Tesisat Dergisi 272. Sayı (Ağustos 2018)
18 Tesisat / Ağustos 2018 tesisat.com.tr KONUK YAZAR önemli husus şu; Avrupa’daki ve AB regü- lasyonlarını takip eden ülkelerdeki üreti- cilerin, uluslararası çalışmaları sırasında karşılaştıkları bazı güçlüklerle ilgilidir. Bu güçlükler genellikle standartlar şeklinde oluyor. Örneğin Ortadoğu bölgesinde, genellikle ABD normları ve bölge ülke- lerinin kendi normları esas alınır. Bazı durumlarda örneğin Suudi Arabistan’ın bir normu başka bir ülkeye uymayabiliyor. Bu durum, ihracatta bir zaaf yaratıyor. Eurovent, bu bölgelerde herhangi bir ülkenin normlarının esas alınması yerine üretici firmanın uluslararası ISO normla- rına uygun olmasını ve ISO normlarına sahip kuruluşların ürünlerinin herhangi bir sıkıntı yaratmaksızın kabulünü des- teklemektedir. Bu amaçla Dubai’de bu konu ile ilgili bir birim oluşturdu (Bu birim Middle East Chapter adını alacak). Bu birim Avrupa normlarının ve ISO Normlarının tanıtımını yapacak. Bunun yanı sıra başka bölge- lerde de benzeri oluşumların gerçekleş- tirilebilmesinin imkanları araştırılacak, denenecek. EUROVENT ÇALIŞMA TARZI VE İLİŞKİLERİMİZ Eurovent bize ihtiyacımız olan bilgi desteğini daima vermiştir, veriyor. Mesela Ecodesign direktiflerinin Türkiye’ye uyar- lanması, enerji verimliliği, bina enerji per- formansları gibi konularda Avrupa’daki deneyimlerini bizlerle paylaşıyorlar. Ülke olarak genellikle AB’yi yakından takip edi- yoruz. Eurovent’in içinde bulunmak, sana- yinin ihtiyaçlarını dikkate alarak ortaya konacak yeni regülasyonlarda söz sahibi olmak anlamına da geliyor. Burada önemli olan bizim çalışarak sanayinin ihtiyaçlarını belirlememiz ve hangi noktada ne tür bir görüş ileriye sürmemiz gerektiğine karar verip Eurovent’e sunmamız. Euro- vent, derneklerden gelen bu görüşleri toplayıp konsolide ederek bir pozisyon alıyor, bir görüş hazırlıyor ve tekrar üye derneklere sunuyor. Zaman alıyor gibi görünse de oldukça demokratik bir pro- ses. Bazen konuya göre süreci hızlandır- mak için daha hızlı hareket eden gruplar da oluşturulabiliyor. Sık toplanıyor ve görüş oluşturuyorlar. Her yıl, bu gruplar o yılın aktif ürün gruplarına göre değiş- kenlik gösterebiliyor. Şu anda fanlar ve VRF ürün gruplarına yönelik çalışmalar gündemde. “SEKTÖRÜMÜZ, REGÜLASYONLARA YÖNELİK GÖRÜŞ OLUŞTURULMASI SÜRECİNDE DAHA AKTİF OLMALI” Benim Türk üretici firmalardan bek- lentim, İSKİD aracılığı ile gündemdeki konuyu yakalamaları ve onların da görüş- lerini bildirmeleri, daha aktif olmaları. Üre- tici firmalarımızın görüş oluşturma süre- cinde çekingenlikten kurtulmaları şart. Bu, aynı zamanda öğretici de bir süreç. Görüşmeler esnasında dile getirilenler, altı çizilen konular bekli de daha önce hiç far- kına varmadığınız derecede önemli ola- biliyor, kendi üretim sürecinizde nerede eksiklik olduğunu keşfedebilirsiniz. Daha önce teşhir dolapları konusunda çok ciddi çalışmalar yapıldı, normlar değiştirildi. Bu sektör Türkiye’de güçlü ve aktif bir sektör ama standartların oluşum süre- cinde yeterince aktif değillerdi. Şu sıralar; klima santralleri, fancoiller, eşanjörler de gündemde. Bu konularda kanaat oluşturulması sürecinde sektörümüzdeki firmaların da görüşlerini bildirerek sürece dahil olma- larını çok önemsiyorum ve sektörümüzü bu konuda daha hassas olmaya davet ediyorum. ÜLKEMİZ VE SEKTÖRÜMÜZ İÇİN FAYDA YARATACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM ETKİNLİKLERİN TÜRKİYE EVSAHİPLİĞİNDE GERÇEKLEŞTİRİLMESİNİ ÖNERECEĞİM Ayrıca başkan olduğum süre içinde, ülkemiz ve sektörümüz için fayda yarata- cağını düşündüğüm birtakım etkinliklerin Türkiye evsahipliğinde gerçekleştirilme- sini önereceğim. İSKİD de bu konuda oldukça istekli. Özellikle Eurovent’in iki yılda bir düzenlediği, bütün sekörü bir- leştiren, konferanslara, panellere, tartış- malara sahne olan “Eurovent Summit” etkinliğini yada Eurovent Genel Kurulunu ülkemizde yapmak istiyoruz. TERCİH EDİLMEK İÇİN BİR SEBEP SUNMAYI BAŞARABİLİRSENİZ, DÜNYANIN TÜM PAZARLARINDA KENDİNİZE YER EDİNEBİLİRSİNİZ Türkiye ısıtma soğutma klima ve hava- landırma pazarı aktif şekilde büyüyen bir pazar. Hem yurtiçinde hem yurtdışında pazar paylarımız artıyor, her geçen gün daha çok şirket yurtdışı pazarda varlık gösteriyor. Firmalarımızın bu konuda dinamik olduklarını düşünüyorum. İhra- catla ilgili devletin de oldukça faydalı destekleri var. Özellikle ticaret heyetleri, fuarlar, uluslararası rekabeti geliştirecek projeler gibi konularda gerçekten ciddi bir destek söz konusu. Benim dikkat çekmek istediğim nokta şu; iç pazarda çok ağır bir rekabet var. Bu ağır rekabet koşulları firmaları kârsızlığa doğru sürüklüyor. Pek çok firma bu kârsızlık problemini ihracat faaliyetlerini artırarak çözmeye çalışıyor. İhracat, aslında şirketleri dengede tutuyor diyebilirim. Biz, şirket olarak 1997’de çok küçük ölçekli olarak başladık ihracat yapmaya. 2000’li yılların başlarında üretim kali- tesi olarak ihracat pazarlarının istediği seviyeyi sunmaya çabalıyorduk. Fiyat tutturmakta da pek sıkıntı çekmiyorduk. Ama geldiğimiz noktada globalizas- yon o kadar ileride ki gittiğimiz ülkenin pazarında sadece lokal üreticilerle değil bütün dünya ile rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Bu noktada iki farklı yol izleyebilirsi- niz. Birincisi, tasarım ve ar-ge’den uzak- laşıp fason üretim konusunda uzman- laşmaktır. İkincisi ise özgün tasarım, iyi bir Ar-Ge ve fark yaratan özellikler ile markalaşmak ve dünya pazarındaki yeri- nizi sağlamlaştırmaktır. Ülkemiz üretici- lerinin ikinci yolu izlemesinin çok daha kalıcı başarılar getireceğine inanıyorum. Dünyada söz sahibi, hatırı sayılır mar- kalar yaratmak için çabalamalıyız. Diğer türlü dünyanın neresine giderseniz gidin, kıyasıya bir rekabet söz konusu ve kâr sağlamayı bırakın, yara almadan çıkabil- meniz bile zor. Tercih edilmek için bir sebep sunmayı başarabilirseniz, dünyanın tüm pazarlarında kendinize yer edinebi- lirsiniz. n
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=