E.C.A.
WAVIN

Elektromekanik ve İnşaat Sektörünün Sorunları

Elektromekanik ve İnşaat Sektörünün Sorunları

8 Mart 2012 | TEKNİK MAKALE
194. Sayı (ŞUBAT 2012)
2.209 kez okundu

GUNCELİrfan ÇELİMLİ - KipaşKlima CEO
 
21-22 Şubat tarihlerinde İstanbul, Maslak Sheraton Hotel’de düzenlenen Mechanical Electrical and Plumbing (MEP) Konferansı’n ilk gününde gerçekleştirdiği sunumunu; Planlama ve Eşgüdüm, (Koordinasyon) Yetersizliği, Yetişmiş Ara Personel Yetersizliği ve Sebepleri, Teşvik Uygulamalarından Kaynaklı Sorunların Sebepleri, Yatırım Bütçesinin Kullanımı, Yatırımlardaki İhale Yönetimlerindeki Sorunlar, Fiyat Rekabetindeki Sorunlar, Çalışma Hayatı Mevzuatı Kaynaklanan Sorunlar (SGK ve Vergilendirme, Vergi), Vergi Oranlarının Düşürülmesi ve Ortaklara Kar Dağıtımı, Yapıda Denetim Sorumluluk Sigorta Sistemi, Sözleşmelerdeki İşveren Taraflı Ağır Koşullar, Yurt Dışı İnşaat Hizmetlerindeki Sorunlar  başlıkları altında siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.  
 
1. Planlama ve Eşgüdüm
(Koordinasyon) Yetersizliği
Mimari-mekanik-elektrik-dekorasyon disiplinlerinin gerek tasarım, gerekse uygulama sırasında eşgüdümündeki yetersizlik. İş programlarının yeterince iyi takip edilmemesi! İş yapım süreci boyunca kaynak kontrolü ve hedeflerin yakalanması için günlük, haftalık takiplerin yapılması gereklidir. 
Gelişen yazılım sektöründen yeterince yararlanamamak (ERP programları, dizayn ve simülasyon programlarından faydalanılmaması işin yapım süresinde planlama mühendisi bulundurmamak); finans-malzeme- iş ilerleme takiplerinde özel yazılımların kullanılması ile kontrollü iş yapımının ve ilerlemesinin sağlanması gereklidir.
Finans programı ile inşaat iş programının koordinasyonsuzluğu; yatırım bütçeleri yapılırken, yeterli kaynak sağlayamama sonucu iş sürecinde nakit sorunu çıkması.
Sonuçları
Çelişen projeler sebebiyle uygulama sırasında demontaj/ montaj nedeniyle kaynak israfı.
Zamana bağlı kaynak planlama yapılmaması nedeniyle iş programında aksama yaşanması.
 
“Geciken iş en pahalı iş’tir”. Ödeme ve finansta yaşanan aksamalar nedeniyle iş programının sarkması.
 
2. Yetişmiş Ara Personel Yetersizliği ve Sebepleri
Vasıflı elemanlar için mesleki yeterlilik lisans uygulaması olmaması (ustalık, kalfalik, formenlik belgeleri v.s.). Ancak 2012 yılında çıkacak yeni kanunlarla yeni zorunluluklar gelecek diye tahmin ediyoruz.
Meslek liseleri veya mesleki egitim kuruluşlarının yetersizliği,  firma bünyesi icinde hizmet içi egitimlere yeterince vakit ve kaynak ayrılmaması
Sonuçları ;
• Düşük kaliteli uygulamalar, gereğinden fazla iş gücü
Adam-saat tüketimi nedeniyle maliyet artışı, rekabet gücünde zafiyet
 
3. Teşvik Uygulamalarından Kaynaklı Sorunların Sebepleri
Yatırım teşviklerinde bürokratik sorunlar (ürün teşviki yerine sistem teşviki uygulamasına geçilmesi, örneğin turizm yatırımlarında elektrik panosu, kablo, teşvik dışı ancak trafo KDV istisnası kapsamında, oysa elektrik sistemi olarak komple teşvik kapsamında olması bu sektöre hizmet veren tüm sektöre katkı sağlayacaktır),
İhracat uygulamalarında KDV iadelerinin gecikmesi,
İhraç kayıtlı satışın sadece imalatçı firma tarafından yapılması, aracı vasıtasıyla tedarik edilen ürünlerin KDV’li satışı.
Sonuçları
Bazı ürünlerin teşvik kapsamında olması bazılarının olmaması sektör içinde haksız rekabete yol açmaktadır.
Binlerce kalemin tedariki sadece üreticiden yapılamadığı için, aracı firmalardan tedarik edilen ürünlere KDV ödenmesi yurtdışı inşaat isleri yapan uygulayıcılara finansman güçlüğü yaratmaktadır
 
4. Yatırım Bütçesinin Kullanımı
Bütçesinin yetersiz kalması,
Özellikle mimari görselliğe verilen önemin fazlaca ön planda tutulması,
Buna karşın fonksiyonel ve konforla  ilgili mekanik ve elektrik disiplinlerine yetersiz bütçe ayrılması ciddi bir sorun!
Özellikle enerji korunumu günümüzde önemli bir çevre olgusu,
Otomasyonun her alanda uygulanması,
Isı geri kazanımlarının maksimum düzeyde hedeflenmesi gerekli çevre için, ithal enerji en pahalı girdi ve cari açık olarak ülke ekonomisinde sorun.
 
5. Yatırımlardaki İhale Yönetimlerindeki Sorunlar
İnşai işlerin ayrı, elektro-mekanik işlerin ayrı disiplinler olarak ihale edilmesi sektörel dengeleri daha  iyi koruyacak ve yatırım bütçesini düşürecektir. 
Mekanik ve elektrik sektörünün daha fazla büyümesini sağlamak için bu yöntem gereklidir. Sektörel dengeli rekabet için gerekli.
Komple tek elden yapılan ihale sistemlerinde, mekanik ve elektrik sistemleri ikinci planda kalıyor.
İnşai grupların gerektiğinden fazla yatırım hacmine çıkmasına neden oluyor.
 
6. Fiyat Rekabetindeki Sorunlar
İhale yöntemlerindeki dengesiz, düzensiz şartname ve proje yönetimleri,
İş büyüklüğüne göre firma seçimlerinin yapılmaması ve dengesiz ve haksız yarışmaya neden olması,
İhale sürecindeki fiyat pazarlıklarının ilkesiz ve aşırı fiyat düşürücü tarzda yapılması! Kapalı zarf gizli fiyatla başlayıp, açık fiyat ve firmaların bilgilerinin açık olarak (veya gizliden) dağıtılıp, indirim sağlanması taktiği,
İnternet ortamındaki ihalelerin güvensiz oluşu! Bu tarz internet ihaleleri malzeme alımında tercih edilebilir! Ancak yatırımlar için uygun yöntem olamaz,
Götürü usuldeki ihalelerde, mevcut olan  keşif değerlerini önbilgi olarak vermeyip, miktar çalışmasını tamamen teklifçilere yaptırmak! Ancak daha sonra tüm teklifçilere hatalarını birebir anlatarak, çok fazla gereksiz uzun ihale görüşmelerinin yapılması! İlk birkaç turun tüm teklifçilerle ve fiyat sıralamasına bakılmaksızın yapılması. Halbuki yarışabilir bir kaç firma ile fazla zaman kaybetmeden ihale görüşmelerinin yapılması etik olacaktır. Yoksa başlangıçtaki yüksek fiyatlı teklifçilerin, sonradan uygun fiyatlara gelmesi veya getirilmesi etik olamaz. 
 
Finans Sorunları
Dünya ekonomisindeki güncel sorunların etkisiyle döviz kurlarındaki değişikliklerin maliyetlere olumsuz etkisi! Çapraz kur değişimleri;
1 EUR= 1.25 ~ 1,35 USD
1 EUR= 2.3 ~2.6 TL!
 
7. Çalışma Hayatı Mevzuatı Kaynaklanan Sorunlar (SGK ve Vergilendirme, Vergi)
Yüksek stopaj ve sigorta primleri,
Yurtdışında çalışan işçilerin emekliliğe sayılmayan topluluk sigorta uygulaması.
Sonuçları
Kayıt dışı istihdam / haksız rekabete yol açması,
İşçilerin hak kayıpları ve sosyal sorunlar.
 
İşletmelerdeki sorunlu alanların başında, girdi maliyetlerinin yüksekliği ve yüksek vergi sistemi gelmektedir. Yurt dışı müteahhitlikteki SGK oranları: 506 sayılı kanun – 5510 sayılı kanun dönem / 1 Ekim 2008
 
5 (G) Anlaşması Olmayan Ülkelerde 
Eski uygulama; %25 prim oranı, topluluk sigortası, isteğe bağlı sigorta
 
→ Yeni Kanun 5 (G) Maddesinde
Kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Uzun vadeli sigorta kolunu tercih ederse isteğe bağlı hükümler uygulanır. Bu durumda prim %36,5 çıkıyor. Vergi, SGK primi, işsizlik sigortası primi, tazminat gibi ücret-dışı işgücü maliyeti ödemeleri, belirli bir takvime bağlı şekilde, kademeli olarak rakip ekonomilerden daha düşük düzeylere indirilmelidir. İşletmede istihdam edilen personel sayısı arttıkça işletme yükümlülüklerinde azalışı sağlayacak bir sisteme geçilebilir. 
 
8. Vergi Oranlarının Düşürülmesi ve Ortaklara Kar Dağıtımı
Kurumlar vergisi % 15-25 olan dünya ortalamalarına çekilmeli, toplam gelir ve kurumlar vergisi yükü üç yıllık bir süreç içinde ödenebilir bir orana indirilmelidir.
İnşaat sektöründe firma ortaklarına kâr dağıtımı kamu kuruluşlarının inşaatlarını yapan inşaat şirketleri diğer mükelleflerden farklı bir nitelik taşımaktadır. Şöyle ki; bu şirketler eğer inşaat işi 5 yıl devam ederse 5 yıl, 10 yıl devam ederse 10 yıl ortaklarına kazanç, kar payı ya da temettü dağıtamamaktadırlar. Çünkü bu durum maliyeye göre örtülü kazanç olarak kabul edilmektedir.
Senelere sari inşaat işlerinde işin süresi 8-10 yıl hatta bütçeden yatırımlara ayrılan  ödeneklerle daha uzun süre devam etmektedir. Bu süre içinde şirket ortakları  kendi ihtiyaçları için şirketten para çekememektedirler. Yani şirket 10 trilyon kazanmış olsa bile, ortaklarına kar payı olarak 1 lira dahi dağıtamamaktadır. Öte yandan, hak edişi ya da avansı aldığında, fon payı dahil yüzde 5,5 vergiyi peşin olarak ödemektedir. 
Yüzde 5.5 küçük bir oran olarak gözükebilir. Ancak bu oranın içinde inşaat maliyetlerinin de olduğu brüt gelirin yüzde 5.5’u olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.  
Çözüm
Bu uygulamanın bir an önce kaldırılması gerekmektedir. Vergisi ödenen kazancın 8 – 10 yıl dokunulmaması ciddi bir sorundur. Dokunduğu takdirde ise ceza kesilmektedir. Maliye, gerekli olan tebliği  oluşturarak, ödenen peşin vergiye (stopaja) isabet eden kazancın dağıtılmasına olanak sağlarsa, sorun önemli ölçüde çözümlenecektir.
 
9. Yapıda Denetim Sorumluluk Sigorta Sistemi
“Yapılacak inşaatların proje aşamasından başlayarak, tamamen bitirilmesine kadar geçecek sürede bağımsız ve münhasıran bu işle uğraşan denetim örgütlerince en iyi şekilde denetlenmesi ve inşaatın bitiminden sonra da yapı kalitesinin kullanıcılar için sigortalanmasından oluşan bir sistem” olarak tanımlanabilir. Sigorta ayağı olmayan bir yapı denetim sisteminin istenen kalite üretimini sağlaması, yapı kusurlarının sorumlularını ortaya çıkarması mümkün değildir. Nitekim 4708 sayılı kanunun ilk adımını teşkil eden 595 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de de sigorta zorunluluğu getirilmiş, ancak türk sigortacılık sisteminin konuya ilgi duymaması nedeniyle kanun aşamasında sistemden çıkarılmıştır.
 
10. Sözleşmelerdeki İşveren Taraflı Ağır Koşullar
4735 sayılı kamu ihale sözleşmeleri kanununun 4’üncü maddesinde yer alan;“Kamu sözleşmelerinin tarafları,sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir” şeklindeki temel ilkeye günümüz özel sektör yatırımlarında hiç uyulmamaktadır.
Sorunlar
Çalışma sürelerinin fazlalığı;
• Özellikle yurtdışı işlerdeki genel uygulamalarda zorunlu pazar mesaileri (bir pazar çalış, diğer pazar dinlenme!)
Şantiye geçici binalarındaki (mobilizasyon) yetersizlikler;
İşçi koğuşlarının sağlıksızlığı geçici sağlık sistemlerinin (WC, duş, vs.) yetersizliği veya hiç olmaması.
Plansız mobilizasyon yerleşimi, sık sık depo yerinin taşınması ve dağınıklık.
Emniyet ve iş güvenliğindeki yetersizlikler.
 
11. Yurt Dışı İnşaat Hizmetlerindeki Sorunlar
Türk inşaat sektör firmaları, 50’yi aşan ülkede ve 50 milyar dolar tutarını aşan seviyede iş hacmini yürütmektedir. 1975-2000 yılları arasında yurt dışı inşaat faaliyetleri dönem içerisinde yurt dışı inşaat hizmet gelirleri 10 kattan fazla artış göstermiş ve yarattığı istihdam, teknoloji birikimi ve inşaat malzemelerinin kalite ve standardının yükselmesi gibi olumlu katkıları nedeniyle, yurtdışı inşaat faaliyetlerinin Türkiye ekonomisi içinde önemli bir yeri vardır. İlgili bakanlıkların temsilcilerini bir araya getiren başbakanlığa bağlı “Yurtdışı müteahhitlik, mühendislik ve müşavirlik hizmetleri koordinasyon kurulu” ve daimi sekreteryası olumlu bir oluşum. Bütün dünyada inşaat taahhüt sektörü devlet tarafından desteklenir. Zira, sektörümüz döviz ve istihdam getirir. Batılı ülke inşaat firmalarının arkasındaki finansal, siyasal, kredi ve vergi kolaylıkları ile teşvik edilen rakiplerimize karşı dezavantajlı konumdayız. Devletimiz yurtdışı inşaat faaliyetlerini geliştirmeyi bir misyon olarak benimsemeli, atılıma hazır halde bulunan, her türlü birikime sahip ekonominin bu temel sektörünü önüne katmalı, siyaset ve finans desteğini yanına vermelidir. Dünyada uluslararası inşaat piyasası böyle işlemekte, uluslararası inşaat firmaları böyle iş almakta, büyümekte ve ülkelerinin ekonomilerine hizmet etmektedir. 
 
Teminat Mektubu Sorunları
Ülkemizin kredi notu bankacılık sistemindeki daralma, sermaye yeterlilik rasyosu oranı ve kapsamı nedeniyle ticari bankalardan özellikle kesin ve avans teminatı almak mümkün olmamaktadır. projelerin büyüklüğü ve uzun süreli oluşuna göre daha da belirgin hale gelmektedir.
Türk Eximbank’ın yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine yönelik teminat mektubu programı, kredibilitesi uygun bulunan Türk inşaat firmalarının onaylanmış projeleri için, yurt dışında katılacakları ihaleler ve/veya taahhütlerine yönelik olmak üzere Türk ticari bankalarının kontrgarantisi ile ihtiyaç duyacakları teminat mektubu talepleri toplam tutarı 25 milyon doları aşmayan ve sözleşme ya da ihale bedelinin % 25’ine kadar teminat mektubunun verilebileceğini düzenlemektedir. Ülkemiz inşaat firmalarının genel olarak teminat mektuplarının nakde çevrilme oranı % 1’in altında olmasına rağmen, teminat mektubunun riski yüksek tutulmakta, ticari bankalarımızın teminat mektubu düzenleme kabiliyetleri azalmaktadır. Karşı ülkedeki risklerin de Eximbank tarafından üstlenilmesi gerekmektedir.
 
Risk Sigortası
Ülkemizde yurt dışı inşaat hizmetlerinde politik risk sigortası aktif bir sigortacılık kolu değildir. inşaat firmalarımızın politik açıdan son derece riskli ülkelerde hizmet üretmeleri nedeniyle bu alandaki eksiklik yoğun biçimde hissedilmektedir projenin ya da sözleşmenin iptali, resmi muhatabın meşruiyetini kaybetmesi, hak ediş ödemelerinin durdurulması ya da aksatılması, projede köklü tadilata gidilmesi, şantiye bölgesinde çalışma güvenliğinin kalmaması, malzeme ve işçi tedariğinin ya da sevkinin kısıtlanması, ödemelerin sözleşmede belirtilen para birimi ile yapılmaması, kazancın ülke dışına transferinin kısıtlanması işverenin kasıtlı cezalandırmalara gitmesi gibi konularda sigorta yapılmalıdır. Risk sigortası yapılamadığı için birçok firmamız ciddi sorunlar hatta iflas tehlikesi yaşamışlardır.
 
Dış Proje Kredileri ve  Finansman Sorunu
Dış proje kredilerinin ülke imkanları ya da uluslar arası kaynaklar yolu ile temini konusunda ilgili kuruluşlarımızın özel sektör dinamizmi içinde hareket ederek, sektöre öncülük etmeleri büyük bir gereklilik arz etmektedir. Türk ihracatı büyük ölçüde dış ticaret müsteşarlığı ve ilgili kurumların belirlediği ilke ve hedefler doğrultusunda şekillenmektedir.  Dışişleri Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Türk Eximbank gibi Türkiye’nin dış politika, ekonomik hedef ve stratejilerini oluşturan kurumların, yıllık programlarını onaylayan ve ilgili bakan, merkez bankası başkanı, DTM, DPT, hazine, maliye ile sanayi ve ticaret bakanlığı müsteşarlarından oluşan “Yüksek Danışma ve Kredileri Yönlendirme Kurulu”nun önerileri doğrultusunda belirlenen hedef ülkelere yönelik inşaat sektörü hizmetlerine destek sağlanmaktadır. 
 
1987’de Kurulan Türk Eximbank, Türk  Dış Politikası Çerçevesinde; Bağımsızlıklarını kazanmalarının hemen ardından hedef pazar olarak yöneldiği orta-batı Asya Cumhuriyetlerinde Türk ihracatçı ve inşaat firmalarının iş üstlenmesini sağlamak ve bölgedeki yüksek politik riske karşı Türk inşaat firmalarını koruyabilmek amacıyla kredi programlarını başlatmıştır. Gelişmiş ülkelerin ihracat kredi ve sigorta kuruluşları inşaat sektörlerine daha fazla ve daha çeşitli destek sağlamaktadır. Türk Eximbank’ın bu desteğin sağlanmasında zaman zaman yetersiz kalmış olduğu izlenmektedir. 
 
Yurtdışı İnşaat Hizmetlerinde Yapılması Gereken Düzenlemeler; Özellikle pazar olarak kabul ettiğimiz ab ülkeleri, İrlanda, Almanya, Yugoslavya, Slovakya, Hırvatistan, Bulgaristan, Romanya, Rusya, Beyaz Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Türkistan gibi ülkelerde belirlememiz gereken taahhütler şunlar olmalıdır:Çifte vergilendirmeyi önlemek amacı ile bir devletin vatandaşları, diğer devletin vatandaşlarının aynı koşullarda karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmamalıdır. Müşavirlik için TMMMB onaylı firmalara kısıtlama olmaksızın yeterlilik verilmesi gerekmektedir. Mühendislik için uluslararası kabul görmüş Türk üniversitelerinin (İTÜ, ODTÜ, Bilkent, Boğaziçi vb.) onayının, kısıtlama olmadan kabul edilmesi.
 
Yatırım yapılan ülkenin gerçek kişilerle ilgili belirlediği kısıtlamaların uzman işçilik, mühendis, mimar ile esnetilmesi. Yurt dışına iş yapmak isteyen yatırımcı firmaların mesleki deneyimlerini ispatlayacak bir sivil toplum örgütüne üye olması istenmelidir.  İşçilerin mesleki bilgilerini belgeleyen “Sertifikasyon sistemi” inşaat ve tesisat hizmetleri sanayinde her geçen gün önemini artırmaktadır. Özellikle yurtdışı taahhüt işleri için götürülecek elemanların sertifikalı olması, bir çok ülke tarafından istenilmektedir. Ülkemizde henüz “Sertifikasyon sistemi” kurulamamıştır. Hazırlanan “Ulusal meslek standartları kurumu kanun tasarısı” ise henüz yasallaşmamıştır.  Avrupa Birliği için uyum yasaları hazırlanmaya başlanılmıştır. İşgücünün belli standartlara göre yetiştirilmesi Avrupa birliğince aranan şartlardan biridir.
 
Kaynakça
İNTES İşveren Sendikası Temmuz 2011 Raporu,
Tesisat Sektör Makalelerinden Alıntılar,
Arif Levent Kuzay Öneri ve Çalışmaları.
 

 

İlginizi çekebilir...

Wilo ile Endüstriyel Soğutmada Enerji Verimliliğini Artırmak

Endüstriyel tesisler, veri merkezleri, gıda işleme tesisleri ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli işletmelerin kesintisiz ve güvenli çalışmasında,...
25 Kasım 2025

Monoblok Isı Pompası

Isı pompaları, standart fosil yakıt bazlı ısıtma ve sıcak su sağlayan cihazların önemli bir alternatifidir. İşlevsel olarak eşdeğerdir, daha verimlidi...
1 Ekim 2025

Sürdürülebilir soğutma teknolojisinde yeni dönem: Manyetik Yataklı Chiller Çözümleri

Manyetik chiller teknolojisi; çevresel sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve düşük bakım maliyetleriyle öne çıkan, iklimlendirme dünyasında çığır a...
1 Eylül 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.

0,875 sn