
TÜYAK 2011, Yangın ve Güvenlik Sektörünü Bir Araya Getirdi![]()
![]()
TÜYAK 2011’de iki gün boyunca düzenlenen panel, konferans ve 10 oturumda buluşan 65 akademisyen, bilim adamı ve yangın uzmanı, yangın güvenliğini tartıştı. TÜYAK 2011’i iki gün boyunca yaklaşık bin 500 kişi ziyaret ederek sergi alanında ulusal ve uluslararası firmaların standlarını görme imkanı buldu. Yangın güvenliği alanında en son teknolojilerden oluşan yangın güvenliği çözümlerini sergileyen firmalar yeni iş fırsatları yaratma şansını elde ettiler.
Türkiye Yangından Korunma Vakfı ile Yangından Korunma Derneği Onursal Başkanı – TÜYAK 2011 Sempozyum Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye’de yılda ortalama 105 bin civarında yangın meydana geldiğini, yaklaşık 600 kişinin hayatını yangın nedeniyle kaybettiğini, çok daha fazla sayıda yaralanmalar olduğunu söyledi. Abdurrahman Kılıç şöyle devam etti: “Kişiler evsiz kalmakta, sadece maddi yönden değil sosyal yönden de büyük etkisi olmaktadır. Orman, gemi, endüstri tesisi, yüksek bina, ahşap bina, doğalgaz yangını gibi her biri farklı söndürme sistemi isteyen yangınlar var. Yılda yaklaşık 20 bin hektar ormanımız da yok olmakta. İstanbul’da deprem beklentisi bulunmaktadır. Kuşkusuz deprem güvenliği için öncelikle yapının taşıyıcılarının sağlam olması gerekir. Taşıyıcı sistemi sağlam olan yapılarda meydana gelen hasarların tamamına yakını tesisatlardaki kırılma, çatlama, kopma ve yangın nedeniyle meydana gelmektedir ve bu konuda da yangın güvenliği sistemleri büyük önem taşımaktadır. Tüm bu riskler göz önüne alındığında, amacımız söndürmeden önce önlem olmalıdır. Her zaman söylediğim gibi yangın tasarımla söndürülmelidir.”
![]()
İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör, “İstanbul Deprem Riski ve Tehlikesi” isimli bir sunum gerçekleştirdi. Celal Şengör konuşmasında meydana gelebilecek olası bir depremde olabilecek en büyük sarsıntıyı beklemediğini ama en kötüsünü beklediklerini, İstanbul’un başına gelebilecek en büyük felaketin ise yangın olacağını söyledi. İstanbul’u tehdit eden en büyük fay hattının Kuzey Anadolu Fay hattının kuzey kolu olduğuna dikkat çeken Şengör konuşmasına şöyle devam etti: “Yapılan araştırmalarda gördüğümüz kadarıyla İstanbul’da 250 yılda bir tekrar eden büyük deprem meydana geliyor. Bu süre doldu, her an bir deprem bekliyoruz. İstanbul’u tehdit eden Kuzey Anadolu fay hattının Marmara Denizi’nde ikiye ayrılan bölümünün kuzey kısmı en aktif olan bölüm. Bir başka önemli konu ise Marmara’da heyelan tehlikesi. Bu heyelan olduğu zaman büyüklüğü Marmara Denizi’ndeki bütün adaların toplamından fazla olur ve beklediğimiz şiddette deprem olup heyelan gerçekleştiği zaman İstanbul’u vuracak dalganın boyu 15 metre olabilir.”
![]()
Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi’nin ilk gününde “Hastanelerde Yangın Riski ve Yangın Önlemleri” konusu uzmanlar tarafından değerlendirildi. Türkiye Yangından Korunma Vakfı ile Yangından Korunma Derneği Başkanı İsmail Turanlı’nın oturum başkanı olarak yönettiği panele Kazım Beceren (İstanbul Teknik Üniversitesi), Sedat Altındaş (Abant İzzet Baysal Üniversitesi), Orhan Akyıldız (İstanbul İtfaiye Müdürü), Ali Süngü (Amerikan Hastanesi), Saadet Alkış (Akdeniz Üniversitesi) ve Aziz Caferov (Bakü İftaiyesi – Azerbaycan) konuşmacı olarak katıldı.
Hastane Yangınlarının Sebebi Elektrik
İstanbul İtfaiye Müdürü Orhan Akyıldız ise oldukça ilginç bilgiler verdiği konuşmasında, İstanbul İtfaiyesi’nin 80 noktada, 600 aracıyla ve 4700 personeliyle birlikte ortalama 6 dakika 03 saniyede yangın mahaline ulaştıklarını söyledi. Normal binalarda mahsur kalanları, merdiven uzatarak ya da itfaiye erlerinin sırtlarına alarak tahliye ettiklerini belirterek, hastanelerde yatan hastalarla karşı karşıya kaldıklarında durumun ne kadar zor olduğunu ifade etti. Akyıldız, hastanelerin içinde bulunan kimsayal malzemelerin ve aşırı elektrik yükü taşıyan cihazlarla aynı ortamda bulunduklarını ve durumun da yangın riskini artırdığını söyledi.
Yönetmelik Hükümleri Yetersiz
Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nden Sedat Altındaş, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’ten hastanelerin sahip olması gereken fiziksel özelliklerle ilgili bilgiler vererek en yüksek risk sınıfında yer alan hastanelerle ilgili yer alan hükümlerin yeterli olmadığına dikkat çekti. Hastanelerdeki tahliye alanlarının yetersiz kaldığını sözlerine ekleyen Altındaş, özellikle hastanelere yapılan ek binaların yeterince denetlenmediğini belirtti.
Hastanelerde Yatay Tahliyeye Uygun Olmalı
![]()
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Kazım Beceren, hastanelerin yangınlara uygun bir şekilde nasıl tasarlarması gerektiği üzerine bir konuşma yaptı. Beceren, sunumunda hastanelerin yangın halinde dikey tahliye yerine yatay tahliyeye imkan verecek şekilde yapılmasını ve koridorların da en azı iki hasta yatağının geçebileceği şekilde, genişliklerinin ise en az 2 metre 44 santimetre olması gerektiğini anlattı. Beceren, hastanelerin en dikkat etmesi gereken diğer konunun ise tüm personelin yangın için eğitilmesi ve tatbikat yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Beceren ayrıca hastanelerde yangın algılama ve yağmurlama sistemlerinin eksiksiz çalışmasının hayati önem taşıdığını sözlerine ekledi.
Felaket Senaryoları ve Tatbikat Zorunlu
Amerikan Hastanesi’den Ali Süngü ise hastanelerde duman bölgelerinin su almaya başlayan gemilerde suyun başka bölümlerden ayrı tutulması işlemine benzediğini anlatarak, 2 bin 500 üzerinde detektörü denetlemek, personeli her zaman yangın için hazırlıklı kılmak üzere eğitim vermek, tatbikat yapmak, olağanüstü durumlar için senaryolar hazırlamak ve gerekli planlamaları yapmakla sorumlu olduklarını aktardı.
Hasta Yakınları Zarar Veriyor
Akdeniz Üniversitesi’nden Saadet Alkış de hiç bir yangının bir diğerinin benzeri olmadığını ve her yangının kendi özgü özellikleri olduğunu, bu sebeple her yangının detaylı bir şekilde araştırıldığını söyledi. Personel sıkıntısı sebebiyle hastanelerde hasta sayısı kadar da hasta yakını olduğunu, bu kişilerin bir yangın sırasındaki tahliyelerdeki bilinçsiz kurtarma ve tahliye davranışları neticesinde pek çok hastanın zarar gördüğünü ifade etti. Alkış, hastane yangınlarının genelde insana dayalı, hastane personeline dayalı ve hastanenin bina yapısına dayalı sebeplerden dolayı kaynaklandığını aktardı.
Binalardaki Malzeme Kaynaklı Yangınlar Konuşuldu
![]()
TÜYAK 2011’in birinci gününde binalarda ve konutlardaki malzeme kaynaklı yangınlar üzerine bir oturum gerçekleştirildi. Düzenlenen oturuma Fatih Tataroğlu – (Tuğla Kiremit Sanayiciler Derneği - TUKDER), Esin İbibikcan (Bortek), Korhan Işıkel (Protem Metal), Ahmet Sertkan (Ford Otosan) konuşmacı olarak katıldı.
Tuğla Kiremit Sanayiciler Derneği’nden Fatih Tataroğlu, 1997 yılından kurulan, 200’e yakın üyesi bulunan ve 40 bin kişiye istihdam sağlayan bir sektörün sivil toplum kuruluşu olduklarını belirterek, dernek olarak sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiklerini anlattı. Projenin amacının son zamanlarda tarihi yapılarda meydana gelen yangınlara dikkati çekmek ve bu yangınların önüne geçmek olduğunu sözlerine ekleyen Tataroğlu, tarihi Haydarpaşa Yangını’nı projenin çıkış noktası aldıklarını aktardı. Ayrıca küresel ısınmayla beraber ve çatıda kullanılan malzemelerin de yanlış seçilmesiyle çatı yangınlarının arttığını söyledi.
Yangın Geciktirici Boya
Bortek’ten Esin İbibikcan konuşmasında yangınların zararlarından korunmak için yangın yalıtımının önemine değindi. Şirket olarak geliştirdikleri yangın geciktirici boyanın, sıcaklıkla birlikte karbon köpük oluşturarak çeliğin genleşmesini geciktirdiğini, boyanın iki buçuk saate kadar dayanma özelliğine sahip olduğunu ve Avrupa’daki çeşitli patent enstitülerinden onay alındığını belirtti.
Protem Metal’den Korhan Işıkel ise patlamanın tahrip edici etkisinin yangına göre daha yüksek olduğunu hatırlatarak, ülkemizde endüstriyel tesisler, boyahaneler gibi yerlerin risk grubunda yer aldığını ancak yeterli önlemlerin alınmadığını iddia etti. Işıkel, “Meydana gelebilecek bu kötü olayların önüne geçmek önemli olduğu kadar çok basittir ve yönetmelikte neler yapılması gerektiği çok açıktır, yapılması gereken bu yönetmeliğin yaptırım gücünün hayata geçirilmesidir” dedi.
Yeni Konutlar Can Kaybına Sebep
Ford Otosan’dan Ahmet Sertkan sunumunda son yıllarda üretilen konutların yaşam kalitemizi yükseltmek yerine can ve mal kayıplarına neden olduğunu iddia etti. Sertkan şöyle devam etti: “Binalarımızda ucuza kaçarak faciaya davet çıkarıyoruz, yangının yayılmasına katkısı olacak malzemeler kullanarak daha büyük kayıplara yol açıyoruz. Bu tür olumsuz olayların önüne geçmek için çeşitli uygulamaları hayata geçirmemiz gerekmektedir. Konuyla ilgili yönetmelikte belirlenmiş olan standartlara uymak, ısı yalıtımı ve yangına dayanaklı malzemeler kullanmak bunların en başında gelmektedir. Çatı tadilatlarında ise; gerekli yetkililerden görüş ve yardım alınması gerekmektedir, burada site ve bina yöneticilerine büyük görev düşmektedir.
Türkiye’deki Yangın İstatistikleri Değerlendirildi
![]()
TÜYAK 2011’in ikinci gününde düzenlenen oturumda ülkemizdeki yangın istatistikleri açıklandı. Sedat Altındaş’ın (Abant İzzet Baysal Üniversitesi) oturum başkanı olarak katıldığı oturumda, İlknur Bekem (Ahi Evran Üniversitesi Kaman Meslek Yüksek Okulu), Zuhal Şimşek (Uludağ Üniversitesi) ve Neşe Çakıcı Alp (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü) sunumlarını gerçekleştirdi.
20 Yılda 9 Bin Yangında 3 Bin 237 Kişi Hayatını Kaybetti
Ahi Evran Üniversitesi Kaman Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi İlknur Bekem, “Türkiye Ölçeğinde Yangın İstatistikleri Üzerine Bir Araştırma” başlıklı bir sunum yaptı. Bekem, Türkiye’deki yangınlarla ilgili çeşitli istatistik rakamlarını açıkladı. Bekem, Türkiye’de yangınlarla ilgili basılı bir verinin ya da sağlıklı bir yangın veri tabanının bulunmadığını belirterek, Türkiye’de yangın veri tabanı oluşturulması için bir standart veri girişinin yapılmasının sağlanması gerektiğini bildirdi. Bekem, 1988 ile 2008 yılları arasında 9 bin üzerinde yangın meydana geldiğini ve bu yangınların yüzde 30’nun sigaradan, yüzde 19’unun elektrik tesisatı ve elektrikli ev aletlerinin bilinçsizce kullanımından ve yüzde 8’inin de baca yangınlarından meydana geldiğini belirtti. Bu yangınlar sonucunda 3 bin 237 kişinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Bekem, iller bazında yangınları karşılaştırdıklarında ise, İstanbul’daki yangın sayısının, Ankara ve İzmir’de meydana gelen yangın sayılarının toplamının iki katından daha fazla olduğunu sözlerine ekledi.
Huzurevlerinde Yangın Riski Mutfakta
Uludağ Üniversitesi Araştırma Görevlisi Zuhal Şimşek ise “Huzurevlerindeki Yangın Güvenlik Kriterlerinin Değerlendirilmesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Şimşek, huzurevlerinin orta risk yangın sınıfa girdiğini ve huzurevinde çıkan yangın sebepleri incelendiğinde en büyük oranın yüzde 54 ile mutfak ve pişirme araçları kaynaklı olduğu tespit edildiğini söyledi. Şimşek, huzurevlerindeki yangın nedenlerinin, yüzde 12 ile çamaşır ve kurutma makinelerinden, yüzde 9 ile odalarda bulunan kişisel ısıtma aletlerinden kaynaklandığını dile getirdi.
İlginizi çekebilir... Murat Savcı: "Yeni Standart, Ülkemizin Enerji Verimliliği Çıtasını Yükseltecek"TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kuralları Standardı güncellendi; Murat Savcı, yeni düzenlemenin enerji verimliliğinde ülkemizin çıtasını yükselterek sürd... İzocam, Tüm Tesislerinde Eş Zamanlı Çevre Dostu Etkinliklere İmza Attıİzocam, çevresel sorumluluk anlayışıyla tüm tesislerinde eş zamanlı çevre temizlikleri ve fidan dikimleri gerçekleştirdi.... Akbank Veri Merkezi Duyar'lıAkbank'ın Ankara'daki "Olağanüstü Durum Merkezi" yangın güvenliğinde Duyar Pompa'yı tercih etti.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.