7 Kasım 2025 | HABER
| 53 kez okundu |
TMMOB Makina Mühendisleri Odası (MMO) tarafından düzenlenen Kaynak Teknolojisi 14. Ulusal Kongre ve Sergisi, bugün Ankara’da ANFA Altınpark Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı.
Kongrenin ana teması “Kaynak İmalat Teknolojilerindeki Gelişmeler ve Global Pazara Etkisi olarak belirlendi. İki gün sürecek olan kongrede, kaynaklı imalat ve birleştirme teknolojileri konularındaki araştırmacılar ile endüstri, akademi ve kalite kontrol konularındaki profesyoneller bir araya getirilerek kaynaklı imalat bilimi ve mühendisliğindeki son gelişmelerin tartışılması, mevcut sorunlar ve olası çözüm önerilerinin ortaya konulduğu bir ortam oluşturulması hedefleniyor.
Çeşitli kurum ve kuruluşun desteğiyle düzenlenen kongrenin açılış konuşmaları MMO Başkan Vekili Arife Kurtoğlu ve MMO Ankara Şube Başkanı Yılmaz Yıldırım tarafından yapıldı.
MMO Başkan Vekili Arife Kurtoğlu açılış konuşmasında Odanın kaynak alanındaki çalışmalarını anlatarak başladığı konuşmasında özetle şöyle konuştu:
“Son yıllarda üretim teknolojileri ve malzeme alanındaki gelişmelere paralel olarak kaynak, tahribatsız ve tahribatlı muayene yöntemleri, kalite güvence gereklilikleri, daha da önemli hale gelmiştir. Aynı şekilde kaynaklı imalatta enerji-maliyet kontrolü ile işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yeri ve önemine dair bilinç de artmaktadır. Bu yöntemler ve hizmetlerin ehil/vasıflı/uzman kişiler tarafından verilmesine, bu alanlarda çalışacak personelin eğitimi ve belgelendirilmesine özenle devam ediyoruz.
Eğitim ve belgelendirme konusunda önemli bir altyapıya sahibiz
Öncelikle, malzeme teknolojisi ve kaynaklı imalatta muayenenin önemli bir toplumsal denetim mekanizması olduğunu belirtmek istiyorum. Bu gereklilik, imalattan işletme sürecine kadar birçok aşamada devreye girmekte, emniyetli ürünlerin üretilmesi ve kullanılması ile nihai ürünlerin/sistemlerin bütün olarak emniyetli olmasına katkıda bulunmaktadır. Bu yöndeki muayenenin yaygınlaşması, kaliteli, ulaşılabilir ve ön şart olması için iş birliklerine devam edeceğimizi belirtmek isterim.
Kaynak Teknolojileri Uygulamalarında Personel Eğitimi ile ilgili eksiklikleri önceki yıllarda kongrelerimizde dile getirdik. Ülkemizde eğitimlerin bazı kurumlar tarafından verilerek bir nebze olsun bu eksikliklerin giderildiği görülmektedir. Ancak bir üst aşamada ve toplumsal fayda kıstasıyla yapılacak uygulamalara hâlâ ihtiyaç duyulduğu açıktır. Konunun ticari amaçtan uzak, tarafsız ve bağımsız olarak yürütülmesi gerekliliği her geçen gün daha iyi anlaşılmaktadır. Bu yönde ciddi çalışmalarda bulunan Odamız, özellikle eğitim ve belgelendirme konusunda önemli bir altyapıya sahiptir ve bu altyapı daha da güçlendirilmektedir.
Temel mesleklerin itibarı ciddi biçimde zedelenmiştir
Ülkemiz, ekonomik ve toplumsal açıdan oldukça zorlu bir dönemden geçmektedir. Yıllardır süren rant ve kayırmacılık eksenli ekonomi politikaları üretimden uzaklaşan bir yapıyı beraberinde getirmiş; yüksek enflasyon, işsizlik ve hayat pahalılığı halkın yaşamını doğrudan etkilemiştir. Artan borç yükü ve döviz baskısı geniş toplum kesimlerini yoksullaştırırken, işçiden memura, mühendisten emekliye kadar herkesin geleceğe dair kaygıları artmıştır.
Cumhuriyetin kazanımları olan kamusal üretim, sanayileşme ve bilimsel liyakat ilkeleri büyük oranda tahrip edilmiştir. Kamu sanayi kuruluşlarının özelleştirilmesi, mühendislik ve teknik alanlardaki bilimsel denetim mekanizmalarının zayıflatılması, mesleki örgütlülüğün geriletilmesi, bu sürecin en somut göstergeleridir. Bilim, teknik ve liyakat yerine inanç temelli, keyfi ve bilim dışı yaklaşımların öne çıkması; mühendislik, hekimlik, öğretmenlik gibi toplumun temel mesleklerinin itibarını ciddi biçimde zedelemiştir.
Halk iradesi gasp edilmektedir. Hukuk dışı uygulamalar had safhadadır. Her itiraz, her hak arama eylemi şiddetle bastırılmaya çalışılmaktadır. Çok partili siyasal düzenin temelleri yıkılmaya, seçim güvenliği bir kez daha yok edilmeye çalışılmaktadır. Ancak halkın, emek ve demokrasi güçlerinin direnci umut vericidir. Olumsuzluklara karşı mücadele etme gerekliliği bilinci değişik toplum kesimlerinde yeşermiştir.
Güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor
Bu noktada mevcut durumdan çıkışın, ülkemiz ve halkımızın çıkarlarını temel alan kamucu planlama, kalkınma, üretim, istihdam politikaları, laiklik ve bu yöndeki bir demokratikleşme ile mümkün olacağını; geleceğimizi ellerimize almamız için güçlerimizi birleştirmemiz gerektiğini özellikle belirtmek istiyorum.
Ülkemizde kaynak ve birleşme teknolojileri alanında iz bırakmış iki değerli bilim insanını 2024 ve 2025 yılı içinde kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadık. Prof. Dr. Alpay Ankara ve Prof. Dr. Selahattin Anık, Türkiye’de kaynak, kesme, tahribatlı ve tahribatsız muayene teknolojilerinin yaygınlaştırılmasına, gelişimine, bugünkü seviyesine ulaşmasına öncülük etmiş, etkinliklerimize, çalışmalarımıza katkı sağlamıştır. Bugün aramızda olmasalar da ülkemizin kaynaklı imalat endüstrisine ve mühendislik eğitimine yaptıkları katkılarla yaşamaya devam ediyorlar. Bilime, emeğe ve toplumsal ilerlemeye adanmış yaşamlarıyla onları saygıyla anıyoruz.”
Kongrenin ardından tartışmalardan çıkan görüşlerle oluşturulacak sonuç bildirisi ise daha sonra kamuoyu ile paylaşılacak.