Tesisat Dergisi 99. Sayı (Mart 2004)

ıi/��.Wla� ... oo N t: .. "" '' .. (/) "iii · : c . ı -.. "iii gerekir. Ülkemizde sosyal demokratlardan başlayan çizgide sosyalist ve koministlere kadar olan kesim ve bu kesimin aydınları kendi aralarında hiçbir zaman bir beraberlik sağlayamamıştır. Ayrıca bütün solcular icraatlarında liberal ekonomiye önem vermelerine karşın hiçbir şekilde üretici, iş bitirici ve başarılı sayılmazlar. Nitekim Kemal Derviş'in koyduğu ilkeleri AKP'nin daha sağlıklı ve doğru şekilde uyguladığı, başka bir deyişle sol partilerin planlayıp uygulayamadığı bütün projeleri, muhafazakar ve sağdaki partilerin daha sağlıklı uygulayıp, başarılı oldukları bir gerçektir. Diğer taraftan, ülkemizde sağı temsil eden veya merkez partileri olarak yer alan siyasi otoriteler kendi aralarında çelişkiler yaşamaktadır. Ekipler arası uzlaşmaz tutum, aralarındaki yandaşlık, çıkarcılık ve menfaat kavgalarından kaynaklanmaktadır. Genelde Türk toplumu, insan haklarına saygılı, hukuk üstünlüğünü kabul eden, yasalara uyumlu adil bir yönetim yerine eş, dost, akraba, tanıdık zincirinin oluşturduğu bir grup içinde kendisininde içinde yer aldığı yönetimleri tercih etmektedir. Ayrıca toplum olarak insanlarımız hak, adalet ve demokrasi ilkelerine inanmamakta ister istemez kendine güven veren kesim içinde yer almaktadır. Dolayısıyla Turgut Özal'la başlayan yirmi yılı alan bir dönem içinde Türkiye; toplu yaşam kurallarına uymayan, yasa ve yönetmeliklerin aralıklarından yararlanan, kolay zengin olan, kaba kuvvet, işbirliği, çıkar ve irtikap oyunları ile öne çıkan bir kesimin etkisine girmiş, bireysel nitelik ve gelişimden uzaklaşmıştır. Çevremizdeki rantiye yaşamı sergileyen bir kesim yanında, işsizliğin birkaç milyon sınırına ulaşması, iş hayatında devlet kapısının bir güvence sayılması, çeşitli ekonomik krizler yaşanması ve ülkenin büyük sorunlarla karşı karşıya kalması bunu kanıtlamaktadır. Yerel seçimlerde hangi partiden olursa olsun, özellikle büyükşehir belediye başkan adaylarını incelediğinizde çoğunun bilgi, kültür ve görgüden yoksunluğu hemen görülür. Hiçbir parti, adaylarını halkın tanıdığı, güvendiği, sevdiği, erdemli insanlar arasından seçememiş; kendi adamlarını, güvendiklerini, kişilik kaybı tescilli kişileri tercih etmiştir. Özellikle o partiden bu partiye kayan; temel bilgilerden uzak tipik politikacılar bunun güzel bir göstergesidir. 22 Uygar bir toplumun çağdaş bir bireyi olmak çok zordur. Bu tür bir erdem; yaptırımlarda başarılı olmakla, iş bitirici olmakla sağlanamaz. Geri kalmış bir ülkede halen yol, su, kana lizasyon hizmetleri ile övünmek yeterli sayıl mamalıdır. Bu tür bir değerlendirme, kötünün iyisi suııjlandırması olllrak yapılabilir. Her yerel yönetimin yapması gereken wrunlu işler dışında topluma yararlı, çağdaş, dürüst, yaratıcı girişimlere, Türkiye susamış bir ülkedir. Uygar bir toplumun çağdaş bir bireyi olmak çok zordur. Bu tür bir erdem; yaptırımlarda başarılı olmakla, iş bitirici olmakla sağlanamaz. Geri kalmış bir ülkede halen yol, su, kanalizasyon hizmetleri ile övünmek yeterli sayılmamalıdır. Bu tür bir değerlendirme, kötünün iyisi sınıflandırması olarak yapılabilir. Her yerel yönetimin yapması gereken zorunlu işler dışında topluma yararlı, çağdaş, dürüst, yaratıcı girişimlere, Türkiye susamış bir ülkedir. Bu açıdan gelişmiş ülkelerde; İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Eskişehir, Gaziantep, Kocaeli gibi belediyelerin medyatik başkanlarının hizmetleri çok başarılı kabul edilmez. Nitekim Paris, Londra, Roma, Berlin, Amsterdam, Kopenhang, Brüksel, Madrid belediye başkanlarının icraatları incelendiğinde, başarılarının hiçbir zaman alt yapı, şehircilik, normal belediye hizmetleri ile ölçülmediği bu tür icraatın kendinden önce ve sonra süre gelen yetkili, bağımsız kurumların eserleri olduğu görülür. Bu nedenle belediye başkanlarımızın temsil yeleneği olan, kişilikli, güvenli, saygın kişiler olmasına dikkat etmemiz gerekecektir. ► Onur ve Gurur İnsanoğlu kendini beğenir, ailesi ile bütünleşir, onur duyar, gururlanır. Bu yetenekler egosunu genişletir, güvenini, gücünü artırır. Her insanın bu amaca dönük doğru ve yanlış değer yargıları kolay değişmez. Zamanla inançları ile bütünleşir, bilgi ve görgüsü ile genişler, kendisine erdemlilik yollarını açar. Bu anlamda yaşam bağları ve çevreye olan saygı öne çıkmaktadır. Mutluluğun başlangıcı sevgi sayılır. Eşine, çocuklarına, çevresine, yaşadığı topluma sevgi ve saygısı kendisini yüceltir. Bu amaçla insanların çevresinde olan biteni görebilmesi, göremediğini araştırması, kendini geliştirmesi, kişiliğini, kültür ve bilgisini genişletmesi gerekir. Özellikle görmenin, konuşmanın yanı sıra duymak, dinlemek, anlamak da çok önemlidir. Eğitimde verilen temel ilkeler insanoğlunun okuma, anlama, öğrenme, bilme yeneteklerini geliştirdiğinden, insanoğlunun kendisi kadar başkalarını beğenmesi, sevmesi, onlara güvenmesi ve beraber olma arzusu çok önemlidir. Bu saygınlık geçmişteki kazançların yanı sıra gelecekteki yaşama yönelik olmalıdır. İnsan haklarına saygı, insana sevgi, yaşama bağlılık, doğaya tutku maddi ve manevi değerlerle birlikte insan yaşamını şekillendirip ona güç vermektedir. Bu hazzı yaşam boyu, dostum, düşmanım ile tatmış bir insanım. Küçük dünyam zamanla genişledikçe, geçmiş ve geleceğe dönük kısıtlamaları aşarak bana gurur vermektedir. Ailemden çevreme, çevremden yaşadığım güzel ülkemin insanlarına, bu insanlardan görgü ve bilg_imle dünyaya yayılan araştırmalara dayalı gözlem, devlet adamlarından, bilim adamlarına, yazarlara, sanatkarlara ve sporculara yayılan insanoğlunun güzel yönlerini sergilemiştir. Küçük dünyamda yakınlarım, dostlarım, arkadaşlarım ve toplumda tanıdıklarıma kadar olan çizgide 1 992'den bu yana geçen on iki yıl içinde inşaat sektörüne, mimar ve mühendislik camiasına özellikle tesisat sektörüne olan tutkum bu sektörde görev almamı, onu temsil etmemi, zamanla duayeni olmamı sağlamış, sevgi ve saygıları yaşamımın en mutlu anıları ile süslenmiştir. Uzun süredir Tesisat Dergisi'nin Danışmanı olarak yazdığım süreli yazıların bir kısmını önce Yapı Teknolojisinde Nasıl ve Niçin Arayışları kitabımda; bu yılda Görünüm başlıkiı kitapta toplamam nedeniyle, yakınlarımdan, dostlarımdan, meslektaşlarımdan ve okurlarımdan aldığım sözlü ve yazılı teşekkür ve övgüler benim için onur ve mutluluk dolu bir armağan sayılır. Kendilerine teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. iliı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=