Tesisat Dergisi 358. Sayı (Ekim 2025)

41 TESİSAT • 10 / 2025 PUSULA olmayan iş hayatı ve yönetim demek, gelişmiş ülkelerin kontrolünde yaşamaya muhtaç olmak demektir. AB ülkelerinde 2030 yılına kadar 2020 referans yılına göre nihai enerji tüketiminde %11,7'lik bir azaltım hedefi belirlerken, enerji verimliliği uygulamalarını hızlandırmaya yardımcı olacak bir dizi önlem getirmiştir. AB ülkeleri, 2024'ten 2030'a kadar ortalama yıllık enerji tasarrufu oranını mevcut %0,8'den %1,49'a çıkarmak zorundadır. Bu çerçevede, binalar, endüstri ve ulaşım gibi kritik sektörlerde enerji tasarrufunu artırmayı hedeflemektedir. Konutlarda kullanılan enerjinin 2030 yılına kadar en az %16 oranında, 2035 yılına kadar da en az %20 oranında azaltılmasını sağlayacak tedbirler alınması şart olacaktır. Üye ülkelerin 2030’a kadar en kötü performansa sahip konut dışı yapıların %16’sını, 2033’e kadar da %26’sını restore etmesi gerekecektir. Yeni mevzuat ayrıca büyük belediyelerde yerel ısıtma ve soğutma planlarını teşvik etmektedir. İlaveten, direktife dahil edilen verimli bölgesel ısıtma ve soğutma tanımına dayanarak, minimum gereklilikler 2050 yılına kadar tamamen karbonsuz bir bölgesel ısıtma ve soğutma tedarikine ulaşmak için kademeli olarak sıkılaştırılacaktır. Teknik ve ekonomik olarak uygun olan binalara güneş enerji paneli yerleştirilmesi hızlandırılacaktır. Fosil yakıtlı ısınma sistemleri ve kazanlar aşamalı olarak kullanımdan kaldırılacaktır. Üye ülkeler, ısıtma ve soğutmada fosil yakıtları 2040 yılına kadar aşamalı olarak ortadan kaldırmak amacıyla tedbirler alacaktır. Fosil yakıtlı sistemlere sübvansiyon verilmesi 2025 yılı itibarıyla yasaklanacaktır. Verimli bölgesel ısıtma ve soğutma sistemlerinde doğal gaz kullanan ve bölgesel ısıtmaya bağlı yeni yüksek verimli kojenerasyon ünitelerinin desteklenmesi 2030 yılına kadar devam edecektir. Bu tür sistemlerde yeni ısı üretim kapasiteleri için başka bir fosil yakıt kullanımı ise yasaklanacaktır. Almanya 2035’e kadar %100 yenilenebilir enerjiye geçecektir. Ülke bu kararla elektrik üretiminde fosil yakıtların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını beş yıl öne çekmiş oldu. Güncellenen Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yasası, 2030 yılına kadar Almanya'da tüketilen elektriğin %80'inin, 2035 itibariyle ise %100'ünün yenilenebilir kaynaklardan sağlanmasını öngörmüştür. Hidrojen enerjisi diğer bir alternatif enerji kaynağı olarak odaklanılan kaynak olmuştur. AB’nin “sera gazı emisyonlarında 2030 yılına kadar asgari %55 azaltım sağlanması” hedefine ulaşılmasını sağlamak üzere, 14 Temmuz 2021 tarihinde açıklanan "Fit-for-55" (55’e Uygun) adlı mevzuat önerileri ve revizyon paketinin yasalaşma süreci tamamlanmıştır. Paket, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, hafif araçlara yönelik yeni emisyon performans standartları, arazi kullanımı kaynaklı sera gazı emisyonları, alternatif enerji altyapıları, emisyon azaltımında çaba paylaşımı, Emisyon Ticaret Sistemi gibi çeşitli alanlarda düzenlemeler içermektedir. Tüm içten yanmalı motorlu araçların Avrupa yollarından çıkarılması, şu anda 95 g/km olan, ancak 2035 yılına kadar 0 g/km'ye düşürülecek olan kilometre başına CO2 emisyonu standardı için benzinli ve dizel araçların aşamalı olarak kaldırılmasıyla başlayacaktır. AB’de 2035 yılından itibaren yeni fosil yakıtlı araç satışı aşamalı olarak bitirilmesi ve yoksul vatandaşları karbon dioksit salımının maliyetlerinden korumak amacıyla 59 milyar Euro’luk fon oluşturulması kararlaştırılmıştır. AB'de satılacak yeni araçlarda 2035'ten itibaren karbon emisyonunun sıfırlanması kabul edilmişitir. Bu kararla AB içinde içten yanmalı motorlu araçların satışının imkansız hale getirilmesi hedeflenmektedir. Ülkemizde de Yeşil Kalkınma, Yeşil Ekonomi ve Döngüsel Ekonomi kavramları ön plandadır ve ülkemizin ana stratejileri arasında ilan edilmiş durumdadır. Bizim bu stratejilere uygun hedeflere ulaşmamız için bunların içselleştirilmesi, kağıt üzerinde kalmaması, liyakatli kadrolarla sürdürülebilir bir iş planı ortaya konulması elzemdir. Dünyayı ve teknolojiyi takip etmek için hem özel şirketlerde hem kamuda hem de ülke yönetiminde LİYAKAT çok ama çok önem kazanmıştır. Sektörümüzde liyakate önem veren şirketlerin ve yönetimlerin artması özellikle Avrupa’nın iklimlendirme sektöründe en büyük pazarı konumundaki ülkemiz için çok önemlidir. Ayrıca iklimlendirme sektöründe birçok uluslararası markaların ülkemizde üretim yapıyor olması ve gelecekte de bu yatırımların sürdürülebilirliği için AB’ deki yeni direktiflere göre ülkemizdeki enerji verimliliği stratejilerinin geleceğe yönelik çok bilinçli bir şekilde oluşturulması gereklidir. Yatırımcılara ve üreticilere yönelik kolaylıkların ve tüketicilere teşvik mekanizmalarının oluşturulması gereklidir. En önemlisi kamuda ve devlet kurumlarında liyakatın öncelikli bir sorun olarak acilen ele alınması AB’de 2035’e giden değişimde en çok ihtiyacımız olan konuların başında gelmektedir. n “Ülke ve sektörümüz olarak Avrupa’daki gelişmelere uyum sağlamak zorundayız ve bunu ancak liyakatli kadrolarla yapabiliriz.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=