Tesisat Dergisi 276. Sayı (Aralık 2018)
20 Tesisat / Aralık 2018 tesisat.com.tr KONUK YAZAR nımı gibi doğru yerde, doğru biçimde ve doğru zamanda kullanmalıyız. OTOMASYON Ülkemizin yerel koşullarına ve ülke- mize özgü bina tipolojilerine, ayrıca kullanım alışkanlıklarına ve yenilikçi sistem ve cihazlara özgü tümleşik ve holistik otomasyon yazılımlarını disip- linler arası bir eşgüdüm çerçevesinde bizlerin geliştiriyor olmasının zamanı gelmiştir ve geçmektedir. PERFORMANS DEĞERLENDIRME Enerjinin birinci ve ikinci yasaları uyarınca yeni ölçütler geliştirmeli- yiz. Örneğin bir atık ısı geri kazanım havalandırma sisteminin ısıtma tesir katsayısı 7 olabilmekte iken; aynı ciha- zın ikinci yasa tabanlı tesir katsayısı 1 değerinin altında olabilmektedir. Bu tür yeni değerlendirme ölçütlerini geliştir- meli ve yönetmeliklere ve kendi stan- dartlarımıza koymalıyız ki gerçekten çevreci ve sürdürülebilir uygulamalara imza atalım. SEKTÖREL EŞGÜDÜM Sektörümüzde yeterli ve etkin bir eşgüdümün, ortak bilinçlendirmenin, bilginin toplumsal anlamda gerekli yerlere ulaşmasının yeterli düzeyde gerçekleştiği söylenemez. Son bir örneği, kişisel görüşüm olarak kısaca aktarmak isterim. Yeni İstanbul İGA havaalanının ilk fazında terminal bina- larının ve diğer alt yapı donatılarının yoğuşmalı kazanlar tarafından ısıtıl- makta olduğunu, soğutmanın ise gene alışılmış soğutma gruplarınca yapıldı- ğını öğrendim. “Bunun neresi yanlıştır?” diyenlere, cevabım “Asla yanlışlık yok ama daha iyisi olabilirdi” demek iste- rim. Günümüzün yeşil hava alanlarında birlikte ısı, güç ve soğuk sistemleri (kojenerasyon ve trijenerasyon) artık vazgeçilmez, hatta standart uygulama haline gelmiştir. Böyle hava alanı uygulamaları ülke- mizde de bulunmaktadır (Örneğin, Esenboğa Hava Alanı). Gönül ister ki hiç olmazsa bundan sonraki fazlarda bu seçenek, sektörümüzün de geniş katılımı ile enine boyuna tartışılsın. Bu projede sektöre danışıldı mı, pek bilmi- yorum. Keşke danışılmış ve tartışılmış olsa idi. Gene bu gibi projelerde kazan- ların vazgeçilmez bir payı vardır. Genel olarak tam yükün yaklaşık yüzde 60’ı (Baz yük) kojenerasyon ve trijeneras- yon sistemlerine verilir, geri kalan pik yük kısmı gene kazanlarda bırakılır. Bu noktada kabul etmek gerekir ki kazan sanayimiz çok yetkin ve tecrübelidir ve yerlidir. Kojenerasyon sistemleri ise şu anda tamamen ithalata dayalıdır. Doğal olarak bu önemli bir sorundur. Ama yıllar önce bizler öğrencilerimizi Eskişehir lokomotif fabrikalarına, özel sektör motor fabrikalarına, teknik gezilere götürür ve gurur duyardık. Şimdi bu fabrikalar yok gibi. Hal bu ki kojenerasyon sistemleri genelde gaz (dizel) motor esaslıdır ve ülkemizde tam da yerli ve milli ürün dediğimiz şu günlerde bu teknolojilere geçilebilir. İşte bu gibi eksikler aslında hepimizin önemli fırsatlarıdır. Bir de IGA hava alanı ile ilgili gazete haberlerinde “En büyük enerji santrali ve enerjisini kendi üretiyor” şeklinde tanıtımlar yapılmak- tadır. Derinlemesine incelendiğinde ise bunların enterkonnekte sistemden beslenen yüksek gerilim terfi ve dağı- tım merkezlerinden ibaret olduğunu hayretle görmekteyim. Enerji santrali güç üretir, ısı ve soğuk üretir. Demek ki terminolojide de genel bir sıkıntı vardır. GENE EĞITIM GENE EĞITIM Tüm yukarda sayılan konulara eği- timle başladım, eğitimle bitiriyorum. Toplumun her kesitinde sektörün eği- time vereceği katkılar o kadar büyüktür ki tüm sektör paydaşlarının temel ve uygulamalı eğitim konusunda varını yoğunu ortaya koyarak, tümleşik bir eğitim mekanizmasını geliştirip, uygu- lamaya geçmesini diliyorum. n ENERJİ VE ÇEVRE SEKTÖRÜ DERGİSİ Zenginleşen içeriği ve dağıtım gücüyle alanında lider dergimizde yer alarak mesajlarınızı hedef kitlenize ulaştırabilirsiniz. www.enerji-dunyasi.com
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=