
ICCI 2013 Öncesinde "Doğalgaz Fiyatları ve Arz Güvenliği" Tartışıldı![]()
ICCI 2013 – 19. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı öncesinde bir araya gelen Organizasyon ve Danışma Komitesi üyeleri, Nisan ayında gerçekleÅŸtirilecek etkinlik öncesi, görüÅŸ ve önerilerini paylaÅŸtı. Toplantının ardından gerçekleÅŸtirilen Enerji Sohbetleri oturumunda BOTAÅž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Mehmet Konuk ve DoÄŸalgaz İthalatçıları ve İhracatçıları DerneÄŸi (DİVİD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Fatih Baltacı “DoÄŸalgaz Fiyatları ve Arz GüvenliÄŸi” ve “Türkiye’nin DoÄŸalgaz Görünümü” konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
ICCI 2013 – 19. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı Organizasyon Komitesi ve Danışma Kurulu Toplantısı 13 Aralık 2012 tarihinde İstanbul Point Otel’de gerçekleÅŸtirildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı MüsteÅŸar Yardımcısı ve ICCI Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Dr. Selahattin Çimen ve Sektörel Fuarcılık Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Süleyman Bulak yaptıkları konuÅŸmalar ile ICCI 2013’ün konsepti hakkında bilgiler aktarırken, organizasyonun taslak programının oluÅŸturulması için görüÅŸ ve önerilerin paylaşılması çaÄŸrısını yaptı.
Toplantıda, BOTAÅž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Mehmet Konuk “Türkiye’nin DoÄŸalgaz Görünümü” baÅŸlıklı konuÅŸması ile, DoÄŸalgaz İthalatçıları ve İhracatçıları DerneÄŸi (DİVİD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Fatih Baltacı “DoÄŸalgaz Fiyatları ve Arz GüvenliÄŸi” baÅŸlıklı sunumu ile doÄŸalgaz piyasasına ışık tuttular.
ICCI 2013 – 19. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı Organizasyon ve Danışma Komitesi Toplantısı’nda konuÅŸan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı MüsteÅŸar Yardımcısı ve ICCI Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Dr. Selahattin Çimen, ICCI 2013’ün hazırlıklarının baÅŸladığını ve konferansın taslak programını en kısa zamanda görüÅŸlere sunacaklarını belirtti. ICCI 2013 Organizasyon ve Danışma Kurulu Toplantısı’nın etkinliÄŸe kadar birkaç kez daha yapılacağını söyleyen Çimen: “Konferansın geliÅŸtirilmesi konusunda sizler ile beraber ortak aklı bulmaya çalışacağız. Ortak aklın bulunabilmesi için de en temel ÅŸart katılımcılık. Sizlerin bu konudaki görüÅŸleri, deÄŸerlendirmeleri, önerileri daha iyi bir programı ortaya koymak adına önemli olacak. Devlet giderek üzerine düÅŸen sorumlulukları yerine getiriyor. Devlet daha çok düzenleyici, kural koyucu olarak; kanun ve mevzuatlar yoluyla strateji ve politikaları belirleyici rolü üstleniyor. Özel sektör temel oyuncu ama sektör sadece bunlardan ibaret deÄŸil; bu tür etkinlikler de sektörümüzün özel bir parçasıdır. Çünkü bu tür etkinliklerde sanayici, akademisyen, kamu temsilcisi, özel sektör bir araya gelme ÅŸansı buluyor; bilgi birikimlerini, geleceÄŸe yönelik öngörülerini paylaşıyorlar. Dolayısıyla biz bakanlık olarak bu tür etkinlikleri çok önemsiyoruz. Bu etkinliklerin geliÅŸtirilmesi ile sektörde önemli bir boÅŸluÄŸun doldurulmasına hizmet edileceÄŸine inanıyoruz. Türkiye’nin bölgede bu tür aktiviteleri gerçekleÅŸtirmesi sektörümüzün geleceÄŸi açısından önemli bir kazançtır”.
Sektörel Fuarcılık Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Süleyman Bulak yaptığı konuÅŸmada, Organizasyon ve Danışma Komitesi toplantılarının bilgi paylaşımı amacı taşıdığını vurgulayarak ÅŸunları ifade etti: “Bir sonraki Organizasyon ve Danışma Kurulu toplantısında mümkün mertebe taslak programı yüzde 60-70 oranında tamamlamış olacağız. Bir sonraki toplantıda kesin programı oluÅŸturmak için internet ortamı üzerinden, gerekirse 3. toplantıyı da düzenlemek suretiyle, fikirlerinizden istifade etmeye çalışacağız”.
Bulak, ICCI 2013’ün konseptinde ICCI 2012’ye göre ne tür yenilikler olacağı konusunda da bilgiler verdi. ICCI 2012’de fuar alanı olarak dolmuÅŸ olan İFM 9 ve 10 no’lu hall’lere ilaveten 11 no’lu hall’ün de hizmete açıldığı bilgisini veren Bulak, burada smart enerji ile ilgili daha farklı konseptteki firmaların bir araya geleceÄŸini belirtti. Bulak sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Bu yıl çok farklı iki konsept ile B2B’nin yoÄŸun olduÄŸu ve alım ekiplerinin de çok daha fazla yoÄŸun katılacağı nitelikte bir fuar düzenlemeye çalışacağız. Birçok ülkeden yabancı ziyaretçiler etkinlikte yer alacak. Özellikle Ekonomi Bakanlığı’nın bize yaptığı öneri ile yine onların destekleri sayesinde alım heyetleri getirirken; Afrika ülkelerine de, bu konuda yatırım yapmakta olan baÅŸta Nijerya olmak üzere, önem verdik. Dolayısıyla alıcı potansiyeline sahip daha farklı bir konsept ile hizmetimizi geliÅŸtireceÄŸiz”.
ICCI 2013 hakkında bilgilendirmelerden sonra organizasyon taslak programı için görüÅŸ ve öneri paylaşımı bölümüne geçildi. Toplantıda ICCI 2013 hakkında önerilerini paylaÅŸan katılımcılar arasından Yalova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Filiz KaraosmanoÄŸlu, enerji konusunda istihdam ve eÄŸitim üzerine ICCI 2013’te bir oturum yapılabileceÄŸi ve sektörün beklentileri ile sektörün insan kaynakları geliÅŸiminin tartışılması önerisinde bulundu. Limak Holding Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Nihat Özdemir ise, Elektrik Dağıtım Hizmetleri DerneÄŸi ELDER olarak, ICCI 2013’te düzenleyecekleri bir oturum vesilesiyle, elektrik dağıtımıyla ilgili sorunları tartışmak istediklerini dile getirdi. Rüzgar santralleri baÅŸvurularında sürenin çok uzun olduÄŸunu vurgulayan Polat Enerji Genel Müdürü Zeki EriÅŸ de bu konunun ICCI 2013’te gündeme getirilmesi gerektiÄŸi önerisinde bulundu. TÜREB BaÅŸkanı M. Serdar Ataseven, Avrupa Rüzgar Enerjisi BirliÄŸi’nden konusunda uzman kiÅŸilerle ICCI 2013’te bir araya gelmeyi istediklerini belirtirken, komite üyelerinden çeÅŸitli teknik ve yapısal öneriler de paylaşıldı.
Toplantının ardından ICCI 2013 – 19. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı öncesinde düzenlenen Enerji Sohbetleri oturumlarının ilki olan “DoÄŸalgaz Fiyatları ve Arz GüvenliÄŸi” baÅŸlıklı oturuma geçildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı MüsteÅŸar Yardımcısı ve ICCI Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Dr. Selahattin Çimen’in yönettiÄŸi oturuma BOTAÅž Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Mehmet Konuk ve DoÄŸalgaz İthalatçıları ve İhracatçıları DerneÄŸi (DİVİD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Fatih Baltacı katıldı.
DoÄŸalgaz İthalatçıları ve İhracatçıları DerneÄŸi (DİVİD) Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Fatih Baltacı’nın yaptığı sunum aÅŸağıda verilmiÅŸtir.
DİVİD Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Fatih Baltacı, Türkiye’nin arz güvenliÄŸi açısından üretici ülkelere yakınlığı nedeniyle çok ÅŸanslı bir ülke olduÄŸunu ve doÄŸalgaz temin çeÅŸitliliÄŸi açısından da ülkemizin herhangi bir problemi de bulunmadığını belirterek, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü: “Aslında Türkiye’nin önemli bir problemi, hızlı geliÅŸen doÄŸalgaz pazarındaki alt yapı eksikliÄŸidir. Türkiye’nin doÄŸusu ve batısı oldukça geniÅŸ bir ülke ve ÅŸehir dağıtım ÅŸirketlerinin 2001’den sonra yeni yasayla hızlı bir ÅŸekilde geliÅŸmesiyle birlikte BOTAÅž hemen hemen Türkiye’nin her tarafına doÄŸalgaz götürmek zorunda kaldı. Talep tahminleri konusunda da çok becerikli deÄŸiliz. Bir altyapı yapıyorsanız talep tahminleri çok önemlidir. Bazı idari problemler de yaşıyoruz. Ayrıca, kamu kuruluÅŸlarının tabii olması gereken ihale yasaları, enerji piyasasında hızlı olması gereken BOTAÅž veya diÄŸer kuruluÅŸların elini kolunu baÄŸlayan unsurlar haline gelmiÅŸtir.”
Türkiye’nin iletim ağının uzunluÄŸuna raÄŸmen kompresör istasyonlarının sayısının görece yetersiz olduÄŸuna vurgu yapan Baltacı, Türkiye’nin batısının mevcut doÄŸalgazın yüzde 60’ını kullanıyorken, doÄŸu bölgesinin kompresör yetersizliÄŸinden dolayı doÄŸalgazı taşımakta zorlandığını söyledi. (slayt 3 ve 4)
Bu yıl tahmin edilen tüketim rakamlarından daha az doÄŸalgaz tüketildiÄŸini hatırlatan Baltacı, ÅŸunları kaydetti: ''DoÄŸalgaz tüketimi 2012 yılının son çeyreÄŸinde tahmin edilenden daha az tüketildi. Tüketim, 48,5 milyar m3 olarak tahmin edilmiÅŸti, büyük ihtimalle 46-47 milyar m3 olarak gerçekleÅŸecek. Ekonomik göstergelerin yavaÅŸlamasını da göz önünde bulundurarak, önümüzdeki sene 48-49 milyar m3 civarında bir tüketim öngörüsünde bulunabiliriz. Fiyatların yükselmiÅŸ olması da tüketime etki ediyor ve insanlar daha tasarruflu kullanıyor. (Slayt 6 ve 7)
“Elektrik Üretiminde DoÄŸalgazın Payı DüÅŸürülmeli”
Türkiye’nin uzun vadeli projeksiyonları açısından doÄŸalgazın evsel tüketimde ağırlık kazanması gerektiÄŸini vurgulayan Baltacı, 5-10 yıllık bir süreçte her ne kadar deÄŸiÅŸmeyecek gibi görünse de, elektrik üretimi için doÄŸalgazın kullanım oranının yavaÅŸ yavaÅŸ düÅŸürülmesi gerektiÄŸinin altını çizdi. (Slayt 8)
DoÄŸalgazda arz güvenliÄŸiyle ilgili görüÅŸlerini açıklayan Baltacı, ÅŸu an için herhangi bir problem olmadığını, ancak önümüzdeki yıllarda yeni tedbirler alınmazsa ciddi sorunların oluÅŸabileceÄŸini ifade ederek, “Kompresörlerin sayısının artırılması, terminallerin daha aktif çalışmasını saÄŸlamak ve depo ve depo geri çıkış kapasitesinin artırılması elzemdir” dedi.
Özel sektörün yaÅŸadığı kimi sıkıntılar hakkında da görüÅŸlerini açıklayan Baltacı, “Önümüzdeki sene 11,2 milyar m3’lük bir gaz devreye alınacak ve özel sektör de fiyat avantajı yüzünden genellikle ÅŸehir dağıtım ÅŸirketlerine satmaya gayret edecektir. Özel sektör ve BOTAÅž yaklaşık aynı oranlarda gazı temin etmektedir. Ancak özel sektörün depoya giriÅŸ imkanları oldukça kısıtlıdır ve depo maliyetlerini yansıtacak bir fiyat yapısı da henüz oluÅŸmamıştır” diye konuÅŸtu. Türkiye’de çok büyük bir rekabet olduÄŸunu ama rekabeti en çok yapan firmanın da fiyatları belirlediÄŸi için BOTAÅž olduÄŸunu vurgulayan Baltacı, özel sektörün her daim BOTAÅž fiyatlarının altında gaz satmak zorunda olduÄŸunu da sözlerine ekledi. (slayt 9-10-11)
“DoÄŸalgaz Temininde Sorun Yok Ama Fiyatlar da DüÅŸmeyecek”
Son olarak Türkiye’nin yakın gelecekte doÄŸalgaz ile ilgili durumu hakkında da bilgi veren Baltacı, “Orta Anadolu’daki kompresör sorunları da çözüldükten sonra Türkiye’nin herhangi bir temincisinden gaz almakla ilgili bir problemi kalmayacaktır. Dolayısıyla 2013’ün ikinci yarısından itibaren daha rahat bir teknik altyapı ile gaz temini saÄŸlayacaktır. Türkiye, doÄŸusundaki daha ucuz imkanları çok çabuk devreye sokmak zorundadır, ki bu Irak’tır” dedi.
DoÄŸalgaz fiyatlarının da uzun vadede düÅŸeceÄŸini düÅŸünmediÄŸini vurgulayan Baltacı: “Bizim bu gazı ithal ettiÄŸimizi kimse unutmamalı. BOTAÅž bu gazı kendi üretmiyor, dolayısıyla kullanırken tasarrufa önem vermeliyiz” diye konuÅŸtu. (slayt 14-15-16-18)
**********************************************************************
BOTAÅž (Boru Hatları İle Petrol Taşıma Anonim Åžirketi) Yönetim Kurulu BaÅŸkan Vekili Mehmet Konuk’un yaptığı konuÅŸma aÅŸağıda verilmiÅŸtir.
Dünya birincil enerji tüketiminde hali hazırda ilk 3 içinde bulunan petrol ve gaz endüstrisinde toplumları da etkileyen sürekli bir deÄŸiÅŸim süreci yaÅŸanmaktadır. Bu itibarla petrol ve gaz endüstrisinin gelecekte izleyeceÄŸi yol da deÄŸiÅŸime uÄŸramıştır. Zira neredeyse bir asrı geçen süreden beri Batı pazarının talebini karşılamak amacıyla üretimin arttırılması ve özel ÅŸirketlerin rezervlere eriÅŸimine iliÅŸkin rekabete dayalı geliÅŸen sektör; teknolojik geliÅŸmeler sayesinde artık dünyanın birçok bölgesinde “geleneksel” olmayan yöntemlerle çıkarılan kaynaklara odaklanmıştır. Mesela gaz sektöründe son yıllarda kaya gazı teknolojisinde saÄŸlanan geliÅŸmeler ve ABD’nin bu alanda kendine yeterli hale gelmesi, devrim ve oyun deÄŸiÅŸtirici niteliÄŸindedir. Öte yandan petrol sektöründe ise; ekonomik büyümenin Asya’ya kayması nedeniyle, Orta DoÄŸu pazarının ABD ve Avrupa’ya giden geleneksel ticaret yolu farklılaÅŸmış olup, petrolün üretildiÄŸi coÄŸrafya ile tüketildiÄŸi coÄŸrafyanın farklı olduÄŸu cihetle sektörün belkemiÄŸini oluÅŸturan uluslararası ticarete kimlerin müdahil olduÄŸunun önemi artmıştır. Dünya petrolünün % 35’inin ve dünya doÄŸalgazının % 75’inin boru hatları vasıtasıyla taşınması; boru hatları ve dar su yollarının güvenliÄŸinin saÄŸlanmasını küresel enerji arz güvenliÄŸi açısından fevkalade önemli hale getirmiÅŸtir. Ancak unutmamak gerekir ki, dünya genelinde kanıtlanan rezervlerin yüzde 86’sının devlete veya kamu ÅŸirketlerine ait olması nedeniyle hükümetlerden bağımsız stratejiler geliÅŸtirmek söz konusu deÄŸildir. İklim deÄŸiÅŸikliÄŸi ya da ekonomi ve güvenlik politikaları nedeniyle, hükümetler artan ve deÄŸiÅŸen oranlarda sektöre müdahalelerde bulunmaktadırlar.
“Uluslararası pazarlara kesintisiz ve çevre açısından güvenli petrol/gaz taşınması ile birlikte ticari ve bağımsız ihracat yollarının oluÅŸturulması, “DoÄŸu-Batı ve Kuzey-Güney Enerji Koridoru” merkezinde yer alan Türkiye’ye stratejik açıdan önemli bir rol yüklemektedir”
Özellikle doÄŸalgaz arz tablosunun küresel düzeyde deÄŸiÅŸmeye baÅŸlamasına raÄŸmen, petrol ve gazın küresel enerji piyasasındaki hakimiyetinin devam edeceÄŸi beklentisi nedeniyle, ülkelerce, enerji güvenliÄŸini saÄŸlama risklerini azaltan ekonomik açıdan uygun taşıma güzergahlarının geliÅŸtirilmesi ve coÄŸrafi kaynakların çeÅŸitlendirilmesi yönünde aktif politikalar takip edilmeye devam etmektedir. Uluslararası pazarlara kesintisiz ve çevre açısından güvenli petrol/gaz taşınması ile birlikte ticari ve bağımsız ihracat yollarının oluÅŸturulması, “DoÄŸu-Batı ve Kuzey-Güney Enerji Koridoru” merkezinde yer alan Türkiye’ye stratejik açıdan önemli bir rol yüklemektedir.
Türkiye’de doÄŸalgaz Trakya ve GüneydoÄŸu Anadolu bölgelerindeki birkaç sahada üretilip; bölgedeki çimento fabrikalarında kullanılırken, ülkemize ithal doÄŸalgaz sunumu amaçlı çalışmalar 1980’li yılların başında baÅŸlamıştır. İlk ithal gaz SSCB’den 1987 yılında ülkeye ulaÅŸmıştır. Ardından da kaynak çeÅŸitlendirme hususu Türkiye’nin gündemine girmiÅŸ ve çeÅŸitli ülkelerle gerek boru gazı gerekse LNG için görüÅŸmeler yapılmıştır. Halihazırda Türkiye’ye 6 ayrı anlaÅŸma altında 5 ülkeden doÄŸalgaz ithal edilerek hem kaynak çeÅŸitlendirme hem de güzergah çeÅŸitlendirme bakımından önemli bir aÅŸama kaydedilmiÅŸtir.
“Nihai Hedef Tüm İllere DoÄŸalgaz SaÄŸlanması”
DoÄŸalgaz kullanımının ülke çapında yaygınlaÅŸtırılması çalışmalarımız sonucunda ÅŸu gün itibari ile doÄŸalgaz 71 ile ulaÅŸmıştır. Projelerimizin hayata geçirilmesi ve mevcut yatırımlarımızın tamamlanması ile nihai hedefimiz tüm illerimize doÄŸalgaz saÄŸlanmasıdır. BaÅŸlangıçta Rusya Federasyonu’ndan Türkiye’ye gaz taşıyan ve Bulgaristan sınırında baÅŸlayan 845 km uzunluÄŸundaki doÄŸalgaz boru hattı iletim sistemi uzunluÄŸu yıllar içinde artarak bugün itibari ile 12.200 km’yi geçmiÅŸ olup dağıtım hatları ile birlikte toplam uzunluk 48.000 km’yi aÅŸmıştır.
Bu hedefimiz kapsamında, sistem güvenliÄŸinin saÄŸlanabilmesi amacıyla yeni boru hatları, Tuz Gölü Yeraltı DoÄŸal Gaz Depolama projesi ve üç yeni kompresör istasyonunun yapımı için baÅŸlatılan çalışmalara devam edilmektedir.
“Sıkıntı, Mevsimsel ÇekiÅŸ Farklılıklarının Dengelenememesidir”
DoÄŸalgaz alanında sıkıntı oluÅŸturan konuların en önemlilerinden birisi, özellikle konut sektörünün mevsimsel çekiÅŸ farklılıklarının dengelenmesidir. Konut tüketiminin ulusal tüketim içindeki payının % 25’lere ulaÅŸtığı ülkemizde arz ve sistem güvenliÄŸi açısından yeraltı depolama sisteminin yeterli kapasiteye çıkarılması hayati önem arz etmektedir. TPAO tarafından 1 Nisan 2007 tarihinde iÅŸletmeye alınan Marmara Denizi’ndeki 1,3 milyar m³/yıl kapasiteli Kuzey Marmara ve Trakya Yarımadası’ndaki 300 milyon m³/yıl kapasiteli DeÄŸirmenköy doÄŸalgaz yeraltı depolama tesislerinin kapasitesi yapılan iyileÅŸtirme çalışmaları sonucunda 2,661 Milyar Sm³’e çıkarılmış olup, BOTAÅž bu depolama kapasitesinin 2,1 Milyar Sm³’ünü kullanmaktadır.
“Aksaray İli, Sultanhanı Beldesi yakınlarında halihazırda açılmış olan 2 kuyuya ek olarak 10 kuyu daha açılarak toplam 12 kuyunun doÄŸalgaz deposu olarak kullanılması amaçlanmaktadır”
KuruluÅŸumuz ayrıca geçirgen olmayan formasyonlarda doÄŸalgaz depolanması amacıyla yaptığı araÅŸtırmalar çerçevesinde, yukarıda da deÄŸindiÄŸim gibi, Tuz Gölü’nde doÄŸalgaz depolama tesisi yapılmasına karar vermiÅŸtir. Proje kapsamında, Aksaray İli, Sultanhanı Beldesi yakınlarında halihazırda açılmış olan 2 kuyuya ek olarak 10 kuyu daha açılarak toplam 12 kuyunun depo olarak kullanılması amaçlanmaktadır. Proje yapım çalışmaları iki aÅŸamada gerçekleÅŸtirilecek olup, her bir aÅŸamada 630.000 m3/kaverna geometrik hacminde (yaklaşık 500 milyon m3 çalışma gazı) 6 adet kaverna (depo) oluÅŸturulacaktır. 12 deponun tamamlanması ile yaklaşık toplam 1 milyar m3 çalışma gazı kapasitesine ulaşılacak ve günlük maksimum 40 milyon m3 gaz Türkiye doÄŸalgaz ÅŸebekesine verilebilecektir. 2016 yılında birinci aÅŸamanın, 2019 yılında ise ikinci aÅŸamanın tamamlanarak Tuz Gölü DoÄŸal Gaz Yeraltı Depolama projesi kapsamındaki tesislerin bir bütün olarak devreye alınması planlanmaktadır.
İthal doÄŸalgazın ülke kullanımına sunulduÄŸu 1987 yılında toplam tüketimimiz 500 milyon m³ iken geçtiÄŸimiz yıl yalnızca BOTAÅž’ın toplam satış miktarı 39.4 milyar m³’e ulaÅŸmış olup tüketimde en büyük payı elektrik sektörü almıştır.
Ülkemize uzun dönemli kontratlarla Rusya, İran, Azerbaycan’dan boru gazı olarak, Cezayir ve Nijerya’dan ise LNG formunda doÄŸalgaz arzı saÄŸlanmaktadır. Bu da hem arz kaynağı hem de güzergâh çeÅŸitlendirilmesini saÄŸlayarak ulusal arz güvenliÄŸimizin tesisi yönünde çok önemli bir edinim olmuÅŸtur. İhtiyaç durumlarında spot LNG alımlarına da baÅŸvurulmaktadır. KuruluÅŸumuz serbest piyasa oluÅŸumu çerçevesinde, arz güvenliÄŸinden sorumlu tek ÅŸirket olmamakla birlikte, enerji arz güvenliÄŸi alanında ülkeye en büyük katkıyı saÄŸlamaya devam etmektedir.
Uluslararası ve bölgesel giriÅŸimlere katılım ve karşılıklı iÅŸbirliÄŸinin geliÅŸtirilmesi ve bu anlamda arz güvenliÄŸinin güçlendirilmesi ülkemizin siyasi öncelikler arasında yer almaktadır. BilindiÄŸi gibi, bu çerçevede yürütülen enerji diplomasisi sonucunda, ilk olarak Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Ana İhraç Boru Hattı Temmuz 2006 tarihinde iÅŸletmeye alınmıştır. Hemen ardından, BTC boru hattına paralel olarak, Hazar Bölgesi ülkelerinde üretilecek doÄŸalgazın Türkiye’ye, buradan da diÄŸer Avrupa ülkelerine taşınmasını hedefleyen Bakü-Tiflis-Erzurum DoÄŸal Gaz Boru Hattı Projemiz de hayata geçirilmiÅŸtir. Bu çerçevede, Güney Kafkasya Hattı üzerinden gaz alımına 2007 yılında baÅŸlanmıştır.
“Planlanan Projeler ile Avrupa’ya Açılım GeniÅŸleyecek”
Bunlara ilaveten önümüzdeki yıllarda artması beklenen Avrupa doÄŸalgaz açığını karşılamak üzere Hazar, Orta Asya, Orta DoÄŸu, Güney Akdeniz ülkeleri ve diÄŸer uluslararası kaynaklardan gelecek doÄŸalgazı Avrupa’ya iletmesi planlanan “Güney Avrupa Gaz Koridoru” kapsamında yürütülen proje çalışmalarımızda hızla devam etmektedir.
“TANAP, Nabucco, TAP ve/veya Türkiye-Yunanistan-İtalya DoÄŸal Gaz Boru Hattı projeleri ile de Avrupa’ya açılım geniÅŸleyecektir. Türkiye uzun dönemde 100 Milyar m3 gazı Avrupa’ya aktarabilecek, 150 Milyar m³’lük kapasiteleri aÅŸan bir doÄŸalgaz sistemine sahip olmak üzere planlarını yapmaktadır”
Yunanistan ile geliÅŸtirilen, Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi’nin ilk ve en önemli aÅŸamasını oluÅŸturan ve 2007 yılı ortasında iÅŸletmeye alınan Türkiye-Yunanistan DoÄŸal Gaz Boru Hattı Projesi, Avrupa’ya açılım stratejisi kapsamında yürütülen tek proje deÄŸildir. Bu kapsamda ve özellikle doÄŸalgaz kaynaklarındaki geliÅŸmelerin izin verdiÄŸi çerçevede, TANAP, Nabucco, TAP ve/veya Türkiye-Yunanistan-İtalya DoÄŸal Gaz Boru Hattı projeleri ile de Avrupa’ya açılım geniÅŸleyecektir. Türkiye uzun dönemde 100 Milyar m3 gazı Avrupa’ya aktarabilecek, 150 Milyar m³’lük kapasiteleri aÅŸan bir doÄŸalgaz sistemine sahip olmak üzere planlarını yapmaktadır.
GeliÅŸtirilen projelerde Hazar Bölgesi’ne öncelik verilmekle birlikte, hedefler sadece Azeri gazı ile sınırlanmamakta; tüm komÅŸuların refahına katkı yapacak biçimde hareket edilmektedir. Bu doÄŸrultuda bölgesel komÅŸularımız, orta vadede, yine Türkiye üzerinden taşınacak olan Irak, Türkmen ve hatta Kazak, Katar, Mısır, Suriye gibi gaz kaynakları ile de tanışabileceklerdir.
Azeri gazının batıya taşınması hususunda 2011 ve 2012 yıllarında önemli geliÅŸmeler kaydedilmiÅŸtir. Malumlarınız olduÄŸu üzere Åžah Deniz Konsorsiyumu’nun üreteceÄŸi Faz II gazından yıllık yaklaşık 10 milyar m³’ün BOTAÅž’ın doÄŸalgaz iletim sistemi üzerinden Avrupa tüketim noktalarına transit iletimine yönelik yapılan çalışmalar sonucunda Hükümetlerarası anlaÅŸma ve ticari anlaÅŸmalar paketi 25 Ekim 2011 tarihinde İzmir’de imzalanmıştır. Söz konusu Hükümetlerarası anlaÅŸmada alternatif olarak kayıt altına alınan ve münhasır bir boru hattı projesi olarak tasarlanan Trans Anadolu DoÄŸal Gaz Boru Hattı (TANAP) projesine yönelik olarak ise 24 Aralık 2011 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız ile Azerbaycan Yakıt ve Sanayi Bakanı arasında Ankara’da Hükümetler arası bir Mutabakat Zaptı imzalanmıştır. Buna göre, TANAP Konsorsiyumu’nun kurulum çalışmalarının baÅŸlamasına ve Türkiye tarafının BOTAÅž ve TPAO olarak %20 oranında hisse sahibi olmasına, geri kalan %80 hissenin ise daha sonra diÄŸer Åžah Deniz Ortakları baÅŸta olmak üzere ilgilenen ÅŸirketlere de paylaÅŸtırılmak kaydı ile SOCAR tarafından yüklenilmesine karar verilmiÅŸtir. Ardından TANAP ÅŸirketi kurulmuÅŸ, nihayetinde 26 Haziran 2012 tarihinde TANAP Projesi kapsamında Hükümetler arası anlaÅŸma ve ev sahibi ülke anlaÅŸması imzalanmıştır.
BilindiÄŸi gibi, Åžah Deniz Konsorsiyumu, Åžah Deniz gazının Avrupa’ya sevkine yönelik sürdürdüÄŸü çalışmalar kapsamında ilk etapta, Güney Avrupa güzergâhı için TAP Projesini, DoÄŸu Avrupa güzergâhı için ise Nabucco West Projesi’ni seçmiÅŸtir. Konsorsiyum’un yatırım kararı ve nihaî güzergâh seçimini ise 2013 yılının ilk yarısında yapması beklenmektedir.
Åžah Deniz Faz II gazının söz konusu proje ile taşınabilmesi amacıyla, BOTAÅž’ın da ortağı olduÄŸu Nabucco Projesi kapsamında Türkiye-Bulgaristan sınırından baÅŸlayacak ÅŸekilde Nabucco West kavramı geliÅŸtirilmiÅŸ olup; bu projenin yapılandırılması ile ilgili çalışmalara hızla devam edilmektedir.
“Irak’tan, hâlihazır mevzuat çalışmaları, ihale süreçleri ve saha durumlarındaki geliÅŸmeler doÄŸrultusunda orta vadede en az 10-12 milyar m3/yıl gazın Türkiye’ye rahatça taşınabileceÄŸine inanmaktayız ve bu da çok önemli bir potansiyel olarak karşımızda durmaktadır”
“Irak, Türkmenistan ve Katar; Türkiye için Önemli Ülkeler”
Tüm bunların yanında, oldukça verimli bir kaynak olarak Irak’tan, hâlihazır mevzuat çalışmaları, ihale süreçleri ve saha durumlarındaki geliÅŸmeler doÄŸrultusunda orta vadede en az 10-12 milyar m3/yıl gazın Türkiye’ye rahatça taşınabileceÄŸine inanmaktayız ve bu da çok önemli bir potansiyel olarak karşımızda durmaktadır. Hem sınırlarımıza oldukça yakın konumdaki gaz rezervleri hem de güneyde petrol ile birlikte üretilen Irak gazının Türkiye’ye taşınıp tüketilmesi ve buradan da uygun miktarların Avrupa pazarlarına yönlendirilmesi iki ülke için de çok önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. DoÄŸalgaz alışveriÅŸinin gerçekleÅŸmesi tarihî, sosyal ve ekonomik iliÅŸkilerimizi daha da güçlendirecek, Irak’ın Avrupa ve dünya pazarlarına entegrasyonuna önemli katkılarda bulunacaktır. Türkmen gazı ile ilgili geliÅŸmeler de yine yakından izlenmektedir. Türkmenistan orta vadede deÄŸerlendirilmesi gereken kaynaklara sahip. Kaya gazı enerjisi, katı yakıt enerjilerine bakmak lazım. LNG için de Katar çok önemli bir ülke. Türkiye üretici konumunda olursa gerçek rekabet o zaman ortaya çıkacaktır.
Önümüzdeki dönemde uluslararası projeler ile transit boru hatlarının da devreye girmesi; Türkiye’nin gerçek anlamda serbest doÄŸalgaz piyasasını oluÅŸturmasına, ÅŸeffaf ve daha rekabetçi bir fiyatlandırma mekanizmasının oluÅŸturulmasına ve de aynı zamanda üretim ayağının da dünya ile rekabet edecek bir reel sektörün daha güçlü hale gelmesine katkı saÄŸlayacaktır.
Yukarıda çizilen tablonun ışığında, Kurumum BOTAÅž’ın öncelikle ülkemiz arz güvenliÄŸi ve refahı doÄŸrultusunda çalışmalarına hız kesmeden devam edeceÄŸinin; ardından da bölgemizdeki arz kaynakları ile Avrupa pazarı arasındaki baÄŸlantıyı saÄŸlayarak hem kaynak ülkelerin refahına hem de Avrupa ülkelerinin arz güvenliÄŸine çok önemli katkıda bulunacak ÅŸekilde projelerini geliÅŸtireceÄŸinin altını çizmek isterim.
Son olarak kış dönemine girdiÄŸimiz bu zamanda yüzde 98'ini ithal ettiÄŸimiz bir kaynakta bir kesinti olabiliyor. Bunu büyütmememiz lazım. Herkesin bilinçli hareket etmesi lazım. Kısıtlı kesinti olabilir ama ÅŸu anki öngörümüz yıllık ve günlük ihtiyaç olarak bir sıkıntı gözükmüyor. OlaÄŸanüstü hava ÅŸartları ve teknik nedenlerden ötürü olacak talep artışı etkisini tatbiki gösterir. Kamu ÅŸirketi olduÄŸumuz için her hareketimiz mevzuata tabii. Enerji piyasası hızlı bir sektör mevzuatlar hızlandırılmalı. Üst makamlara bunu iletiyoruz. Önümüzdeki iki yıl için talepte bir patlama olmadığı müddetçe bir sıkıntı gözükmüyor. Gelecek dönemler için alternatif kaynakların devreye girmesi lazım. Mevcutta tasarruf tedbirleri de alınması gerek İlginizi çekebilir... Alarko Holding, "Pozitif Etki: YeÅŸil Yaka" Programı SürdürülebilirliÄŸe Yatırım YapıyorAlarko Holding'in sürdürülebilirliÄŸi kurumsal kültürün merkezine yerleÅŸtirme kararlılığının güçlü bir ifadesi olan "Pozitif Etki" yeÅŸil ya... Rota Klima Müşteri Memnuniyetinde Fark YaratıyorTürkiye'nin her bölgesinde eÄŸitimli ve konusunda uzman 160 yetkili satıcı ve 240 yetkili servis ile müşterilerine hızlı ve güvenilir hizmet veren ... Taşınmadan Önce Sorulması Gereken Soru: Yalıtım Var Mı?DoÄŸru yalıtım uygulamaları sayesinde yıl boyu ideal sıcaklık korunur, dış gürültüden uzak huzurlu bir ortam saÄŸlanır ve nem ile rutubetin neden olduÄŸu... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.