Tesisat Dergisi 223. Sayı (Temmuz 2014)

16 Tesisat Dergisi Sayı 223 - Temmuz 2014 GÖRÜNÜM Bu araştırmalar sonucu gelinen nokta geri kazanma yöntemleri, efektif konfor uygulamaları, enerji ekono- misine yönelik kabul ve tercihler devreye girmekte- dir. Nitekim konfor sıcaklıklarında 2 ila 4 °C oynama enerji ısıl yükleri %30 – 40 azaltmaktadır. Bu nedenle yapıların fonksiyonel değişimlerdeki enerji gider ve ka- zançlarında farklar görülür.” “ Celal OKUTAN Konfor ve Enerji enerji yönünden getirisi büyük sayılırsa da bir yerleşimde bütün yapı kabuğunun aynı tür yalıtım malzemesi ile mantolanmasını kabul etmek bilim ve teknoloji yönünden çok zor olacaktır. Dolayısıyla bu tür sorunlara akılcı bir çözüm bulmak zorundayız. Isıtma ve soğutmada yapının ısı kayıp ve kazançları modern yapıların enerji tüketiminin %25 ila %30mertebesindedir. Çünkü enerji giderleri, ısı yükler, yapılarda taze hava ihtiyacı ve enerjinin hava ile taşınma zorunluluğu ile artmaktadır. Bu nedenle uygulamada taze hava ihtiyacının düşürülmesine, havalan- dırma nispetlerinin azaltılmasına çalışılır. Bu araştırmalar sonucu gelinen nokta geri kazanma yöntemleri, efektif konfor uygula- maları, enerji ekonomisine yönelik kabul ve tercihler devreye girmektedir. Nitekim konfor sıcaklıklarında 2 ila 4 °C oynama enerji ısıl yükleri %30 – 40 azaltmaktadır. Bu nedenle yapıların fonksiyonel değişimlerdeki enerji gider ve kazançlarında farklar görülür. Son yıllarda bu doğrultudaki uygulamalar enerji giderlerinde %30’u aşan kazançlar sağlamıştır. Bu nedenle yapı teknolojisinde enerji ekonomisine yönelik her yaklaşımın olumlu yönü olduğu kabul edilmelidir. Ni- tekim bugün yapı kabuğundaki izolasyon tedbirlerinin büyük yararları inkar edilemez. Bu anlamda dış kabukta alınacak her türlü yalıtım tedbirlerine teşvik vermek yararlı olacaktır. Ancak temel prensip kararlarında ve sistemseçimlerinde çok dikkatli olmak gerekir. Enerjide geri kazanma yöntemleri, heat-pump sistemleri ülkemizde yeni yeni benimsenmeye başlanılmıştır. Nitekim doğalgaz dönüşüm ile dairelerin müstakil cihazlarla ısı enerji üreti- mindeki yanlışlık yeni yeni görülmüş, fakat sorununmerkezi sistemlere dönüşümü bu kez zorlaşmıştır. Umudumuz bu tür yaklaşımların uygulanabilir olmasıdır. Bulunduğum noktadan sektörel görünüm; belirli açıdan bakışı zorunlu kılıyor. Son yıllarda gündeme gelen konuları siyasal ve sosyal yönden ayıkladığımız takdirde sorunlarımız, ‘Enerji’ ile yoğunlaşmaktadır. Bunun birinci nedeni ülkemizin bugüne dek enerji sorunlarına eğilmemesi, ikinci nedeni ise bu dönemde yasalarla enerjinin teşvik edilmesi ve kazanç ile sektör önünde iş alanlarının açılmasıdır. Özellikle kazanca yönelik ‘Para’ faktörü o kadar çok etkili olmaktadır ki enerji ile hiç ilgisi olmayan yatırımcılara bile bu alan cazip gelmektedir. Şöyle ki; büyük inşaat firmaları hemen enerji firmaları kurmaktadırlar. Bu gelişime sevinmemiz gerekir. Ancak sistemin alt yapısı yeterli derecede gelişmediği takdirde üst yapının yeterli olamayacağı bir gerçektir. Nitekim güneş ve rüzgar enerjisinde erişilen düzey bunu gösteriyor. Yapılarda enerji performansına yönelik yenilenebilir enerji çalışmalarında da benzer sorunlarla karşı karşıya gelmek üzereyiz. Ülkelerde ‘Teşvik’ yasalarının getirdiği olanaklar halkın talep ve isteği ile orantılı olmalıdır. Ülkemizde Enerji Performansı Yönetmeliği ile halkın bir ilişkisi yok sayılır. Dolayısı ile bu yasa ile yaklaşık 7,5 milyon yapının sınırlanan tecrid malzemeleri ile mantolanmasının zorunlu kılınması yakla- şımı yanlıştır. Her ne kadar bu uygulamanın İç Hava Kalitesi Kapalı ortamlar içinde yaşayanlar için temiz hava vazgeçilmez bir koşuldur. ASHRAE Standart 62-1989 yapılarda gerekli hava kalitesini ve buna bağlı havalandırma oranlarını belirlemiştir. Günün yaklaşık 20 saatini kapalı ortamlarda geçirdiğimiz dik- kate alındığında mahallerde insanlardan, eşyalardan ve cihazlardan kaynaklanan toz, koku, gaz, toksin gibi kirlenme sonucu ortaya çıkan unsurların bertaraf edilmesi,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=