"' oo N � "" '' ( . / . ) Batının gelişmiş ülkelerinin bilim ve teknolojideki akıl almaz gelişimini kimse inkar etmemekte, bu ülkelerin ülkemizle arasındaki erişilmez fark kolayca görülmektedir. Çoğumuzun farkına varmadığı ve değerlendirmediği husus, ülkelerdeki toplu yaşam kurallarıdır. Türk insanı doğu ile batı arasında kalmış, ne doğulu, ne de batılı olabilmiştir. Bu nedenle çoğunluğu müslüman olan laik cumhuriyette sorunlar yaşanmakta, çağdaş görünümlü insanlarımız her türlü irtikap oyunlarına sürüklenmektedir. Batı ülkelerinde devlet güçlü olup, yasalar bütün vatandaşlara eşit uygulanmaktadır. Bu anlamda devlet, hukuk devletidir. Demokrasinin bütün ilkeleri geçerlidir. Almanya'da uzun süre şoför olarak çalışmış, ülkemize çocuklarını okutmak için dönmüş, 60 yaşlarında bir şoförün batıya bakışı şu ifadelerle şekillenmektedir: 'Batı bizi Au yv rmuapyaa nB i rdl ioğği 'rnue kt ua br ai il akl mo yamz .a Çy aünn kbüi rk üu lrkael lyairza; gdeülşmüenkü Tnu nDael ıdHeiml ma inCOadtdeel is' in' nddeenn Ç a n k a y a ' y a veya hatun'dan Küçükesat yolu ile beş dakika,Nanecnaek ters yol yaptıklarından gidemiyor en az yirmi dakika dolaşıyorsunuz. Çünkü bütün ara caddeler çift taraflı park yeri olmuş durumda yolun tek yönlü oluşunun ana nedeni muteber, s eç a t a ğ k l i ı l l ş a i a m kb a i i ş k l i i l . r e Ş raey ei şt pyaerrki yöans üa ğn ıdkeo na sraa by ao l pç iafrt ky öynel rüi ve trafik tıkanmaz. Gerçi yasak kbouynsaanız da kimse bu yasağa uymaz; polis de göz yumar. Almanya'da ise bulvar ve delerde park edemezsiniz. Park yerleri cadsaatli ve sınırlıdır. Her yirmi dakika için 50 fenik atarsınız; üçüncü kez atamaz ve cezayı yersiniz. Kurallara Auyvmr uapyaanü,lknei zlearmi ınbi çoiznabni,ryliağliannesaölyslıeny. 'en insanları Batının sevimsiz insanlarının kuramsal tutumları ile sevimli Türklerin güvensiz yönleri uzun yıllar Avrupa Birliği ile gerilimlere yol açacaktır. ► Siz olsanız ne yapardınız? Sars salgını nedeniyle, Frankfurt ISH Fuarında Çin ve Uzakdoğu standlarına kimsenin yanaşmayıp, yetkililer ve ürünlerle ilgilenmediğini gördüğümüzde çok şaşırmadık. Benzer tarzda AIDS hastalık alanlarından uzak durduk. Eskiden kimse Afrika ülkelerine çiçek hastalığı nedeniyle gitmezdi. Kimse çoçuğunun güney doğuda askerlik yapmasını arzulamamıştır. Gündemdeki Kıbrıs sorunu ile İstanbul'da geçtiğimiz günlerde karşılaştığımız bombalı saldırılarla 38 vatandaşın ölümüne ve yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan terör eylemi incelendiğinde; ikisinde ele hedefinin Türk devleti olduğu anlaşılır. Birinde otuz yıl önce haklı bir davanın sonuçları sorgulanmakta, diğerinde laik Türk devletinin müslüman ülkeleri ile durumu tartışılmaktadır. Kıbrıs'ı ve orada yaşayan Türkleri çok iyi tanırım. Bazı dostlarım, mücahitlik yapmış, Rumlarla 22 savaşmış, Kuzey Kıbrıs Türk Devleti'ne hizmet etmiş çağdaş; Türk devletinin müdahelesi ve katkıları ile ülkelerinde yaşadıklarına inanan ve vefa borçlarını her vesile ile gösteren insanlardır. Ancak geçen otuz yıl içinde yetişen çocuklarının, torunlarının; pasaportu olmayan, dünya ile ilişkisi sağlanmayan, ekonomik, kültürel ve ticari gelişimi bulunmayan bir bölgede yaşamasını hangi çağdaş insan ister ve belirsiz bir gelecekten umut bekler bilemiyorum. Ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşamayan Ankara'nın batısında gelişmi ş bölgelerde yerleşmiş kaç kişi PKK terörünün hüküm sürdüğü güneydoğu Anadolu yörelerine gitmek istedi, gitti ve gidebildi? Devletin bütün teşviklerine karşın kimler yatırını yaptı, çalıştı, yerleşmeyi düşündü; tahmin edemiyorum. Juventus; Galatasaray ile maç için Türkiye'ye gelmiyorsa neden kızıyoruz! İngiltere'nin vatandaşlarına Türkiye'ye seyahatleri için sınır koyan bir ikazına neden tepki gösteriyoruz. Bu sorunları devletin diplomatik giri şimleri, kulüplerin UEFA'ya itiraz ve davaları, miting ve gösteri ile çözmek yerine bu ortamın kalktığını kısa bir sürede kanıtlamak daha doğru bir yöntem sayılmaz mı? İtalya başbakanı ile İngiltere başbakanının bu sorunu bir çırpıda çözebileceğine inanmakla saflığımızı sergiliyoruz. Bu günlerde iş ilişkileri için Türkiye'ye gelmesini beklediğimiz bir İngiliz meslektaşın gelmemesinin gerekçesi çok ilginç, diyor ki; "Eğer A ş d a e n h v c s l a e e k t n i n İ ö s t i n k a e a n m z bı u n v l ae römn ei ymo rvuemr m- geedlemnegkeilsi rt si yeon rkuim, . 'da hasta olsam, bir ufak kaza geçirsem bu koşullarda sakıncalı bölgeye gitmiş s Do i l g o m l o a a r y m t ıs a ı n l y a e la d r ıe m b n u i d y a rle i k s b k i e ü h t g ü a i n k re l s am a r ğ e ı l m m ık, , ı s ö e k y z a a ü y h r b a d e t, i d l i e e ş r s r i i m z im l . ik " . Demek ki, bu ikazın İngiltere'de kamu yönetiminden ziyade toplumsal bir yaklaşımdan kaynaklandığını, devletten ziyade sosyal güvence kurullarının yaptırımları sonucu uygulandığını anlamak gerekir. Milyonlarca dolara sigortalanmış birJuventus takımının bu garanti kalktığında gelebilmesi binde bir ihtimal bile olsa, bu riski göze almaları mümkün müdür? Neden Afganistan'cla çalışacak, lrak'ta yerleşecek, Rusya'da hizmet verecek mühendisleri bulmakta güçlük çektiğimizi düşünmek gerekir. Bu anlamda batı toplumları gibi düşünmek, olaylara bakmak daha sağlıklı olacaktır. ►Terör Terör, temel olarak öç alma amaçlıdır. Daha çok gizli örgütler vasıtasıyla topluma karşı yapılmaktadır. Çoğu kez insanlık dışı, acımasız ve korkutucudur. Hukuk devleti olmayan ülkelerde odaklanır; buralarda eğitim görür. Çağclışı, cahil, görgüsüz, hastalıklı insanlar arasında yaygındır. Dünyanın her yerinde görülür. Daha çok fakir ve geri kalmış ülkelerde gelişir. Sermayeye, globalleşmeye, liberal ekonomiye zenginlik ve refaha karşıdır. Son terör olaylarına İslami terör damgası vurulması yanlış bir yargıdır. İslam ülkelerindeki sınıf farklılıkları, birbiri ile çelişkiler, kan davasına kadar uzanan acımasız yaptırımlar Afganistan, Irak, Filistin, Libya gibi ülkelerdeki politikalar terörde batı ülkeleri ile müslüman devletleri karşı karşıya getirmiştir. Ayrıca Ermenilerin Türk diplomatlara karşı yaptığı terör girişimleri PKK'nın ülkemizde yıllardır süren terör eylemleri göstermiştir ki, terör sadece gizli örgütler tarafından yapılan sınırlı bir eylem olmayıp gelişmiş ülkelerin politik, maddi destekleri ile gelişen, sanayi ürünleri ile beslenen, teknoloji ve bilim katkıları ile şekillenen korkunç, sinsi, acımasız bir eylemdir. Yıllar önce dış işlerinde çok başarılı olan genç dostum, Belgrat Sefiri olarak Yugoslavya'ya tayin edildiğinde, o günlerde kol gezen Ermeni terör eylemleri nedeniyle kendisine dikkat etmesini söylediğim zaman hafifgülerek "Terör öyle acımasız bir eylemdir ki, ne kadar dikkatli olursan ol seni yakalar. Bu bir kaderdir, Allah korusun!" elemişti. Sonunda Belgrat'ta bir Ermeni kurşunuyla şehit oldu. Allah rahmet eylesin. Son eylemlerde İstanbul'da ard arda patlayan bombalar ile 58 vatandaşın ölümüne, yüzlerce kişinin yaralanmasına neden olan elim olayın durum değerlendirmesi yapıldığında, teröristlerin hiç bir vicdani değerlerinin olmadığı, günah korkusunun bulunmadığı dinsiz ve imansız oldukları anlaşıl ır. Yıllardır bu ülkede Ermenilerin, PPK yanlılarının terör eylemleri olmuş, benzeri bir sürü faili meçhul cinayetler görülmüştür. Ancak bu tür eylemlerde canlı bomba kullanılmamış, kiralık bir kaç densiz, cahil, acımasız insan aracı olmuştur. Canlı bomba eylemi ise, bir inanca dayalı, beyinleri yıkanmış, cehalet dolu yaratıklar tarafından yapılan bir eylemdir. Kendilerini nıüslüman sanan, ahret imkanlarına güvenen şahadet mertebesine erişeceklerini zanneden bu zavallıların İslamiyetle hiç bir ilişkisi olmadığını, onları yönlendirenler bizden iyi bilmektedir. Son terör eylemleriyle ülkemizde siyasi otoriteyi temsil eden AKP liderlerinin ellerine büyük bir imkan geçmiştir. Kendileri laik Türkiye devletinin doğu ülkelerine örnek müslümanlık ilkelerini en modern bir şekilde sergi leme imkanına sahip olabilir, ayrıca ülkede beraberlik ve birliği sağlayabilirler. Özellikle Başbakanımızın, Meclis Başkanımızın, Dış İşleri Bakanımızın muhterem eşlerinin çağın yaşam kurallarına uymaları halinde, bu ülkede bir çok sorunun bir çırpıda ortadan kalkabileceği gibi, kendileri de ülkenin saygı ile anılacak huzur melekleri sayılacaklardır. ifi.:ı
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=