E.C.A.
WAVIN

İMSAD, Enerji Verimliliği Finasmanı Projesinde Sona Yaklaşıyor

İMSAD, Enerji Verimliliği Finasmanı Projesinde Sona Yaklaşıyor

12 Aralık 2011 | TEKNİK MAKALE
191. Sayı (KASIM 2011)
808 kez okundu

“Yapacağımız deklarasyon, konuyla ilgili yapılması gereken tüm bu gerekliliklerin ayrıntılarını kapsayacak nitelikte olacak. Hatta gerekiyorsa dilimizi de biraz sivriltebiliriz, çünkü herkes sadece şikayet etmekle kalıyor ya da benzer şeyleri tekrarlıyor. Biz konuları yeniden gündeme getirmek istiyoruz.” Türkiye ve proje ortağı olan ülkelerde binalarda enerji verimliliği konusunda finansman araçlarının ve mekanizmalarının geliştirilmesini amaçlayan “EUbuild Binalarda Enerji Verimliliğinin Finansmanı” adlı proje hakkında detaylı bilgileri İMSAD İş Geliştirme Koordinatörü Aygen Erkal’dan öğrendik. Erkal 2012 yılında sonuçlanacak kapsamlı projenin tüm detaylarını bizlerle paylaşırken, projenin hedefleri hakkında da bilgi verdi.

Projeyi genel hatlarıyla tarif edebilir misiniz? IMSAD
İMSAD bildiğiniz gibi benzer örgütlerden biraz daha farklı bir yapısı olan bir çatı örgüttür. Hem sanayicileri, hem alt sektör derneklerini hem de sektörle ilgili olan kurumları kapsadığı için İMSAD bir şemsiye örgüt olarak, sektörü ilgilendiren genel ve kapsamlı alanlarda çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar kapsamında da sektörü hem ulusal hem de uluslararası platformlarda temsil ediyor. 
 
İMSAD olarak Avrupa Birliği projelerinde oldukça tecrübe sahibi olduk, ilk projemiz 2007 yılında “EUbuild” adını verdiğimiz “İnşaat Malzemeleri Sektöründe AB’ye Uyum” konusunda idi. 2010 yılının Aralık ayından itibaren yürüttüğümüz proje ise uzun adıyla, “AB Mevzuatı Çerçevesinde Yapılarda Enerji Verimliliğinin Finansmanı ve Hukuki Düzenlemeler ile İlgili Sektörlerarası İşbirliği Projesi”dir ki biz kısa EUbuild EE diyoruz. Avrupa Komisyonu’nun SEP (Socio Economic Partnership) programı altında olan projemiz, özetle enerji verimliliğinin finansmanını konu alıyor. Enerji verimliliği artık çok global bir mevzu, ancak finansman konusunda bazı sıkıntılar ortaya çıkıyor. Projenin konusunun o yüzden finansman ile ilgili olması çok önemli. Zaten 200’den fazla proje teklifi içinden fon almak üzere seçilen 12 proje arasına girmeye hak kazanmamızı da konunun çok spesifik ve önemli olmasına bağlıyorum. 
 
Projede çeşitli ortaklarınız var sanırım. Diğer ülkelerle bu birleşmeyi nasıl sağladınız?
Öncelikle bu hibe programlarının bazı kriterleri oluyor ve yapılacak çalışmayı buna göre şekillendirmeniz gerekiyor. SEP dediğimiz bu program, özellikle Avrupa Birliği aday ülkelere için açılmış bir program. Proje kapsamında en az bir tane AB üyesi ortağımız olması gerekiyordu ve diğer ortaklarınızı da Balkan ülkelerinden seçmeniz gerekiyordu. Biz de bu koşullara istinaden, Arnavutluk, Belçika, Bosna-Hersek, Makedonya, Karadağ ve Sırbistan ortaklığında, 47 iştirakçi kurumla birlikte çalışmalarımıza başlamış olduk.  
 
Ortaklarımızdan olan Bosna Hersek ve Sırbistan’ın kurumları birbirine çok benziyor. Sırbistan Ticaret Odası ve Saraybosna Bölgesi Ekonomi Ticaret Odası’nın enerji verimliliği ile ilgili çok faal çalışan kalabalık bir yapısı var, ayrıca üniversitelerden ve enstitülerden destekler alıyorlar. Arnavutluk ve Makedonya ortaklarımız ise birer enerji verimliliği ajansları. Karadağ İşverenler Federasyonu ise projemizin diğer ortaklarından. Belçika hariç ortağımız olan her ülkede enerji verimliliği finansmanıyla ilgili çok ciddi sıkıntılar var. Bazılarında bu konuda hiçbir şey yapılmamış, bazılarında ise çeşitli adımlar atılmış ama nihai sonuçlara henüz varılmamış. Ancak Karadağ hariç her ülkede bir enerji verimliliği ajansı var. Projenin ortaklarını şöyle sıralayabiliriz: Arnavutluk Enerji Verimliliği Merkezi (EEC), Avrupa İnşaat Malzemesi Sanayicileri Konseyi (CEMPC), Saraybosna Kantonu Ekonomi Ticaret Odası, Makedonya Enerji Verimliliği Merkezi (MACEF), Karadağ İşverenler Federasyonu ve Belgrad Ticaret Odası.
 
Projenin kapsamı ve yapılan faaliyetlerle ilgili de biraz bilgi aktarabilir misiniz?
Bizim bu projede üstüne basa basa söylemeye çalıştığımız şeylerden biri de enerji verimliliği finansmanı konusunda bir araya gelinmesi gerekliliğidir. Birçok kurum ve dernek aynı konuda bir şeyler yapmaya çalışıyor, örneğin çatıcılar, bacacılar ya da örneğin ÇEDBİK gibi, ticaret ve sanayi odaları gibi birçok kurum bu konu hakkında çeşitli toplantılar düzenliyor. Halbuki bir araya gelinip, aktivitelerin birlikte organize ediliyor olması gerekir diye düşünüyoruz. Zaten projemizin adı da sektörler arası işbirliği projesi. Konuyla ilgili sektörler de belli. Finans sektörü, kamu, sivil toplum örgütleri, son kullanıcı, üretici ve üniversiteler.
 
Biz konuyla ilgili olan sektörleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ancak bunu yaparken aynı ortamda konuşmalarını sağlamaya çalışmıyoruz, çünkü böyle konularda herkes birbirini suçlayabiliyor. Dolayısıyla biz de öncelikle her sektörle ayrı ayrı yuvarlak masa toplantıları yapmak kararı aldık. Buna göre projede olan her ülke, bizim belirlediğimiz finans sektörü, sivil toplum örgütleri, kamu ve medya olmak üzere 4 ana sektörle bu toplantıları düzenlemeye başladılar. Tabii ülkeler kendi ihtiyaçlarına göre sektörleri artırabilir ya da azaltabilirler. Biz bunların arasına biraz önce de bahsettiğim gibi üniversiteler, son kullanıcılar ve özel sektörü de dahil ettik. Sonrasında, bu yuvarlak masa toplantıları belli bir aşamaya geldiğinde ise İstanbul’da bir çalıştay yapmayı planlıyoruz. Bu arada her ülke kendi ülkesinde yapılanlarla ilgili bir rapor hazırlamak durumunda. Raporlarda, enerji verimliliğinin finansmanı ve enerji verimliliğiyle ilgili ülkenin o andaki mevcut durumu, kanunları, ülkenin genel coğrafi özellikleri gibi bir sürü detay bilginin yanında, ülkede neler planlanıyor, neler hedefleniyor, hükümet, finans sektörü bazında detaylı bilgiler ve bunlarla ilgili yorumlar yer alıyor. Bu raporlar da belirlenen araştırmacılar tarafından düzenleniyor, konu hakkında yorum yapıp, tavsiyelerde bulunuyorlar. Raporların hepsi şu an zaten taslak aşamasında, yani henüz tamamlanmamış yuvarlak masa toplantılarının sonuçları olmayacak raporlarda. Önümüzdeki sene baharda da Brüksel’de bir çalıştay yapılacak ve sonrasında raporlar tamamlanmış olacak. Orada ülke raporları tartışılacak, karşılaştırmaları yapılacak. Şu anda da taslaklar üzerinden mevcut durum karşılaştırması yapıyoruz.
 
Yapılan tüm çalışmalar 2012 yılı içerisinde tamamlanmış olacak değil mi?
Ülke raporları aslında şu anda bile hazırlanıp bitirilebilir, çünkü görüşler çok belli. Örneğin terminoloji ile ilgili düzenleme, spesifik konulardan bir tanesi. Çünkü bu konuda net olmayan kimi şeyler var; örneğin enerji verimli bina, yeşil bina, sıfır enerjili bina, pasif ev, sıfır karbonlu ev gibi kimi tanımlamalar var. Ayrıca birbirinden farklı kanunlar ve yönetmelikler var. Birinde bina farklı tanımlarken diğerinde farklı bir isimle anılabiliyor. Ayrıca bu durum kafa karışıklığı yaratmanın ötesinde, işleyişte de sorun çıkarabiliyor. Örneğin bankalar finansman sağlarken, bu tarz farklılıklar tüketici için sorun teşkil edebiliyor. 
 
2010 yılında dernek olarak ekonomi yönetiminden sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ı ziyaret ettik ve ekonomi yönetimi olarak enerji verimliliğini ele almalarını, koordine etmelerini ve kamunun öncü rolünü teşvikler yoluyla göstermelerini talep ettik. Türkiye’de güçlü bir Enerji Ajansı’nın eksikliğini dile getirdik. Belli başlı büyük bankalarla ve DPT Devlet Planlama Teşkilatı ile görüşmeler yaptık. Bu yıl ülkemizin enerji ithalatına 50 milyar dolara yaklaşan bir fatura ödemesi söz konusu. İnşaat ve finans sektörleri, ülkemizi bu ağır faturadan kurtarmak için sorumluluk anlayışıyla hareket etmelidir diye düşünüyoruz. Bu konuda güçlü bir koordinasyon merkezi olacak “Türkiye Enerji Ajansına” ihtiyaç var. Ayrıca Türkiye’de envanter ile ilgili de bir sorun söz konusu. Bina sayısı ile ilgili dahi hala tam olarak net bir bilgi yok. 10 sene önce başlanmış olsaydı, şimdi elimizde 10 senelik bir envanter olabilirdi. Bugün başlasak, 5 sene sonra yine 5 senelik bir envanter olur ama maalesef bu konuda bir türlü harekete geçilmiyor. 
 
Ayrıca enerji verimliliği konusunda, son kullanıcının algısını artırmak da çok önemli diye düşünüyoruz. Aslında bu zirve ve çalıştayda, tüketiciyi temsil eden bir taraf da olsun istedik. Mesela bir tüketici derneği çok güzel olurdu, ancak herkesin yoğunluğundan ötürü bunu gerçekleştiremeyeceğiz. Dolayısıyla algıyı artırmak için yapılan çalışmalar önemli. Bankaların yapması gereken hala birtakım şeyler var. Faiz oranlarının da ötesinde, çok üst seviyede olmasa bile bu konuyla ilgili kredi veren elemanını eğitmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Yanlış bilgilendirme yapılmaması gerekiyor. Biz yapmazsak eğer fon yurt dışından geliyor. Başkasının fonunu satın alıyor, başkasının verdiği parayı kullanıyoruz. bu konuya canımız çok sıkılıyor. Bankalarımız bilmem ne bankasının bilmem ne faizle verdiği krediyi alıyor, üzerine kendi faizini ekliyor, hatta üzerine vergileri de koyarak satmaya çalışıyor. Dolayısıyla bunlar hep tartışılan ve tartışılacak şeyler aslında. 
 
Yapacağımız deklarasyon, konuyla ilgili yapılması gereken tüm bu gerekliliklerin ayrıntılarını kapsayacak nitelikte olacak. Hatta gerekiyorsa dilimizi de biraz sivriltebiliriz, çünkü herkes sadece şikayet etmekle kalıyor ya da benzer şeyleri tekrarlıyor. Biz konuları yeniden gündeme getirmek istiyoruz. Raporların geniş bir kısmında konuyla ilgili tavsiye bölümleri de olacak ve deklarasyon ortak ülkelerin imzalarını taşıyacak. Projenin tamamlanması da  şu an 2012 Nisan ayı gibi görünüyor ama Haziran’a alınma ihtimali de var.  
 
Türkiye’nin araştırmacısı kim? Raporları kim hazırlayacak?
Biz bu konuda farklı bir yöntem izleyelim istedik. Önce, enerji verimliliği ile ilgili desteği biz verelim, dışarıdan finansman desteği alalım diye düşündük. Bir finansman danışmanlık şirketi ile anlaştık ama olmadı. Özel bir danışmanlık şirketiyle böyle bir AB projesine çalışmak doğru bir karar değilmiş, çünkü onların da başka sorumlulukları var. Bu aktivitelere katılım sağlamaları, özel çalışmalar yapmaları gerekiyor. Artı biraz işin akademisyen tarafı da var, raporlamalar çok detaylı. Bu süreç böyle sürdü, araştırmacı bulma konusunda biraz zorlandık diyebilirim. En sonunda çok doğru bir kararla İTÜ enerji Enstitüsü devreye girdi. Orada Prof. Dr. Sermin Onaygil hocamız ile anlaştık, gerçekten vizyonu çok geniş olan ve tecrübeli bir hocamız. Ekibi ile birlikte çalışmalara başladılar. Bizim araştırmacımızın farklı sorumlulukları da olacak. Ülkelerden raporlar geldikten sonra, bizdeki ülke raporlarını da onlarla birleştirip bir rehber (guide) haline getirilecek ve hepsinin kendi içlerinde karşılaştırmaları yapılacak. Sonunda da toplu tavsiyeler kısmı olacak. Başlangıçta araştırmacı seçimi konusunda çok zorlandık ama çok doğru karar verdiğimizi düşünüyorum. Zaten taslaklara şimdiden başladık. 
 
Projenin sonunda sonuçlar ne yönde olacak sizce?
EUbuild EE “Binalarda Enerji Verimliliğinin Finansmanı Projesi” sonunda beklenen sonuçları şöyle özetleyebiliriz:
1. Enerji verimliliği uygulamalarını benimsemekte ve AB müktesebatını gerçekleştirmekte sınırlı kapasitesi olan Arnavutluk, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Bosna Hersek ve Türk ortaklar arasında bir haberleşme ağı kurulması ve konuyla ilgili uzmanlıkların paylaşılması
2. En iyi uygulamaları paylaşmak için ortakların temsilcilerinin katılacağı uluslararası toplantılar ve ülke içi eğitimler organize edilmesi. En uygun finansal enstrümanların ve enerji verimliliği uygulamalarının öneminin üzerinde durularak sektörün kapasitesinin geliştirilmesi
3. İnşaat malzemesi sanayicilerinin ve finans kuruluşlarının farkındalığını artırma aktivitelerinin sonucu olarak, yeni finans enstrümanları ve teşvikleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olunması ve pazarda yeni ürünler ve yeni metotların bulunması. Yeni teşvikler sayesinde son tüketicinin üretim ve tüketim alışkanlıklarının olumlu yönde değişmesi.

 

İlginizi çekebilir...

İklimlendirme Sektöründe Karbon Ayak İzinin Azaltılması: Zorunluluk mu, Fırsat mı?

İklim krizinin etkileri artık sadece haberlerde gördüğümüz manşetler değil, işimizin bizzat içinde hissettiğimiz gerçekler haline geldi. Kentlerde aşı...
3 Haziran 2025

2025 Neden Her Binada Akıllı HVAC Entegrasyonu İçin Dönüm Noktasıdır?

Enerji tasarrufundan daha sağlıklı havaya ve öngörücü bakıma kadar akıllı HVAC sistemleri artık isteğe bağlı değil; 2025 yılında bina performansı, uyu...
1 Mayıs 2025

Leed Enhanced Commissioning Çalışmaları Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Binaların ömrü boyunca dayanıklı, enerji verimli ve konforlu olabilmeleri için mutlaka multi disipliner biçimde olan kalite kontrolleri ile inşa edilm...
7 Nisan 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.