N Moo �.; <O "' .. vı -.. ·;;; hidroelekterik santral (HES) projesinin geliştirilmesi planlanmış bulunmaktadır. Bu çalışmalar sonucunda ülkemizin akarsularının toplam kurulu gücü 35.310 MW, hidroelektrik enerji potansiyeli ise 125.328 GWh olarak hesaplanmıştır. 2001 yılı başı itibariyle geliştirilerek işletmeye açılan 125 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 11.643 MW olup, enerji üretim kapasitesi yılda ortalama 42.216 GWh'tir. Bu ise toplam hidroelektrik potansiyelin ancak % 34' ünün geliştirildiğini göstermektedir. Halen inşaatı devam etmekte olan 36 adet HES projesinin toplam kurulu gücü 3.538 MW, üreteceği enerji miktarı ise 1 1 .549 GWh'dır. 1955 yılında yalnızca 38 MW olan hidroelektrik kurulu gücü, 2001 yılı başında 1 1 643 MW'a çıkarılmış ve böylece ülkemiz yıllık enerji üretiminin yaklaşık % 36'sına karşılık gelen 42,2 milyar kWh'lik miktarının hidroelektrik enerji kaynaklarından üretimi gerçekleştirilmiştir. Türkiye'de bulunan 26 adet esas su toplama havzasında Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından yapılan çalışmalara göre hidroelektrik enerji potansiyeli aşağıdaki çizelgede ayrıntılı olarak verilmiştir. Bu çizelgede kurulu güçler MW, ortalama enerji miktarları ise GWh cinsinden verilmiştir. 4. Dalga Enerjisi Atmosferin alt tabakası olan troposferin irtibatta olduğu yüzey birimlerinden litosfer (kayaküre), biosfer (canlı küre) ve hidrosfer (suküre) değişik albedo değerleri dolayısı ile rüzgarların meydana gelmesine sebep olur. Karalarda, rüzgar hızının mekanik enerjisi dolayısı ile rüzgar gücü, rüzgar enerjisi ve bunun da elektrik enerjisine dönüştürülerek fayda sağlanması yoluna 134 gidilmektedir. Rüzgarın deniz ve okyanus yüzeylerindeki hareketleri ile ortaya çıkan dalgalar da birer enerji birimi olarak karşımıza çıkar. Rüzgarların sınır tabakasındaki sürtünme dolayısı ile ortaya çıkardıkları dalgalar, deniz yüzeyinin tamamen rastgele iniş ve çıkışlara sahip olmasına neden olurlar. İşte bu iniş ve çıkışlar senelerce birçok kişinin değişik nedenlerle ilgisini çekmiştir. Dalgalar üzerine son yüz yılda yapılan değişik bilimsel çalışmaların yanı sıra dalga enerjisinin kullanımı düşüncesi, 1970 sonrası enerji krizinin ortaya çıkması ile daha da belirgin hale gelmiştir. Dalgadan elde edilecek enerji temiz, yenilenebilir ve çevre dostu olması ile de ilgi çekmektedir. Özellikle üç tarafı denizlerle çevrilmiş olan ülkemizde, bu konuda araştırmaların yapılarak elektrik enerjisi elde etme yollarının belirlenmesine çalışılmalıdır. Bu tür çalışmaların yapılması için dalga klimatolojisinin iyi bilinmesi gereklidir. Türkiye'de Seyirve Hidrografi Dairesi' nden alınacak verilerin bu amaçla işlenmeleri gereklidir. Türkiye için pek önemi olmayan bu temiz enerji türü, okyanus ve denizlerin seviyelerinde ortaya çıkan yükselme ve alçalma hareketinden yararlanılarak elde edilir. Orta çağda, özellikle Fransa ve İngiltere sahillerine dökülen nehirlerin ağızlarında deniz seviyesi yükselmesi ve alçalması ile çalışan ufak gelgit değirmenlerinde mısır öğütüldüğü bilinmektedir (Open University, 1998). Son yıllarda, daha da ileriye gidilerek bu seviye salınımlarından yararlanıp elektrik enerjisi elde edilmesine çalışılmış ve bunda oldukça başarılı sonuçlara varılmıştır. Etrafı denizlerle çevrili olan ülkemizde dalga enerjisi ile yapılmış hemen hiç bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle en azından bir pilot ön çalışmanın yapılması, bu konuda ışık tutacak bir kaynak olacaktır. Bunun için öncelikle Karadeniz kenarında; örneğin Şile civarında uygun bir bölgenin seçilerek dalga ölçümlerine başlanmalı ve bunların istatistiksel, spektral ve stokastik incelemeleri ile ortaya çıkabilecek durumların belirlenmesine çalışılmalıdır. 5. Hidrojen Enerjisi Hemen her türlü yenilenebilir enerjinin kaynağını teşkil eden güneşin kendisi, %1 00 hidrojen gazından meydana gelmiştir. Burada nükleer füzyon yolu ile her saniye 4000 ton hidrojenin kendisinden daha hafif olan helyuma dönüşmesi ile güneş ışınımı ve bunlarla evrenin her yerine dağılan elektromanyetik ışınını dalgaları oluşmaktadır. Tüm gezegenler ve dünyamızda bile en fazla bulunan kimyasal element "hidrojen"dir. Bilinen en hafif gaz olduğu, yanıcı özelliğe sahip olduğu, dolayısı ile enerji kaynağı olarak insanlar tarafından kullanılabileceği yolunda, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Mianıi Üniversitesi, Temiz Enerji Enstitüsü başkanı Prof. Dr. Nejat Veziroğlu tarafından ilk duyuruları yapılan hidrojen enerjisi kullanımı bilgileri, bugün artık tüm dünyanın önümüzdeki yüzyılın son çeyreğine varmadan enerji kaynağı olabileceğini kabul ettirmiştir. Hidrojenin en önemli temiz enerji kaynağı olma özelliği, yanarken diğer yakıtların çıkardığı , karbondioksit gibi zararlı gazları çıkarmaması ve yandıktan sonra geriye sadecesafsuyu atık
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=