N Moo N :::ı E E � ·;;; ·e -.. ·;;; � 18 16 14 12 10 8 4 2 12 -8 Reel GSMH Büyüme Oranı, Yıllık (%) Kamu Sektörü Borçlanma Gereği / COP (%) O -l-+-'1--',4---ıı,.+--',LJ,-...ı-.......,_-'1-'14---'Y---l'- ........H L_!_;���������&��i��&����� ) Cari İşlemler Dengesi / GSMH (%) 1 lı � .,....�1 -6 1 ı •- ıoo HazineYıllık Ağırlıklı Bil�ik Faiz Oranı (%) 160 120 80 40 Grafik 2: Seçilmiş Makro Ekonomik Göstergeler (iT) t "Enflasyon-devalüasyon" sarmalının beklenen bir sonucu olarak yakın zamana dek Türkiye'de para ikamesi yaşanmıştır (Grafik 1 ). t Büyüme son derece dalgalı bir yapı sergilemekte ve canlanma-daralma devreleri göstermektedir (Grafik 2). t Genellikle, Türkiye'de yaşanan yüksek enflasyon ve yüksek reel faiz oranlarından, yüksek kamu sektörü açıklarını sorumlu tutulmaktadır. t Ülkenin dışa açılmasının, cari hesap dengesindeki açığı fazlaya dönüştürme girişiminde pek başarılı olamadığı görülmektedir (Grafik 2). t İstanbul Menkul Kıymetler Borsası dünyadaki pek çok yatırımcı için önem taşıyan bir piyasa niteliğidedir. Ancak, büyük miktarlardaki kamu borçları ve ardarda gelen döviz krizleri ve bankacılık sektöründe yaşanan krizler Türkiye'deki mali piyasalardaki derinleşme sürecini olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye'nin Enflasyonu Düşürme Mücadelesi Kronik enflasyonun olduğu bir ülke olan Türkiye'de, 1980 yılından bu yana enflasyonu kalıcı bir şekilde düşürebilmek için pek çok ekonomik program uygulanmıştır. Asya ve Rusya krizleri ile deprem felaketinin ardından, uygulanan makroekonomik politikalar sürdürülemez bir nitelik kazanmıştır. Bu sürdürülemez koşulları ortadan kaldırmak için 1999 yılı sonunda dezenflasyon ve yapısal uyumları hedefleyen IMF destekli bir program uygulanmaya konulmuştur. 72 Bu üç yıllık enflasyonu düşürme programı temelde sıkı maliye politikası ve yapısal reformlarla desteklenen döviz kuruna dayalı bir istikrar programı olmuştur. Ayrıca bankacılık sektörünü güçlendirmek ve düzenlemek için çeşitli önlemler de alınmıştır. Programın esas amacı enflasyonu orta vadede tek haneli rakamlara indirmek olmakla beraber; bu programla ayrıca mali disiplin konusuna özel bir önem verilmiş, kamu sektörü açıklarını azaltmak, büyümeyi canlandırmak ve çeşitli yapısal uyum politikaları ile serbest piyasa ekonomisini benimsemek amaçlanmıştır. Söz konusu hedeflere ulaşmak için sıkı para ve maliye politikaları ile kapsamlı yapısal reformlar, uygulanacak temel politika esasları olarak tespit edilmiştir. Enflasyonu düşürme programının temel aracı, döviz sepetinin Türk Lirası karşısındaki değişim oranın bir buçuk yıllık bir süre için sabitlendiği, bir başka deyişle, kur artış hızının önceden açıklandığı bir kur rejimi (crawling peg regime) olmuş ve uygulamaya konulmuştur. Programın uygulanmaya konulmasıyla birlikte faiz oranları beklentilerin üzerinde hızla gerilemiş, enflasyon önemli ölçüde yavaşlamış, üretim ve iç talep canlanmaya başlamıştır. Program kısa bir süre içinde belirgin sonuçlar elde etmesine rağmen, Türk finansal sistemi 2000 yılı Kasım ayında, portföyünde önemli ölçüde devlet iç borçlanma senetleri bulunduran orta ölçekli bir bankanın aşırı riskli durumunun da etkisiyle kısa süreli bir kriz ve daha sonra 2001 yılı Şubat ayında bir başka kriz yaşamıştır. İç talepte görülen hızlı canlanma, ham petrol, doğal gaz gibi enerji fiyatlarındaki artış ve Euro/$ paritesindeki gelişmeler sonucunda 2000 yılında cari işlemler açığı öngörülen düzeyin önemli ölçüde üzerine çıkmıştır. Bu gelişme ile birlikte yapısal reformlar ve özelleştirme sürecinde yaşanan gecikmeler iç ve dış piyasalarda mevcut kur sisteminin sürdürülebilirl iği ve cari işlemler açığının finansmanı konusundaki endişeleri artırmıştır. Yaşanan bu belirsizlik, sonuç olarak, sermaye girişlerinde bir düşüşe yol açmış ve faiz oranları yükselmeye başlamıştır. 2002 yılı Kasım ayının ikinci yarısında kısa vadeli faiz oranlarındaki sıçramayı hisse senedi fiyatlarında keskin bir düşüş izlemiştir. Yabancı yatırımcıların fonlarını ülke dışına çekmeleri de eklenince, Merkez Bankası yaklaşık 6 milyar dolarlık döviz satmış ve böylece uluslararası rezervler düşmüştür. Diğer taraftan, siyasi belirsizlik de finansal piyasalardaki belirsizliği etkileyerek bu sürecin yaşanmasında büyük rol oynamıştır. Krizin derinleşmesini önlemek için bir dizi önlem alınmıştır. Ancak, yaşanan olumsuz gelişmeler uygulanan programa olan güvenin tamamen kaybolmasına neden olmuş ve Türk Lirasına karşı ciddi bir atak meydana gelmiştir. Bu şartlar altında, uygulanmakta olan döviz kuru sistemi terkedilmiş ve Türk Lirası 22 Şubat 2001 'de dalgalanmaya bırakılmıştır. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (2002-2004) 2000 yılı sonunda ve 2001 yılı başında, ekonomiyi krize sürükleyen gelişmelerde dış faktörler de rol oynamış olsa da, krizlerin başlıca nedenleri, sürdürülemez bir iç borç dinamiğinin oluşması ve başta kamu bankaları olmak üzere mali sistemdeki sağlıksız yapının ve diğer yapısal sorunların kalıcı bir çözüme kavuşturulamamış olmasıdır. Kur rejiminin terkedilmesi nedeniyle ortaya çıkan güven bunalımı ve istikrarsızlığı süratle ortadan kaldırmak ve eşanlı olarak bu duruma bir daha geri dönülmeyecek
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=