40 TESİSAT • 10 / 2025 LIYAKAT - YÖNETIM - ENERJI VERIMLILIĞI İLIŞKISI LEVENT TAŞKIN YÖNETİM DANIŞMANI Liyakat, özel sektör, kamu veya kâr amaçlı olmayan tüm organizasyon ve yönetim sistemleri için önemli bir insan kaynakları yönetimi ilkesidir. Bir organizasyonda bilgi, tecrübe, eğitim, ehliyet, ustalık, kıdem, beceri, yönetsellik, liderlik, yetenek, yetkinlik, kapasite, yeterlilik gibi niteliklere sahip kişilerin işin beklentileriyle özdeşleştirilerek doğru pozisyonlara yerleştirilmesi ve unvan değişikliklerinin ve atamaların yine bu niteliklere göre yapılması liyakat ilkelerinin uygulanması demektir. Liyakat tüm bu kavramların bileşkesidir. Aslında liyakat bir yönden toplumda, insanlar arasında ve çeşitli mesleklerde düzeni sağlamaya yarar. Gelişimin, verimliliğin ve hakkaniyetin topluma kazandırılmasıdır. Her işi herkes yapamaz. Bu bakımdan liyakat yaşamın her alanında dikkat edilmesi gereken bir kavramdır. Liyakate önem vermeden yapılan terfiler veya görevlendirmeler kötü sonuçlara yol açar. İşler ve ilişkiler verimsizleşir. Buna bağlı olarak şirketleri iflasa bile sürükleyebilir. Toplumlar kötü yönetim ile adalet ve ekonomik kalkınmadan uzaklaşır. Bu nedenle ‘’Liyakat’’ kavramının olumsuz halini “Liyakatsizlik” olarak tanımlarız. Bilgisiz, beceriksiz, eğitimsiz veya eğitimi ile yaptığı işi bağdaşmayan, tecrübesiz; tutum, davranış ve temsil gücü zayıf; görev yetkinliği için yetersiz, yalaka; önce kendi çıkarını düşünen, değişime kapalı, bilimden ve teknolojiden uzak; belirli amaç veya çıkar için atanmış ve söyleneni yapmaya konumlanmış gibi tanımlamalara uygun seçilmiş kişilerin iş yapma şekli “liyakatsizlik” durumunu temsil eder. Liyakatsiz bir yönetici özel şirketlerde yüksek maliyet, düşük verimlilik, israf, savurganlık, yüksek personel döngüsü, yanlış bütçeleme, müşteri kaybı, imaj kaybı gibi birçok hasara yol açar. Bunun ana nedeni, liyakatsiz kişilerin ne ölçüde yetkin olmadığının farkında olmamasıdır. Bu nedenle kendi sahip oldukları kapasiteyi ve potansiyeli olduğundan fazla gösterme ve abartma eğilimindedirler. Yetkinliği olmayan kişiler vasattır, bu nedenle kendilerinden üstün bilgi ve yetenek sahibi olan bireyleri görme ve anlama becerisinden yoksundurlar ya da bu beceriye sahip olmakla birlikte sahip olduğu koltuğu koruma eğilimindedir, bu da onları gereksiz bir ego ile donatır. Her an koltuğunu kaybetme korkusu onları her işi bildiğini göstermeye, saldırgan ve emir vermeye meyilli olmaya ve kıskançlık, çekememezlik gibi olumsuz davranışlara yöneltir. Günlük hayatta, özel şirketlerde, kamuda, siyasette ve hukukta liyakat sahibi olmak önemlidir. Liyakatli kişiler işlerini yaparken adildirler, profesyonellikten ödün vermezler, ölçüm ve verilerle çalışırlar, bilimsel metotları kullanırlar, hedef odaklıdırlar, kendi çıkarlarını ön planda tutmazlar, yeniliğe açıktırlar, kendilerini devamlı geliştirirler, fikirlerini belirtirler ve gerektiğinde doğru işler için mücadele etmekten kaçınmazlar, vizyon sahibidirler, ön yargılı davranmazlar, dinlemeyi bilirler. Liyakatin esas alındığı yerlerde adalet rahatlıkla uygulanabilir. Ancak tam tersi durumlarda kişisel adalet devreye girer. Bu da kişiye bağlılık, iş bilmezlik ortaya çıkarır. Bu durumda otorite ve güven sarsılır. Adalet ve liyakat sağlanmışsa o topluluğun gelişimi üst düzeydedir. Liyakatin esas olduğu bir toplumda gelecek kaygısı duymadan üretmeye devam edilir; eğitime önem verilir, bilgi ve kültür seviyesi de artar. Liyakatin en önemli ilkeleri; doğruluk ve dürüstlüktür. Liyakat esasına göre yönetilen bir toplum da eğitim, bilim, bilgi, birikim, kültür önemlidir. Bireyler kendine ilgi alanı ve yeteneğine göre bir yer bulur. Liyakatli insanın gücü; bilgi, beceri, tecrübe, eğitim ve zekâsından gelir. Liyakatsiz insanın gücü sadece sahip edildiği makamından gelir; özsaygısı ve özgüveni düşüktür. Hak etmediği yere başkalarının önüne geçerek, yeterli tecrübe ve bilgisi olmadan geldiği için beraberinde güvensizliği, adaletsizliği, huzursuzluğu, saygısızlığı ve güçlünün haklı olduğu bir tutum davranışı getirir. Liyakat adaleti getirdiği gibi sadakati de beraberinde getirir. Sadık çalışanlarda başarıyı ve karlılığı size armağan eder. Sadakati de liyakati de biz yaratır ve besleriz. Beslenen sadakat ve liyakat kanın kalbe düzenli ve sağlıklı pompalanması gibidir. Çalışanlarımız ve toplumdaki bireylerimiz şirketimizin ya da toplumun kalbidir. Sadakat, kalbin ritmidir. Liyakat, kandaki oksijendir. Ritmi bozan ise yönetimin liyakate ve sadakate önem vermeyişidir. Liyakati PUSULA
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=