Tesisat Dergisi 275. Sayı (Kasım 2018)

74 Tesisat / Kasım 2018 tesisat.com.tr atlatacaksak hep birlikte ve sektörün tüm paydaşları olarak elimizi taşına koyarak atlatacağız. Tabii her ne kadar ithal girdiler de olsa yerli ürünlerde hareket marjımız ithal ettiğimiz nihai ürünlere göre daha fazla. Doğrudan kur riskini yatırımcıya yüklemektense, döviz kurundaki oynaklığa karşı kendi- mizi güvenceye alacak mekanizmaları kullanıyoruz. 2019 yılında ekonomideki büyüme oranında azalmaya işaret eden tüm verilere paralel olarak, biz de önü- müzdeki yıla ait büyüme beklentilerimizi azalttık. Ancak şunu ifade edeyim; kamu projeleri durma noktasında olmasına rağmen aylık kestiğimiz fatura tutarında sektör ortalaması ile kıyasladığımızda daha az bir düşüş yaşadık, aynı şekilde sipariş oranları da yine sektör ortalama- sına bakıldığında nispeten iyi seviyede. Bunun nedeninin; kriz zamanlarında fir- maların güvenilir firmalarla iş yapmayı tercih etmesi olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönem ne getirir, bekleyip görmek lazım. Temkinli olmaya gayret ediyoruz. Teklif verdiğimiz işlerin kâr marjına ve müşterinin risk taşıma ora- nına oldukça dikkat ediyoruz. Dolar/TL veya Euro/TL kurundaki artışın maliyetleri düşürdüğü yönündeki genel teori her şart altında işlemiyor maalesef. Ara malı tedarikinde dışa bağımlı olduğumuzdan dolayı, TL’nin değer kaybetmesi sonucu ara mallarının maliyeti bizler için artıyor, dolayısıyla bu durum rekabet gücümüzü olumsuz yönde etkiliyor. Bunun dışında da petrol gibi enerji girdilerinde de aynı durum söz konusu. Ürettiğiniz ürünün fiyat elastikiyeti de burada önemli bir unsur. Şurası bir gerçek ki; içinde bulunduğu- muz koşullar ihraç pazarlarına açılmayı zorunlu hale getiriyor. Yalnız yerel para biriminin değer kaybı, ithal nihai ürün- lere olan talebi de azaltıyor çünkü satın alma gücünüz azalıyor. Ekonominin geneli itibariyle de cari açık üzerinde olumlu etkisi var. Benim görüşüm kurda yılbaşından önce yeni bir dalgalanmayla karşılaş- sak bile Dolar kurunun 6-6,5 bandında sabitleneceği yönünde. Baktığınızda Vadeli Opsiyon Piyasalarının da 2019 sonu için yaptığı fiyatlamalar bu yönde. Tüm gelişmeler ABD‘deki büyümenin 2019‘da da devam edeceğini gösteriyor. Öte yandan yakın gelecekte ABD’nin ithalata getirdiği vergi yüklerinin kendi ekonomisinde enflasyonist bir baskı oluşturacağına inanıyorum ki FED’in bu duruma nasıl tepki vereceği, kurların seyri açısından önemli. Ayrıca Ortadoğu başta olmak üzere, dünyanın farklı yerle- rindeki siyasi gelişmeler belirleyici faktör olarak öne çıkıyor. DAİKİN CEO’SU HASAN ÖNDER: “ALINAN TEDBİRLERİN SIKI TAKİBİ İLE HEM KURDA HEM ENFLASYONDA DÜŞÜŞ BEKLİYORUM” Biliyorsunuz, Eylül ayı enfasyon rakamları açıklandı. Enflasyonun yük- sek olması ve üretimmaliyetlerinin hem kurdan hem enflasyondan etkilenmesi yüzünden sürekli maliyetlerimiz artıyor. Biz de bunu ürünlere yansıtmak zorunda kaldığımızdan, ürün fiyatları da sürekli olarak yükseliyor. Özellikle hammadde alımı ve tadarikçilerin bu konuda daya- nıklılığı önem arz ediyor. Her firma gibi aradaki maliyet artış- larını da kâr marjımızı düşük tutarak, mümkün olduğunca tüketicilerimize yansıtmamak için mücadele ediyoruz. Bu durum ihracat tarafına ise olumlu yansıdı aslında. Biliyorsunuz Daikin Tür- kiye’ye tüm CIS ülkeleri bağlı olduğun- dan oradaki pazarlarda sorun yaşamıyo- ruz. Hatta tam aksine taleplerin arttığını söyleyebilirim. Bu nedenle ülke olarak ihracat yapılan ürünlere yöneldik, tüm devlet teşvikleri de bu yönde oldu. “İthal ürün mü, yerli ürün mü?” bu konuda tüketicilerin bir farkındalığı henüz yok. Yerli firmalar kâr marjların- dan fedakârlık edip, fiyatlarda olağan- üstü artışlar yapmadı. Bu farkındalık artarsa ve ürünler daha uygun fiyatlı olurlarsa, tüketici yerli ürünlere yöne- bilir. Ama yerli üretici olsanız da üretim maliyetleri yüksek olduğundan, muadil ürünlerde bile fiyatlar yüksek olabilir. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından enflasyon ile mücadele ve Merkez Bankası para politikaları hayata geçtiğinde hem kurda hem enflasyonda düşüş beklemekteyim; yani Ocak-Şubat aylarında alınan bu tedbirlerin sıkı takibi ile tüketiciye yansıyacağını düşünüyo- rum. ERENSAN GENEL MÜDÜRÜ EFKAN ÇEVİKER: “ÖNEM VERECEĞİMİZ ALAN İHRACAT OLACAKTIR” Bizim ana girdilerimiz sac ve boru- dur. Bu malzemeler zaten dövizle satıl- makta. Dolayısıyla girdilerdeki artışlar üretim maliyetlerine, diğer sektörlerde belli bir süre farkı ile yansıyabilirken; bizim sektörde aynı gün içinde yansı- maktadır. Maalesef maliyetimizdeki bu hızlı girdi fiyat değişmelerini müşterile- rimize yansıtma şansı bulunmamaktadır. Zaten piyasada oluşan ÜFE ve TÜFE arasındaki 20 puanlık farktan da bu rahatlıkla görülmektedir. Döviz fiyatlarının artması kısa bir DOSYA

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=