EMO – AYVAZ Yangın Sistemleri A.Ş. 2009 yılında sektörümüzün kendi alanlarında çok önemli roller üstlenmiş iki şirketi tarafından kurulmuştur. Yangın Koruma Sistemleri konusunda sinerji tanımının anlamını vurgularcasına bilgilerimizi deneyimlerimizi ve enerjilerimizi birleştirerek geleceğin en önemli şirketlerinden birini yarattık.

 

EMO’nun Yangın konusundaki bilinen bilgi birikimi, deneyimi ve Ayvaz’ın dağıtım örgütü ve bayileri ile hem çok büyük yatırım projelerinde; enerji, lojistik, ulaşım, gaz ve petrokimya gibi çok değişik endüstriyel projelerde proje ve malzeme temini, hem de tüm ticari binalara ülkemizin her yerinde stoktan malzeme dağıtımı yapabilmekteyiz.

 

Sulu yağmurlama ve köpük sistemleri konusunda dünyanın liderlerinden Viking firması ile başlayan Tükiye temsilciliğimiz 27 yıldır başarıyla devam etmektedir. Yangın Pompalarında American- Marsh Pompalarının Türkiye tek temsilciliğini yapmaktayız. 

 

Gazlı Söndürme sistemlerinde Chemetron ve Janus firmalarının temsilciliğini yapmaktayız.

Yangın Algılama konusunda Binalarda ESSER distribütörlüğü ile Endüstriyel ve patlama tehlikesi olan yerlerde DET-TRONICS marka Alev ve Gaz dedektörleri ile EQP-merkezi Alarm ve Söndürme Kontrol sistemi temsilciliğimiz vardır.

 

En önemli hizmetlerimizden biri de baştan beri Teknik Servis konusundaki gücümüzdür. Satış sonrası işletmeye alma ve eğitim ile yetinmeyip, kurduğumuz ve benzer sistemlerin yıllık bakım, işletme anlaşmaları ile sistemleri her an çalışır halde tutmak da bizim uzman olduğumuz bir işimizdir.

 

Nanogel ve Aerogeller...

Temsilcisi olduğumuz Alman E.M.B./RODA firmasının “Nanogel” markalı nanoteknoloji ürünü ısı yalıtımlı panelleri, duman tahliye ve doğal havalandırma sistemleri ile, ortağımız AYVAZ firmasının temsilciliğini üstlendiği Aspen Aerogel yalıtım ürünlerini, Şubat ayında yapı sektörü profesyonellerine tanıttık. Bu iki ürünün teknik özelliklerinden bahsetmem gerekirse, şunları söyleyebilirim:

 

6 -25 mm kalınlıklarda Nanogel ısı yalıtımlı plakalar;

• Polikarbonat levhalar sayesinde kalınlığa bağlı olarak mükemmel ısı yalıtımı sağlar. U değerleri kalınlığa göre 1,30 W/m²K ile 0,48 W/m²K arasındadır.

• Cm başına % 80 ışık geçirgenliği ile iç mekanlarda ışığın eşit dağılımını sağlar.

• Çok düşük ağırlığa sahiptir. 6/16/6 izolasyonlu cam 30 kg/m² iken 16 mm NANOGEL levha 3,6 kg/m² ağırlığa sahiptir.

• Üstün ses yalıtımı sağlar. NANOGEL de 100 m/sn iken havada 340 m/sn dir.

• Mantar ve küf oluşturmaz.

• Yanmayan (ASTM D1929) ve gaz oluşturmayan (ASTM E662) bir malzemedir.

 

5 -10 mm kalınlıklarda Aerogel yalıtım malzemeleri ise,

• Termal iletkenlik 38 ºC ve 760 torr’da 0,011-0,013 W/m-K den 10 torr’da 0,004 W/m-K seviyesine düşer.

• Sürekli kullanım sıcaklığı –273 ºC ile 650 ºC arasındadır.

• Tamamen esnek bir malzemedir. Mikroselüler köpüklere ve elyaf yalıtımlara göre mükemmel basınç dayanımına sahiptir.

• Suda yüzer ve suya karşı dayanıklıdır; suyu bünyesine emmez.

• Düşük ses yayma hızına sahiptir.

 

Nanogeller, yarı saydam camlama, günışığı ile ısı performansını dengeler. Artık mimarlar ısı ve ses yalıtımı ile ışık geçirimi açısından en zorlu şartları yerine getirebilir hatta ötesine geçebilir. Düşük ağırlığı nedeniyle statik hesaplamalarda yük değerlerini düşürür, nakliyede kapatma m²’sini arttırır. Çevre dostudur. Para ve enerji tasarrufu sağlar. Daha az ısıtma ve klima kullanımı, daha az yapay ışıklandırma gerektirir. Düşük karbondioksit emisyonu ve enerji faturalarında azalma sağlar. 

 

Aerogeller ise, esnek yapısının ve yüksek ısı yalıtımının geleneksel ürünlerle karşılaştırıldığında daha uygun olduğu görülmektedir. Lojistik açıdan eşdeğer iş için daha az malzeme nakli ve stoklaması, küçük form ve alan performansı AEROGEL’i öne çıkartmaktadır. Enerji tasarrufu düşük maliyetli basit kurulumlar mümkündür. Ayrıca düşük petrol içeriği nedeniyle zehirsiz ve tahriş edici özelliğinin olmaması ile su geçirimsizliği artı avantajlarıdır. Bu özellikleri yanında aşındırma özelliğinin olmaması endüstride çelikle kullanımını sağlamıştır. XTF ve XT formları acil yangın durumları için tasarlanmıştır.    

 

“İlk referanslarımızı yaratmayı hedefliyoruz”

Bu tür yeni ürünlerin tanınması, faydalarının anlaşılması ve kullanımının artması zaman alan bir iştir. Her yeni teknolojinin ve uygulama konusunun savunucuları ve karşıtları olabilir, gelişmeleri izleyenler nötr kalarak fayda ve zararlarının somut sonuçlarını görmeye çekilirler. Bizler sizin de izlediğiniz lansman ile Türkiye’de bu tür ürünler için ilk defa kamuoyu önüne çıktık ve araştırmacı, yenilikleri öğrenmek için gelen misafirlerimizin bu üründen ve faydalarından yararlanmada öncü olacaklarına inanıyoruz. 

 

Onlar da kendi adlarına meslek dallarında öncü olacak eserler yaratacaklardır. Bizler de bu toplu tanıtımlarımıza ve ilgi duyanlara ziyaretlerimizle anlatmaya ve numuneler sağlamaya devam edeceğiz ve aynı zamanda toplumsal bir görevi severek yapacağız. İlk referanslarımızı yaratmak da hedefimizdir. Öncü ve yaratıcı mimarlarımızdan ve enerji verimli yapılar için gönül birliği içinde olduğumuz mekanik tasarımcı meslektaşlarımızdan ilgi bekliyoruz.

 

“Ülkemizde ilk uygulanacak ürünlerin temsilciliğini ve misyonerliğini yapıyoruz”

Yangın ile mücadele büyük sorumluluk gerektiren sosyal bir meslek olup, bizler hizmet verdiğimiz binalarda yaşayanların hayatlarının her şeyden önemli olduğunun bilincinde olarak yaklaşık 28 yıldır toplum için çalışıyoruz. 

 

Mesleğimizin bilincinde olarak, eksik olan standartların gelişmesi için NFPA kurallarını toplumumuza tanıtarak, sprinkler sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırmak için hesaplama yöntemlerini ve ilk yazılım programlarını getirip tasarımlara uluslararası normları uygulayarak bu günlere geldik; sektöre birçok meslektaş yetiştirdik, yeni ürünler tanıttık. AYVAZ da yangın konusunda ürünler imal ederek uluslararası sertifikalar alarak piyasaya sunmuştur.

 

Bu normal olması gereken ama ayrıcalıklı kalan araştırmacı ve faydacı karakterimiz; bizi mesleki sorumluluk gereği sürekli yeni ve teknolojik ürünlerin, ülkemizde ilk uygulanacak ürünlerin, temsilciliğini ve misyonerliğini yapma durumunda tutmuştur; bundan da gurur duyuyoruz ve işimize devam ediyoruz.

 

“Arap ülkelerindeki gelişmeleri endişe ile takip ediyoruz”

Maalesef dünyadaki ve Türkiye’deki ekonomik krizler ve durgunluk zamanları yapı sektörünün olduğu gibi bizlerin de işlerinde sorunlar yaratıyor. En son örneği Ekim 2008’de ABD’den başlayarak dünyaya yayılan kriz 2009’da durgunluğa yol açmışken 2010’da bunun kalkmaya başladığını gördük ve bir önceki yıla göre daha iyi bir sene geçirdik. 2011 yılının bu eğilim doğrultusunda daha iyi olacağını tahmin ediyorduk, ancak şimdi yine bir endişe ile Arap ülkelerindeki siyasal gelişmelerin ve ekonomik yansımaların sonuçlarını bekliyoruz. Bu arada ülkemizdeki ekonomik gelişme ve istikrar ise sevindiricidir. Seçim yılı olması nedeniyle de yatırımların devam edeceğini düşünüyoruz.

 

“Ülkemizdeki sektörel STK’ların gelişmesi memnun edici bir durumdur”

Türkiye’de yapı sektörü ve tesisat malzemeleri üreticileri ve proje, taahhüt hizmetlerini sunanlar gelişimini ve istikrarlı ihracat ve büyüme hedefini sürdürecektir. En önemli gelişmelerden biri ülkemizdeki sektörel STK’ların gelişimi ve birlikte strateji ve bilgi birikimlerini değerlendirecek platformlara kavuşmasıdır. Bu sinerji ve akılcı çözümler ile anlamsız rekabet yerine, katma değer arttırıcı çalışmalar olgunlaşarak hepimizin önünü açacaktır. 

 

“Kalitesiz ürünlerle, kaliteli ürünlerin fiyat bakımından karşılaştırılması olumsuz bir durumdur” 

Bizler, biraz da coğrafi konumumuz ve ilişkilerimiz gereği birçok ülke ile ilişkideyiz, yeni pazarlar da geliştirebiliriz, bu verileri değerlendirerek bir çıkış yolu bulacağımıza inancım sonsuz. Sektörümüzdeki en olumsuz gelişme kalitesizlik ve standart dışı ürün ve hizmetler ile kaliteli ve uluslararası standartlara uygun ürün ve hizmetlerin kıyaslanarak; her şeyin fiyatla karşılaştırılıyor olması ve yapı sektörünün kendilerini uluslararası pazarlara taşıyabilecek istikrarlı ve iyi hizmet üreten firmaları koruyamamalarıdır. Bu aşamadan sonra kalite anlayışlarını ve standardımızı ve de ülke olarak yarattığımız katma değeri arttırıcı davranmamız gerekir. 

 

Bunda da, başı inşaat firmaları ve mimar, projeci ve müşavirlerin çekeceği bir gerçektir. Bu ülke stratejisi olmalı ve ker kaliteli lider kuruluş, kaliteli uzman partnerlerini ve aynı kalitedeki alternatiflerini yaratmalıdır...

 

“Maliyet hesapları anlık yapılmamalı”

Ülkemizde maliyet hesapları maalesef anlık yapılıyor, sadece satın alma aşamasında fiyat önemli gibi davranılıyor. Bir yapının maliyeti anlık değil en az 25-35 yıllık işletme giderlerini de hesaba katarak değerlendirmemiz gerektiğini öğrenmemiz, savunmamız ve iyice anlaşılmasını sağlamamız gerekir ki enerji verimli, konforlu ve modern binalar ve tesisatlar yapabilelim. 

 

Yapı sektöründe dünyada lider ülkeler arasında başlarda olan ülkemizin bu sektörden daha fazla katma değer elde etmesi için fiyat-kalite-maliyet değerlendirmesindeki kısır döngünün yapı sektöründeki her kademede pay alan herkes tarafından değiştirilmesi gerekir ki biz de gelişmiş batı ülkelerinin standartlarına ve kalitesine ulaşabilelim, o ülkelerde de iş alıp yapabilelim, ülkemizde de daha verimli binalar yapabilelim.