Tesisat Dergisi 241. Sayı (Ocak 2016)

hallerini incelerken, iki farklı durum arasında kesin bir ayrıştırma yapmak gerekmektedir. Diğer taraftan, hidrolik sistemler genel olarak son dere– ce sabit yüklere maruz kalmakta olup bu durum, tüm tüketicilerin davranışlarının benzer olduğu anlamına gelmektedir. Mevcut durumda, statik bir kontrol müdahalesi, kısmi yük durumunda dahi kontrol vanasına yardımcı olabilir, çünkü dirençler hacimsel akışa doğrudan orantılı olup, hacimsel akışlardaki değişimler nispetinde istikrarlı bir şe­ kilde değişim göstermektedir. Ancak hidrolik bir sistem, düzensiz bir yüke maruz kalıyorsa - örneğin, bir binanın kuzey ve güney cephelerine aynı anda hizmet veriyorsa - veya değişken kullanım amaçları doğrultusunda farklı bölgeleri besliyorsa statik hidrolik dengelemesi hızla önemli bir engel haline dönüşebilir. Bu kulla– nım amacına yönelik olarak inşa edilen binalarda en olumsuz akış yolu, tasarım durumu hesapla– narak belirlenemez. Mevcut kullanım düzeyi ve dahili ve harici yüklere bağlı olarak en olumsuz akış yolu sürekli olarak değişmektedir. Hidrolik sistemindavranışı dinamiktir. Bu tip ağlara monte edilen statik dengeleme vanaları, sadece gereksiz kalmamakta aynı zamanda önemli bir hidrolik di– renç yaratmaktadır. Bu direnç hem gereksiz olup hem de kullanıma bağlı olarak sistem kontrolünü olumsuz etkileyebilmektedir. Binalardaki hidrolik sistemler, hemen hemen her zaman kısmi yük durumunda olduğu için en önemli problem, pompanın sürekli olarak değiş­ ken hacimsel akışlı ve geleneksel statik hidrolik dengelemeli kurulumlarda gereksiz dirençlerin üstesinden gelmek zorunda olmasıdır. Söz konusu bu dirençler, kontrol edilebilirliğin iyileştirilmesine yardımcı olmaz, çünkü bu işletim konumu için ta– sarlanmamışlardır. Bu durum, pompa kontrolüne bağlı olarak bireysel akış yollarının az beslen– mesine neden olabilir, çünkü statik dengeleme vanasının ek direncinin üstesinden gelmek her zaman mümkün olmayabilir. Örneğin, bu durum, uç noktalı pompa kontrollü kurulumlar için, diğer bir deyişle tasarım aşaması temelinde hesaplanmış, en olumsuz akış yolun- MAKALE 1 FW4 1 FW5 1 FW6 Io Io } } 1 1 1 - - - L - - - - - - - _ı_ - - - - - - - .J - 1 I FWl 1 FW2 1 FW3 1 1 1 İo 1 1 ~ ~ 1 ıı Iı Iı Şekil 1. daki basıncın tüketici üzerinden ölçümlendiği kurulumlar için uygundur. Tüm akış yollarının ka– palı olduğu ve sadece en yüksek statik kısmaya sahip, pompaya yakın akış yolunun tam besleme gerektirdiği bir kısmi yük durumunu dikkate alırsak mevcut pompa basıncındaki değişikliklerin, belirli koşullar altında, tercih edilen akış yolu için yeter– siz olabileceği hızla fark edilen bir gerçek haline dönüşmektedir [Şekil l]. Şekil l'de statik dengelemeli klasik bir hidrolik sistem gösterilmiştir. Kısmi yük durumu, bu örneği temel alacak olursak, 2-5 numaralı akış yollarının kapalı olduğu ve sadece 1 numaralı akış yolunun kullanıldığı durumu işaret etmektedir. Statik den– geleme, en olumsuz akış yolu olan 6 numaralı akış yolu için tasarlanmış olsa da, bu işletim konumun– da en olumlu akış yolu olarak kullanılan 1 numa– ralı akış yolunun mevcut hidrolik durumunda en olumsuz akış yolu olduğu anlaşılmaktadır. Vanaya ihtiyaç duyulmuyor olsa bile statik dengeleme vanası, bu durumda anormal derecede büyük bir basınç kaybına neden olur. Her ne kadar besleme düzeyinde somut bir azalma olmasa da yine de değişken hacimsel akışlı günümüz ağlarında statik dengelemenin enerji tasarrufu açısından uygun bir çözüm olmadığı kesindir. Değişken hacimsel akışlı dinamik bir ağı düzgün bir şekilde dengeleyebilmek için dengeleme vanası­ nın dinamik olarak ayarlanması gerekmektedir. Bu amaç için kombine balans vanaları kullanılabilir. Tesisat Dergisi Sayı 241 - Ocak2016 103

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=