Tesisat Dergisi 275. Sayı (Kasım 2018)
Tesisat / Kasım 2018 67 tesisat.com.tr © TESİSAT naklı olarak sıkıntılar artmaktadır. Üretim gözüyle baktığımızda, sektörümüzün özellikle hammadde ve yarı mamul ürün- leri tamamen dövize endeksli ürünler. Bu doğrultuda da nihai ürünlerin satışları da ülkemize döviz bazlı olarak gerçekleş- mektedir. Hammadde kaynağı sorununu çözmediğimiz zaman, doğal olarak nihai ürünlerin de fiyatlarını değiştirmemiz mümkün değil. Bu yüzden iklimlen- dirme sektörü ürünleri yatırım ürünleri olduğundan pazar küçülmeye başladı. Buna bağlı olarak bizim TL bazındaki girdilerimizde bir miktar artış oldu. Son dönemde yaşanan enflasyon maliyet- leri de ciddi oranda artış gösterdi. Yerli tedarikçiden yaptığımız yarı mamul ve yan sanayi ürünlerinin fiyatlarında da artışlar oldu. Sanayici ayakta kalabilmek ve durumdan minimum etkilenerek çıka- bilmek için artışlar yapmak zorunda kalı- yor. Özellikle bu artışlar iç piyasada daha fazla hissediliyor. Döviz kurundaki artış- lardan dolayı fiyatı sabitlemek mümkün değil. Aksi takdirde tüm üretici firmalar zararına satış yapmak zorunda kalır. Sanayi tesisleri yaşamak için fiyatlarını optimize etmek mecburiyetindedir. Bu yüzden maliyetlerdeki artışlar tüketiciye yansıtılmak zorunda kalınıyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durum, ihracatın önemini bir kez daha kavra- mamızı sağladı. Ülkemizin her alanda ihracata, üretime ihtiyacı var. Sek- tör firmalarımız da ihracatın ne denli önemli olduğunu kavramış durumda. Bu nedenle İSİB olarak sektörün ihracat ağını genişletmeye ve gidemediğimiz uzak pazarlara gitmeye karar verdik. 2019 planlarımıza da bu hedefe göre yön verdik. Öncelikle Afrika ülkeleri olmak üzere Güney Amerika ülkele- rine rotamızı çevirdik. Şili ve Arjantin’e ticari heyet organizasyonu düzenledik, ardından Tanzanya’yı bir ticari heyetle ziyaret ederek Afrika ve Güney Amerika kapılarını araladık. Önümüzdeki süreçte ticari heyet organizasyonlarına ağırlık vereceğiz. 2019 yılında 10 ülkeye ticari heyet organizasyonu düzenleyeceğiz. Gerek ticari heyetler gerekse fuar orga- nizasyonları ile bu pazarlarda yer ala- cağız. Üyelerimizin ufkunu geliştirmek için pazar araştırmalarına ağırlık verdik. Hedefimiz Türk iklimlendirme sektörünü uzak pazarlara taşımak. İşçilik maliyetlerimize ve bazı genel giderlerimize baktığımızda döviz bazında düşmeler oldu. Dolayısıyla ihra- catçılar olarak bunu bir fırsata dönüş- türmek lazım. Rekabet gücümüz ulus- lararası arenada artmış olacak. Bugün bakıldığında işçilik maliyetlerimiz aşağı yukarı Çin ile yarışır hale geldi. Tabi ki sene başında birtakım revizyonlar ola- cak ve genel gider ve işçilik maliyetle- rimiz ister istemez artacak. Ancak bu kalemler her ne kadar artsa da sadece iklimlendirme ihracatçımızın değil; tüm sektörlerdeki ihracatçıların dünya pazar- larındaki rekabet gücünün arttığını söy- leyebiliriz. Dolayısıyla bu doğrultuda doğru hamleler, doğru stratejiler yapar- sak ihracatımızı ciddi oranda artırabiliriz. Üyelerimizin hedefledikleri ülkeler ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Bu konuda anket formları düzenledik. Bunların değerlendirmesini yapıyoruz. Bunun akabinde tüm ülkelerin dünya gene- linde sektörel ithalat ve ihracat rakam- larına, gümrük vergisi düzenlemelerine bakıp, bize uygun ülkeleri seçiyoruz. Bu doğrultuda da bu ülkeler ile ilişki- lerimizi geliştirerek, ikili iş görüşmeleri yapıyoruz. İlk başta Şili ve Arjantin ile bu çalışmaları yaptık, şimdi de Tanzanya ile bu çalışmayı gerçekleştirdik. 2019 yılı içerisinde de bu ülkelerin sayısını en az 7-8, sektörümüzden daha da çok talep gelirse 12-13’e çıkarmayı düşünüyoruz. Döviz kurlarının yükselişi elbette tüketici tercihlerini de etkiledi. Ülkemize ithal edilen sektör ürünleri yerli üretimin yanında pahalı kaldı. Tüketicinin ithal üründen çok yerli ürünlere yöneleceğini düşünüyorum. İthal ürünler tamamen dövize endeksli olduğundan alım gücümüz azaldı. Bu noktada yerli üreticiler biraz daha şanslı konuma geldi. Genel formata baktığımızda, iklimlendirme sektörü ithalatı geriledi. Bu sene de gerilemeye devam ediyor. Bu yıl içerisinde, özellikle döviz kurlarının artışından dolayı, yine iklimlendirme sektörü ithalatı düşecektir. Zaten bizim İSİB olarak en büyük hede- fimiz 1,6 milyar dolar olan dış ticaret açığımızı, sektör olarak doğru hamle- ler ile 3-4 yıllık süreçte artıya çevirmek. Bununla birlikte devletin de yerli ürünü teşvik edici birtakım yaptırımlar uygula- ması lazım. Sadece yönetmelikler çıkar- mak yeterli olmaz. Birtakım yaptırım ve müdahalelerde bulunması gerekiyor. Özellikle kamu alımlarında yerli ürünlerin seçilmesi doğru olacaktır. Kurların orta vadede belli bir aralığa yerleşeceğini düşünüyorum. Aksiyonla- rımızı da buna göre belirliyoruz. Dövizde ciddi yükselişler ya da gerilemeler bek- lemiyorum. Zaman içinde ticari yaşam dengesini bulacaktır. Şu an kamu ve özel sektör yatırımlarının durağanlaşması elbette ki özellikle ihracat ağı olmayan sanayicimizi olumsuz etkiledi. Bu süre-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=