Genel merkezi Viyana’da bulunan ve 2003 yılından beri Türkiye’de faaliyetlerine devam eden Schiedel Baca Sistemleri’nin Fabrika Satış Müdürü Barış Say’dan, Türkiye’deki baca sektörü hakkında bilgiler aldık. Say aynı zamanda, seramik ve paslanmaz çelik baca sistemleri ve Schiedel Baca Sistemleri’nin çeşitli uygulamaları hakkında bilgiler verdi.

İnşaat sektörüne bağlı bir şirket olarak kendimizi mekanik sektöründen önce, yapı sektörüne malzeme tedarik eden, yine yapı sektöründeki bir şirket olarak görüyoruz; çünkü baca, sektörün gelişmiş olduğu ülkelerde duvar malzemesi, çatı malzemesi gibi ısıtma sisteminden önce yapının ayrılmaz bir parçası. Bir bina inşa edilirken baca ve havalandırma o binanın diğer strüktürel elemanlarıyla birlikte aynı anda yapılıyor. Örneğin bir inşaat yapımına başlanmadan önce iki kamyon gaz beton sipariş edilirken yanında 25 metre de Schiedel baca sipariş edilebiliyor. Projelendirme de doğru yapıldığı ve doğru ürün ve çap seçimi de önceden belirlendiği için baca sorunsuz bir sistem çözümü olarak uygulanıyor ve ısıtma sisteminin montajını bekliyor. İşte tam da bu noktada bizim hedefimiz, bacayı dört duvar tuğladan oluşan bir şaft kavramından çıkarıp, uygulanabilir bir sistem haline getirerek Türkiye’deki yapı sektöründe doğru baca algısını yaratabilmek.  

“Biz 2009 yılındaki çalışmalarımızda, hızımızdan ve enerjimizden bir şey kaybetmedik”

 2009’da küresel bir krizin yaşanması ve buna bağlı olarak satışların düşmesi herkesi maliyetlerde kısıntıya gitmeye zorladı. Doğal olarak biz de bu dönemde yeni bir strateji belirlemek zorunda kaldık. Yapı sektöründeki gelişmelerle doğrudan ilişkili olduğumuz için de 2009 yılı herkes gibi bizim için de zor geçti. Sektörün yaklaşık % 47’lere varan oranda küçülmesi ve yapı sektöründeki belirsizlik mevcut yatırımların azalmasına neden oldu; bunun yanında baca da Türkiye’de ‘olmazsa olmaz’ bir ürün olmadığı için hep en sona atıldı ve ucuz, kalitesiz çözümlere devam edildi. 

Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen Schiedel Baca Sistemleri olarak biz, 2009 yılındaki çalışmalarımızdan, hızımızdan ve enerjimizden bir şey kaybetmedik. Krize rağmen bir önceki seneye oranla 2009 yılını %5 oranında daha iyi bitirdik. Metraj olarak büyük volümlü işlere imza attık. Sürekli artan bir trend içerisindeyiz ve bu da bizim için başarı anlamına geliyor.  

“Türkiye’de genellikle uygulayıcılarda yaşanan krizlerin de etkisi ile ucuza kaçmak gibi bir davranış şekli var”

Avrupa’da ucuz ve kalitesiz ürün kullanma alışkanlığı yok, halbuki Türkiye’de genellikle uygulayıcılarda yaşanan krizlerin de etkisi ile ucuza kaçmak gibi bir davranış şekli var. Bugün kural ve standardizasyon açısından baktığımızda bize en yakın ülke Rusya. Bugün Schiedel’in en başarılı olduğu ülkeler arasında Rusya geliyor. Rusya’da merdiven altı üretimi fazla ama hesabını bilmeden en pahalısı olsun diyen insan sayısı oldukça fazla. Rusya ‘da aynı zamanda eğitim seviyesi yüksek ve bu durum, baca kavramının öneminin kolayca anlamasında çok önemli bir faktör. Örneğin Rusya’da kullanıcıya, uygulayıcıya, yatırımcıya ve finansöre bacanın aslında ne denli önemli bir yapı elemanı olduğunu anlattığımızda doğru bacanın Schiedel olduğu konusunda fikir birliğine varmamız daha kolay oluyor. Schiedel olarak Rusya’da doğru iletişimle kısa zamanda çok kişiye ulaşarak çok kısa zamanda metraj, ciro, bilinirlik ve kabul edilebilirlik anlamında çok iyi mesafeler kat ettik. Türkiye’de ise şimdiye kadar alınan belirli bir mesafe olmasına karşın biraz daha yolumuz var gibi.

“Seramik baca sistemleri, basit, sorunsuz, uzun ömürlü ürünlerdir...”

Şu anda sektörde çelik baca kolay üretimi nedeni ile daha yaygın biliniyor ve kullanılıyor. Fakat bir hammaddesi paslanmaz çelikten boru imal eden herkesin bir baca sistemi üreticisi olduğu sonucuna varmamız çok yanlış. Fakat her canı isteyen, biraz teknik bilgi biraz da sermayeye sahip herhangi birinin seramik baca üreticisi olması çok zor olduğundan, üretici sayısı az ve  son tüketici tarafından henüz yeterince bilinmiyor. Halbuki seramik baca sistemleri basit, sorunsuz, uzun ömürlü ürünlerdir. Ayrıca seramik baca uygulamasında çok fazla hile yapma şansı da yok. Satın alınan ürün gönül rahatlığıyla uygulanıp kullanılabiliyor. 

Kullanım anlamında da seramik bacalar pek çok soruna çözüm niteliğinde bir ürün. İnsanlar, seramik bacanın doğru bir ürün olduğunu ancak kötü deneyimler yaşadıktan sonra anlıyorlar. Örneğin; Nişantaşı’nda, Beyoğlu’nda veya Taksim’de 80 m2 bası alanı olan bir inşaat renovasyonu varsa, bireysel kombi atıkgazlarını bina cephesinden dışarı atma olasılığı yok; yine aydınlık boşluğuna hermetik cihaz bağlantısı yapmak imkansız. Düşünün, zaten 80 m2 alan var. Mimar mecburen merkezi sistem kazan yapacak; çünkü baca şaftı yaparsa, merdiven boşluğuna ve aydınlatma boşluğuna ayıracağı alanları düşerse geriye kalan kullanılacak alan 40-50 m2. Bu durumda konsepti değiştirip ‘butik’ olmasına karar veriyor, fakat butik olunca da maliyet fiyatı iki katına çıkıyor. Bu ve buna benzer ticari kaygıların yaşandığı noktada Schiedel, seramik bacanın hem yerden tasarruf, hem de bu gibi sorunlara çözüm niteliğinde bir ürün olduğu anlatınca, bu karar verme sürecinde oldukça etkili oluyor. Satışlarımıza baktığımız zaman belki bu şekildeki tercihlerin miktarı senede 10 adedi geçmiyor ama bunun gibi binlerce çözümsüz nokta olduğunu da bilmek ve buna da bir çözüm olduğunu insanlara anlatmak gerektiği kanaatindeyiz. 

Seramik baca sistemlerinin kurulumu da oldukça basit ve hata yapma şansı oldukça düşük. Çok büyük bir uzmanlık gerektirmiyor. Belirli bir eğitim almış bir duvarcı ustasının bile bunu yapabilmesi bizim için önemli bir avantaj, ki biz zaten yılın belli aylarında duvar ve baca ustalarına sadece seramik baca montajını öğretmek için Türkiye’nin çeşitli illerinde eğitimler veriyoruz. 10 m’lik 20 cm çapında bir bacanın montajı 5-6 saatte rahatlıkla bitirilebiliyor. Dışına ekstradan bir şaft örmek gerekmediğinden ve sistem temelden baca şapkasına kadar her şeyi kapsadığından, hem işçilik hem de malzeme maliyetlerinden ciddi tasarruflar elde ediliyor. 2-3 saatlik uygulamalı bir eğitimle eli su terazisi tutabilen her usta bu uygulamayı gerçekleştirebilir. 

Bunun yanında, ürünlerimizin toplu konut projelerinde yıllardır sorunsuzca kullanılan ürünler olduğunu belirtmekte fayda görüyoruz. Bir ürünün sorun çıkarmadan yıllarca kullanılması oldukça önemli bir nokta. Zira bir kontrolörün yılda 80-90 proje takip ettiğini ve bir şantiyeye haftada beş kere gitmek arasında zorunda kaldığını varsayarsak, ortada çok büyük bir iş gücü ve zaman kaybının olduğunu açıkça görebiliriz. Halbuki bizim bacaların kullanıldığı şantiyelerde bu zaman ve işgücü israfı söz konusu bile değil. 

“Sektördeki profesyonellere yönelik bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz”

Şirket vizyonumuzun bir gereği olarak, yıllardır sektördeki profesyonellere yönelik bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Geçen sene mimarlara ve projecilere yönelik olmak üzere İzmir, Denizli, Kayseri, Gaziantep, Lüleburgaz, Eskişehir, Bursa ve İstanbul’da seminerler düzenledik. Bu seminerlere yaklaşık bine yakın katılımcı oldu, ki bu katılımların yoğunluğu bizi oldukça şaşırttı. Bu yoğunluk, bizim sektörü bilgilendirmek konusundaki lider misyonumuzu ve sorumluluğumuzu bir kere daha gösterdi. 

Bunun yanında Kasım ayından itibaren yaklaşık altı tane de baca ustası semineri verdik. Yerel duvar ustalarına ve yapı malzemesi satan yaklaşık 300 kişiye seminerler verdik. Bu seminerlerin en sonuncusu ise Ankara’da yapıldı. Sektörü bilinçlendirmek ve doğru uygulamaların oranını artırmak adına bu seminerlere 2010 yılında da devam etme kararı aldık. Bu belki sahildeki denizyıldızlarını tek tek denize atmaya benziyor ama böyle küçük çabaların doğru bütünü yakalamamıza yardımcı olacağı kanaatindeyiz. Türkiye’de yedinci yılına giren bir şirket olarak daha geniş yelpazede tanınırlılığı sağlamak adına daha agresif davranıp doğru kişilere ulaşmayı kendimize hedef olarak belirledik. Bu kapsamda yaklaşık bin mimara broşür setleri yolladık. Bunun geri dönüşleri de çok güzel oldu. 
“Bacada doğru projelendirme ve doğru maliyet muhasebesinin yapılması çok önemli”Sektördeki hemen hemen herkes, paslanmaz çelik baca ile seramik baca arasında fiyat farkı olup olmadığını merak ediyor. Açıkçası günümüzde artık aramızda herhangi bir fiyat farkı kalmadı. Tekil olarak 33 cm’lik bir seramik boruyu paslanmaz çelik baca ile kıyasladığınızda belki de biz daha ucuz olabiliriz. Tabi ki bu ortalama kalitede üretim yapanlar, yerel üreticiler için geçerli, yani merdiven altında üretim yapanlar için değil. 

Bacada doğru projelendirme ve doğru maliyet muhasebesinin yapılması çok önemli. Baca sadece atıkgazın geçtiği boru olarak değil, her şeyiyle bir sistem olarak düşünülmeli. Çoğu zaman burada büyük hatalar yapılıyor. ‘Zaten nasılsa o şaftı örüyorum, zaten tuğla var, tuğlacı var’ diye düşünülüyor. Ama unutulmamalı ki, bunlar da bedava değil. Halbuki uygulamaya bir bütün olarak baktığımızda, sunduğu yüksek kalite ve güvenliğe rağmen seramik baca daha uygun maliyete gelebiliyor. Ayrıca çelik malzemeyi baca içine indirirken ne olacağını bilmezsiniz. Yapının dışına tuğla örüleceği için izolasyonun hangi doğrulukta yapılacağından da emin olmanız oldukça zor. Çünkü test yok. Ama Schiedel Baca’da ise her şey hazır. Bunun yanında 30 yıllık sistem garantisi, güvenirliği de var.

Bir de kullanıcılara, olası bir depremde seramik bacalarda sorunlar yaşanacağına yönelik bir takım hatalı bilgilendirme yapanlar var. Halbuki depremde bina yıkılacaksa ve sen binana güvenmiyorsan sonuçta çelik baca veya seramik baca olması sonucu değiştirmez. Fakat seramik bacanın ufak tefek salınımlarda binayla birlikte hareket ettiği, kendi içinde esnek bir yapıya sahip olduğunu da düşünürsek çok çok güvenli olduğuna söyleyebiliriz. Yine bacanın bir sistem olduğuna değinirsek, tuğladan örülmüş baca şaftının güvenli olduğunu kim söyleyebilir? Halbuki Schiedel Sistemleri her türlü statik testten geçiyor ve bu test sonuçlarını isteyen herkesle paylaşıyoruz. Seramik bacaları da, çelik donatılar kullanarak hem daha da güçlendirmek hem de ekstra bir betonarme eleman gibi kullanmak bile mümkün.

“Seramik ve paslanmaz çelik sistem çözümlerimizle sektörde sürükleyici olmaya çalışıyoruz”

Şu anda Schiedel Seramik Bacalar zorlu geçen yedi yılın ardından tüm Türkiye’de tanınırlığını sağladı. Örneğin Türkiye’nin herhangi bir ucunda ‘porselenden bir baca varmış, alalım’ denilip, ama bu porselen değil, seramik denildiğinde ise “tamam her neyse ne, ama işte aradığım marka bu” denildiğine de şahit olduk. Bu ifade bize gurur veriyor ve doğru bir marka konumlandırması yaptığımız konusunda inancımızı artırıyor. Biz kendimizi sadece üst segmente hitap eden lüks bir ürün tedarikçisi değil, her türlü yapıda kullanılması gereken standart bir ürünün dünya lideri olarak görüyoruz. Seramik ve paslanmaz çelik sistem çözümlerimizle sektörde sürükleyici olmaya çalışıyoruz. 

“Bir Paket Baca”

 2009 yılındaki çıkış trendimizi 2010 yılında da sürdürebileceğimizi, sektörün daha iyiye gideceğini umuyoruz. Mevcut veriler ve şirketin yapılanmasına baktığımızda, 2010 yılında işlerimizin daha olumlu yönde seyredeceğini görüyoruz. Baharla birlikte satışlarımızı artıracağız. Özellikle Marmara ve Ege Bölgeleri ve Ankara’ya odaklanmış durumdayız. 

2010 yılında pazar olarak özellikle Marmara, Ege ve İç Anadolu’da, var olup doğru bacayı tekrar tekrar anlatarak sektörün gelişimine katkı koymak ve buradan da ciddi paylar almak olarak hedefledik. Baca yalnızca doğal gazda gereken bir unsur olmadığının her ısıtma sistemini bir bacaya ihtiyacı olduğunu herkese daha iyi anlatmamız gerekiyor. Bunun için gerek bütçelerimiz, gerek planlamalarımız, gerekse de ürün gamımız anlamında bu hedefi gerçekleştirmek için hazırız.  

Bu seneyle birlikte yapı marketlerinde ve yapı malzemecilerinde farklı ve ilginç bir uygulamaya geçtik. “Bir Paket Baca” adını verdiğimiz bu uygulama ile baca çözümünü sistem paketleri olarak belirli metrajlarda oluşturarak kullanıcı ve uygulayıcılarının doğru ve güvenli bacaya basit yoldan ulaşmalarını hedefledik. Bu paket bacaların içinde baca uygulamasının nasıl yapılacağını da gösteren kullanım kılavuzu var. Bu uygulama ile özellikle konutlarda prefabrik baca kavramının en güvenli ve en kolay çözüm olduğunu göstereceğimizi zannediyoruz. 

Tezken Yapı Marketleri’nde de bir pilot uygulama başlattık. 42 noktanın 20 tanesinden ‘insanlar bu ürünün nasıl kullanılacağını soruyorlar; ‘gelin kurun’ diye talepler gelmeye başladı. Buna yeni yapı marketler ve yapı malzemecilerin de hızla eklenmesi ile ciddi bir bilinirlik sağlayacağımızı düşünüyoruz. Tüm bu gelişmeler bizi heyecanlandırıyor. Kısacası 2010 yılından umutluyuz.