E.C.A.
WAVIN

“Genç Mühendislerin ve Sektörün Sorunları” Atölye Çalışması ve Çevre Bilinci

“Genç Mühendislerin ve Sektörün Sorunları”  Atölye Çalışması ve Çevre Bilinci

5 Ocak 2012 | TEKNİK MAKALE
192. Sayı (ARALIK 2011)
1.456 kez okundu

Dilşad BAYSAN ÇOLAK

Spirax Intervalf San. ve Tic. A.Ş. Teknik ve Kalite Müdürü

1. Giriş
Bu çalışmada yer almam önerildiğinde, ancak deneyimli genç olarak anılabileceğime inanıyor olmama rağmen mutlulukla kabul ettim. Yaklaşık 14 yıldır bu sektörde çalışıyorum ve sanırım sektörde yer alan büyük bir çoğunluk gibi sektörü tesadüfen seçtim. İmalat konstrüksiyon bölümünden mezun olduktan sonra 5 ay süre ile bir üretim tesisinde çalışma şansım oldu. Ancak bu kısa süreçte meslek hayatımdaki beklentilerimin, seçtiğim çalışma kolu ile sağlanamayacağını fark ettim ve kendimce doğru firmanın arayışına giriştim. Sektörler hakkında fikir sahibi olmadığım için kendime sadece çalışmak isteyeceğim firmanın yapısı ve yetkinlikleri ile ilgili bir çerçeve çizebilmiştim. Çerçevenin en dış kalın duvarını da firmanın personelinin teknik gelişimine verdiği önem oluşturuyordu. Tesadüf eseri, benden 1 yıl önce sektöre girmiş bir arkadaşımın önerisi ile halen çalışmakta olduğum firma ile iş görüşmesine gittim ve işe kabul edildim. Sektörü değil ama hedefime ilerlememe uygun firmayı bilinçli seçmiş oldum. Eğitime önem veren bir firma olması sayesinde ısı bölümünden mezun olmamama rağmen bilgi açığımı hızla kapattım. Eğer, üniversite öğrenciliğim sırasında piyasayı tanıma şansım olsaydı, çalışacağım sektöre uygun dersleri seçmiş olmayı tercih ederdim. Eminim ki böylelikle daha bilinçli ve daha kaliteli bir iş gücü olarak sektöre girmiş olurdum. Tahmin edilebileceği gibi başlangıçta ücretim bir miktar düşüktü. Çalışma ortamım, yönetim ve kurumsallık açısından boyutunun çok daha üzerinde bir anlayışta idi. 
 
Benimle birlikte Makina Fakültesinden yaklaşık 220 erkek, 10 kadın Makine Mühendisi mezun oldu. Diğer üniversitelerde bu oran erkekler lehine daha yüksekti. Bu açıdan bakınca erkek egemen bir meslekte, kadın olmanın çeşitli zorlukları sektöre ilk atıldığım dönemde de vardı, sektörde sayısı önemli oranda artmış olmakla birlikte bugün de bir kadın makine mühendisi olmanın zorlukları devam etmektedir. 
 
Tesisat sektörü tasarım aşamasından imalatına, uygulamasına, pazarlama ve satışına kadar bilgi ve teknolojinin yoğun kullanıldığı bir sektördür. 14 yıldır bu sektörde çalışıyorum ve hala yeni bir şeyler öğrenebildiğimi, kendimi geliştirebildiğimi görüyorum. Tesisat sektörünün bence en önemli farklarından biri bilgi paylaşımı ve gelişim anlamında dinamik olmasıdır. Bu dinamizmini her geçen gün gelişen taleplere uyum sağlamak, dünya pazarı ile rekabet etmek anlamında korumak ve ilerletmek çabasındadır. Bu dinamizm, sektöre genç mühendislerin katılması ile daha da ivme kazanacaktır. Kendi hikâyelerimizden yola çıkarak genç mühendislerin sektörü tanımalarının ve tercih etmelerinin önündeki engelleri ve bu engellerin sektördeki etkinliklerini belirledik. Bu engellerin kaldırılması ve sektör lehine dönüştürülebilmesi için mavi okyanuslara yelken açmak gerekliliğini gördük. 
 
Mavi Okyanus Stratejisi bizlere sektörde etkin olan değerleri ve sektörün gelişimine engel olanlarını ortadan kaldırmak ve sektörün gelişimi için gerekli ancak günümüzde etkinliği az olan değerleri ise güçlendirerek sektörü rekabetin henüz kırmızılaşmadığı farklı okyanuslara taşımak anlamında bir yol gösterici olmuştur. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın 2011 – 2014 yıllarını kapsayan “Türkiye Sanayi Strateji Belgesi”nde de ifade edildiği gibi çevre dostu sistemler ve çevre politikaları Türk sanayisi için sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin önemli bir parçasıdır. Sanayi stratejisini temel olarak ilgilendiren iklim değişikliği ve endüstriyel kirlilik alanlarında yapılacak düzenlemeler sanayimizin rekabet gücüne önemli etkileri olması beklenmektedir. 
 
Bizler de çalışmamızda “Çevre Bilincini” ve çevre bilincinin yükseltilmesini Mavi Okyanuslarımızdan biri olarak ele almanın gerektiğini düşündük. Çevre bilinci aslında tek bir başlık altında toplamakla beraber bünyesinde, çevre dostu sistemler, enerji tasarrufu ve enerji geri kazanım çalışmaları, enerjinin verimli kullanılması, yenilenebilir enerji gibi alt başlıkları içermektedir. 
 
2. Mevcut Durum
Tesisat sektörü enerji kullanımı ile yakından ilgilenen, hem sanayiyi hem de konutları kapsayan uygulamaları nedeni ile oldukça geniş bir sektördür. Tesisat sektörünün her kademesinde enerji tasarrufu, enerji geri kazanımı, enerjinin verimli kullanılması, yenilenebilir enerji ve çevre dostu sistemler karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de enerji tüketiminin sektörlere göre dağılımına bakılacak olur ise özellikle konut ve sanayide yoğun enerji tüketimleri olduğu ve bu tüketimlerin yaklaşık olarak toplam enerji talebinin %69’unu oluşturduğu görülmektedir. Ülkemiz enerji açısından dışa bağımlı bir ülke olup, tabii kaynakların ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı yok denecek kadar azdır. Enerji üretimimizin %91’i petrol, doğalgaz ve kömür kaynaklıdır. Petrol ve doğalgaz anlamında dışa bağımlılığımızın yüksek olması enerji talebimizin en az %59.21’ini dış kaynaklar ile sağladığımızı göstermektedir. Türkiye’nin 2008 yılındaki enerji ithalatı (ham petrol, petrol ürünleri, doğalgaz, LPG ve kömür) yaklaşık 50.3 milyar dolar mertebelerindedir. Türkiye’de enerji OECD ülkeleri ortalamasından 2 kat daha verimsiz kullanılmaktadır. Fosil kökenli yakıtların kullanımı ile elde edilen ısı enerjisi ve elektrik enerjisi tesisat sektörünü yakından ilgilendirmektedir. Türkiye’nin bugünkü CO2 emisyon değerleri (0.5 kg/2000 dolar GSYIH) bir kısım AB ülkelerinden düşük olsa dahi uzun vadede sanayide enerji verimliliğinin arttırılması ve mevcut değerlerin AB ortalamalarına (0.3 kg/2000 dolar GSYIH) düşürülmesi gerekmektedir. Enerji Verimliliği Kanunu, Binalarda Enerji Performans Yönetmeliği, Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin yayınladığı Enerji Verimliliği Strateji Belgesi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın Türkiye Sanayi Strateji Belgesi, sektörümüzde yer alan derneklerin ortak bir çalışma ile yayınladığı Türkiye İklimlendirme Sektörü Hedefler ve Stratejiler Belgesi çevre dostu sistemler, enerji tasarrufu, enerji verimliliği ve enerji geri kazanımı gibi konularda sektörümüze ışık tutan ve sektörümüz için geleceğe yönelik bir pazar oluşturan çalışmalardır. 
 
Anket sorularımızı cevaplandıran katılımcılarımızın da bizimle hem fikir olduğu üzere, çevre bilinci sektörümüz için bir değer olmakla birlikte mevcut etkinliği oldukça düşük seviyededir ve etkinliğinin yükseltilmesi sektörümüz açısından gerekli ve önemlidir. 
 
Çevre bilincinin etkinliğini 4 aşamada anket katılımcılarımız ile birlikte değerlendirdik. Bunlardan birincisi lisans eğitimleri sırasında çevre dostu sistemler hakkında edinilen bilgilerin yeterlilik düzeyine yönelikti. İkinci aşamada ise, meslek hayatına atıldıktan sonra bilgi ve gelişimin kaynağı olarak gördüğümüz meslek odası ve sektörel derneklerin çevre bilinci konusunda gelişimimize katkı sağlamak amaçlı eğitim faaliyetlerine yer verip vermediklerini değerlendirdik. Bilgilenmeyi sadece ilk adım olarak gördük ve çalışmalarımızda bu bilgilerimize ve çevre dostu sistemlere yer verip veremediğimizi değerlendirdik. Son aşamada ise çevre dostu sistemlerin değerini yükseltebilmemiz önündeki en büyük engellerden biri olan yatırımcı bilincinin yeterli olup olmadığını değerlendirdik. Anket katılımcılarımızın bizlerle paylaştıkları görüşlerinin bir analizi aşağıda detaylı şekilde sizlere aktarılmaktadır.
 
2.1.Anketin Analizi
 
2.1.1.“Lisans eğitimimde, çevre dostu sistemler ile ilgili yeterli bilgi edinme imkânım oldu” Anket sorusuna verilen cevaplar
Anket katılımcılarımızın bizlerle paylaştıkları sonuçlardan yola çıkarak çevre bilinci konusunda kendimizi ne miktarda bilgilendirilmiş buluyoruz diye analiz edecek olursak çarpıcı bir sonuca ulaşmaktayız. 
 
MAKALESektörde 2 yıldan az süredir yer alan genç mühendislerimiz 3.71 ağırlıklı ortalama ile lisans eğitiminde çevre dostu sistemler hakkında yeterli bilgi edinme fırsatı bulduğunu ifade etmektedirler. 2 yıldan daha fazla süredir sektörde yer alan mühendislerimiz ise 2.47 ağırlıklı ortalama ile bu konuda lisans eğitimlerinde yeterli bilgi edinme fırsatı bulamadıklarını ifade etmektedirler. Ağırlıklı ortalama hesap edilirken “kesinlikle katılıyorum”dan “kesinlikle katılmıyorum”a doğru sırasıyla 5’den 1’e numaralandırılmıştır.
Anket katılımcılarımızın cevaplarından yola çıkarak çevre dostu sistemler ile ilgili olarak lisans eğitimlerimizin müfredatına yeterli denebilecek mertebede eğilim yaklaşık 6 yıllık bir geçmişe sahiptir olarak öngörebiliriz. Aynı sorunun analizini anket katılımcılarının MMO üyesi olması durumuna göre irdelediğimizde ise MMO üyeleri 2.38 ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katılmadıklarını, MMO üyesi olmayanlar ise 2.92 ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katılmamakla kararsız arasında olduklarını ifade etmişlerdir. 
MAKALE
Bu durum 2 yıl ve daha kısa süredir sektörde olan genç mühendislerimizin henüz MMO üyesi olmadıklarını düşündürmektedir. Aynı soruyu katılımcıların sektöre başlangıç noktaları konusundaki düşüncelerine göre analiz edersek, sektöre doğru yerden başladığını düşünen katılımcılarımız 2.52 ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katılmamakla kararsız arasındadırlar. Sektöre doğru yerden başlamadığını düşünen katılımcılarımız ise 2.26 ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katılmamaya daha yakındırlar. 
 
MAKALEBuradan hareketle, çevre dostu sistemler hakkında lisans eğitiminde yeterli bilgi edinme imkanı bulan katılımcılarımızın sektöre başlangıç noktalarını nispeten daha doğru tespit edebildikleri öngörüsünde bulunabiliriz. Aynı soruyu çalışma alanlarına göre değerlendirecek olursak ağırlıklı ortalamada tüm çalışma alanlarında ortak eğilim bu görüşe katılmamak yönündedir. 
 
Bu cevaplar ile ilişkili olarak, lisans eğitimi sırasında bilgi edinme imkânı bulan genç mühendislerin sektörün herhangi bir alanında yoğunlaşmadıkları sektöre genel dağılım sergiledikleri sonucunu çıkartabiliriz. 
 
MAKALE4 farklı katılımcı profiline göre ortak bir görüş olarak, çevre dostu sistemler ile ilgili genç mühendislerin lisans eğitimleri esnasında bilgi edinme fırsatını yakaladığı ve bu durumun sektöre başlangıçları açısından bir katkı sağladığı ancak özellikle belirli bir alana yoğunlaştırmaya yönelik olmadığı görüşünü çıkartabiliriz. Bu durum üniversitelerin çevre bilincinin sektörlere dağılımını sağlamak açısından ne denli önemli rol oynadıklarını ortaya koymaktadır. 
 
2.1.2. “Meslek odası ve sektörel dernekler, çevre dostu sistemler hakkında eğitimler veriyor” 
Sektör çalışanlarının büyük kısmı lisans eğitimleri esnasında yeterli bilgi edinememiş olduklarını düşünmekle birlikte, bu bilgi açığını kapatması görevini üstlendiğini öngördüğümüz meslek odası ve sektörel derneklerin çalışmaları ile ilgili görüşler ise çok daha olumludur. 
 
Sektörde yer alma sürelerinden bağımsız olarak tüm katılımcılar 3.09 ve üzeri ağırlıklı ortalamalar ile MAKALEmeslek odası ve sektörel derneklerin çevre dostu sistemler hakkında eğitim verdiği fikrinde buluşmuşlardır. Bununla birlikte 2 yıldan daha kısa süredir sektörde olan genç mühendislerin bu etkinliklerden haberdarlık oranının oldukça yüksek olması memnuniyet verici ancak bu eğitimlere katılım oranlarının ise aynı oranda yüksek olmadığı görülüyor. 
 
MAKALEAynı soruyu anket katılımcılarının MMO üyeliklerine göre irdelersek, üyeler 3.37 ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katılırken, üye olmayanlarda bu görüşe katılmakla birlikte ağırlıklı ortalama 3.15 dir. Buradan hareketle, meslek odasına veya sektörel derneklerin etkinlikleri konusunda sektörü bilgilendirmede başarılı oldukları sonucuna varabiliriz.
 
Çalışma alanlarından bağımsız olarak tüm anket katılımcıları bu görüşe katılmaktadırlar. Çalışma alanlarına göre ağırlıklı ortalamalar analiz edildiğinde bu görüşe en fazla uygulama alanında çalışanların katıldığı görülmektedir. 
 
İlk iki sorumuzda sektörde yer alan meslektaşlarımızın çevre bilincinin geliştirilmesi konusundaki bilgi kaynakları ile ilgili yorumlarını paylaştık. Ancak uygulamaya aktarılamayan bilginin sektörümüze katkı sağlamayacağına inandığımız için bu ve bundan sonraki sorumuzda da uygulama alanında çevre bilincinin etkinliğini değerlendirmek istiyoruz. 
 
2.1.3. “Yaptığım çalışmalarda çevre dostu sistemler (enerji geri kazanımı ve yenilenebilir enerji) yer alıyor” 
Anket katılımcılarımızın geneli 3.68 ağırlıklı ortalama ile yaptıkları çalışmalarda çevre dostu sistemlerin yaptıkları çalışmalarda yer aldığını ifade etmişlerdir. Katılımcı profillerine göre anket analizleri aşağıda aktarılmaktadır.
 
MAKALESektörde yer alma sürelerine bağlı olarak yapılan analizde 5 – 7 yıl aralığında sektör tecrübesi olan katılımcılarımızın 3.78 ağırlıklı ortalama ile çalışmalarında çevre dostu sistemlere diğer katılımcılarımıza oranla daha fazla yer verdiklerini görebiliyoruz. Buradan hareketle sektörde yer alma süresince edinilen bilgi ve tecrübelerin, lisans süresince eksik kalan bilgilenme açığını kapatma yönünde olumlu katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz. 
 
Yapılan çalışmalarda çevre dostu sistemlere yer verilmesini çalışma alanlarına göre değerlendirecek olursak, tasarım alanında çalışanların, uygulama ve ürün temini alanlarında çalışanlara oranla daha yüksek bir ağırlıklı ortalama ile bu görüşe katıldıklarını görüyoruz. Uygulama ve ürün temini alanında çalışanlarda ise ağırlık ortalama değerleri birbirine yakın gözükmektedir. Buradan hareketle, tasarım aşamasında yer verilen çevre dostu sistemlerin her zaman uygulamaya geçemediğini ve ürün temini alanında çalışanların ancak uygulamacıların talepleri ile orantılı şekilde çevre dostu sistemlere yaptıkları çalışmalarda yer verebildiklerini söyleyebiliriz. 
 
Anket katılımcıların çalıştıkları firmalardaki pozisyonlarına bağlı olarak soruyu analiz ettiğimizde, üst kademe yönetici ve firma kurucu veya ortağı pozisyonunda çalışanların daha yüksek bir ortalama ile görüşümüze katıldıklarını görmekteyiz. Buradan hareketle, firmalarında daha etkili konumlara sahip meslektaşlarımızın çevre dostu sistemlerin yapılan çalışmalarda yer alması konusunda daha etkin olduğu sonucunu çıkartabiliriz. 
 
2.1.4.“Enerji geri kazanımı ve yenilenebilir enerji kullanımı çevre bilinci gelişmiş yatırımcılarda kolay kabul görüyor”MAKALE
Sektörde yer alma süresine bağlı olarak yapılan analizde anket katılımcılarımızın birbirine yakın ağırlıklı ortalama değerleri ile bu görüşe katıldıkları ortaya konmuştur. 
 
Sektörde firma değiştirmiş ve farklı perspektiflerden yatırımcılar ile temasta olmuş anket katılımcılarına göre sorumuzu analiz ettiğimizde karşımıza çıkan sonuç bize biraz daha ışık tutmaktadır. Sektöre başladıkları ilk firmada çalışmaya devam eden katılımcılarımız 3.83 ağırlıklı ortalama ile çevre bilinci gelişmiş yatırımcılarda enerji geri kazanım sistemleri ve yenilenebilir enerji kullanımının daha kolay kabul gördüğü fikrine katılmaktadırlar. Bundan farklı olarak birden fazla firmada çalışmış olan katılımcılarımız görüşe katılmakla birlikte ağırlıklı ortalamaları nispeten düşüktür. Buradan hareketle, yatırımcıların çevre bilincinin gelişmiş olması bu değerimizin etkinliğinin yükseltilmesi önünde önemli bir etken olduğunu ancak tek etkenin bu olmadığı sonucunu çıkartabiliriz.
 
MAKALEÇalışma alanlarına göre anket katılıcılarımızın bu soruya verdikleri cevapları analiz edersek uygulama alanında çalışanların tasarım ve ürün temini alanında çalışan katılımcılara oranla daha yüksek bir ağırlıklı ortalama ile katıldıklarını görüyoruz. Bu veriler doğrultusunda, yatırımcı ile uygulamacıların ilişkilerin bir bölümünün de maliyet olmasının çevre dostu sistemlerin etkinliğini düşürdüğünü söyleyebiliriz. Bu görüşümüzü destekler bir başka sonuç da tasarım alanında çalışanların bu soruya katılımlarında ağırlıklı ortalama değerlerinin 3.34 ile en düşük olmasını gösterebiliriz. Yatırımcıların tasarım alanı çalışanları ile temaslarında sistemlerin çözümünü enerji verimliliği yüksek olacak ve çevre dostu sistemleri içerir şekilde çözmelerini talep etmekle birlikte, uygulama boyutunda maliyetlerin devreye girmesi ile tasarımda yer alsa dahi uygulamadan vazgeçebildiklerini söyleyebiliriz.  
 
Aynı soruyu anket katılımcılarının çalıştıkları firmalardaki pozisyonlarına göre analiz edersek, her kademedeki katılımcının enerji geri kazanımı ve yenilenebilir enerji kullanımının çevre bilinci gelişmiş yatırımcılar tarafından daha kolay kabul gördüğü fikrine birbirine yakın ağırlıklı ortalama değerleri ile katıldıklarını görmekteyiz. Buradan hareketle, farklı kademelerde çalışan ve bu nedenle yatırımcılar ile ilişkileri farklı seviyelerde olan katılımcılarımızın gözlemleri ortaktır diyebiliriz. 
 
Çevre bilincinin sektörümüzdeki etkinliğinin yükseltilmesi için tüketici ve yatırımcılarda bilincin yükseltilmesi önemli bir faktördür. Talep arzı doğurur. Bu nedenle tüketici, yatırımcıyı bu talebin karşılanması yönünde zorlayıcı faktörlerden biri olacaktır. Benzer şekilde yatırımcı da tüketicisine sunduğu hizmette çevre dostu sistemler ve enerji bilinci ile geldiği noktanın tüketiciye sağladığı kazanımları ifade ederek bilinçli tüketicinin kendisini tercih etmesi yönünde avantaj sağlayacaktır. 
 
 
3. Sonuç
MAKALETemellerinin çevre bilincinin öncelikle öğretim aşamasında atılmış olması gerekliliğine inanıyoruz. Akademik boyutta bu bilincin yerleştirilmesi ve gelişen teknolojilerin benimsetilmesi, bu sistemlerin tasarım ve uygulamalarında gelişimi sürdürmek için alt yapının oluşturulması ancak lisans eğitiminin bir parçası olması durumunda sağlanabilir. Sektörel gelişimlerin takibi ise ancak meslek odasının ve sektörel derneklerin çalışma hayatına atılmış meslektaşlarımızla bilgi paylaşımı sayesinde olabilecektir. Çevre bilincinin sektörümüz açısından daha etkin bir değer haline getirilmesi ile birlikte, tasarımcı, uygulamacı, imalatçı ve malzeme tedarikçileri anlamında yeni ufuklar açılacaktır. Bu noktada zorlu bir bilinçlendirme süreci bizleri beklemektedir. Hem tüketicinin hem de yatırımcının bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu noktada bilinçlenme tek başına yeterli olmamaktadır. Maliyet boyutları maalesef gelişmişlik düzeyine bağlı olarak çevre kriterlerinin göz ardı edilmesine neden olabilmektedir. Çevre bilincinin oluşturulması iki aşamalı olarak düşünülmesi gerekmektedir. 1. aşamada bilinçlendirme, 2. aşamada ise sürdürülebilirlik. Bu sorumlulukları kimler üstlenmelidir? 
 
Öncelikle öğretim kurumları, devlet organları, meslek odaları, STK’ları. Sürdürülebilirlik konusunda ise yine yaptırım gücü olan devlet organları ve meslek odalarının sorumluluk üstlenmesi gerekmektedir. Son yıllarda ivmelenen bu çalışmaları görmek memnuniyet vericidir. Hedefimiz cumhuriyetimizin 100. yılında hep birlikte bu bilinç seviyesinin bu gün olmasını arzuladığımız noktadan çok daha üst seviyelere ulaştığını görmektir. Çevre bilincinin yükselmesi ile birlikte gelişerek genişleyecek sektörümüz, tasarım, uygulama, üretim ve ürün temini konularında çok daha fazla bir iş gücü gereğini ortaya koymaktadır. Genç meslektaşlarımızın da sürdürülebilirlik açısından farklı ufuklar sunan sektörümüze taleplerinin artacağına inanıyoruz.
 
Kaynaklar
[1] ISKAV, TTMD, İSKİD, DOSİDER, İZODER, MTMD ve ESSİAD İşbirliği, “Türkiye İklimlendirme Sektörü Hedefler ve Stratejiler Belgesi”, 2011. 
[2] T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, “Türkiye Sanayi Strateji Belgesi 2011 - 2014”.
[3] Cumhuriyet Gazetesi “Necdet Pamir ile röportaj” 28 Kasım 2010.
[4] E.İ.E.İ., “Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2010 - 2023”.

 

İlginizi çekebilir...

Wilo ile Endüstriyel Soğutmada Enerji Verimliliğini Artırmak

Endüstriyel tesisler, veri merkezleri, gıda işleme tesisleri ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli işletmelerin kesintisiz ve güvenli çalışmasında,...
25 Kasım 2025

Monoblok Isı Pompası

Isı pompaları, standart fosil yakıt bazlı ısıtma ve sıcak su sağlayan cihazların önemli bir alternatifidir. İşlevsel olarak eşdeğerdir, daha verimlidi...
1 Ekim 2025

Sürdürülebilir soğutma teknolojisinde yeni dönem: Manyetik Yataklı Chiller Çözümleri

Manyetik chiller teknolojisi; çevresel sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve düşük bakım maliyetleriyle öne çıkan, iklimlendirme dünyasında çığır a...
1 Eylül 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.

0,906 sn