...., M o o N a >, w M "' ;;. "' (/) -"' 1/) 'iii ~ Prof. Dr. Nilüfer Eğrican ENERJİ VE DOĞAL ~YNAKLAR ÖNGÖRÜSÜ •• • UZE:RINE On Foresight of Energy and Natural Resources TÜBİTAK'ın yürüttüğü VİZYON 2023 Teknoloji Öngörüsü Projesi kapsamında bir yıl boyunca yürütülen çalışmalardan biri de, Türkiye'nin "Enerji ve Doğal Kaynaklar"ı konusunda idi. Bu çalışmada ülkemizin, Türkiye Cumhuriyeti'nin, kuruluşunun 100. yılı olan 2023 yıl ında, Enerji Teknolojileri alanında öncü ülke konumuna gelmesini sağlamak için yapılması öngörülen "Araştırma ve Teknoloji Geliştirme" faaliyetleri belirlenmeye çalışılmış ve 24 Temmuz 2003'te TÜBİTAK'a bir rapor sunulmuştur. Çalışma, üniversitelerden, özel ve kamu sanayi kuruluşlarından, sivil ve askeri bakanlık mensuplarından, TÜBİTAK ve Marmara Araştırma Merkezi'nden katılımcılarla gerçekleştirilmiş ve çok önemli sonuçlar elde edilmiştir. Toplumların refahı açısından enerjinin; ihtiyaç duyulan miktarlarda ve ani artışlar göstermeyen ekonomik fiyatlarla sağlanması, temin açısından darboğazların yaşanmamasının yanı sıra, tüketiminin sürdürülebilir kalkınma kavramı çerçevesinde doğayla uyumlu olacak şekilde gerçekleşmesi gerekir. Halbuki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında tüketim düzeyleri açısından büyük farklılıklar vardır. Dünyadaki 6 milyar insanın enerji tüketim hızı, 1999 yı l ı itibariyle 420 Exa Joule'u (1EJ = l 018]) aşmıştır. Bu tüketimin %68'i dünya nüfusunun %15'ini oluşturan sanayileşmiş ülkelerin 0,9 milyar insanı, kalan %32'si ise, dünya nüfusunun %85'ini oluşturan gelişmekte olan ülkelerin S,1 milyar insanı tarafından gerçekleştirilmiştir. Fosil yakıt olarak yılda yaklaşık olarak, 5,1 milyar ton kömür, 3,1 milyar ton petrol, 2,4 trilyon metreküp doğal gaz tüketiliyor. Bu üç fosil yakıt, kalan dünya birincil enerji tüketiminin %85'ini, ticaretinin de %90'ını sağlıyor. 26 Çeşitli varsayımlarla, dünya enerji talebinin 2023 yılına kadar %50-%80 artacağı belirtiliyor. Kömüre olan talep, hızla doğal gaza yönelen batılı ülkelerde azalırken, başta Çin ve Hindistan olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde artarak, 2023 yılına kadar ciddi fiyat artışı olmaksızın 1,5 milyar ton ile% 40 net talep artışının olacağı bekleniyor. Dünya petrol talebinin %1,6 ortalama yıllık artış hızıyla ve çeşitli arz, talep durumlarının göz önünde bulundurulması sonucunda, petrol fiyatlarının 2020'Ierden sonra ciddi olarak artacağı bekleniyor. Bilindiği gibi petrol rezervlerinin üçte ikisi Orta Doğu'da bulunuyor ve siyası istikrarsızlık taşıyan Körfez ülkeleri halen dünya petrol ihtiyacının yarısını sağlıyor ve 2023 yılı civarında bu oranın %75'e çıkması bekleniyor. Dolayısıyla bölgenin jeopolitik ilgi ve dengeler açısından hassasiyetini koruyacağı ortadadır. Dünya nüfusunun gelişmekte olan ülkelerde yaşayan dörtte birinden fazlası halen elektrikten yoksundur. Bu ülkelerde kullanı mın hızla artması bekleniyor. Yüzyılın ilk yarısı için dünya enerji arzında yetersizlikler beklenmemekte ancak temin güvenliği, fiyatların ekonomikliği açılarından ciddi belirsizliklerin olacağı öngörülmektedir. Enerji fiyatlarının yüksek oluşunun zararı, gelişmekte olan ülkeler üzerinde yoğunlaşacaktır. Çünkü bu ülkeler, gelirlerinin daha büyük bir kısmı nı enerjiye harcamakta ve artan enerji faturaların ı karşılama ve enerji verimliliğini artırma amacıyla yapacakları yatırımlar açısından kapasiteleri sınırlı kalmaktadır. Ekipman üretici firmalar, enerji tasarrufuna yönelik araştırma, geliştirmeye hemen hiç kaynak ayıramamaktadır. Elektrik santralleri verimli çalıştırılamamaktadır; iletim ve dağıtım şebekelerinde kayıp kaçak oranları yüksektir. Yeni ve yenilenebilir kaynaklara da maliyetlerinin yüksek oluşu nedeniyle yönelinmemektedir. Çevre maliyetleri de hesaba katıldığı takdirde daha pahalı olan üretim süreçleri kullanılmaktadır. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerde kentlerdeki hava kirliliği sorunu sadece dış ortam sorunu olmayıp yaşam hacimlerinde, konut ve iş yerleri içindeki sorun olarak da ortaya çıkmaktadır. ısınma amacıyla kullanılan yakıtların türünün yol açtığı yüksek kirletici yoğunluklar ve yetersiz havalandırma koşulları, ciddi bir kamu sağlığı sorunu haline gelmektedir. Fosil yakıt kullanan taşıtl a r, güç santrallerinin emisyonları; tarım ürünlerine, ormanlara, kamu sağlığına zarar vermektedir. Bilindiği gibi iklim değişikliği endişeleri de ağır basmaktadır. Gelişmiş ülkeler, geçmişte enerjiyi müsrif ve kirli kullandıklarından, bugün en akılcı tasarruf tedbirlerini hayata geçirebiliyorlar. Enerjinin kıt ve pahalı olduğu ortamlarda, ekonomik durgunluk, enflasyon, işsizl ik ve gelecekten ümitsizlik, dolayısıyla sosyal ve siyasi istikrarsızlığa yol açabilecek kadar ciddi ekonomik ve çevresel sorunlar ortaya çıkıyor. Yirmi yıl sonrasında, dünyada enerji ve doğal kaynaklar hususunu kısaca değerlendirdikten sonra, gelecek sayımızdaki yazımızda ülkemizdeki durumu ve bu konuda yapılabilecekleri içeren teknoloji öngörüsünü özetlemek üzere .... egrican@yeditepe.edu.tr
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=