısı yalıtımı yapılırken, mevcut binaların yalıtılması için henüz zorlayıcı veya yeteri düzeyde özendirici bir tedbir bulunmamaktadır. Türkiye’de mevcut yapı stoğunun yalıtımı konusunda başlatılacak bir hareket, bir yandan ısıtma ve soğutma amacıyla kullandığımız enerji giderlerimizi azaltacak bir yandan da yapı sektöründe önemli istihdam olanakları sağlayacaktır. Taslak Belgede öngörüldüğü şekilde, ülke koşullarına uygun özendirici ve zorlayıcı tedbirlerin dengeli bir şekilde geliştirilmesi ile böyle bir hareketin tetiklenmesi amaçlanmaktadır. Enerji Performansı Yönetmeliğine uygun ısı yalıtımı bulunmayan binalarda; binanın türüne, bulunduğu iklim bölgesine ve birim kullanım alanına bağlı olarak belirlenecek başlangıç vergilerinin her yıl % 25’den az olmamak üzere artırılması uygulamasıyla, özendirici tedbirlere ilaveten kademeli bir şekilde uygulanacak caydırıcı tedbirlerle mevcut binaların da en az TS 825 standardında yalıtılması hedeflenmektedir. Ülkenin ekonomik koşullarına göre geliştirilen bütün özendirici tedbirlere rağmen halâ konuya gereken önem verilmiyorsa, bu durumda caydırıcı tedbirlerin devreye girmesinde yarar vardır. Mevcut binaların yalıtımı için ihtiyaç duyulan kaynak, öngörüldüğü şekilde gerektiğinden fazla kirletenlerden alınacak ilave vergilerle de oluşturulabilir. Bu uygulamanın, aynı zamanda mevcut binaların yalıtımı hareketine de hız kazandıracağı düşünülmektedir.
Mevcut binaların enerji verimli ve çevre dostu binalar haline getirilmesi için uygulanacak tedbirlerin mutlaka ilave vergi, teşvik, destek vb malî konularda olması gerektiği düşünülmektedir. Mevzuatın emredici hükümleri ile mevcut binaları iyileştirmenin mümkün olmayacağı değerlendirilmektedir. Diğer enerji verimliliği tedbirlerine göre daha fazla malî kaynak gerektiren yalıtım uygulamalarında yatırımın tasarruflarla kazanılmasına imkan sağlayan mekanizmaların geliştirilmesi gerekir. Bu kapsamda, kredi kullanımlarının cazip hale getirilmesi için, Banka Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV) ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) paylarının alınmaması ve kredi faiz desteği sağlanması öngörülmektedir. Bunlardan özellikle, kredi faiz desteği sağlanması konusunun, hem maddî imkanları uygun olmayan ancak faiz ödemek zorunda olduğu için kredi kullanmak istemeyenlerin de binalarını iyileştirmek üzere kredi kullanmak suretiyle binalarını iyileştirmeleri hem de tüketicinin cebinden para çıkmaksızın çektiği kredinin tasarruflarla geri kazanılması açısından son derece faydalar sağlayacağı düşünülmektedir.
BEP Yönetmeliği tasarım konusunda belki gereğinden fazla detaya girmekte, yer yer ürün ve/veya teknoloji konusunda tanımlamalar yapmakta, dolayısıyla tasarımcının çalışmalarını kısmen de olsa sınırlandırmaktadır. Bu durumun, yönetmelik uygulamalarının teknolojik gelişmelerle uyumunu zorlaştıracağı düşünülmektedir. Yeni yaklaşımda ise, özgün tasarıma daha çok fırsat tanınmaktadır. Enerji ve emisyon konusunda belirlenecek iki farklı sınır değerlere uymak koşuluyla, bina ve sistem tasarımları hem ekonomiyi hem de teknolojiyi dikkate almak suretiyle yapılabilecektir. Ekipman ve sistem konusunda asgari performans kriterleri dışında tanımlama yapılmayacak, enerji kullanımını ve CO2 emisyonunu asgari düzeyde tutacak optimum çözüm yolları tasarımcılar tarafından geliştirilebilecektir. Öngörülen bu yeni modelin, BEP Yönetmeliği ile ilgili olarak sistem ve ekipmanlar üzerinde yoğunlaşan bazı tartışmaları da azaltacağı değerlendirilmektedir.
Enerji verimliliğinde mutlak başarının sağlanması ancak toplumun tüm kesimlerinin duyarlı, kararlı ve ortak hareketleri ile mümkündür. Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nin, ortak ve entegre hareketlerin gelişmesine çok önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz. Bu Belgenin hazırlanması çalışmalarında gerek görüş ve önerilerini paylaşmak, gerek Devlet Planlama Teşkilatının (DPT) değerli uzmanları gibi taslak Belgenin hazırlanması çalışmalarının içinde bizzat yer almak, gerekse sosyal sorumluluk anlayışı ile Genel Müdürlüğümüz çalışmalarına entegre edilmek üzere paralel çalışmalar (Enerji Verimliliği Derneği ve Türkiye Enerji Verimliliği Meclisi gibi) yürütmek suretiyle, bazen rapor halinde, bazen yazılı metinler halinde, bazen de sözlü olarak çok değerli katkılar sunan tüm kişi, kurum ve kuruluşlara teşekkür ederiz. İlginizi çekebilir... Baymak Akademi Yılın İlk Yarısında 3800 Katılımcıya Eğitim VerdiBaymak Akademi, yılın ilk yarısında eğitim saatini iki katından fazla, katılımcı sayısını ise %100 oranında artırarak güçlü bir büyüme sağladı.... Sunset İncek Projesi'nde Lowara Kalitesi Tercih EdildiAnkara Gölbaşı'nda hayata geçirilen Sunset İncek Projesi'nde Lowara pompa ve hidrofor sistemleri hizmet veriyor.... Alarko Carrier Rooftop Laboratuvarı Eurovent Sertifikası AldıAlarko Carrier'ın Rooftop (Çatı Tipi) Test Laboratuvarı, Eurovent tarafından sertifikalandırıldı. Uluslararası bir başarı elde eden Alarko Carrier... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.