WAVIN
E.C.A.

Proje Hizmetlerinin Uygulamada Karşılaştığı Sorunla

3 Aralık 2010 | KONUK YAZAR
177. Sayı (EYLÜL 2010)
987 kez okundu

	Proje Hizmetlerinin Uygulamada KarşılaÅŸtığı SorunlarYapı teknolojisinde hiç bir mekanik tesisat projesi aynen uygulanmamıştır. Projeler öncelikli meslek odası, yapı denetim ve imar kontrolundan geçerken gerekli-gereksiz revizyona tabi tutulur. Onay makamlarının bu isteklerine karşı koyma imkanınız yoktur. Bu nedenle isteklerini dikkate alır, projeyi düzeltir ve onaylattırırsınız. Esasında bu projeler bitmiÅŸ uygulama projeleri deÄŸildir. Ama ilgili makam tarafından öyle bilinir ve tanımlanır. Dolayısıyla bu projelerde sizden genleÅŸme parçaları yerleri ve sismik elemanlara kadar ayrıntılar istenir. Gerçekte bu projeler ruhsat projeleridir. GeliÅŸip deÄŸiÅŸerek uygulamaya dönüÅŸür. Dolayısıyla ruhsat sonrası yeni bir mimariye uygun mekanik tesisat projesi yapmak zorunda kalırsınız. Bundan sonra projelerin koordinasyonu ve superpoze edilmesinin yanı sıra yatırımcı müÅŸaviri ve proje müdürlüÄŸü yetkililerinin isteklerini dikkate almak zorunda kalırsınız. Bu kiÅŸiler konularında uzman ve deneyimli olmalarına raÄŸmen tasarımda yeterli bilgiye sahip deÄŸillerdir. Yaklaşık bir sene uÄŸraşı verdiÄŸiniz projenin esasa taalluk eden karar ve sistemlerini deÄŸiÅŸtirebilirler. Aylarca tartıştığınız ve karar verdiÄŸiniz, örneÄŸin fan-coil + primer hava ve tüm hava sistemi yerine kolayca split klima veya VRV sistemine dönüÅŸüm isteyebilirler. Dolayısıyla bu aÅŸama daha uzun süre alır. Bazen projeciyi bıktırıp sizi pes ettirebilir. Ayrıca bu etabın sonunda tesisat müteahhidinin yetkilileri ile karşılaşırsınız. O da sizi ucuz sistemlere ve malzemelere zorlar. Bazen ihale yöntemi de ucuzluÄŸa yönelik yapılmıştır. Bu durumda en doÄŸru yol sistemden kopmak, iÅŸi bırakmaktır. 

Sonuçta bu durumdan yatırımcı veya iÅŸveren çok tedirgin olmaz. Sorup soruÅŸturmadan olayları tasvip eder, ancak sonunda kendisi zararlı çıkar. Beklenilen bu sonuca eriÅŸmek için kullanım süreci içinde en az 6-7 yıl beklemek gerekir. O zaman da iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸtir. Dolayısıyla kimse sorumlu olamaz. Bu yönleri ile mühendislik hizmetlerinde tasarım hizmetleri çok zor bir uÄŸraşıdır. Bununla beraber konuyu hafiften alan deneyimsiz tasarımcılar için bu ortam çok elveriÅŸlidir. İmza yetkisi ile yapılan bu hizmetten bayağı para da kazanılabilir. Dolayısıyla bütün tasarımcılar yaptığı hizmetten memnun sayılmaz. ÇoÄŸu bıkkındır. Ayrıca mali imkanları yeterli deÄŸildir. Normal rayiç bedellerinin dörtte bir fiyatına proje yapmak zorunda kalırlar. Bu onları güçsüzleÅŸtirmiÅŸtir. Özellikle düÅŸük bedelle yapılan taÅŸeronluk hizmetleri, kendilerini sosyal faaliyetlerden de uzaklaÅŸtırmış, onların yaÅŸam düzeylerini düÅŸürmüÅŸtür. 

DiÄŸer taraftan mühendislik hizmetlerinde Avrupa ülkelerinin tasarım hizmetleri bizlerden çok farklı boyutta, bizimkinin bedellerinin 5-6 katıdır. ÖrneÄŸin 80.000 m²’lik bir alışveriÅŸ merkezi bizler tarafından maksimum 100.000 avro bedelle yapılabilirken, bir Alman veya Avusturyalı bu hizmeti 500.000 avro bedelle yapmaktadır. Bizden çok farklı ve daha uzun sürede yapılan bu projelerin kaliteleri de bizlerinkinden üstün sayılır. Bu nedenle AB kurallarına uygun hizmetlerde kendimizi çok geliÅŸtirmemiz, uluslararası düzeyde proje yapabilmemiz gerekmektedir. 

Yeter Söz Milletindir

1950 seçimlerinden bu yana ‘Yeter Söz Milletindir’ sloganı demokrasiye geçiÅŸte bir rehber olmuÅŸtur. İktidarı ve muhalefetiyle birlikte yapılan bu geliÅŸim günümüze kadar devam etmiÅŸtir. 1960 yılından bu yana karşılaşılan askeri müdahaleler her ne kadar demokrasiyi engellemiÅŸ, sıkıntılara yol açmışsa da, bugün gelinen ortamda toplum demokrasiye her yönü ile açık bir yaÅŸam amaçlamaktadır. İnsan hakları, demokrasinin en önemli ilkesidir. DüÅŸünce hürriyetine insanlarımızın alışması, karşıt fikirleri dinleyip, deÄŸerlendirmeyi öÄŸrenmesi gerekir. Babaerkil bir aile düzeninin getirdiÄŸi totaliter bir ortam hepimizi yormuÅŸ, geliÅŸmemizi önlemiÅŸtir. Çocuklarımızın bizlere itaati her ne kadar hoÅŸumuza gitse de, bizlerin her zaman doÄŸru ve saÄŸlıklı karar verip vermediÄŸi tartışılmalıdır. Bugünün teknolojisinde boynuz kulağı geçmiÅŸtir. Özellikle kız çocuklara tanınan imkanlar toplumun uyanıklığına neden olmuÅŸtur. Dolayısıyla bu anayasa referandumunda konu çok iyi deÄŸerlendirilmelidir. Politik görüÅŸlerden arınmış bir deÄŸerlendirmede yeni anayasanın 1982 Anayasası’nın arzulanmayan hususlarının düzeltilmeye çalışıldığı görülmelidir. Ancak bu çaba yetersizdir. Anayasanın iktidar – muhalefet iÅŸbirliÄŸi içinde el alınması ve bir mutabakat içinde toptan düzeltilmesi gerekir. Ülkemizin yasaları arasında o kadar büyük çeliÅŸkiler mevcuttur ki bunu tek tek ayıklamak imkansız hale gelmiÅŸtir. Özellikle yasaların eki yönetmelikler uygulamada kargaÅŸaya neden olmaktadır. Bu nedenle “yargı özerkliÄŸi” çok önemlidir. Ancak belirli bir karmaÅŸa birçok sorunu içinden çıkılamaz hale getirmiÅŸtir. Ayrıca yargının uzmanlık tarafı eksik sayılır; en önemli konularda yanlış kararlar alınmaktadır.

Yargının özerkliÄŸi için ne gibi önlemler alınmalıdır? Bunun politik yanı olamaz. Bir iktidara baÄŸlı yargının tarafsızlığı düÅŸünülemez. Buna karşın, kuralları bilinmez bir yargının hakim, savcı ve avukatlar elinde oyuncak olacağı aÅŸikardır. Bu anlamda ülkemizin saÄŸlıklı ve saygın bir anayasa ile ona baÄŸlı, uygulanabilir, çeliÅŸkilerden arınmış yasalara ihtiyacı bulunmaktadır. Referandum sonuçlarını hiç bir partinin politik çıkar olarak kullanmaması gerekir. 

Önemli bir husus, hukukun üstünlüÄŸünün yanı sıra hukukun uygulanabilirliÄŸidir. Ceza hukuku dışında, sulh hukuku davalarında en haklı olduÄŸunuz bir davada haksız olmaktayız. Ayrıca hukuk bir usul ve kurallar silsilesi olup, dikkat etmediÄŸiniz takdirde haklı davanızda haksız duruma düÅŸebilirsiniz. Bir de dava dosyalarını hakimlerin, karar mercilerinin dosyaları tam okumadığı, anlamadığı anlaşılmaktadır. Bu yönleri ile vatandaÅŸ hakkını arayamaz, hatta aramaz. Ayrıca insanlarımız hukukçulara güvenemez. Ancak bir devletin bir toplumun yaÅŸamında hukuk çok önemlidir. Bu noktada, bilim ve teknolojiye uygun medeni hukuk çok saÄŸlıklıdır. Yeter ki yargı yetkilileri (hakimler) toplumda saygın yerlerini maddi ve manevi bakımdan alabilsin, yaÅŸamlarında gelecekleri devlet güvencesinde olsun. İşte o zaman hukukun üstünlüÄŸünün geçerli olduÄŸu bir devlet demokrasisi uygulanabilir.Hanefi Avcı’nın “Haliç’te YaÅŸayan Simonlar” adlı kitabını okuyorum. Bir sürü olaylar ele alınarak gözler önüne serilmiÅŸ. O kitapta toplumsal bir zaaf sergileniyor. Öyle ki, devlet kuvvetlerinin saÄŸlayamadığı düzeni mafya bir çırpıda saÄŸlayabiliyor. İşte bu noktada zayıf bir toplum sayılırız. Belirli baskılar bizleri korkutup, sindirebiliyor. En kötü halde suya sabuna dokunmadan susuyoruz. Bu tür bir adam sendeliÄŸin faturası bizlere çok ağır geliyor. Üzülüyor ve çocuklarımıza intikal ettiremediÄŸimiz başı dikliÄŸin acısını çekiyoruz.   

TTMD Yönetimi

Türk Tesisat Mühendisleri DerneÄŸi Yönetim Kurulu’nun, IX’uncu Tesisat Sempozyumu ile Rehva Antalya Kongresi sonrası yorgun düÅŸtüÄŸü söylenebilir. Gerçekten bütün organizasyon iÅŸleri BaÅŸkan, BaÅŸkan Yardımcısı ile bir kaç üye üzerinde kalmış, onların gayretleri ile arzulanan baÅŸarıya ulaşılmıştır. Bu çalışmada, örneÄŸin profesyonel müdürleri ve çalışanları yetersiz kalmıştır. Bir anlamda bu soruna çözüm bulmak, derneÄŸin kendisinin temsile layık bir yönetime sahip olması gerekir. Öncelikle Genel Sekreterin (Dernek Müdürü) presentable, lisan bilir ve sektörün içinden yetiÅŸmiÅŸ, bilgili, güzel konuÅŸabilen biri olması gerekir. Lisan bilgisi çok önemlidir. Bütün yazışmalar onun kanalı ile yapılmalı, üyelerle saÄŸlıklı, güvenli iliÅŸkiler kurulmalıdır.

Önümüzdeki dönem TESKON 2011 toplantısı yapılacaktır. Bütün üyelerimizin bu kongreye TTMD adına hizmet verdikleri bir ÅŸekilde vurgulanmalıdır. Ayrıca görevli Genel Sekreterin İstanbul’da yapı teknolojisi ile ilgili bütün toplantılara, kardeÅŸ derneklerin olaÄŸan kongrelerine katılıp, bizleri temsil etmesi ve dergimizde görüÅŸlerini duyurması gerekir. Kendisine Ankara, İstanbul ve İzmir’de yardımcı olan elemanların da bilgisayar kullanımını bilmeleri zorunludur.

Genel Sekreterin en önemli görevlerinden biri de kamu kurumları ve meslek odaları ile iliÅŸkilerdir. Ayrıca Odalar BirliÄŸi, Ticaret ve Sanayi Odalarında bizleri temsil edip, onların çalışmalarına katkıda bulunmalıdır.

ÖrneÄŸin İNTES - Türkiye İnÅŸaat Sanayicileri İşveren Sendikası’nın aylık toplantılarında hiç bir ÅŸekilde bizi temsil eden biri bulunmamaktadır. Halbuki, İNTES’in bir kolu tesisat sektöründen gelmektedir. İnÅŸaat dünyasında tesisat sektörünün önemi vurgulanmalıdır. İMSAD ayrı bir kuruluÅŸtur. İnÅŸaat malzemeleri ile iÅŸtigal etmekte, onların kalitelerini sergilemektedir. Kendilerine destek olmak gerekir. TTMD gibi üyelerinin her dalda hizmet verdiÄŸi bir mühendislik derneÄŸinin sektörle ilgili her konuda hizmet vermesi, adını duyurması, öne çıkarması zorunludur.

Kanımca TTMD sektörle ilgili tüm kuruluÅŸların lideri durumunda olmalıdır. Ancak bu liderlik bir baskı ile olamaz; bilgi, deneyim ve sorumluluk alarak bilgi ile olabilir ki, o da bizlerde var sayılır. Çünkü her kuruluÅŸun başında bulunan deneyimli kiÅŸiler TTMD’nin asli üyesidir. Onlar sayesinde derneÄŸimiz güvenilir, saygın bir dernek olabilir.8. Dönem BaÅŸkanı Abdullah Bilgin bana döneminde bir yıl içinde Ankara – İstanbul arası 50.000 km yol yaptığından yakınır. Bu çok zor ve üzücü bir durumdur. Dolayısıyla 10. dönem baÅŸkanının Ankara’dan seçilmesine gönlüm razı olmuyor. İstanbul’u tercih ediyorum. Ayrıca baÅŸkanın tasarımcı olması çok güzel de kimse razı olmuyor. Çünkü bu anlamda herkes tek tüfek geçim derdinde. Kaldı ki, yönetimde görev yapmış Bülent Özgür ve Bünyamin Ünlü bu görev için biçilmiÅŸ kaftan; onlar, özellikle Bülent arkadaşımız, iyi bir genel sekreter ve ofis kadrosu ile takviye edilirse ki görgüsü, bilgisi, deneyimi ile çok baÅŸarılı olabilir düÅŸüncesindeyiz.

Artık bu tür seçim ve öneriler benim üstüme vazife sayılmaz. Ayrıca bu iÅŸi çok iyi yapacak üyelerimiz mevcut. Ama hiçbirisi çıkıp ben adayım demiyor. Hele ÅŸu dönem bu anlamda cesaretli adaylara çok ihtiyacımız var. İnanın yönetimi bilen, deneyimli bir baÅŸkanın yönetim kadrosunda ben dahil eski baÅŸkanlar seve seve görev alırlar. Özellikle Ankara’dan aday olacak bir tasarımcının yanında TTMD’yi devlet kurumlarında temsil etmek bizler için ÅŸeref sayılır. Netice olarak TTMD’nin en güçlü döneminde gençlerle kaynaÅŸacak bir yönetim kurulunu ve baÅŸkanını beklemekteyiz. 

Güzelim Türkiye 

ÇocukluÄŸum İç Anadolu’da geçti. Bu yönden Ankara, AkÅŸehir, Kırıkkale, Ulukışla, NiÄŸde ve Yozgat’ı çok severim. Özellikle AkÅŸehir’in bahçeleri, NiÄŸde’nin baÄŸları ve Yozgat’ın çamlıkla süslü yeÅŸilini çok özlerim. Ankara çok hızlı büyüdü ve geliÅŸti. Hele ÅŸimdi çocukluÄŸumuzun geçtiÄŸi semtlerden çok bahsedilmiyor. İstanbul 1950-60 yıllarındaki güzelliÄŸinden kaybetmekle birlikte geliÅŸimindeki yeni yapılanma ile çok ÅŸeyler kazandı. İzmir huzur duyduÄŸum bir ÅŸehirdir. ÇeÅŸme’de, yaklaşık 40 yıla eriÅŸen yazlarım geçti. Yöre denizi ve rüzgarı ile güzeldir. Antalya, Marmaris, Bodrum gibi sonradan gördüÄŸümüz yöreler, yaz tatillerinin cazip odağı. Bu güzelim yerlerin ötesinde Afyon, UÅŸak, Burdur, Isparta, Denizli ve Aydın görülmeye deÄŸer iller. Adana, Mersin, KahramanmaraÅŸ, Adıyaman, Åžanlıurfa, Malatya ve Mardin insanın üzerine bütün güzellikleri ile çöküyor ve unutulmuyor. 

Kırıkkale, Yozgat, Tokat, Sivas, Erzincan, Erzurum tam Anadolu bozkırı; akÅŸamüstü insanı hüzün kaplayabilir. Bu arada çokları gibi halen gezmediÄŸimiz Samsun, Ordu, Giresun, Rize ile batıda Sinop, Kastamonu, İnebolu, Bartın ve Zonguldak kalıyor. Kısmet olursa bu bayram Çankırı, Kastamonu, Sinop yapıp döneceÄŸim; gözüm alırsa Küre daÄŸlarından İnebolu’ya da  uÄŸramak, yörenin doÄŸal güzelliklerini görmek, temiz havasını almak istiyorum. Daha sonrada Trakya’ya geçip, Edirne’de Selimiye Camii ziyaret edeceÄŸim.,

İnebolu’ya giderken geçeceÄŸimiz Küre daÄŸlarının kıvrım kıvrım yollarından farklı yeÅŸillikler içinde Karadeniz’e ulaÅŸmanın heyecanını hissediyorum. Yıllar önce bu yöreden geçen bir arkadaşımın çevreyi ve İnebolu’yu anlatışındaki heyecanı anımsıyorum. Bu güzellik ülkemizin her yerinde mevcut; bir anda Kemah’ın Fırat kenarını, Ayvalık’ın sahilini, Antakya’nın Kemer’ini hatırlıyor ve ülkeye sahip çıkmanın önemini kavrıyorsunuz. 

Hemen hemen nüfusu 75 milyona eriÅŸen ülkemizde ÅŸehirlerin hızlı büyümesinden rahatsız oluyoruz. Bu büyüme doÄŸal sayılmalıdır. İllere yakın ilçeler zamanla onların bir semti olacaktır. Bu doÄŸrultuda yerleÅŸim bölgelerinin alt yapıları hazırlanmalıdır. O zaman görüleceÄŸi üzere, bu ülke 150 milyon nüfusu barındırabilecek, huzur ile yaÅŸatabilecek bir vatandır. Hepimiz bu deÄŸerlerin kıymetini bilmeliyiz.

Bugün bu güzelim yöreler turizm bakımından kalkınmış sayılır. Bursa’nın kebabı, İzmir’in balığı, Aydın’ın çöp kebabı, Konya’nın etli ekmeÄŸi, Adana’nın kebabı, Antep baklavası ve Urfa’nın envai çeÅŸit yemekleri her yönüyle özlemle anacağımız deÄŸerlerimiz olmuÅŸtur. Gerçi bugün her ÅŸehirde her yörenin yemeklerini bulmak mümkündür. Ancak Kayseri’nin mantısı Kayseri’de, Adana’nın kebabı Adana’da, Antep’in baklavası ancak Antep’te yenilebilir. Amaç yemeden içmeden öte güzelim ülkede huzur içinde yaÅŸamak olmalıdır. 

Sonuç olarak; her an dört mevsimi yaÅŸayabileceÄŸimiz bir ülkeye sahibiz. Palandöken ve UludaÄŸ yöreleri kış mevsimine açıkken, güney sahillerinde insanlar denize girebiliyorlar. Karadeniz’in güzelliÄŸine kaç ülke sahip söyleyemem. Halen oraları turizme kapalı bakir yöreler. Yıllar sonra teknoloji bu yörelere de yayıldığında bu yerler nasıl algılanır bilemiyorum. Ama o zaman biz yaÅŸtakilerin eski günleri hatırlayıp, özlemle anacağı kanısındayım. Bu anlamda ülkemiz çok güzel bir vatan parçasıdır. Kıymetini bilmemiz gerekir. 

Kastamonu ve Çevresi

Ankara’dan Batı Karadeniz’e gidiÅŸte Ilgaz daÄŸlarından sonra Karadeniz kokusunu, yeÅŸili ve çam kokusu ile alıyorsunuz. Kastamonu bambaÅŸka güzellikler ve tarihi deÄŸerler içeren bir ilimiz; özellikle yapıları ile göze çarpıyor. Tarihi binalar otele dönüÅŸmüÅŸ. 

Nitekim Kastamonu’dan Dalay’a geçtiÄŸimizde İksir Resort Hotel’de kaldık. BallıdaÄŸ efsanesi, SepetçioÄŸlu türküsü, çamların yaydığı mis gibi koku insanı yeniden yaÅŸamaya ve yaÅŸatmaya neden oluyor. Çevrede doÄŸayı tanımak, yürümek, su sesini dinlemek, düÅŸünmek, hayal etmek, görmek, tatmak, duymak, koklamak, dokunmak ve yazmak zevk veriyor insana. Otel, İstanbul’da oturan İksir Hanım tarafından tesis edilmiÅŸ. Otel, İksir Hanım Konağı, Samanlık, Ceviztepe, Göktepe bloklarından oluÅŸan 56 standart, 6 suit ile harika bir yerleÅŸim. YemyeÅŸil bir ortamda sosyal aktivitelerin yanı sıra sportif etkinlikler olarak bisiklet turları, futbol, basketbol, voleybol, jeep turları, yüzme, kayak, kış sporları, balık tutma, kızak gezisi görülmekte, sosyal aktivite olarak iÅŸ toplantıları, özel organizasyonlar, ahÅŸap oymacılığı ve Batı Karadeniz turları gibi cazip uÄŸraşılar öne çıkmaktadır. 

Bir an için her yıl yapmakta olduÄŸumuz TTMD Çalıştayını burada yapmak aklıma geldi. Gerçi burası Ankara ve İstanbul’a bir hayli uzak sayılır. Ancak uçakla Kastamonu’dan ulaşım çok kolay. Çalıştayın fikir alışveriÅŸinin yanı sıra güzelce dinlenmek, temiz hava almak, fittness centre olanaklarından faydalanmak çok zevkli olacaktır. 
İnebolu ve Sinop ÅŸehirlerimiz de kendi başına bir alem; doÄŸal güzelliklerinin yanı sıra tarihi binaları insana huzur veriyor. Bu yörelere gelmekte geç kaldığımı hissediyor, deÄŸerli arkadaÅŸlarım, okurlarıma tavsiye ediyorum.

Referandum Sonucu

Hiç ÅŸaşırmadım. Evet’lerin en az % 55 civarında olacağını tahmin ediyordum. Sonuçta referandumun bir parti çekiÅŸmesi olmadığını herkes anlamalı. Nitekim referandum sonrası BaÅŸbakan da bunu ifade etti. İyice incelendiÄŸinde, referanduma esas anayasa deÄŸiÅŸikliklerinin halkın yararına olduÄŸu anlaşılır. Nitekim Odalar BirliÄŸi, sendikalar bu doÄŸrultuda görüÅŸ bildirmiÅŸlerdir. Esas yanlış bu sonuçlara dayanarak karşı tarafı suçlamak ve politik görüÅŸlere odaklanmak olmaktadır. 

Bu anlamda bir durum deÄŸerlendirmesi yapılırsa görüleceÄŸi üzere ülkemizde bir sermaye deÄŸiÅŸimi göze çarpmaktadır. Anadolu eÅŸrafı zenginleÅŸmekte, İstanbul zenginleri yerinde saymaktadır. Bu deÄŸiÅŸimin olumlu ve olumsuz yönleri tartışılmalıdır. 

Bu kavga ve çeliÅŸkiden oluÅŸmuÅŸ fikirleri ile hayatlarını kazanan bir kesim fakirleÅŸmekte, dolayısıyla yeni zenginleri hazmedememektedir. Bir ülkenin orta sınıfının yok olması üzücüdür. Arsa spekülasyonu, inÅŸaat taahhütleri gibi kolay yollar üretici bir ülkeye yakışmamaktadır. Bir de yalaka, asalak bir sınıf türemiÅŸtir. Onlar için iktidara yakın kiÅŸiler yanında olmak amaçtır. Bu, iktidardaki kiÅŸiler tarafından önlenmelidir. En ÅŸaşırtan görüntü TV yayınlarında sergilenmektedir. Eskiden beri sevip saydığımız hocaların, yazarların tipi deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Bu insanların görünümünü ancak devlet önleyebilir. 

Sonuçta; referandum sonucu iktidar, muhalefet çatışmasının çok ötesinde ülkenin yeni, saÄŸlıklı, güvenli bir anayasaya ihtiyacı olduÄŸunu ortaya koymuÅŸtur.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Türkiye'de Yeşil Bina Sertifikasyon Süreci ve Karşılaşılan Zorluklar

Yeşil bina sertifikasyonları, çevre dostu yapıların teşvik edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında temel bir araçtır. Türkiye'de yeşil bina uygulamal...
19 Mayıs 2025

Stres Yönetimi Bir Yöneticinin En Büyük Gücüdür

Stresi yönetmek ve stresle başa çıkabilmek farklı bir beceri gerektirir. Stresi sürekli üzerimizde taşır ve onun yükü altında kalırsak ne kendimizi, n...
1 Mayıs 2025

Yöneticinin Kötü Alışkanlığı: Başkalarını Susturmak ve Eleştiriye Kapalı Olmak

Levent Taşkın; "Anlatmayı seven, başımıza gelenleri hemen çevremizle paylaşmak için heyecan duyan, şikayetlerimizi duyurmayı iş edinen, teşekkürü...
7 Nisan 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.