Tesisat Dergisi 327. Sayı (Mart 2023)
32 TESİSAT • Mart / 2023 binalarda tüketilen enerjinin yüzde 80’i ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılmaktadır. Konutlarda en sık karşılaşılan problem ise ‘yalıtım eksikliğinden dolayı ısınamama’ sorunudur. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları araştırmasında, nüfusumuzun yüzde 39,3’ünün konutlarında yalıtım eksikliğin- den dolayı ısınma sorunu yaşadığı belirtilmektedir. Nüfusumuzun yüzde 36,9’u ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle karşılaşmaktadır. Oysa tüm bu problemlere çözüm olan ısı yalıtımı, kendini kısa zaman içinde amorti ederek hem daha iyi ısınmanızı hem de enerji fatura- larınızda tasarruf etmenizi sağlar. Dolayısıyla, yalıtım için harcanan maliyet lüks bir harcama değil, aksine tasarruf ve konforun yakalanması için yapılması gereken ciddi bir yatırım olarak görülmelidir. Doğru yalıtım malzemesi, doğru kalınlık ve doğru uygulama ile yalıtım yapmak, bina ömrü boyunca en iyi getiriyi ve en yüksek konforu sağlamaktadır. Sadece yönetmeliklere uygun yapılan yalıtım ile bir binada, yalıtımsız bir binaya göre %60’ın üzerinde enerji tasarrufu elde edilmektedir. Maksimum enerji tasarrufu hedefi için; tüketicilerin kalın yalıtım ve doğru yalıtım uygulamaları hakkında detaylı olarak bilgilendirilmeleri de büyük önem taşımaktadır. Mevcut binaların renovasyon uygulamala- rında dahi yalıtım kalınlığının 1 san- timetre artırılması ile yalıtım yüzde 20 oranında iyileştirilebilmektedir. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılmasından oluşacak ilave maliyet düşünüldüğünde ise uygulamadan uygulamaya değişmekle birlikte, uygulama için gerekli olan iskele, işçi- lik, yapıştırma harcı, dübel, sıva gibi kalemlerden oluşan toplam maliyetin içinde oldukça az yer tutmaktadır. Bu şekilde bir karşılaştırma yapıldığında; yönetmeliklerin belirttiği minumum kalınlık değerleri üzerinden 1 santi- metrelik iyileştirme gerçekleştirmek ve uygulama sırasında konusunun uzmanı bir ekiple çalışmak tüketiciye ciddi tasarruf sağlarken, azalan kar- bon salımı sebebi ile sürdürülebilirliğe görünür ölçüde etki etmektedir. Aynı zamanda yalıtım kalınlığının artırıl- ması neticesinde enerji ihtiyaçlarının azalmasına bağlı olarak daha düşük kapasiteli; ısıtma, soğutma ve tesisat sistemleri yeterli olacağından hem ilk yatırım maliyetlerinden hem de bina ömrü boyunca işletme maliyet- lerinden tasarruf edilmektedir. Soğuk kış günlerinde yaşam alanlarındaki ısıyı koruyan yalıtım çözümleri, sıcak günlerde de mekanları serin tutarak enerjide büyük oranda tasarruf sağla- maktadır” dedi. “Avantajlı Yalıtım Kredisi tüketiciler için çok değerli bir adım” Tüm bu verilere rağmen Türki- ye’deki bina stokunun iyimser bir tahminle sadece yüzde %20'sinin TS 825 Binalarda Isı Yalıtım Kurallarına uygun yalıtılmış durumda olduğunu aktaran Murat Savcı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada devletimizin öncülüğünde halkımıza avantajlı Yalıtım Kredisi imkanı sunulmaya başlanmasını çok değerli bir adım olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanı- mız tarafından açıklanan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan- lığımız ile Hazine Maliye Bakanlığı- mız öncülüğünde, İZODER’in de katkılarıyla ortaya çıkan Yalıtım Kre- disi, evlerini daha düşük faturalarla kışın ısıtmak, yazın da serinletmek isteyen vatandaşlarımıza yüzde 0,99 faiz oranıyla 50 bin TL'ye kadar 60 ay vadeli olarak kredi imkanı sunuyor. Yalıtım sektörü olarak, bu gelişmeyle birlikte ülkemizde yalıtıma olan ihtiyaç ve talepte önemli oranda artış bekliyoruz. Yalıtımın teşviki ve yaygınlaştırılmasından bahsederken Türkiye’nin cari açığının en önemli nedeninin tüm ithalat içindeki yüzde 20-25 gibi ciddi bir paya sahip olan enerji ithalatı olduğunun da altını çizmemiz gerekiyor. Türkiye olarak milyarlarca dolar ödeyerek kullan- dığımız enerjiyi yurtdışından satın almaktayız. Tükettiğimiz enerjinin yüzde 40’ı binalarda, yaklaşık yüzde 30’u sanayide, geri kalanı da ulaşım ve tarım gibi alanlarda kullanılmakta- dır. Bu denli dışa bağımlı olduğumuz enerji tüketiminde tasarruf konu- sunda almamız gereken çok önemli bir yol bulunmaktadır. Enerjide aşırı dışa bağlılığı azaltmanın yolu ise yalı- tımdan geçmektedir. Doğru yalıtım uygulamaları sayesinde enerji giderleri azalırken, buna bağlı olarak karbon salımları da önemli ölçüde düşmek- tedir. Sadece konutlar açısından değerlendirdiğimizde bile, yalıtımın yaygınlaşmasının ülke ekonomimize katkıları önemli boyutta olacaktır. Her yıl sadece 300 bin hanenin (daire) mevcut yönetmeliklere uygun bir şekilde yalıtılması durumunda, 5 yılın sonunda toplam 4,8 milyar metreküp doğalgaz tasarrufu müm- kün olmaktadır. Bu tasarrufun parasal karşılığı da şu andaki ekonomik koşullarda 60 milyar TL’yi aşmak- tadır. Tüm bu nedenlerle yalıtım için yapılan devlet destekli avantajlı yalıtım kredisi gibi teşvik ve destekleri çok değerli bulmaktayız. Unutmamak gerekir ki yalıtım kendini geri ödeyen bir sistemdir. Ülke ve hane ekono- misine katkı sağlamasının yanı sıra zararlı gaz salımlarının azaltılması ve çevreye katkısı da göz ardı edilemez boyuttadır. Bu nedenle her zaman bir ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır.” n GÜNCEL
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=