
Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından 2010 yılında baÅŸlatılan ve 2017’den bu yana Geberit sponsorluÄŸunda düzenlenen Türkiye’nin mimarlık alanındaki ilk seyahat bursu olan “Arkitera Seyahat Bursu”nun 2024 yılı kazanan ismi açıklandı. Geberit’in 2024 global teması olan “150 Years of Tomorrow”dan ilham alarak geliÅŸtirilen “Zamansız Mimarlık” temasıyla gerçekleÅŸtirilen baÅŸvurular arasında bursu almaya hak kazanan isim, “The Folds” baÅŸlıklı projesiyle Refik Berk CıngıloÄŸlu oldu.
Kent ve mimarlık gündeminin öne çıkan güncel konuları doÄŸrultusunda Ä°sviçreli sıhhi tesisat devi Geberit’in 2024 global teması olan “150 Years of Tomorrow”dan ilham alarak geliÅŸtirilen “Zamansız Mimarlık” teması etrafında gerçekleÅŸtirilen Arkitera Seyahat Bursu’nun 2024 bursiyeri açıklandı. Ön deÄŸerlendirme sonucunda finale kalan 9 aday arasından 2024 yılının kazanan ismi, The Folds baÅŸlıklı projesiyle Refik Berk CıngıloÄŸlu oldu. 14 Åžubat Cuma günü Geberit Genel Merkezi’nde Mimar Ali Çalışkan, Mimar Pınar Gökbayrak, 2023 Arkitera Seyahat Bursu kazananı Mervan Önen, bir Arkitera temsilcisi ve bir Geberit temsilcisinden oluÅŸan jüri üyelerine yaptıkları fiziksel sunumların ardından deÄŸerlendirme sonucu birinci olarak belirlenen CıngıloÄŸlu, kazandığı burs kapsamında Almanya hattında Berlin ve Wolfsburg ÅŸehirlerine gidecek.
“Kıvrımlar, bireylerin algılarında ve deneyimlerinde sürekli dönüÅŸen, birbirine baÄŸlı birer hikaye anlatır”
Bu yıl 8. kez Mimarlık, Åžehir ve Bölge Planlama, Ä°ç Mimarlık, Peyzaj Mimarlığı ve Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümü öÄŸrencileri ve mezunlarının geliÅŸimine destek vermek amacıyla verilen bursu kazanan Refik Berk CıngıloÄŸlu, projesine dair ÅŸu açıklamalarda bulundu: “Kıvrımların iç içe geçmiÅŸ, birbirine dolanmış yapısına yaklaÅŸtığınızda, her ÅŸey bir bütün olarak algılanır. Bu, hem düzenli hem de kaotik bir akış gibi görünür. Ancak yakından baktıkça, bu bütünleÅŸik yapının aslında sonsuz bir hareket barındırdığını fark edersiniz. Bu ilk bakış, kıvrımların yüzeyde sunduÄŸu bütünlük yanılsamasına bir davettir; derinlikte gizlenen hikayeleri açığa çıkaran bir merakın baÅŸlangıcıdır. YakınlaÅŸtıkça kıvrımların yüzeyinden ayrılan ince çizgiler görünür. Ä°lk bakışta bu çizgiler, sonsuz bir yolculuÄŸa uzanıyormuÅŸ gibi hissedilir. Ancak biraz daha yakından bakıldığında, bu çizgilerin aslında farklı yoÄŸunluklarda, katman katman ayrışan yapılardan oluÅŸtuÄŸu fark edilir. Her çizgi, kendine özgü bir hikaye ve anlam taşır; sonsuz gibi görünen bu yapı, kendi içinde sonsuz katmanlar barındıran bir dünya yaratır. Kıvrımlara daha derinlemesine baktığımızda, bu sonsuz çizgilerin birer katman olduÄŸunu görürüz. Her katman, toplum, zaman, kültür, ideoloji ve mekan gibi farklı olguların bir temsili gibidir. Ä°nsan perspektifinde tek bir bütünlük gibi algılanan bu yapı, aslında sayısız kıvrılmış katmanın bir araya gelmesinden oluÅŸur. Bu noktada kıvrımlar, bireylerin algılarında ve deneyimlerinde sürekli dönüÅŸen, birbirine baÄŸlı birer hikaye anlatır. Bu katmanların bazıları, insan algısında görünmezdir; zamansal, mekânsal ya da ideolojik uzaklıklara gizlenmiÅŸtir. Ancak varlıklarını hissetmek mümkündür. Teknolojinin sunduÄŸu artırılmış gerçeklik (AR) ve dijital simülasyonlar gibi araçlar sayesinde, bu görünmeyen katmanları görünür hale getirmek mümkün. Böylece kıvrımlar, yalnızca bir metafor deÄŸil, aynı zamanda insan algısını yeniden ÅŸekillendiren bir deneyim haline gelir. Bu çalışma, zamansızlığın ve kıvrımların insan perspektifinden nasıl somutlaÅŸtırılabileceÄŸini göstermeyi amaçlar.”
R E K L A M