Tesisat Dergisi 21. Sayı (Mayıs-Haziran 1996)

---------------<(PANEL)- kaynaklanan bir problem var. Avrupa yakasında Büyükçekmece-Bahçelievler pompa istasyonu hattını göz önüne alalım. Büyükçekmece pompa istasyonundaki pompalar bildiğim kadarıyla tek noktayla yani basma yüksekliği ve debi değerleri verilerek ihaleye çıkarılmışrır. Oysa işletmede devreye alındığının ilk aylarında Türkiye'de ilk defa kullanılan seramik yataklar teker teker kırılmışlardır.. Çünkü işletme aralığı belli bir debi ve basma yüksekliğini gerektirmiş bu durum titreşim yaratmıştır. Yine varyant pompa istasyonu çıkışında maslaklar kullanılmaktadır. Yani bir yandan akışkana enerji kazandırırken bu maslaklarda, tünel geçici olarak bitirilemediği için, enerji kırılması gerekmektedir. Ama bu maslaklarda tasarımında çok eski teknolojiler kullanılmıştır. Oysa günümüzdeki güncel uygulamalar sayesinde işletmecinin başı ağrımayacaktır. Bahçelievler pompa istasyonunda kullanacağınız hacim belli bir m- 1 iken ihaleye çıkılırken gereken emmedeki net pozitif yük hesabı doğru yapılamadığı için pompalar depodaki seviyenin biraz aşağı inmesi halinde kavirasyona girmekte ve problem çöziilememekredir. Kötü diziliş örneği olarak öğrencilere anlattığımız Ömerli ham su pompalarına değinmek istiyorum.Tek sıra halinde 6 adet pompa, emme haznesi üzerine dizilmiş şekildedir. Yine Ömerli remiz su pompa istasyonu için seçilen pompaları ıı karakrerisri kleri nele kararsız çalışma bölgeleri vardır. Emme deposunda seviye biraz aşağı indiğinde pom·palar titreşime girmekte ve bakım masrafı ortaya çıkmaktadır. Şarrnamelerin hazırlanmasında pekçok arkadaşın emeğinin geçtiğine inanıyorum ama işletmeden kaynaklanan bu güçlükler bilgi beslemesi şeklinde kesinlikle DSİ'ye geri dönmüyor ve ihaleye bir bürün olarak çıkılmadığı için bazı şeyler gözden kaçıyor. DSİ çok büyük bir kuruluş olmakla beraber teknik anlamda bir atalete sahip. Dünyada özellikle otomasyon teknolojisinde hızlı gelişmeler oluyor. Bundan 20 sene önceki pompalı bir sistemin işletme anlayışıyla şu andaki işletme anlayışı amk aynı değil. Her türlü hidrolik büyüklüğü bir merkeze toplamak mümkün . Sis remi buna göre tasarlamak gerekiyor. Örneğin 100 km'lik bir boru ham üzerine eski konvansiyonel yolla büyük depolar yapmanın maliyetini yiiklenmek yerine otomasyonla hattın her türlü fiziksel büyüklüğünü çok ucuza kontrol ermek mümkün. Buna örnek olarak Melen projesini verebiliriz. Bu projede 150 km. uzaklıktan gelecek olan su, enerjinin büyük kısmı da kırılarak ana depolarla İstanbul'a kadar geririlmekredir. Ben, DSİ'nin kadrosunu ve anlayışını güncelleştirmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum. Pompaların konrrolu ve işletmesi konusunda da buna ihtiyaç var. Güncelleştirmenin araştırmaları destekleme şeklinde olması lazım. DSİ'nin, su alma yapıları ve sulama tesisleri açısından İTÜ'nün İnşaat Fakültesi ile çok iyi bir işbirliği içinde olmasına rağmen pompalama sistemleri konusunda 50 senelik birikime sahip olan Hidromekanik ve Hidrolik Makinaları Anabilim Dalı ile hiçbir bağlantısı yok. Karşılıklı bir çaba görülemiyor. DSİ'nin bu konudagörüş alışverişine ihtiyacı var. Her ne kadar iyi şartname hazırlarsanız hazırlayın, ihale değerlendirmelerinde toplam yatırım maliyecinin yıllık değeri kriter alınmalıdır. Sadece verime takılıp kalıyoruz. Oysa motor verimleri, yedek parça maliyetleri işin içine giriyor. Yedek parça bugün dünyada bir pazar haline gelmiştir. Bu hususlara dikkat edildiğini sanmıyorum. Bir pompanın ekonomik ömrünü 20 yıl olarak rahmin ediyorsanız, 20 yılda gerekebilecek ve değişebilecek yedek parçanın maliyeci oldukça fazladır. İhale değerlendirmelerinde 20 yıl için yapılacak hesapta ilk yatırım ve işletme bakım maliyetlerini gözönüne alan toplam yıllık maliyet çıkarılmalıdır. Bir başka hara da master plan çalışmalarından ihaleye çıkılarak yapılıyor. Bu çalışmalarda pompa istasyonunun büyüklüğü, yani debisi ve basımı yüksekliği tarif ediliyor. Buradan ihale aşamasına geçerken çok titiz bir çalışmaya ihtiyaç var. Bu bir TESİSAT DERGİSİ SAYI 21 mühendislik çalışmasıdır. Bu çalışmayı DSİ de yapmaya çalışıyor ama pek çok yerde, özellikle büyük belediyelerde ihaleye master planda konmuş olan nominal değerlerle çıkılmaya çalışılıyor. Mühendislik çalışması yapılmıyor. Ayrıca kısmi olarak ihaleye çıkılclığmda biiyi.ik problemlerle karşılaşılıyor. Ben genel olarak şartname felsefesi konusundaki bulanıklığın en kısa zamanda bir işbirliği ile DSİ rarafınclan dağıtılabileceğine inanıyorum. Ahmer ÇALIŞAN : Haluk Bey'e değerli eleştirileri ve fikirleri için teşekkür ederim. İlk başlarda DSİ'de yapılan içme suyu veya sulama, drenaj amaçlı şartnamelerde mekanik teçhizat ayrı olarak düşünülmüştü. Sistem rasarımlanmadan teknik bir şartname ortaya çıkmış, inşaat ve tasarımla ilgili kısımlara yer verilmiştir. Şartnamenin şekli biraz da aldığmız pompaya ve hangi ünite tarafından hazırlandığrna bağlı. Sulama drenaj amaçlı hazırladığımız teknik şarrnamelerde eğer yatay santrifüj pompa veya tek emişli norm pompalar seçildiyse yerli ve yabancı firmalarımızın pompalarının tüm özellikleri elimizde sayılıyor. Bu sayede emme havuzu, yaklaşım tesisi ve pompa binasını rahatlıkla projelendirebilirsiniz. Ama işin içine propellerpompagirdiği zaman sulama yapısı önem kazanıyor.Pompanın yapısından gelen bazı özellikler binayı çok etkiliyorsa pompayı ihale edip pompa fırmasınrn önerilerine göre bir emme havuzu veya binayı boyutlandırıyoruz. Son zamanlarda ihalelerde komple ihaleye çıkma eğilimi var. Aksi takdirde pek çok problemle karşılaşıyoruz. Örneğin motorun yönü rers geliyor. Burada şartnamenin, DSİ'nin, üreticinin vb. harası var. Ben de bu olayın içindeyim, bizim de hatamız var. Demek ki iyi rakip etmemişiz. Bir ihaleyi ne kadar çok parçalarsanız, karşınızdaki sorunlar da o oranda artıyor. Ama komple ihaleye çıkıldığında da elinizde çok iyi bir projenin olması lazım. Çok iyi bir şartname hazırlamak için de ya iyi bir projenin olması ya da o konuyu çok iyi bilen birimlere danışılması gerekiyor. Bilgi beslemesinin rolü de çok büyük

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=