Tesisat Dergisi 223. Sayı (Temmuz 2014)

17 Tesisat Dergisi Sayı 223 - Temmuz 2014 GÖRÜNÜM Bir binadaki insan sayısının gün boyunca değişken olduğunu göz önünde bulundurarak, sabit minimum havalandırma miktarına güvenmek, gerekenden ya daha az ya da daha fazla havalandırma miktarıyla sonuçlanabilir.” “ yaşanabilir ortam şartlarını sağladığı gibi hizmette verimliliği de artırır. Bu amaçla öncelikle yapı standartlarına uygun doğal veya yapay havalandırma sistemlerinin uygulanması gerekir. Doğal havalandırma, çevre iklim koşullarına uygun mimari tasa- rımla sağlanabilir. Her ülkede görülen tarihi yapılarda özellikle konut, cami ve kilise, çarşı ve okul gibi binaların ekolojik tasarımı bunun çarpıcı örnekleridir. Ülkemizde de bu tür sağlıklı yapılar Anadolu Mimarisinin ana özelliklerini sergiler. Gelişen teknoloji, şehir- lerdeki nüfus artışı, yoğun yerleşim bölgeleri, ülkemizde yapılarda iç hava kalitesi yanı sıra çevre hava kalitesini de düşürmüş yirminci asrın ikinci yarısında şehirlerde hava kirliliği sorunu gündeme gelmiştir. Kentlerdeki çarpık yapılaşma, günümüzde yapıların iç hava kalitesini olumsuz etkile- miştir. Evlerimizde pencere açarak kısmen önlenen bu kirlilik büyük şehirlerde özellikle iş merkezlerinde akıl almaz düzeydedir. İş yeri olarak kullanılan eski yapılardaki ofisler, noter, bürolar, dershane, lokanta gibi birimlerde bu husus kolayca görülür. Bu nedenle yapılarda mekanik havalandırma sistemleri zorunlu hale gelmiş, gelişen teknolojiye paralel HVAC sistemlerinde hızlı bir gelişim sağlanmıştır. Bir yapıda en basit havalandırma egzost havalandırma sistemidir. Mutfak, banyo, WC, lavabo gibi hacimlerden yapılan egzost havalandırma enfiltrasyon ile dış taze havayı iç mahallere alarak kirliliği önler. Ancak bu uygulama yapının fonksiyonuna bağlı olarak yetersiz kalabilir. Bu bağlamda mahalleri şartlandı- rılmış taze hava verilmek suretiyle iç hava kalitesini sağlamak gerekmektedir. ASHRAE ve benzeri standartlar esas alınarak, yapının pik yüklerine bağlı iç hava kalitesini sağlamak kişi başına be- lirlenecek taze hava sürekli iç mahallere verildiği takdirde düşük yüklerde gereksiz kapasitede havalandırma yapıldığı gibi, enerji savurganlığına yol açmaktadır. Sinema, tiyatro, konser ve spor salonları gibi değişken insan yüklü çok maksatlı salonlar, fuaye, giriş holleri, lokanta, hipermarket ve benzeri mahallerde IAQ Standartlarına uygun havalandırma sürekli uygulandığında bu tür yapıların enerji giderlerinin büyük boyutlara eriştiği, enerjinin etkin kullanımı ve enerji tasarrufu sağlanamadığı incelemeler sonucu görülmüştür. Bu amaçla, DVC “Demand Controlled Ventilation” Talep Esaslı Hava- landırma sistemi gündeme gelmiştir. Talep Esaslı Havalandırma (DCV), bir ma- haldeki insan sayısına göre mahaldeki dış hava miktarını düzenleyen bir sistemdir. Kişi sayısını ölçen sensörlerin mahalde insan bulunmadığı zaman ışıkları söndürerek enerji tasarrufu sağlanması gibi, Talep Esaslı Havalandırma mahalde az insan bulunması halinde sistemi ekonomik sınırlara çekerek, enerji tasarrufu sağlayan bir yöntemdir. Ancak bu uygulamanın ekonomik açıdan verimli olabilmesi için, mahaldeki insan sayısının degişken olması, fonksiyon yönünden ısıl yüklerin aralıklı pik yüklere ulaşması gerekir. Örneğin: Ankara, Atatürk Kapalı Spor Salonu, spor musabakaları, konser ve gösteriler dışında parti kongrelerine hizmet vermekte te- levizyonlarda izlediğimiz üzere binlerce kişi ter ve sıcak ortam içinde bunalım geçirmektedir. Özellikle parti liderlerinin gömleklerinden fışkıran ter içinde görünümleri, ülkemize has yapılarda iç hava kalitesi düzeyini sergiler. Buna karşın, Tokyo Olimpiyatları’nda kapalı spor salonlarında mimar Tange’ın uyguladığı enjeksiyon taze hava sistemi, Finlandiya’da Alvar Aalto’nun Sainatsalo’daki belediye binalarında 50 yıl önce uygulanan iç hava kalitesi yeterli yapı örnekleridir. ‘DCV” Talep Esaslı Havalandırma siste- minin ana yöntemi şu şekildedir: iç hava bileşeni olan C0 2 , mahalde bulunan insan sayısına bir intikatör olarak endekslenir. C0 2 konsantrastonunun ölçümü, dış hava damperlerinin pozisyonuna ayarlayabilen mantık devresinin veriler (input) datasıdır. Bu metot sayesinde hem iç hava kalitesi artar hem de enerji korunumu sağlanır. Mahal tamamen dolu olduğunda iç hava havalandırma sistemi tarafından standart- lara uygun artırılır. Mahal tamamen dolu olmadığında ya da boş olduğunda havalan- dırma kontrol sistemiyle azaltılır. Bu sistem, tasarımcılara dönük kabul ve seçimleri için enerji ekonomisi ve enerji denetimi yönünden büyük olanaklar sağlamaktadır. Mühendislik hesaplarına yönelik enerji etütlerinde belirli standartlar sınırında kal- mak kaydıyla ekonomik çözümler yakalanır. Örneğin yörenin ısıtmada dış hava dizayn sıcaklığı -15°C maksimum ise ortalama maksimum optimizasyonu gündüz kullanım koşulları ile taze hava giriş sıcaklığı 0°C alınabilir. Bu kabulle enerji ihtiyacı, ısıtıcı kapasitesi % 40 azalabilir. Dolayısıyla tasarıma esas olan mühendislik ısıl yük- lerinin işletme yüklerine ve kurulu yüklere dönüşümü bunlarla ilgili kabuller bilgi işlem destekli tasarımın ötesinde profesyonel yaklaşım, seçim ve kabullerini gerektirir. Mühendislik hizmetlerinde uzman tasarımı ağırlığı da bu aşamadadır. Bu tür sorumlu- lukların uygulanabilir, teknik araştırmalara dayanması gereklidir. Talep Esaslı Hava- landırma sisteminde dış havaya oranla, iç havadaki C0 2 konsantrasyonunun artışı o mahal için gerekli olan havalandırma ora- nının yetersizliğini belirler. C0 2 konsantras- yonunu ölçebilen bir kontrolör, havalandırma cihazlarının çalışmasını optimize etmek için kullanılır. Bir binadaki insan sayısının gün boyunca değişken olduğunu göz önünde bulundurarak, sabit minimumhavalandırma

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=