Tesisat Dergisi 241. Sayı (Ocak 2016)

GÖRÜNÜM enerji tüketiminin ele alınması yanlış bir yaklaşım­ dır. Yapı malzemelerinin şantiyeye teslimine kadar üretim aşamasındaki enerji tüketimi yapı sanayine aittir. Bu nedenle sanayi ürünlerinin enerji tüke– timleri dikkate alınmalıdır. Bu cihaz ve elemanlar tesisat sektöründe kazan ve soğutma gruplarından ve vitrifiye malzemelerden başlayarak askı takım ve elemanlarına kadar uzanır. Bu bakımdan enerji verimliliğine yönelik her türlü önlem yapının şantiyede üretimi için gerekli enerji giderlerinde önemli bir miktarı sınırlayabilir. Dolayısıyla enerji performansının yapı yalıtımından önce yapı ele– man, malzeme ve cihazların üretiminde dikkate alınması faydalıdır. İnşaat sanayinin yardımcı yan sanayi ülkemizde 160 civarında olup, demiri, çimentosu ve kalıbının yanı sıra prefabrik elemanları özellikle tesisat, elektrik malzeme ve cihazları ile enerji tüketimin– de ön sırayı işgal etmektedir. Bu anlamda tüketim– de yapılabilecek tasarruf ve kısıtlamalar yapının işletmesinde sağlanacak enerji verimliliğine göre önemli bir tüketim miktarları sayılır. Dolayısıyla bu sanayi ile ilgili enerji performansında üretim yöntemleri, kogenerasyon, geri kazanma usulleri dikkate alınarak enerji verimliliğini arttırmak, tüketimini azaltmak gerekir. Enerji yönetmeliklerinin en önemli yönü alt yapı hazırlıklarıdır. Ayrıca tüketicinin bilinçlenmesi çok önemlidir. Aksi takdirde yönetmeliklerin uygu– lanmasında hazırlıksız yakalanmak bizleri hesap yönteminden uzaklaştırabileceği gibi denetim ve kontrolda bürokratik engellerin sergilenmesine yol açabilir. ■ ■ Gayrimenkul Yatırımların Kentselleşmede Önemi 1950-1980 döneminde kırsal kesimden kentlere büyük göç görülür. Kent sorunlarının tohumu bu dönemde ortaya atılmıştır. Özellikle sanayileşme­ nin ağırlık kazanması kalite kavramından yoksun kentlerin kurulmasına yol açmıştır. Günümüzde hemen hemen her yörede kentsel kalite kavramı gündeme gelmektedir. Bugün gecekondu ile çevrili illerimiz azalmış, yap-satçı müteahhitler yerlerini toplu konut yatırımları ile gayrimenkul yatırımlara 16 Tesisat Dergisi Sayı 241 - Ocak 2016 ' 'Diğer taraftan ülkemizin enerji tü– ketiminin %30'unun yapılarda kul– lanıldığı esas alınarak, enerji perfor– mansının yapılarda incelenmesinde ruhsat aşamasından işletme aşa­ masına kadar enerji tüketiminin ele alınması yanlış bir yaklaşımdır." bırakmıştır. Özellikle bu anlamda İstanbul Büyük– şehri incelenmelidir. Eskiden yaygın, yüksek yapısı olmayan İstanbul ilimiz bugün Yapı Kredi, Sabancı, İş Bankası yapıları ile başlayan Zincirlikuyu'dan Maslak yoluna kadar yükselen yapılar ile bezen– miştir. Ayrıca Anadolu yakasında Ataşehir'in kuru– luşu ile o civarda bütün gökdelenler yer almıştır. Bu anlamda bir yapının 80. katında çalışmak ve yaşamak yerine 4-5 katlı yapılarda yaşamayı tercih etmekle beraber şehir merkezlerindeki arazi darlı­ ğı, ulaşım ve benzeri yaşam şartları bizleri bu yola sürüklemiştir. Sonuçta gayrimenkul yatırımcılar, müteahhitler, mimar ve mühendisler konularında uzman ve yetkili olmak zorundadır. Ancak kalite yönünden kentselleşmede bir çarpıklık görülür. Önde gelen mimarlarımızın tasarladığı AVM merkezleri, resindencelar yanı sıra Toplu Konut İdaresi'nin yatırımlarında yapıların Uluslararası Standartlara uymayan yönleri öne çıkar. Bu husus inşaat sanayindeki başarılarımızın yanı sıra yapı teknolojisinde eksik ve noksan yönlerimi– zi de gösterir. Dolayısıyla öncelikli yapı standartları ve yapı kodları yürürlüğe konulmalıdır. Bu anlam– da deprem, yangın yönetmelikleri üzerinde çalış­ malar olmakla beraber halen uluslararası düzeyde önlemler alınmamıştır. Özellikle yapı malzemeleri hakkındaki standartlarımız yetersizdir. On yıl önce yaptığınız bir yapının hazır dolap kapısını piyasa– dan bulamazsınız. Bu tür değişimler genellikle standartlardaki değişim sonucu olmuştur. Ayrıca Avrupa Birliği'ne hazırlık döneminde yerli ürünle– rin gelişimi bu değişime yol açmıştır. Bütün bu çelişkilere karşın Gayrimenkul Yatırım A.Ş.'lerin biriken bilgileri ve bununla gelişen mi– mari, iç mimari, peyzaj, statik, mekanik tesisat,