Öncelikle neye yatırım yaparsanız yapın ona inanmanız gerekiyor. Biz bu kanala inanıyoruz çünkü muadil kanal sistemlerine göre -özellikle teknolojinin de gelişimiyle- o kadar büyük avantajlar getirdi ki, bu kanalın tercih edilmemesi için bir neden kalmaması gerektiğini düşündük. 

 

Bu avantajları açıklamak gerekirse, bir kere her şeyden önce farklı bir materyalden bahsediyoruz. Biri; siyah bir demir üzeri galvanizleme, diğeri alüminyum. Ve bu iki sistemden birisinde; alternatif cam yünü, kauçuk izolasyon, taş yünü gibi izolasyon işlemi yapılırken burada da polisiyoizonürat tan oluşan kompozit bir malzeme var. Bu iki malzemeyi iki ayrı işlemde kıyasladığınızda şöyle avantajlar ortaya çıkıyor. Birincisi; klasik sistemin yapım aşamasında harcanan zaman, yeni sistemin yapım aşamasında harcanan zamanın iki katı. Çünkü iki işlem yapıyorsunuz, buradaysa tek işlem söz konusu. Hele hele dış mekan uygulamalarında üç tane işlem yapılıyor. Önce kanal, sonra izolasyon, ondan sonra da üzerine tekrar bir kaplama yapılıyor. Bizim ürün gamımızdaki kanalda ise tek seferde bitiriyorsunuz ki burada hız, üçte biri daha az bir zamanda gerçekleşiyor. İkinci önemli özellik; galvaniz özellikle havuz gibi ortamlarda klor veya deniz kenarı dediğimiz yerlerde, nem ve tuz oranının yüksek olduğu yerlerde kesinlikle deformasyona uğruyor, çünkü artık eskisi gibi çinko oranı yüksek galvanizler kullanılmıyor. Oysa burada malzemenin deformasyonu açısından baktığınızda böyle durum söz konusu değil. Malzememizi diğer klasik sistem hava kanalı ve izolasyonla kıyasladığınızda binalara onda bir oranında daha az yük getiriyor. Yani, binaların statik yük hesaplamalarını eğer bu kanalla yaparsanız belki daha az çimento, daha az demir kullanacaksınız veya daha fazla ekipmanla donatma imkanına sahip olacaksınız. 

 

“Lamda değeri ne kadar düşükse, kaybedilen enerjide o kadar avantajlısınız”

Enerji verimliliği açısından işin tekniği çok önemli. Biliyorsunuz, her bir akışkan, bir şeyin içerisinden geçerken kendi ısısını etraf ısısıyla ısı transferi yapar. Bu anlamda da sac hava kanalları çeşitli malzemelerle izole edilir. Bu izolasyonun sebebi, içinden geçen havanın sıcaklığı veya soğukluğunun dışarıdaki ortamla ısı transferini engellemek amaçlıdır. Bu anlamda da bu malzemelerin ısı iletkenlik katsayısı dediğimiz yani, içindeki soğutulmuş veya ısıtılmış enerji yüklü havanın dışarıya kayıp olarak geçmesini engellemektir. Burada lamda değeri dediğimiz bu ısı iletkenlik değeri ne kadar düşükse, kaybedilen enerji anlamında o kadar avantajlısınız demektir. Bugün piyasada bunu en iyi izolasyon malzemesi ile kıyasladığımız zaman, karşımızdaki lamda değerine göre bizim % 50 daha düşük bir lamda değeri olan izolasyona sahip olduğumuz görülüyor. En iyi izolasyon malzemesinin (taşyünü anlamında) lambda değeri 0,033 iken bizim değerimiz 0,021’dir. 

 

“Günlük üretim kapasitemiz yaklaşık 5500 m²”

Günümüzde bu üretimle beraber bir de maliyet avantajı sağladık. Klasik sistemle bizim sistemimizi karşılaştırdığımızda; cam yünü izolasyonu uygulamalarında aynı fiyattayız, kauçuk izolasyonu uygulamalarında bizim kanalımız daha ucuz, taş yünü izolasyonu uygulamalarında ise bizim kanalımız en az % 20 daha ucuz. Nakletmek çok kolay, çünkü hazır bir galvaniz hava kanalını naklettiğiniz zaman bir tırda maksimum alabilecek imal edilmiş kanal miktarı yaklaşık 800 m² civarındadır. Oysa biz bir tırda panel halinde gönderdiğimizde 3500 m² kanalı sevk edebiliyoruz. Panellerimiz şantiyede yapıldığı ve yapımı da çok kolay olduğu için panel halinde gönderiyoruz, yapılmış halde değil. Hacim olarak çok az yer kaplıyor. Ve bu  özellikle ihracatta çok büyük avantaj getiriyor.. Yurtdışında özellikle Azerbaycan’a bir tır, yaklaşık 6000 dolar civarında gidiyor. Siz sac kanal artı bir de bunun izolesini göndermeye kalktığınız zaman bizim bir tırımıza karşılık belki üç tır nakliye yapmak zorunda kalıyorsunuz. Bu tabi büyük bir avantaj getiriyor. Üretim kapasitemiz günlük yaklaşık 5500 m². Her türlü talebe çok rahat bir şekilde karşılık verebilecek kapasitede bir tesis. Son teknoloji ile donatılmış vaziyette. Üretim hem buradan operatör vasıtası ile hem de İtalya merkezden birebir kontrol edilebiliyor. Üretim değerleri her saat başı raporlanıyor. Eğer limitlerin altında veya üstünde bir şey çıkacaksa da makine zaten kendini otomatik olarak kapatıyor ve ikaz veriyor. 

 

Burada önemli olan malzemenin yoğunluğu. Bizim spesife ettiğimiz yoğunluğumuz 48 kg/m³. Artı eksi % 5 toleransla bu üretim limitlerinin eğer üzerinde veya altında bir üretime çıkıyorsa, karışım oranlarından bunu alıyor ve anında üretimi durduruyor. Bunu, dediğim gibi hem buradan görebiliyorsunuz, hem İtalya’dan görebiliyorsunuz. Bu raporlarda da yukarıda bahsettiğim değer ölçülüyor. Biz burada bu üretime başlamadan önce özellikle Ankara’da 5 tane uygulayıcı ekip vardı. Pazar, o günün şartlarında yeterliydi. Bugün ekip sayısı sadece Ankara’da 25’e çıktı. Üretim tesisimizle beraber eğitim salonumuzu hizmete aldık, çünkü bu işin en önemli noktası uygulamadır, işçilik noktasıdır, bunun belli başlı kuralları vardır, aynı sac kanalda olduğu gibi bu kurallara riayet edilmesi durumunda biz her türlü güvenceyi veriyoruz. Ama bu güvenceyi verebilmemiz için de kalifiye bir elemanın kurallar çerçevesinde bunu imal etmesi gerekiyor.

 

“Doğru uygulama ve kaliteyi, verdiğimiz eğitimlerle sağlıyoruz” 

Türkiye de üretime başlamadan önce özellikle Ankara’da 5 tane uygulayıcı ekip vardı. Pazar, o günün şartlarında yeterliydi. Bugün ekip sayısı sadece Ankara’da 25’e çıktı. Üretim tesisimizle beraber eğitim salonumuzu hizmete aldık, çünkü bu işin en önemli noktası uygulamadır, işçilik noktasıdır, bunun belli başlı kuralları vardır, aynı sac kanalda olduğu gibi bu kurallara riayet edilmesi durumunda biz her türlü güvenceyi veriyoruz. Ama bu güvenceyi verebilmemiz için de kalifiye bir elemanın kurallar çerçevesinde bunu imal etmesi gerekiyor. Bu eğitimde önce anlatıyoruz, ondan sonra istediğimiz parçaların yapılmasını istiyoruz, bu parçaları standartlara göre yapabilen insanlara da bir sertifika veriyoruz. “Evet, bu arkadaşımız bu kanalın kesimi ve birleştirme işlemini yapabilecek boyuttadır” diye, çünkü montaj işlemi diğerleri ile aynı hiçbir şekilde fark etmiyor, önemli olan burada kesimin doğru yapılması ve birleştirme kurallarına riayet edilmesi. Ve bu eğitim merkezimizi hiçbir ücret almadan, sadece bu arkadaşlarımızın bu kanalın da üretiminden bir kazanç sağlaması ve doğru iş yapması için açtık. Ve herkese de bunu duyuruyoruz. İsteyen randevu alarak ekibini bize gönderebilir. Eğitimler periyodik değil çünkü standart bir şey, ancak bu eğitimi geçemeyen olursa bir sonraki eğitime tekrar gelebilir. Burada iki faktör var. Birincisi; malzemeden minimum fire çıkartmak gerekiyor, bu minimum fire yatırımcının veya uygulayıcı firmanın cebinden çıkacak bir para olduğu için. İkincisi de; malzemeyi efektif kullanma anlamında yani hangi parçanın nerede doğru kullanılacağını becerebilen bir arkadaşımız bu sertifikayı alabiliyor.

 

“Son kontrol bizim için önemli”

Son kontrol mekanizması var. Bizim bu konuda şantiye denetimlerimiz var. Bu denetimler iki etaptan oluşuyor. Bir, bu imalatın yapılması için gerekli olan malzeme ve donanımın şantiyede olup olmadığı. Bunlar tezgahlar, mastarlar, silikon tabancaları gibi, bunlar hazır mı değil mi, ona bakıyoruz. İki, yapılmış imalatın kontrolü.  Bu da asılmış olan bir kanalın sökülmesini istiyoruz. Sökülürken eğer eksik bir şey varsa anında ortaya çıkıyor. En son aşamaya geldiğinde iç ve dış detaylara bakıldığında her bir yapılması gereken işlemin bir puanı var.Dediğim gibi amacımız; bu üretimle beraber hem bu ürünü yaygınlaştırmak hak ettiği yere getirmek ama bunu getirirken de bir şeyleri doğru yapmak. Çünkü yapacağımız her yanlış, bizim geleceğimizden çok şeyi götürecek ama doğru atacağımız her adım bizim geleceğimizi garanti altına sokacaktır. O yüzden buna özellikle dikkat ediyoruz. Bu salonumuzu yılbaşında devreye aldık ve 5 aydır üretim zamanları dışında haftanın 2 günü burada programlı eğitim veriliyor. 

 

“Türkiye’nin ilk lisanslı alüminyum gofrajlı Antimikrobiyal hava kanalı üreticisiyiz”

Bu bildiğimiz klasik kanal sistemine göre daha teknolojik üstünlüğe sahip. Kanallarda bildiğimiz gibi kayıp / kaçak oranları oldukça yüksek. Bunun kayıp / kaçak oranı nedir onu konuşmak istiyorum. Kayıp / kaçak oranında 400 pascala kadar yapılan testlerde zaten C sınıfı sızdırmazlık sertifikasına sahip. 400 pascal üzerinde B sınıfı sızdırmazlık sertifikasına sahip. Bu anlamda bu kabul edilebilir, iyi bir sınıflama. Bir de Antimikrobiyal ürünümüz var. Yani bu şu anda dünyada hiçbir firmada olmayan, know how’ı bizde olan bir ürün. Kanallarımızın iç yüzeyi gümüş iyon kaplı. Bu kanal sayesinde biz ne hizmet sunuyoruz? Hijyenik ortamlar özellikle ameliyathaneler, yoğun bakımlar, gıda sektörü, kimya, ilaç sektörü gibi yerlerde havadaki mikroorganizmanın olması istenmiyor. Gümüş iyonu, daha ilk çağlardan beri kullanılmasının sebebi de gümüşün bu tür mikroorganizmaların DNA’sını parçalıyor. Kanalımızın iç yüzeyindeki gümüş iyonları yüzeyden ayrılırken yüzeydeki mikroorganizmanın DNA’sını parçaladığı için üreyemiyor ve çoğalamıyor. Ömrü ne kadarsa o süre sonunda yok olup gidiyor. Bu anlamda da Türkiye’de ve dünyada ciddi referanslar var. Bunlardan da en sonuncusu Acıbadem Hastanelerinin, Bodrum Hastanesi ve şimdi Ankara’da başlayan hastanesinde tüm ameliyathane, yoğun bakımlar hatta ve hatta hasta katları dahil bu kanaldan yapılıyor. Alp Teknoloji’den bahsetmek istiyorum. Alp Teknoloji, İtalya’da kurulmuş bir firma. Yaklaşık 26 yılını tamamladı. Ve bu teknolojide Alp, sektörünün her zaman lideri oldu. Ürün gamımızda 4 tane değişik ürün var. Bunun bir tanesi standart ürün, biraz önce bahsettiğim, herkeste olan bir ürün. Ama Antimikrobiyal dediğimiz Alp Active ürünü dünyada sadece bizde var. Aynı sistemde, dünyada hiç kimsede olmayan dairesel alüminyum hava kanallarımız var. Ve İnsafe dediğimiz ameliyathane bölme duvarlarının olduğu yine Antimikrobiyal panellerimiz var. Bu son saydığım 3 ürün hiçbir rakibimizin ürün gamında, üretim portföylerinde ve Ar-Ge’lerinde yok. Alp sürekli kendini geliştirerek yeniliyor ve yeni bir şeyleri teknolojisi ile pazara sunma çabasında. Bunun sebebi de Ar-Ge’ye yaptığı yatırımdır. Bu yatırımlar nedeni ile  birçok rakip Alp Teknolojiyi belki de çılgın diye adlandırılıyor ama daha sonradan bunu nasıl takip ederimin peşine düşüyorlar ve uyduruk şeyler ortaya çıkartmaya çalışıyorlar. Bu anlamda Alp’le olan ortaklığım benim için çok önemli. Dediğim gibi herkesin dışında farklı alternatif ürünler sunma imkanını sağlıyoruz. Bu hem benim hem de bizimle çalışan, inanan bayilerimiz için de büyük bir avantaj haline geliyor. 

 

“Geleceğe yönelik farklı imalat hedeflerimiz var”

Ürünümüzün özellikle gümüş iyonlu üretim kısmı çok enteresan ve farklı amaçlarla da kullanılabiliyor. En son Ankara’daki fuarda bizi ziyaret eden bir müşteri ürünü inceledikten sonra uluslar arası cenaze taşımacılığı yaptığını söyledi. Ürünün bu özelliği nedeniyle tabutların içini bununla kapladığında, daha sağlıklı bir iş elde edeceğini belirtti ve malzeme satın aldı. Yeni yaptığımız bazı anlaşmalar var. Bu anlaşmalar neticesinde ismini şu an açıklamayacağım bazı firmalarla, Antimikrobiyal  hepa ,slot ve anemostat Kutuları gibi değişik imalat hedeflerimiz var. Bunları da çok kısa bir sürede gerçekleştireceğiz. Ankara Üniversitesi Kökhücre Laboratuarının tüm duvarları ve tavanı bu bahsettiğimiz malzemeyle kaplandı. Özellikle Avrupa’da ve orijini olarak İtalya’da şu an yoğun bir şekilde kullanılıyor. Çok büyük bir avantaj çünkü kompakt olması nedeniyle çok kolay monte edilebiliyor. Ayrıca çok kolay bir şekilde bir yerden başka bir yere transferini sağlayabiliyorsunuz. Herhangi bir değişiklik yapmanız veya odayı büyütmeniz durumunda bu fleksibiliteye sahip. O anlamda da büyük bir avantaj getiriyor. Montajı ve demontajı o anlamda çok rahat ve kolay. 

 

“Yangın dayanımı konusunda eğitim ve tanıtım seminerleri düzenliyoruz”

Maalesef günümüzde hala en çok zorlandığımız konu yangın dayanımı. Çünkü bundan yaklaşık 10 yıl önceki üretimle şu anki yenilenen teknoloji arasında çok büyük farklar var. Bu farkları şöyle açıklamak gerekirse; artık yeni nesil gazlarla hammadde üretimi yapılıyor. Yani kloroflorokarbon içermiyor. Dolayısıyla malzemenin teknik yapısındaki değişiklikler nedeniyle Alp, Avrupa normlarında EN 13501 Yangın Sertifikası’na sahip bir üründür. Bu malzeme B sınıfıdır, bu da zor alevlenebilir bir malzeme olduğunu, duman miktarı anlamında S 2 ve S3 olarak ürünlere göre değişen üretimi vardır ve d:0’dır, yani eriyip damlama yapmaz. Bundan 10 yıl öncesinde bu özelliklere sahip bir üretim belki yoktu ama bugün geldiğimiz noktada her şeyde olduğu gibi daha ileriye doğru gidiliyor. Dolayısıyla yangınla ilgili olarak insanlarda, “bu malzeme yanıyor, bu malzeme kötüdür, yangın standartlarına uymuyor” gibi geçmişten gelen alışkanlıklar var. Bu doğru değil. Bunun için de biz eğitim ve tanıtım seminerleri ile bunu vurguluyoruz. Ve yangın testlerini yapıyoruz. Bu neticede zaten referanslarımızı ilerletiyoruz.

Avrupa uyum yasaları gereği bu sertifikaları kendimize uyarladığımız zaman dünyada bu sertifikayı almış iki firma var. Diğer üretim yapan firmaların hiç birinde bu yangın sertifikası yok. Bunlardan bir tanesi de zaten biziz. Dolayısıyla bir kıyaslama yapıldığı zaman belki insanların çekindiği, korktuğu diğer bu sertifikasyona sahip olmayan markalar olabilir ama bu bizim için geçerli bir şey değil. Çünkü bizde bunun ispatı olarak uluslar arası akredite edilmiş bir laboratuardan verilmiş sertifikasyon var. Bu tür kimyasal hammaddenin üretimi ile ilgili sadece yangını değil, basıncı, sertliği, ısı iletkenliği, sızdırmazlığı ve birçok şeyi gerektiren testlere tabi tutularak Avrupa’ya uyum şartlarında üretilebilir anlamında  Avrupa normlarında EN 13403 sertifikasına haizdir. Bu da yine iki firmada var, bir tanesi biziz. 

 

“Yeşil bina konseptine tamamen uyumludur”

Bilindiği üzere yeşil bina sertifikası almak ve sınıfını (gümüş, altın, platin) belirlemek için belli kategorilerde projenin puanlaması yapılmaktadır. Bu puanlamalarda 800 m²’lik bir alandan malzeme temini, malzemenin imalatı sırasında harcanan enerji, karbon salınımı ve iç hava kalitesi gibi kriterleri göz önüne aldığımızda, bizim ürünümüz projelere klasik sisteme göre puan kazandırmaktadır.Tek tek ele alırsak Ankara, Türkiye’nin merkezinde olması nedeni ile 800 m²’lik alan içerisinde bir çok ile malzeme sevki ile daha az nakliye nedeni ile fosil yakıt tüketimini azaltmaktadır. Klasik sistemdeki galvanizin kanalın imalatı sırasında önce demir cevherinin çıkarılması, yüksek sıcaklıkta eritilmesi,plaka haline getirilmesi ve en son galvanizleme işlemleri için harcanan enerjiye birde izalasyon malzemesinin imalatı sırasında harcanan enerjiyi dikkate aldığınızda bunlara bir de nakliyeyi kattığınızda bizim ürünümüzün ne kadar çevreci olduğunu göreceksiniz. İç hava kalitesinde bu günkü konsepte sadece CO2 miktarı göz önene alınarak taze hava miktarının %30 artırılması yeterli gözüküyor. Bu sadece insan konforu açısından daha fazla oksijen anlamına geliyor. Oysa herkesin bildiği lejyonella (klima hastalığı) mikrobu sayesinde “insan sağlığı” göz ardı ediliyor. Bizim antimikrobiyal gümüş iyon kaplı kanalımızla bu tip projelerde sadece konfor değil konfordan çok daha önemli hijyen imkanı ile insan sağlığına da katkıda bulunmaktayız. Sonuç olarak böyle bir teknolojiyi yatırım olarak ülkemize bir katmadeğer olarak kazandırdığımız için yaşadığımız bu onuru tüm sektör dostlarımızla paylaşmaktan dolayı çok mutluyuz. 

 

 

Ön İzoleli Gofrajlı Alüminyum Hava Kanalı Üreticisi Alp Air Quality, Life Quality