Tesisat Dergisi 202. Sayı (Ekim 2012)
GÖRÜNÜM 16 Tesisat Dergisi Sayı 202 - Ekim 2012 XXI. asırda Türk Milleti olarak Atatürk’ü ele alıp onu eleştirmek yerine başarılı, sağlıklı yön- leri ile onu örnek almak daha yararlıdır. Bu dö- nem bilim ve teknolojideki gelişim bizleri çok sağlıklı düzeye getirmiş olup, bulunduğumuz ortamda Atatürk’e sevgi ve saygımızı sergile- memiz yararlıdır. Kendisi nur içinde yatsın. “ Celal OKUTAN Kemal Atatürk da büyük Atatürk’ün önemli katkıları görülür. Nitekim Atatürk’ün ‘Köylü Milletin Efendisidir’ sözü gün geçtikçe gerçek anlamda değerini kazanmaktadır. Ölümünden bu yana 74 yıl geçtikten sonra hala Atatürk ilkelerini tartışmak, Atatürk’ü yermek çok yanlıştır. Atatürk hiç bir zaman dine karşı olmamış aksine dini inancını her vesile ile vurgulamıştır. Toplumda laik davranışları dine karşı kabul etmek yerine inanç serbestliği içinde dindarlık daha doğrudur. Dini inançlarımız ile bilimsel yargılar hiç bir şekilde birbiri ile çelişmemelidir. Dini yorumlarla yapılan teknolojik çözümler yanlış sayılır. Dolayısıyla bizlerin dini tutkularımız ile eğitim ve görgüde kazandığımız değerleri birbirinden ayırmamız ve bunları birbirine engel görmememiz gerekir. Atatürk’ün; ömrünü tamamlamış bir imparatorluğu Cumhuriyete dönüştürmesi, dini baskı unsuru olan hilafeti kaldırması büyük bir başarı sayılır. Yeni kurulan Cumhuriyette demokratik kazanımlar halkın eğitimle gözlerinin açılması ile mümkün kılmakta ancak bu süreç zaman almaktadır. Cumhuriyetin kuruluşu 1923’ten bu yana geçen 89 yıl içinde hala demokrasi yönünden eksiklerimiz olup bunların nedeni olarak cehalet gösterilmektedir. Ancak zamanla toplumun bilgi ve görgüsü arttıkça insan hakları ve demokrasi hakkında bireylerin görüşleri değişecek, hedefleri ortaya çıkacaktır. Atatürk bu yönden Türk Milleti için unutulmaz bir lider sayılır. Atatürk’ün içtihatlarında çevresindeki değerli insanları uzaklaştırdığı söylenir. Tarih incelen- diğinde bunun kısmen doğru olduğu görülür. Ancak bu hususun bahsi geçen değerlerin Atatürk uygulamaları ile çelişkili görüşlerden kaynaklandığı anlaşılır. Nitekim tarihte bu çeliş- kiler hep olmuştur. Hiçbir şekilde önderlerin gö- rüşlerinin tıpatıp aynı olmayacağı görülebilir. Bu yönleri ile Atatürk’ü kınamamak gerekir. Bizim tarihimizde Osmanlılar döneminde de bu çelişki hanedan içindeki kavgalarda görülmektedir. XXI. asırda Türk Milleti olarak Atatürk’ü ele alıp onu eleştirmek yerine başarılı, sağlıklı yönleri ile onu örnek almak daha yararlıdır. Bu dönem bilim ve teknolojideki gelişim bizleri çok sağlıklı düzeye getirmiş olup, bulunduğumuz ortamda Atatürk’e sevgi ve saygımızı sergilememiz yararlıdır. Kendisi nur içinde yatsın. ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diyen Büyük Önderin bu yoldaki çabaları ülkemize çok şey katmıştır. Ülkemiz bilim ve teknolojide her ne kadar batı ülkelerine nazaran geri sayılsa da Ölümünden bu yana geçen 74 yıl içinde her 10 Kasım’da bu Büyük Devlet Adamını anmak Türk Milleti için saygın bir görev sayılır. Bu ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için vermiş olduğu savaşlar ötesinde barışta gösterdiği devlet adamlığı, bilim, teknoloji ve yaşamdaki devrimlere öncülüğü bir liderin ülkeye katkılarını gösterir. Atatürk’ün en büyük meziyeti ileri görüşü, toplumsal değişimlere neden olan devrimleridir. Batılaşmaya yönelik yaklaşımlarının Kemalizm adı altında abartmak tartışılabilirse de, kıyafet, giyim, harf inkılabı ve topluma örnek davranışları toplumda Türk kimliğini yaratmış, ülkemiz milletimizle mağrur bir toplum haline gelmiş bulunmaktadır. Türkiye diğer İslam ülkelerinden farklı bir yapıya sahiptir. Türk Milleti; Anadolu Medeniyetlerinin özelliklerini taşır. Ayrıca; İslam ülkeleri içinde demokrasiye en uyumlu toplum sayılır. Bu anlamda Avrupa Birliği’ne girme çabasındadır. Yaşam tarzımız ve kurallar Avrupa’dan çok farklı sayılmaz. İslam ülkeleri içinde batıya en yakın ülke sayılırız. Dini inançlarımız ise Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana hiç de- ğişmemiştir. Nüfusun %95’i Müslüman olan ülkemizde Hıristiyan, Musevi ve diğer dinlere sahip insanlar hür ve sağlıklı yaşamaktadır. Bazı azınlık sorunları siyasi yaklaşım nedeniyle ortaya çıkmış olup, toplumun bu sorunları insan haklarına uygun tarzda çözümleyeceği kolayca görülür. Bu hoşgörülerin kaynağı da Atatürk ilkeleridir. Bu ilkeler bizleri medeni ve sağlıklı yapmıştır. Osmanlı zamanında geçerli aşiret ilkeleri tamamen ortadan kalkmıştır. Bunda
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=