Previous Page  18 / 116 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 18 / 116 Next Page
Page Background

KONUK YAZAR

16

Tesisat •

Haziran 2017

“SAĞLIKLI, GÜVENLI,

KONFORLU YAŞAM

VE ÇEVREMIZI

KORUMANIN TEK

YOLU

YALITIM”

İZODER Yönetim Kurulu Başkanı

Levent Pelesen

ISI YALITIMI ILE HEM EKONOMIK HEM

ÇEVRESEL KATKI

Yaşadığımız binada dengeli ısı dağılı-

mını sağlayarak sağlığımıza büyük ölçüde

katkıda bulunan ısı yalıtımı, sadece kış ay-

larında değil, yaz aylarında da sıcağa karşı

alınabilecek en etkili önemlerin başında

geliyor. Yalıtım, Türkiye ekonomisi ve son

kullanıcı için büyük önem arz ediyor. Çün-

kü yalıtımla kışın ısıtma, yazın da soğutma

amacıyla harcanan enerjiden ortalama

yüzde 50 tasarruf sağlanıyor. Bu da do-

ğalgaz ve eletrik faturalarını yarı yarıya

düşürüyor. Yalıtım uygulaması yapılma-

mış bir binada ısı kaybının en çok olduğu

yerler pencereler ve çatılardır. Buralarda

yüzde 25 oranında ısı kaybı yaşanır. Ener-

jimizi boşa harcamadan, güvenli ve kon-

forlu yapılarda yaşamayı hedefliyor, aynı

zamanda yüzde 50’ye varan tasarruf elde

etmek istiyorsak, binalarımızın tamamını

ısı yalıtımı ile koruma altına almamız şart.

Ayrıca daha fazla enerji verimliliği

sağlamak için düşürülmüş enerji limitleri

dolayısıyla özellikle ısı yalıtımı uygulama-

larının enerji verimliliğindeki rolü daha bü-

yük önem kazandı. Bugün gelişmiş ülkeler

sıfır enerjili konutlar, pasif evler gibi kon-

septlere yönelmiş durumda. Enerji verim-

liliği stratejilerinde ve özellikle binalarda,

tüm taraflar; sektör, kamu ve tüketiciler

üzerlerine düşeni hassasiyetle yerine ge-

tirmektedir. Türkiye’nin, İklim Değişikliği

Paris Anlaşması’ndaki gibi uluslararası

taahhütlerini yerine getirmesi, binalarda

enerji verimliliği açısından yalıtımının sağ-

lıklı gelişmesi için yaşamsal önemdedir.

SU YALITIMI BINALARI DEPREME KARŞI

KORUYOR

Türkiye topraklarının yüzde 92’si ve

nüfus yoğunluğunun yüzde 95’i deprem

kuşağında yer alıyor. Bu yüksek riskli ku-

şakta can ve mal güvenliğini sağlayabil-

mek için alınması gereken en temel ön-

lemlerin başında ise uzun ömürlü ve dep-

reme dayanıklı binalar inşa etmek geliyor.

Bunun için de, yapıların, öncelikle su yalı-

tımı ile donatılarak korozyona karşı korun-

ması gerekiyor. Ülke genelindeki 19 milyon

konutta halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon

konut ise deprem açısından riskli bina sta-

tüsünde. Ülke olarak depremle yaşamayı

öğrenmeli, güvenli ve kaliteli yapılaşma

bilinciyle hareket etmeliyiz. Yapıyı oluş-

turan ana elemanları (demir ve beton),

binayı ömrü boyunca koruyacak olan su

yalıtımının hayati önemini, İZODER olarak

her kesime anlatmaya devam edeceğiz.

Öte yandan ülkemizde bina yapı tek-

nolojisi ‘Betonarme’ yapı sistemine da-

yanıyor. Beton ve demirden oluşan bir

sistem ile imal ediliyor. Binalarımızın tüm

yükünü kiriş, kolon, döşeme ve perde du-

var dediğimiz betonarme yapı elemanları

taşıyor. Binanın kendi yükü, işletme yükü,

deprem, rüzgar gibi faktörler bina tasarı-

mında dikkate alınır ve ona göre mühen-

disler emniyetli şekilde bu yapı elemanla-

rının hesabını yaparak, beton ve demirin

boyutlarını tespit eder. Buradan hareketle,

binaların 80-100 yıllık kullanım ömrü be-

lirlenir.

Betonarme yapı sistemlerinin en has-

sas oldukları noktalardan birisi suya karşı

olan hassasiyetleridir. Sürekli suya maruz

kaldıkları durumda ‘Korozyon’ dediğimiz,

özellikle demirin paslanmasıyla birlikte

sistemin olumsuz etkilenmesi, kesit kayıp-

larına uğraması kesin bir sonuç olmakta-

dır. Bu durum 10-15 yıl gibi bir süre içinde

binanın taşıma kapasitesini zaafiyete uğ-

Hayatımızı sağlıklı, güvenli, konforlu ve enerji verimli yapılarda sürdürmek istiyorsak, binalarımızda ‘ısı’, ‘su’, ‘ses’

ve ‘yangın’ yalıtımının etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamalıyız.

“Yapıların, öncelikle su yalıtımı

ile donatılarak korozyona karşı

korunması gerekiyor. Ülke

genelindeki 19 milyon konutta

halen su yalıtımı yok. 6.5 milyon

konut ise deprem açısından riskli

bina statüsünde.”