Tesisat Dergisi 201. Sayı (Eylül 2012)
PERSPEKTİF 20 Tesisat Dergisi Sayı 201 - Eylül 2012 Sürdürülebilir Binalar ve Binaya Entegre Fotovoltaikler Prof. Dr. Nilüfer EĞRİCAN egrican@suntekinternational.com Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu verilerine göre bugün dünya nüfusunun 7.5 milyara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu nüfusun yüzde 50’si kentler- de yaşıyor (bu rakam Türkiye’de yüzde 80 ’lere varıyor). 2050 yılında ise dünya nüfusunun 10 milyar kişi olacağı, bu artışın da gıda güvenliği, su, çevre, enerji, doğal kaynakların sürdürüle- bilirliği açısından büyük tehdit oluşturacağı çeşitli toplantılarda dile getiriliyor, raporlar yazılıyor. Nüfusun büyük miktarının şehirlerde yaşıyor ve yaşayacak olması, şehirlerin üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor . Çözüm sürdürü- lebilirlik ten geçiyor. Ne zaman tüketici sürdürü- lebilirliğin öneminin farkında olur ve buna göre tercihlerini kullanırsa bütün sektörler buna ayak uydurmak zorunda kalırlar. Sürdürülebilirlik kavra- mı şirketlerin ve tüketicilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları, devlet kuruluşları, yerel kuruluşların da hassasiyetle konuya eğilmesiyle bir kartopu gibi büyür ve sonuçlarını görmeye başlarız. Türkiye’de binalarda enerji verimliliği konusunda son yıllarda atılan adımlar umut verici, yeni yürürlüğe giren “ Enerji Verimliliği Strateji Belgesi 2012-2023 ”te yapı stokunun dörtte birinin sürdürülebilir yapı haline getirilmesi hedefleniyor. Türkiye’de hala mantolaması olmayan büyük bir bina stoku varken sadece mevcut binaların kimliklendirilmesi yetmez, yaptırımlar da olmalıdır. Türkiye’de bundan sonra yapılacakkonutlarıntamamıyeşilbinaolarakyapılsa, 2023 yılında toplam tasarrufun 25 milyar dolar mer- tebesinde olacağı ifade ediliyor. 2011 yılında mevcut bir ticari binanın, 150 bin lira gibi ufak bir yatırımla LEED EB (Silver) sertifikalı yeşil bina haline getirildiği ve yapılan yatırımla doğalgazda %25, elektrikte %10’su da %10 tasarruf elde edildiği belirtiliyor. Yine başka bir projede yaklaşık 200 bin dolar ilave yatırımla, %30 su tasarrufu %20 enerji tasarrufu hedefleniyor. Yeşil bina yapmanın ehemmiyeti bu kadar açık ortada iken, gayrimenkul geliştiricileri yeşil bina yapımı ile ilgili olarak, yeni binaları mı yoksa, eskileri mi yeşil yapalım sorularını gündeme getiriyor, yatırımcılar ise ticari binaları mı konutları mı yeşil yapalım diye sorguluyor. Oysa tartışılması gereken , gayrimenkul sektörü değer tablosunda yeşil olan ve olmayan binaların ayrı liglerde değerlendirilmeleridir. SPK’nın da gayrimenkul değerlendirmelerinde, yeşil bina belgeli binaların daha değerli olarak nitelendirilmesi için çalışma yürütmesi gerekir. Ayrıca yeşil bina yatırımcısı ve alıcısı için uygun kredi koşulları ve faiz oranı indirimleri, kredi indirimleri vb. sağlanması gerekir. Devletin sürdürülebilirlik konusunda öncü rolü üstlenerek ,tüm yeşil uygulamalara teşvikler verilmeli, yeşil binalara KDV ve emlak vergisi indirimleri yapılmalıdır. Yaşadığımız binaların çatı ve cephelerine, o binaların bir yıl tükettiğinden kat ve kat fazla güneş enerjisi düşer . Bilindiği üzere, bu enerji, elektrik ya da ısı olarak kullanılabilir enerjiye dönüş- türülebilir. Binaların çatı ve cephelerinde kullanılan yapı bileşenleri bugün fotovoltaik (PV) özellikleriyle elektrik üretebilmektedir. Örneğin; çatı da bulunan kiremit ya da su izolasyon membranları, güneye cepheli camlar ya da atrium camları, dış cephe kaplamaları, boyaları bugün elektrik üretebilmek- tedir. Bu tip ürünlerle yapılan uygulamaları “ Binaya entegre fotovoltaik ” ya da İngilizce kelimelerinin baş harfleri olan “ BIPV ” olarak adlandırıyoruz. Bir uygulamanın “BIPV” olabilmesi için, mimar, mühendis ve/ veya teknik ekibin uygu- lamayı baştan birlikte tasarlamaları, başka bir değişle bütünleşik tasarım yapmaları gerek- mektedir . Mimar, bina tasarlanırken kullanacağı yapı bileşenlerini PV özellikli malzemeden seçer ve gerekiyorsa yapıyı güneşten daha fazla yarar- landırmak üzere tasarlar . Bina, en baştan BIPV uygulamasına uygun olarak tasarlandığında, estetik, fonksiyonellik ve maliyet avantajlarına da sahip olur . Mevcut binalara sonradan yapılan fotovoltaik uygulamalar da kuşkusuz yararlıdır, ancak, bu binalarda gerek görsel gerekse maliyet açısından sorunlar yaşanabilmektedir. Son yıllarda BIPV uygulamaları dünya da hızla artmaktadır . Örneğin 2011 yılında toplam 340 MWp büyüklükte uygulama gerçekleştiği ve 2016 ya gelindiğinde bu değerin 3,600 MWp’a ulaşacağı ifade edilmektedir. 1 MWp kurulu gücün maliyeti yaklaşık 1,5 – 2 milyon euro civarındadır . Araştırma faaliyetleri ile maliyet hızla düşmekte, 1milyon euro mertebesine ineceği öngörülmektedir. Geri ödeme süresi uygula- maya bağlı olarak, 5-10 yıl içindedir. Türkiye de BIPV uygulamalarının özellikle alışve- rişmerkezleri, büyük hangarlar, az katlı ve yatay büyük binalarda yaygınlaşacağı beklenebilir. Apartman, müstakil ev çatılarına kurulabilecek 5- 10 kWp gibi küçük güçler, mevcut “ 500 kW’a kadar lisanssız elektrik üretimi mevzuatına ” göre uygulanması güç olduğundan, büyük projelerin şansı küçük projelere göre daha fazla olacaktır. Devlet tarafından bu tür uygulamalara teşvik- ler verilmeli, binalara KDV ve emlak vergisi indirimleri yapılmalı, yatırımcı için uygun kredi koşulları ve faiz oranı indirimleri, kredi indirim- leri vb. sağlanmalıdır. Sürdürülebilir bina, yeşil bina uygulamalarının artması, hatta sıfır enerjili bina çalışmalarına hedeflenilmesi, sürdürülebilir ve yeşil kalkınma stratejilerinin, politikalarının ivedilikle tamamlanması, tasarımda, uygulamada yer alacak sektörlerin bu değişim, dönüşüm ve devamlılığa kendini çok hızlı adapte etmeleri ümidiyle… Prof. Dr. A. Nilüfer EĞRİCAN SUN TEK International Proje ve Teknoloji Geliştirme Yönetim, Danışmanlık, Eğitim Hizmetleri
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=