E.C.A.
WAVIN

TTMD Türk Tesisat Mühendisleri Derneğinin IX. Olağan Kongresi

TTMD Türk Tesisat Mühendisleri Derneğinin IX. Olağan Kongresi

9 Mayıs 2011 | KONUK YAZAR
184. Sayı (NİSAN 2011)
1.946 kez okundu

CELAL OKUTANTTMD Türk Tesisat Mühendisleri Derneğinin IX. Olağan Kongresi
26 Mart 2011 tarihinde Ankara Hilton Otel’de yapılan TTMD 9.uncu Olağan Kongresi beklenenin çok üstünde bir katılım ile sona ermiştir. Bu nedenle Cafer Ünlü başkanlığındaki geçmiş yönetim kurulunu kutlar, kendilerine sağlık ve mutluluklar dileriz. 
 
Kongre İstanbul üyelerinin ilk kez beklenilenin üstünde katılımı ile gerçekleşmiştir. Genel kurulda bu defa bir muhalif grup görüşlerini sergilemiştir. Konular derinden incelendiğinde eleştirilen konuların üyeler arası iletişim eksikliklerinden kaynaklandığı görülmüştür. Buna karşın yönetimin bütün yaptırımları, haberleri üyelerine elektronik ortamda duyurduğu, hatta ilgilileri basın toplantılarında uyardığı anlaşılmıştır. Bu iletişim ağı bence yönetimin büyük bir başarısı sayılmalıdır. Özellikle 2010 yılında yapılan uluslararası Sempozyum ile Rehva Kongresi’ndeki diğer başarıların yanı sıra yapılan seminerler, eğitimler, yayınlar ve derneğin diğer derneklerle müşterek faaliyetleri TTMD için büyük bir övünç kaynağı olmuştur.
 
Üye sayısı 2000 adedin üstünde olan TTMD’nin kongrelerinde elbette muhalif bir grup oluşmalı, sorunlar demokratik bir ortamda tartışılmalıdır. Nitekim bu kongrede sorunlar dinlenmiş ve değerlendirilmiştir. Eski başkanlarımızdan birinin sektörel değerlendirmesinde tesisat mühendisliğinin yetki ve görevleri anlamında yerlerde süründüğü, kaile alınmadığı, taşeron durumları nedeniyle dışlandığı iddiası dikkate şayandır. Bu husustaki sorunlar acilen ele alınmalıdır.
 
Yatırımcıların bu doğrultuda taşeronlara önem vermemesi dikkatle değerlendirilmelidir. Bizler desteklerimiz ile öne çıkan iş adamlarımızdan hizmet sektörüne destek beklemekteyiz. Kongrenin en önemli konusu dileklerde gündeme gelmiştir. Oda ile münasebetlerimizde odamızın uzmanlık belgesi veriş tarzındaki usul ve yöntemler çok üzücüdür. Elli yıllık bir tasarımcı meslektaşımızın Oda’dan uzmanlık belgesi alamaması gülünçtür. Bu konuda tasarımcıların sorunlarına parmak basılmalıdır. Yeni yönetimde altı adet tasarımcı mevcuttur. Hemen hemen hepsi sorunlarımıza vakıftır. Öncelikle hizmetimiz değerlendirilmeli, pursantajlar değiştirilmelidir. Hizmet bedeli oranlarında tesisat mühendisliği hizmet bedelini %50 mertebesinde tutarak tasarımda BEP enerji kimliği, yangın güvenliği, otomasyon hizmetleri yaptırılmakta olup, esasında her birinin ayrı bir bedeli, her hizmetin yapabilirlik sigortası olmalıdır. Ayrıca kamu kurumlarının tesisat proje ihalelerinde asgari ücret tarifnamesinin %40 oranına inerek teklif verenlerin projeleri sorgulanmalıdır.
 
Tasarımcılar dışında uygulayıcı meslektaşlarında sorunları gündeme gelmelidir. Tesisat ihalelerinde malzeme tedariki artık tesisat müteahhitleri tarafından yapılmayıp, yatırımcı tarafından yapılmakta, yatırımcıların danışman ve müşavirleri bu uygulama ile işvereni kar ettirdiklerine inanmaktadırlar.
 
Kongrede sergilenen onur verici yöntem inşaat dünyasında tesisat sektörünün önde gelen ihtisas derneklerine duyulan güven olmaktadır. TTMD yanı sıra ISKID, ISKAV, TÜYAK, İZODER, DOSİDER ve benzeri derneklerimizin bu anlamda birbiri ile kenetleneceği, mesleki çıkarlarımızı koruyacağı inancındayız. Bu anlamda sektörümüzden Türkiye Büyük Millet Meclisine önümüzdeki seçimlerde temsilci göndermemizin yararlı olacağı görüşündeyiz.
 
Genç Mühendislerin Sektörel Sorunları
X. Teskon Kongresinde Serdar Uzgur’un organize ettiği atölye çalışmaları çok ilginç sorunları gündeme getirmiştir. Sorunlara ‘Mavi Okyanus Stratejisi’ kullanılarak yaklaşılan konuda öncelikli çevre bilinci, enerji tasarrufu, yenilenebilir enerji konuları Dilşad Baysan Çolak tarafından ele alınmış mevcut durum analizi yapılarak anket neticeleri değerlendirilmiştir. Ankete göre “lisans eğitimi çevre bilinci yaratmamaktadır” görüşü ağırlıklıdır. Ancak oda ve dernek etkinlikleri bir konuda sektörü bilgilendirmede başarılı sayılmaktadır.
 
Çevre dostu sistemlerin ise çalışmalarda yararlı olduğu 6-7 yıl çalışanların cevapları ile kesinlik kazanmakta, araştırma sonucu çevre bilincinin öğretim aşamasında temellerinin atılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Bunların sorumluluğunu öğretim kurumları, kamu, meslek odaları, dernekler  yüklenmelidir.
 
Aynı atölye çalışmasında Devrim Gürsel tarafından etik kavramı ele alınmış, etik ilkelerine bağlı kalmak için katılımcılar anlaşmıştır.
 
Genç mühendislerin ücret politikaları Volkan Gerdan tarafından incelenmiş, düşük ücret, doğru ücret, ustalık, çıraklık ilişkisi değerlendirilmiştir. Usta-çırak ilişkisinin doğruluğu vurgulanarak yapılan değerlendirmede sonuçta sektörümüzde işe giriş ücreti 1900 - 2500 TL olan değerlenmede, önerilen bedelleri kişiye uzun süreler firmada çalışma olanağı sağlamakta, meslekte üst kademe ücret daha verimli ve ekonomik olmaktadır.
 
Seçil Kızanlık İskender’in sunduğu meslek öncesi eğitim çok önemli olup, tecrübe edinme bedeli yaklaşık on yılı bulmakta, tecrübe bilgisi 50 yaşlarında üst sıraya ulaşmaktadır. Ancak bu bilginin bilim ve teknoloji ile geliştiğini Mukadder Gültekin mesleki gelişimin sürekliliğinde açıklamış, bunun ömür boyu süren bir öğrenme dönemi olduğunu vurgulamıştır. Yapılan değerlendirmede meslek öncesi eğitimin katkısı, ücret etkinliği, oda ve derneklerin katkıları göz önüne serilmiştir.
 
Aziz Erdoğan’ın incelemesine göre meslek odamızın katkıları sorunların çözümünde yararlı olmuştur. Nuran Turan, konuyu statüsü yönünden ele almış aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır. 
1. Lisans eğitimi boyunca alınan bilgiler kullanıma ilişkin sorunları beraberinde getirmektedir.
2. Üniversitede alınan eğitim teknolojinin gerisindedir.
3. Tesisat firmaları genç mühendislere yatırım yapmamaktadır.
4. Pratikte staj dönemleri dikkate alınmamaktadır.
5. Mevcut firmalar genç mühendislere ucuz ve kaliteli iş gücü olarak bakmaktadır.
6. Türkiye’de genç mühendislere yeterince “Mühendislik” yaptırılmamaktadır.
7. Mevcut firmalar yeni mezun mühendislerin gelişimi ve eğitimi ile ilgili bir programı uygulamalıdır.
8. Sektördeki firmaların teknik yeterlilikleri sorgulanmalıdır.
9. Alt üst ilişkisi sorunları sorgulanmalıdır.
10. Gençler çalışma ve sosyal güvenlik konusunda bilgi sahibi olmalıdır.
 
Son olarak, Artuğ Fenercioğlu mühendislik değerleri ile genç mühendislerin yaklaşımlarını değerlendirmiş bunda en büyük sorunun gençlerin tesadüfen meslek seçmelerinde olduğunu görmüştür. -Bu etkinin azaltılması gerekir- sonucuna erişmiştir. Mevcut durum incelendiğinde yeni mezunların, sektörün, firmaların, üniversitelerin etkinliği görülebilir. Dolayısıyla lisans eğitiminde sektörle buluşmak gerekir. Üniversite ile sektörün ilişkisi artırılmalıdır. En önemlisi sektörde yer alan ihtisas dernekleri faaliyetlerini bu tür tanıtıma yönlendirmelidir.
Netice olarak sorun TTMD ilk kurucu başkanı olarak 1 no’lu kongrede sunduğum üzere, profesyonel mühendislik hizmeti ve teknik sorumluluk kavramına dayanmaktadır. Daha doğrusu yıllardır ağzımızdan düşmeyen ve uygulamada yerine oturmuş olan tesisat mühendisliğinin bir eğitimi olmalıdır. Isı tekniği bilimi, su teknolojisi, atıklar, HVAC, yangın konularında makina mühendisliği eğitimi yetersiz kalmaktadır. Dolayısıyla makina mühendisliği lisans eğitimi almış kişilerin lisans üstü düzeyde tesisat mühendisliği eğitimi alması yararlıdır. Ya da makina mühendisliği eğitiminden uçak, çevre, endüstri mühendislerinin geliştiği gibi tesisat mühendisliği eğitimin de farklı bir meslek olarak ortaya çıkması gerekir. Her iki halde de amaç Amerika’da olduğu gibi “yapı teknolojisi mühendisliği” olmalı ve bu eğitim multidisipline (mimar, statik, mekanik, elektrik) yapılmalıdır. Konu bu anlamda ele alındığı takdirde teknik sorumluluk olmak kaydıyla bu tür görevlerin profesyonel hizmetleri yapılabilir. Bu ortamda; yangın, enerji, otomasyon mühendislik hizmetleri de gündeme gelecektir.
 
Ekonomik Güvence
Ekonomik güvenlik içinde bir mesleği icra etmek için öncelikle o mesleği sevmek ve kazancından tatmin olmak gerekir. Bu anlamda ortalama meslek geliri çok önemlidir. Mekanik tesisat mühendislik hizmetinde aylık ortalama 3-4 bin TL kazanabilmek gerekir. Bunun yanı sıra bu gelirin sürekliliği zorunludur. Bu anlamda sadece teknik hizmet ile para kazanmak için konusunda uzmanlık önemlidir. Ayrıca lisan bilmek gereklidir. Dikkat edilirse tesisat sektörünün ısıtma, soğutma, sıhhi tesisat, klima, yangın, otomasyon konuları yurt dışından transfer araştırma bilgilerle doludur. Bu konuda tercüme bilgilerle donatılmış meslektaşlarımızın uzmanlığı yeterli sayılamaz.
Meslekte hizmet veren birçok meslektaşımız halen mimariyi onun mekan zenginliğini, proporsiyon sanatını ve fonksiyonunu bilmeyen insanlardır. Özellikle yapı elemanlarından ve onun katmanlarından uzak insanlar, yapı fonksiyonunu ve detaylarına vakıf sayılmazlar. Dolayısıyla yapıyı tanımayan bir meslektaştan yapının işlevsel fonksiyonunun tanımı beklenmemelidir. Bu anlamda sektörde çalışan meslektaşlarımız karşısına gelen bir otel, konser salonu, hava alanı, hastane gibi yapıların dizaynında zorluk çekerler. 
 
Buna karşın eğer meslektaşlar bir yapının bir malzemesini temin edip, sadece montajını yapıyorlarsa rahat sayılırlar. Çünkü bilmedikleri konulara karışmamışlardır. Bu nedenle yapıda mekanik tesisat sisteminin toptan ele alınmasında çözümlerinin komple yapılmasında yarar bulunmaktadır. Eskiden sadece ısıtma, havalandırma, sıhhi tesisat konularında ele alınan çözümleri kolay yöntemlerle yapılan tesisat işleri günümüzde çok değişmiştir. Örneğin kömürlü soba ile ısınan bir sistem bugün yoğuşmalı doğalgaz ile çalışan yüksek verimli üretici haline dönüşmüştür. Ayrıca ısıtmada enerji kaynakları, üretim ve kullanım şekilleri çok farklıdır. Bunun dışında enerji verimliliği, enerji performansı gündeme gelmiş heat pumps, heat recover sistemleri doğmuş, ısıtma, soğutma bağlantılarından su, toprak, hava kaynaklı enerji üretimleri uygulanmaya başlanmıştır. Bu anlamda konu incelenirse tesisat sektörünün gelişimi görülür. Ayrıca hizmet alanları açılır, uzmanların yaptıkları işe karşı gelirleri artar. Bu noktada en büyük sorun gelişime ayak uyduramayanların bilgi ve becerisinden kaynaklanan sorunlar olup, bu sorunlar neticesi ortaya çıkan durum ekonomik güçsüzlüğü sergilemektedir. 
 
Gayrimenkul Yatırımlarının “Kentselleşme”de Önemi
1950 – 1980 dönemi kırsal kesimden kentlere büyük göç görülür. Kent sorunlarının tohumu bu dönemde ortaya atılmıştır. Özellikle sanayileşmenin ağırlık kazanması kalite kavramından yoksun kentlerin kurulmasına yol açmıştır. Günümüzde hemen hemen her yörede kentsel kalite kavramı gündeme gelmektedir. Bugün gecekondu ile çevrili illerimiz azalmış, “yap-sat”cı müteahhitler yerlerini toplu konut yatırımları ile gayrimenkul yatırımlarına bırakmıştır. Özellikle bu anlamda İstanbul Büyükşehir incelenmelidir. Eskiden yaygın, yüksek yapısı olmayan İstanbul ilimiz bugün Yapı Kredi, Sabancı, İş Bankası yapıları ile başlayan Zincirlikuyu’dan Maslak yoluna kadar yükselen yapılar ile bezenmiştir. Ayrıca Anadolu yakasında Ataşehir’in kuruluşu ile o civarda bütün gökdelenler yer almıştır. 
 
Bu anlamda bir yapının 80. katında çalışmak ve yaşamak yerine 4-5 katlı yapılarda yaşamayı tercih etmekle beraber şehir merkezlerindeki arazi darlığı, ulaşım ve benzeri yaşam şartları bizleri bu yola sürüklemiştir. Sonuçta gayrimenkul yatırımcıları, müteahhitler, mimar ve mühendisler konularında uzman ve yetkili olmak zorundadır.
 
Ancak kalite yönünden kentselleşmede bir çarpıklık görülür. Önde gelen mimarlarımızın tasarladığı AVM’ler, rezidansların yanı sıra Toplu Konut İdaresi’nin yatırımlarında yapıların uluslararası standartlara uymayan yönleri öne çıkar.
 
Bu husus, inşaat sanayisinde başarılarımızın yanı sıra yapı teknolojisinde eksik ve noksan yönlerimizi gösterir. Dolayısıyla öncelikli olarak yapı standartları ve yapı kodları yürürlüğe konulmalıdır. Bu anlamda deprem, yangın yönetmelikleri üzerinde çalışmalar olmakla beraber halen uluslararası düzeyde önlemler alınmamıştır. Özellikle yapı malzemeleri hakkındaki standartlarımız yetersizdir. On yıl önce yaptığınız bir yapının hazır dolap kapısını piyasadan bulamazsınız. Bu tür değişimler genellikle standartlardaki değişim sonucu olmuştur. Ayrıca Avrupa Birliği’ne hazırlık döneminde yerli ürünlerin gelişimi bu değişime yol açmıştır.
 
Bütün bu çelişkilere karşın gayrimenkul yatırım A.Ş.’lerin biriken bilgileri ve bununla gelişen mimari, iç mimari, peyzaj, statik, mekanik tesisat, elektrik, elektronik, yangın mühendisliğindeki gelişimler bizlere modern yapıların inşası olanağını sağlamıştır. Bu gelişim içinde gayrimenkul sektörü, yatırımcılar, mimarlar ve müteahhitler bir araya gelmeye başlamış aralarında bilgi paylaşımını sağlayan platformlar oluşturmuştur. 30-31 Mart 2011 tarihlerinde İstanbul Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde bir araya gelen Arkiparc konferans ve panellerinde görmüş olduğumuz yatırımcı temsilcileri ve mimarların yanı sıra tesisat sektörünün ileri gelenlerinden hiçbirinin görülmemesi üzücü olmuştur. Bu gibi toplantılara TTMD, İSKAV, İZODER, DOSİDER gibi derneklerin ilgisini bekleriz.
 
Sosyal Etkinlikler ve Gençlerin Sorunları
TTMD’nin kuruluşundan bu yana ortaya çıkan İSKİD, DOSİDER, İZODER,TÜYAK gibi derneklerin bizlere yardımcı olacağı, bu tür ihtisas derneklerine ihtiyacımız olduğu bizlerin beklentisiydi. Nitekim o tarihlerde İngiltere’de inşaat sektörünün 400’e yakın kurulu derneği olduğunu biliyorduk. 
 
Bu derneklerin üyelerinin gelir düzeyleri birbirinden çok farklıdır. Hepsinin bir karışımı olan Türk Tesisat Mühendisleri Derneği üyeleri Makina Mühendisleri Meslek Odamız üyelerinin ortalama gelirlerinin çok üstünde bir gelire sahip olmalarına rağmen kültür düzeyleri mimarların, inşaat mühendislerimizin kurduğu örgütlere nazaran çok düşüktür. Daha doğrusu üyelerimizin çoğunluğu yaşam mücadelesinde yorgundur. Bu nedenle günlük iş saatleri dışında dinlenemez, okuyamaz, konferanslara gidemez durumdadırlar. Aileleri de bu havaya girmiştir. Özellikle 1980 sonrası TV döneminde meslektaşlarımızın yegane eğlencesi akşamları TV seyretmek olmuştur. Kitap ve gazete okumazlar. Tiyatro ve konser seyretmezler. Bu kısır döngüden kendilerini kurtarmak gerekir. 1950-60 dönemine nazaran kamudan en alt düzey ücret alan mühendis ve mimarlarımızın bugün aylık gelir ortalaması 2 bin TL’dir. Bu aylıkla kendilerinden meslek dışı hobi ve spor faaliyeti beklenemez. Nitekim TTMD Olağan Kongresi akşamı Ankara Hilton Otel’de verilen yemek parası üyelerimize ağır gelmiş, çoğu katılamamıştır. Halbuki bu ücret İstanbul’da normal bir yerdeki ücret düzeyindedir. İşte bu farklılıkları ortadan kaldırmamız, üyelerimizin giyimi, kuşamı, görgü ve kültürleri ile öne çıkmalarını sağlamamız gerekmektedir.
 
Kongre, Sempozyum, Seminer ve Eğitim Toplantıları
Gün geçmiyor ki sektörle ilgili bir toplantı olmasın. Özellikle İstanbul’da meslektaşlarımız hemen hemen gün aşırı bir araya geliyorlar. Bu doğrultuda değerlendirildiği takdirde bizler bu arkadaşların ne zaman çalıştıkları hakkında endişe duyuyoruz. İstanbul’da insanın bir yerden bir yere gitmesi bayağı bir gününü alıyor. Dolayısıyla beş iş gününün iki, üç günü bu toplantılarla kaybolursa verimli çalışmanın imkanı yok gibi görülüyor. 
 
Buna karşın içeriği yönünden incelendiğinde toplantıların çok önemli olduğu görülür. Tesisat sektöründe temel konuları ağırlıklı olarak gündeme getiren toplantıların içeriği ‘Enerji’ konularına kaymıştır. Son yıllarda gündeme gelen Enerji Kanunu, enerji verimliliği, enerji performansı, enerji kimliği belgesi nedeniyle sorunlar yayılmış, konular büyümüştür.
 
Bu konuya üniversiteler ve akademisyenlerde el atmıştır. Isı yalıtımı, yapı malzemeleri konuları ile yapı fiziğine sıçrayan sorun bugün bilgisayar programları ile daha komplike bir hal almıştır. Özellikle enerji kimlik belgesi ve onun Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanan programı incelendiğinde, yapılarda enerji konusunun tesisat mühendisleri görev ve yetkisinden çıktığı, onlara çok cüzi bir hizmet görevi düştüğü anlaşılır.
 
Bu konudaki yönlendirme çok başarılı ticari bir politika sonucudur. Özellikle İZODER’in katkısı ile zorunlu ısı yalıtım standardının bu hale dönüşü sorunlar yaratmaktadır. Bazı meslektaşların üzerine özenle parmak bastığı Green Leed veya Breems sertifikaları ve onların gereksinimleri masaya yatırılıp değerlendirilmelidir. Platin, altın, gümüş belge alımlarındaki yatırım sorunları dikkatle incelenmeli, bunlarla ilgili teşvikler özenle belirlenmelidir.
 
Sıfır kayıplı bir oda yapmak imkansız olmakla beraber ona yakın bir mahal dizayn etmek mümkündür. Ancak dış hava ile iç mahal arasında difüzyon denilen akımı ortadan kaldırmanın avantaj ve dezavantajları dikkate alınmalıdır. 
 
Diğer taraftan ısıtma ve klima sistemleri dışında ısı geri kazanımları toprak, hava kaynaklı heat-pumps sistemlerinin getirdikleri ve götürdükleri dikkatle değerlendirilmelidir. Bu anlamda sektörde bizler her toplantıda bir yenilik (inovasyon) ile karşı karşıya geliyoruz. Bunlara uymak zorunda olduğumuz yönetmelikler nedeniyle beklenmedik sorunlarla karşı karşıya kalıyoruz.
 
Mutluluk
Uzun bir yaşam döneminde günlük hayat zaman zaman sıkıcı gelmektedir. Her gün uyan, kahvaltını yap, işine git öğle ve akşam yemekleri gibi yaptırımların yanı sıra insanoğlu cazip aktiviteli hayat beklentisi içine girmektedir. Bu anlamda insanların belirli yaştan sonra güzel, oyalayıcı hobiler edinmesi gerekir. Hobi insanda müzik, spor, oyun, resim gibi uğraşılarla oluşur. Bunlar dışında kitap okumak, yazı yazmak, maç seyretmek, toplantılara katılmak bir hobi sayılır. Benim en sağlıklı hobilerim arasında; yazmak, okumak, maç seyretmek dışında kongre, seminer ve toplantılara katılmak gelmektedir. 1985 yılından beri 25 yıldır, süregelen kongre, sempozyum ve seminer tutkum son yıllarda daha fazla depreşmiş, buna karşın zaman zaman rahatsızlıklar katılımımı engellemiştir. 1993 yılında o zamanlar çok genç olan meslektaşlarımın bugünkü olgunluk çağındaki konuşma, yaptırım ve davranışları beni onurlandırmaktadır. Özellikle akademisyen dostların, projeci arkadaşların, yatırımcı ve uygulayıcıların başarıları dikkate alındığında insanoğlunun ne denli gelişime uğradığı görülmektedir. Ayrıca TTMD’nin kongreleri, sempozyumları, toplantıları ve çalıştayları bu anlamda zenginliklerle doludur.
 
Bir de futbol maçları cazip gelmektedir. Takım tutan arkadaşların mesafeli münakaşaları yanı sıra aynı takımdan taraftarın birbirini kutlamaları beni mutlu etmektedir. Öyle ki; Fenerbahçe’nin kazandığı günlerde şekerimin, tansiyonumun düşmesi bunu göstermekte, bunun yanı sıra canım yürümek istemektedir. 
 
Milletvekili Seçimleri 
Haziran’da yapılacak seçimler için üst düzey bürokratların yanı sıra hukukçular, basın mensupları, iş adamları adaylıklarını koymaktalar. Aday adayı olanlar arasında çok az sayıda teknik eleman olması üzücüdür. Özellikle iş adamları arasında mühendis ve mimarın azlığı dikkati çekmektedir. Halbuki, yönetici düzeyine gelmiş iş hayatında çok başarılı meslektaşlarımız bulunmaktadır. Geçen seçimde sektörden Filiz Pehlivan, Fatma Çölaşan ile Numan Şahin’in seçilememeleri moral bozmamalıdır. Bence onların başarıları sektörde öncü olmaktan kaynaklanır. Bugün zaman zaman onların dışında bazı arkadaşlarımız aklıma gelmektedir. Örneğin Necdet Pamir, Orhan Turan, Cafer Ünlü, Zeki Poyraz, Metin Duruk ile Meslek Odamız Yöneticileri neden politikaya girmemektedirler. Bu ülkenin bilim ve teknoloji yönünden çok açıkları mevcuttur. Meclisteki  mühendis ve mimarlarımızın çoğu teknolojiden uzaktır. Aynı şekilde ülkemizdeki sektörel akademisyenler politikaya sıcak bakmamakta, sadece hukukçular ve ekonomistler politika ile ilgilenmektedirler. Bu nedenle burada bir çarpıklık görmekteyiz. Ortaya çıkan sonuç biz mühendis ve mimarların sosyal ilişkilerdeki yetersizliğini ortaya koymaktadır. Bu anlamda bu seçimde adaylığını koyan meslektaşlarımızı desteklemek görevimiz olmalıdır.

 

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar ile Güçlü Şebekeler: Enerji Verimliliğinin Şebeke Güvenliğine Katkısı

Yeşil binalar yalnızca çevresel sürdürülebilirlik ekseninde değil, aynı zamanda şebekeyle uyum içinde çalışan, kendi tüketimini optimize eden ve elekt...
16 Haziran 2025

İş Yerinde Kıskançlık ve Hırs

Hepimiz de var olan bazı duygular günlük yaşamımızda ikili ilişkilerde ortaya çıkar. Bazen kendimizi tanıyamayız, bazen de tanıdığımızı düşündüğümüz b...
3 Haziran 2025

Türkiye'de Yeşil Bina Sertifikasyon Süreci ve Karşılaşılan Zorluklar

Yeşil bina sertifikasyonları, çevre dostu yapıların teşvik edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında temel bir araçtır. Türkiye'de yeşil bina uygulamal...
19 Mayıs 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.