E.C.A.
WAVIN

Tasarım Yapmayan Mimarlar

Tasarım Yapmayan Mimarlar

6 Nisan 2011 | KONUK YAZAR
183. Sayı (MART 2011)
1.816 kez okundu

  Tasarım Yapmayan  	MimarlarTasarım Yapmayan Mimarlar
Mimaride kreatiflik ve inovasyon aranır. Bu bir yönden yaratıcılık ve yenilikçilik demektir. Bu alanda çalışmayan mimarlar “Architectural Engineering” dediğimiz mühendislik hizmetleri ile uğraşırlar. Bu anlamda ülkemizde 28 bine ulaşan mimarlarımız arasında “Designer” tasarımcı sayısı %10 sınırlarında kalmakta, hele ödüllü tasarıma layık görünenler 250 – 300 kişi ile sınırlanmış bulunmaktadır. Mühendislik işlerinde uğraşı veren mimarlar daha çok şantiye şefliği, proje müdürlüğü, mimari detay, imalat işleri, kotrolluk ve müşavirlik ve devlet işleri ile uğraşırlar. Ayrıca eğitimde hizmet veren akademisyen mimarlar ise genellikle tasarım işleri ile iştigal etmediğinden yapı fiziği, izolasyon, yangın, yapı malzemeleri ve yapı teknolojisi alanlarında hizmeti tercih etmektedirler. 
 
Bu nedenle mimarları; tasarımcı ve yapı teknolojisi mimarları diye ayırmak yararlıdır. Gerçi tasarımcı olmayıp, imza yetkisi ile konut çizen yetkili mimarlar çoğunluktadır. Benzer tarzda uygulama statikçiler, mekanik tesisatçılar, elektrikçiler arasında da görülmektedir.
 
Tasarım; genelde yapı standartları ve kodlarına uygun yapılır. Ancak her tasarımın kendine özgü özelliği mevcuttur. Özellikle dünyaca meşhur mimarların üretimlerinde bu farklılık kendisini her yönü ile belli eder. Ayrıca her mimarın kendine özgü tasarım tarzı mevcuttur. Meşhur mimarlarda olduğu gibi yeni ve genç nesilde de bu özellikler göze çarpar. İşte tasarımın sanat yönü ve ağırlığı bu noktadadır. İç mekan tasarımına yön veren bu tasarımlar dikkate alındığında, proporsiyon sanatının yanı sıra renk, ışık, iç mekan estetiği ortaya çıkarmaktadır.
 
Bu anlamda mimari müzik gibidir. Göze hoş gelir. Ancak değeri uzmanlar tarafından daha sağlıklı belirlenir. Çünkü her tasarımda doğada mevcut değerlerden bir alıntı mevcuttur. Mesele bunları birleştirirken sanatsal bir yaklaşımı sağlamaktır. Yoksa halk ağzında söylendiği gibi herkesin sanat anlayışı farklı olabilir. Ancak değerlendirmede bu söz yanlıştır. Sanatta eleştiriye esas temel kriterlerin çoğu birbirinin benzeridir.
 
Avrupa’nın ve Amerika’nın büyük tarihi ve modern şehirlerinde bu tür mimari eserler çok mevcuttur. Nitekim Londra, Paris, Amsterdam, Roma, Madrid, Berlin bunun örnekleri ile doludur. Sanatın ülkeye has milliyeti bir nebze var ise de mimari sanatta bu görülemez. Çünkü hepsi zorunlu standartlar dikkate alınarak yapılmaktadır. Hele son yıllarda gündeme gelen enerji yaklaşımı tasarımı daha çok ekolojik yapılara yöneltmiştir. Bu anlamda ‘0’ enerjili yapılar ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç bilim ile sanatın birbirine yaklaşımını gösterir. Şimdi artık hiç bir mimar eskisi gibi “ben yaptım oldu”, diyememektedir. Dolayısıyla bu kurallar tasarımı daha zor hale getirmiş, ayrıca tasarım ekibinin koordinasyon sorumluluğunu ortaya koymuştur.
 
Yapı Teknolojisi Mühendisliği
Bu hizmet, mimarlık & mühendislik dallarının her branşında yapılabilir. Bu hizmette lisans sonrası bir eğitim gerekir. Hizmet özellikle ihtisasa yöneliktir. Bu nedenle mimari, statik, mekanik ve elektrik dallarının her noktasında yapı teknolojisi ihtisası ile karşı karşıya gelinebilinir. 
 
Tesisat sektöründe yapı teknolojisi uygulaması çok gelişmiştir. Başlangıçta ısı yalıtımı, yangın, otomasyon gibi konularda ele alınan hizmet, bugün özel ihtisas dalları olan bahçe sulama, güvenlik, otomasyon, mutfak, çamaşırhane gibi konulara ayrılmıştır. Bu konularda yapı bilgisi, gereklidir. Ayrıca ihtisasa yönelik ayrıntılar dikkate alınır.
 
Yapı teknolojisi eğitimi lisans üstü karma bir eğitimdir. Bu nedenle eğitim Mimarlık Fakültelerinde verilmeli, ilgili bütün mühendisler katılabilmelidir. Amerika’da bu uygulama görüldüğü gibi Avrupa Birliği ülkelerinde de yeni yeni uygulanmaktadır. Avrupa’da yapı ile ilgili spesifik konulara daha çok akademisyenler girmiştir. Çok da başarılı sayılırlar. Bu anlamda ülkemizde daha çok proje müdürleri ve müşavirler bu konuya eğilirler. Yavaş yavaş onlar da başarılı olmaya başlamışlardır. Daha çok ihtisas firmalarında çalışmış mühendislerimiz bu alanda başarılı sayılırlar.
 
Konu ihtisasta ayrıntılara girmekle başlar. Her konunun kendine özgü sorun ve çözümleri mevcuttur. Bir yangın mühendisi yapıda yangın kaçış yolları, malzemede yangına dayanıklılık yangın ihbar ve alarm, yangın söndürme gibi bir sürü konu ile uğraşır. Benzer tarzda mutfak, çamaşırhane, bahçe sulama, otomasyon alanlarında uzmanlar ihtisasları çerçevesinde konuların çözümlerini arar, bulur ve uygularlar. Bu konuda en önemli sorun teknik sorumluluk altında hizmet verebilmektedir. Bu yönleri ile tasarım ekip haline dönüşmüş ekipteki her birimden teknik sorumluluk aranmıştır.
 
Son yıllarda ‘sıfır enerjili binalar’ gündeme gelmiştir. Bu konudaki Ar-Ge çalışmalarının hedefi hiç bir enerji tüketmeden veya yenilenebilir enerji kaynakları kullanarak bir yapıyı arzulanan konfor düzeyinde tutmaktır. Bu anlamda sudan, topraktan, havadan ısı geri kazanımları sağlayan minimum emisyonlu ısıtma, havalandırma, klima, sıcak su imkanlarına kavuşmak hedef haline gelmiştir.
 
Daha Az Enerji
Yapılarda az enerji ile konfor sağlamak yalıtım ile mümkündür. İyi bir yalıtım, enerji transferini minimum düzeye indirger. Bu nedenle az enerji ile iyi bir konfor doğru bir slogandır. Bu amaçla enerji üretiminde ve enerji kullanımında verimlilik gerekir. Bir ortamda enerji üretimini ve enerji kullanımını minimum düzeye indirmek bir başarıdır. Başlangıçta ısı yalıtımı ile başlayan bu yaklaşım, üretilen enerjinin verimli kullanımına, enerji performansına kadar uzanır. 20 °C bir konfor sıcaklığını, içerdekileri hiç rahatsız etmeden 18 °C sıcaklığına indirmek bir başarı sayılır. Bu nedenle doğru bir yaklaşım konfordan taviz vermeden enerjiyi azaltmaktır. Ancak bir yapıda LEED kriterleri gereği her türlü şaklabanlığı yapmak doğru değildir. Puanlama kriterlerinde yer alan enerjinin geri kazanımı, yenilenebilir enerji kullanımı, enerji verimliliğini artıran her türlü oyunlar sağlıklı olamaz. Dolayısıyla sırf kredi toplama amaçlı çatıya bir pervane koyup, 0.5 kW elektrik üretmek doğru sayılamaz. Ayrıca enerji verimliliğini arttıracak usulleri uygun zamanlarda sağlıklı yöntemlerle uygulamak gerekir. 
 
Termodinamikte ısı, enerjinin son hali olarak tanımlanır. Eskiden ısının tekrar enerjiye dönüşümünün imkansızlıkları, bugün geri kazanma yöntemleri ile yenilenebilir enerji kaynaklarını gündeme getirmiştir. Özellikle toprak, su, hava gibi içinde enerji tutan maddelerden elde edilen dönüşümler, bugün ısı teknolojisinin temel ilkelerini oluşturmaktadır.
 
Yanma teknolojisindeki enerji verimliliğinin yanı sıra düşük sıcaklıklarla ısınma tekniği günümüz teknolojisinde çok başarılı düzeye ulaşmıştır. Ayrıca toprak, hava kaynaklı ısı pompaları ile enerji kazanmak, bu enerjiyi yapılarda kullanmak çok önemlidir.
 
Netice olarak az enerji ile konfor sağlamak yeni bir teknoloji uygulaması haline gelmiştir. Dikkat edilecek husus bütün bu yöntemleri kullanma amaçlı enerji verimliliğinin yanı sıra enerji üretimini komplike hale getirmemek olmalıdır.
 
X. Ulusal Tesisat Mühendisliği KongresiEtkinlikleri
TESKON 2011 zengin bir içerikle karşımıza gelmektedir. Bu yıl 270 bildiri özeti ile organize edilen kongre, rekor bir düzeye ulaşmaktadır. İçeriğinde 5 sempozyum, 8 seminer, 17 kurs, 4 atölye çalışması ile bir panelin yapılacağı kongre aynı tarihlerde Sodeks fuarını sergileyecektir. I. kongrede TTMD’yi temsil etmenin verdiği onur ile kongrenin etkinlikleri incelendiğinde sempozyum, seminer, panel, atölye çalışması ve kurslar ile zenginliği ve mesleğe yararları ortaya çıkmakta olup, bu anlamda başta Ali Ekber Çakır Başkanımız olmak üzere; Odamızı, İzmir Şube Başkanlığını, Yürütme Kurulunu ve katılımcı üyelerimizi tebrik edip başkanlarımızın başarılarını kutlamak ihtiyacını duyduğumuzu belirtmek isteriz. Bu doğrultuda Kongre Yürütme Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Ahmet Arısoy başta olmak üzere Sempozyum yöneticileri Sayın Gülden Gökçen, Sn. Gönül Utkutuğ, Sn. Sait C. Sofuoğlu, Sn. Taner Derbentli, Sn. Ali Güngör ile seminer yöneticileri Sn. Niyazi Aksoy, Sn. Kemal Gani Bayraktar, Sn. Abdurrahman Kılıç, Sn. Ergün Gök, Sn. Fatih Öner, Sn. Erdinç Boz, Sn. Avşar Kurgun, Sn. Murat Günaydın, Panel Yöneticisi Sn. Macit Toksoy, Kurs Yöneticileri Sn. Müjdat Şahan, Sn. Cafer Ünlü, Sn. Akın Kayacan, Sn. Numan Şahin, Sn. Erol Ertaş, Sn. Tufan Tunç, Sn. Güniz Gacaner, Sn. Ali Güngör, Sn. Ali Çetin Gürses, Sn. Sarven Çilingiroğlu, Sn. Erol Yaşa, Sn. Hikmet Karakoç, Sn. Necdet Altıntop, Sn. Duran Önder’e teşekkür eder, başarılar dileriz.
 
Konu olarak sempozyumlarda sıra ile binalarda enerji performansı, yapı fiziği, iç hava kalitesi, termodinamik ve tesisat, soğutma teknolojilerinin seçimi çok isabetlidir. Ayrıca seminerlerde jeotermal enerji konfor ve ekonomi, yangın söndürme sistemlerindeki gelişim, ısı pompaları, bacalar, uygulama örnekleri çok yararlı bir seçimdir. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğinin panel ile ele alınması günümüz sorunlarına uygun bir yaklaşımdır. Bunun dışında atölye çalışmalarındaki eğitim ve denetim ile yasa uygulamalarının gündeme gelmesi çok faydalıdır. Kurslar ise çok önemli konularda uzmanlar tarafından verilmekte olup, mesleğin gelişimine yarar sağlamaktadır. Bu nedenle kongre ;sektör yönünden çok zengin bir bilgi transferi ortamı yaratacaktır. 
 
Arap Ülkelerinde Başlayan Müslüman Ülkelere Yayılan Sorunlar
Irak’tan sonra totaliter bir otoriteye karşı halkın direnişi Mısır, Sudan, Yemen ve Libya’ya yayılmış bulunmaktadır. Dikkat edilirse Cezayir, Körfez Emirlikleri, Lübnan, Ürdün, Suriye dahil Suudi Arabistan’a kadar uzanan çizgide hemen hemen hepsi tek adam tarafından yönetilmekte ve bu ülkelerdeki tedirginlik, ülkede hakim olan otoriter rejimlerden kaynaklanmaktadır. Ancak hepsinin 2011 yılının ilk başlangıcına rastgelmesi bir tesadüf sayılamaz. Kaldı ki; bu ülkelerin vatandaşlarının çoğunluğu aydın ve okumuş değildir. Dolayısıyla halk demokratik yaşamı ve kendi haklarını bilmemekte, aşiret reislerinin emirlerine göre hareket etmektedirler. Çoğu petrol zengini olan bu ülkelerde İran’ı da içine alan direniş, Batı ülkeleri tarafından iştah ile takip edilmekte ve her yönden saldırgan bir tavır takınılmaktadır. Müslüman, Hıristiyan ayrımından öte emperyalist çıkarlar nedeniyle saldırgan olan ülkeler, kendi menfaatlerini ön plana alıp tetikte beklemektedir. 
 
Bu olaylar sonunda sıra ülkemize gelecektir. Yaklaşık %60 oranı tutucu, bunun %30’u cahil bu ülkenin insanları tarikat ve aşiret reislerine tutkundur. Bu durum uzun bir Cumhuriyet dönemi geçirmiş olmamıza rağmen, halen tehlike arz etmektadir. Ülkemiz, halkın sokağa dökülmesinin acı sonuçlarını ihtilaller ile tatmış, bir kaç kez ordunun yönetime el koyması ile sıkıntılar geçirmiştir. Halen ülkemizde köylü-şehirli, alevi-sunni, zengin-fakir, okumuş-cahil, dinci-laik ayrımı vardır. Bunun en korkuncu cehalet sayılır. Bu anlamda halkın bilinçlenmesi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, aydınların görevidir. İnsan haklarının öne çıktığı bir ortamda kansız, ihtilafsız gelişimler yapılabilindiği takdirde Türkiye Cumhuriyeti uzun süre sağlıklı yaşayabilir. 
 
İklimlendirme, Sanayi ve Kamu Alımları Paneli
Hannover, Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. ev sahipliğinde 10 Mart 2011 tarihinde Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İklimlendirme Meclisi İşbirliği’nde düzenlenen ‘İklimlendirme Sanayi ve Kamu Alımları’ paneline katılmanın mutluluğunu duyuyorum. Ankara’nın hava koşulları nedeniyle Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün dışında bazı Bakanların katılamadığı toplantı, Hannover Messe Sodeks Fuarcılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demirtaş’ın konuşması ile başlamış, TOBB İklimlendirme Meclisi Başkanı Sayın Zeki Poyraz’ın konuşması ile toplantının önemi vurgulanmıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün tesisat sektörü hakkındaki derin ve detaylı bilgisi bizleri mutlu etmiştir. İlk kez bir bakanın bu anlamdaki ayrıntıları bilmesi bizler için ileriye dönük bir garanti sayılmalıdır. Öğleden sonra Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Sayın Ali Boğa yönetiminde Bayındırlık Bakanlığı, Kamu İhale Kurumu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri ile TOBB İklimlendirme Meclisi Başkan Yardımcısı ve Türk Tesisat Mühendisleri Derneği Temsilcisi katılmış konu tartışılmıştır. 
 
İhalelerde ister kamu, isterse özel sektör olsun çoğunlukla satın almalar yatırımcı veya yüklenici tarafından yapılmaktadır. Dolayısıyla konu tesisat mühendisleri ile direkt ilişkili sayılmaz. Bu nedenle tasarımcılar tarafından; yazılan onaylı şartnamelere göre yapılacak alımlarda şartname dikkate alınmadan satınalma yapılmamalıdır. Daha doğrusu yerli malı olsun %15 pahalı olursa olsun alınabilir anlamında kamu ihale kurumu yaklaşımı yanlıştır. Yerli malını destekleme amacıyla başka tedbirler alınmalıdır. Nitekim tesisat sektöründe imalatçıların Avrupa Ürünleri ile 15 yılı aşan mücadeleleri kendilerine HVAC, Pompa, Vana ve benzeri ürünlerde çok mesafe aldırmış ve başarılı olmuşlardır. Aynı şekilde TS standartlarının CE standartlarına uyumu üretimde bizlere çok şey kazandırmıştır. Dolayısıyla aynı kalitedeki ürünlerin yerli imalat oluşu ve onların tercih edilmesi ülkelerin kendi usul ve kuralları ile çok rahat yapılabilir. Nitekim borular, klima santralları, pompa ve vana gibi ürünler, sistemlerindeki teknik şartnameler ile yerli ürünlerin tercihine imkan sağlamaktadır.
 
Prof. Dr. Necmettin Erbakan 
Türk siyasi tarihinde isim yapmış, yaşamında bir bilim adamı olan Rahmetli Erbakan’ın vefatı bizleri çok üzmüştür. 1954 – 1955 döneminde Almanya dönüşü İTÜ’de motorlarda yağlama dersi veren hocamız, zarafeti, kibarlığı ve inanılmaz bilgisi, akıcı konuşması ile bizlere örnek olmuştur. Kendisini sonradan Odalar Birliği Genel Sekreteri olduğu dönemde yakınen tanıdım. 1969 seçimlerinde Konya’dan Milletvekili olduktan sonra hiç görüşmedik. Esasen kendisi çok muhafazakar bir politikaya yönelmiş, İTÜ ile ilgisini gümüş motor dışında kesmişti. Yerli otomobil imalatındaki gayretini, çalışkanlığını hiç unutamam. Herkese örnek sayılır. Zarif bir insandı, çok kibardı, en önemlisi, milliyetçi bir insandı. Dindarlığı hiç yobazlığa kaçmamıştır. Kimseyi asıp, kesmeyen, insana saygılı bir lider sayılır. Recai Kutan gibi onu sevip sayanları yakınen bilir, takdirle karşılarım. Ülkesi için elinden gelen hiç bir şeyi esirgemeyen bu büyük adamın mekanı cennet olsun, Allah rahmet eylesin. Yakınlarına başsağlığı dileriz.

 

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar ile Güçlü Şebekeler: Enerji Verimliliğinin Şebeke Güvenliğine Katkısı

Yeşil binalar yalnızca çevresel sürdürülebilirlik ekseninde değil, aynı zamanda şebekeyle uyum içinde çalışan, kendi tüketimini optimize eden ve elekt...
16 Haziran 2025

İş Yerinde Kıskançlık ve Hırs

Hepimiz de var olan bazı duygular günlük yaşamımızda ikili ilişkilerde ortaya çıkar. Bazen kendimizi tanıyamayız, bazen de tanıdığımızı düşündüğümüz b...
3 Haziran 2025

Türkiye'de Yeşil Bina Sertifikasyon Süreci ve Karşılaşılan Zorluklar

Yeşil bina sertifikasyonları, çevre dostu yapıların teşvik edilmesinde ve yaygınlaştırılmasında temel bir araçtır. Türkiye'de yeşil bina uygulamal...
19 Mayıs 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.