Tesisat Dergisi 360. Sayı (Aralık 2025)

46 TESİSAT • 12 / 2025 TEKNİK WILO ILE ENDÜSTRIYEL SOĞUTMADA ENERJI VERIMLILIĞINI ARTIRMAK HİLAL BÜYÜKTAŞ WILO TÜRKİYE ENDÜSTRİ BÖLGE SATIŞ SORUMLUSU Endüstriyel tesisler, veri merkezleri, gıda işleme tesisleri ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli işletmelerin kesintisiz ve güvenli çalışmasında, endüstriyel soğutma sistemleri hayati bir rol oynar. Bu sistemler, proseslerden kaynaklanan veya çevresel ısı yüklerini uzaklaştırarak ürün kalitesini, proses güvenliğini ve işletme sürekliliğini teminat altına alır. Bir soğutma sisteminin performansı, tüm bileşenlerin uyumlu ve verimli çalışmasına bağlıdır. Bu bileşenler arasında, akışkanı taşımakla kalmayıp, sistemin dengesini kuran ve enerji tüketimini doğrudan etkileyen pompaların önemi kritiktir. ENDÜSTRIYEL SOĞUTMA SISTEMLERINDE ANAHTAR BILEŞENLER VE POMPA İLIŞKISI Soğutma sistemlerinin kalbi sayılan ana bileşenler, pompalarla olan yakın etkileşimleri sayesinde en yüksek verime ulaşır. 1. CHILLER (SOĞUTUCU ÜNITE) DEVRELERI Chiller, soğutucu akışkan yardımıyla suyu veya glikol karışımını istenen sıcaklığa düşüren merkezi birimdir. Pompalar, soğutulmuş akışkanın sistem içinde dolaşımını sağlar: Primer Pompa: Chiller'in evaporatör çıkışındaki soğuk suyu alır ve ana soğutma devresine (primer devre) iletir. Geleneksel sistemlerde sabit debi (constant flow) prensibiyle çalışan bu pompalar, kapalı bir hidronik çevrim içerisinde gerekli debi ve basıncı sürekli olarak sağlayan sirkülasyon pompalarıdır. (Örnek Ürünler: Wilo-Atmos GIGA-I, Wilo-VeroLine-IPL) Sekonder Pompa: Primer devreden gelen soğuk akışkanı, klima santralleri veya proses ekipmanları gibi nihai tüketim noktalarına dağıtır. Sistem yükünün sürekli değişkenlik gösterdiği bu uygulamalarda, değişken debili (variable flow) ve inverter (VFD) kontrollü pompalar tercih edilir. Bu yapı, sistemin anlık soğutma ihtiyacına göre debiyi otomatik olarak ayarlayarak önemli ölçüde enerji tasarrufu sağlar. (Örnek Ürünler: Wilo-Stratos GIGA2.0-I, Wilo-Yonos GIGA2.0-I) Isı Transferi ve Debi Yönetimi, soğutma sisteminin temel çalışma prensibi Isı Transferi Temel Formülü ile açıklanır: Q=m⋅c⋅ΔT Burada Q (taşınan ısı miktarı - kW), m (kütlesel debi), c (özgül ısı kapasitesi) ve ΔT (gidiş – dönüş suyu sıcaklık farkı - °C) arasındaki denge kritik önem taşır: Debi sistem ihtiyacının üzerine çıkarsa, sabit ısı yükü nedeniyle ΔT düşer ve “düşük delta T” sorunu oluşur; chiller verimi azalır. Artan debi nedeniyle pompa çalışma noktası nominal eğrinin sağına kayar, motor yüklenir, bileşenler aşınır, pompa NPSHr'ye yaklaşarak kavitasyon riski artar. Debinin yetersiz olması halinde, m düşer, dolayısıyla taşınan ısı miktarı azalır ve evaporatörde buzlanma riski oluşur. Düşük debi, pompayı sistem eğrisi üzerinde verimsiz, yüksek basınç-düşük debi bölgesine iter. Ayrıca emiş hattındaki düşük hız, lokal basınç düşüşlerine neden olarak kavitasyon riskini yükseltir. Doğru pompa seçimi ve debi yönetimi, sistemin optimum çalışmasını sağlayarak hem verimliliği hem de ekipman ömrünü maksimize eder. 2. KONDENSER DEVRELERI (SU SOĞUTMALI SISTEMLER) Su soğutmalı chiller’larda kondenser, soğutucu akışkanın yoğuşarak ısısını suya aktardığı bir ısı eşanjörüdür. Kondenser devresindeki pompalar, kondensörde ısınmış olan soğutma suyunu soğutma kulesine basar. Su, soğutma kulesinde atmosferle temas ederek (buharlaşma ve duyulur ısı transferi yoluyla) soğutulur. Soğuyan su, aynı kapalı çevrim soğutma suyu devresine geri dönerek kondensere yeniden beslenir. Bu nedenle kondenser–soğutma kulesi arasındaki soğutma suyu devresi kapalı çevrimdir; ancak soğutma kulesi ısı atım

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=