Tesisat Dergisi 199. Sayı (Temmuz 2012)

SÖYLEŞİ 92 Tesisat Dergisi Sayı 199 - Temmuz 2012 soruyorlar. Türk’e bir güvensizlik söz konusu. Tam tersi durumla da karşılaşabiliyoruz. Ön- yargıyı kırmak gerekiyor. “Fabrika gezileriyle çalışanlarımız yeni izlenimler ediniyor” Teknik grubumuza Kayseri’den Çorlu’ya ora- dan Bursa’ya kadar fabrika gezisi düzenledik. Teknik gezi sırasında fabrika müdürü bazı bil- giler verdi. Çünkü 40 milyon dolarlık fabrika var kimse görmedikten sonra işe yaramıyor. Bu geziler; bir takım izlenimler edindiriyor, üretimin nasıl yapıldığını ve kalitesini görerek güven aşılıyor. Ayrıca anlatılan konularla ilgili notlar alarak, yapabileceğimiz şeyleri hemen değiştirmemizi sağlıyor. Çalışmaları iki markalı yapıyoruz ki kendileri de kontrol edebilsinler. Bazen de diyorum ki hiç öyle yapmayalım dilerseniz karşı markanınki- ni yapayım, o benimkini yapsın. Daha garanti olur. Sonuç olarak elinizde data var. Bir pompa seçiyorsak pompanın teklifi ile beraber eğrisi de gider. İsterseniz markaların internet sitele- rindeki pompa seçim programlarından bakar- sınız. Zaten benimkinin aynısı çıkması lazım. Bu alışılmış bir şey değil, yadırganıyor. O kadar zaman içinde bir çok şey anlattık. Bizden son- raki nesillere altyapı olacağını düşünüyorum. Biz de faydasını görüyoruz. Kimsenin yapma- dığı bir çalışma tarzı olduğundan bize olan güveni daha da artırıyor. Marka mı, ürün kalitesi mi onu görmeye ça- lışıyoruz. Biz de bu arada üretim kalitesini yükseltmek, kısa zamanda termini düşürmek gibi konularla ilgileniyoruz. Ayrıca iç pazar çalışmamız var. Bakkaldan bir şey ister gibi, örneğin 200 tane hidroforun 1 haftaya kadar gelmesini istiyorlar. Hidrofor, genleşme tankı, kademeli pompa bizim için kolay ürünler. Bun- ları hep stok tutuyoruz. Stokta hazır 5-6 bin tane tank, hiç yoksa 800-900 tane hidrofor, 150-200 tane de motorsuz kademeli pompa vardır. Bir gün sonra veriyoruz, müşteri mem- nun oluyor. Bunun yurtdışından temini uzun vadede olduğundan, bizim gibi yerli üreticiler için büyük bir avantaj sağlıyor. Yaptığımız yurt içi fabrika gezilerinde de bunu gördük. “Avrupa’daki kriz, Türkiye’de durgun- luk yaratıyor” Pompa sektörü, krizden son etkilenen hal- kalardan, yani ilk yatırımlar duruyor. Çünkü sistemli çalışan pompa bozulduğunda mecbur değiştirecek. Kriz var diye durmayacak. Ama sektörün yapı kısmını konuşursak, inşaattaki hız zaten görünüyor. Gerek devlet, gerek özel müteşebbis kanalıyla, nüfusa paralel olarak İstanbul’da çok etkin bir şekilde konut yapılı- yor. O tarafta bir problem yok. Özel bir satın alma talebi var ama kriz var veya olacak de- nince bunlar biraz öteleniyor. Türkiye bir kriz ortamında değil, Avrupa’da ise çok büyük bir kriz var. Onun manevi baskısı Türkiye’yi de et- kiliyor. Bu da biraz durgunluk yaratıyor. Gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler bazında cirolarda geçen yıla oranla bir artış var. Biz şu anda yüzde 22 ile gidiyoruz. Hedefimiz daha yüksekti ama domestik pazarda bir sıkış- ma söz konusu. Hidrofor ve tank alıcılarında bir düşüş var. Hidroforun yenisini alacağına apartman yöneticisi tamir ettiriyor. 800 liraya yenisini alacağına, 500 liralık servis işlemi yaptırıyor. Dolayısıyla domestik pazarda düş- me olsa bile proje bazındaki yükselme bizim açımızdan geneli tamamlıyor. Fakat bayinin bir domestik satışı var onu kötü etkiliyor. “Aylık 60 grup yangın pompası satışı- mız var” Yangın pompaları konusunda durum çok iyi. Yeni ruhsat alabilmek için yangın pompası koymanız lazım. Yeni yönetmeliğin etkisi oldu. İtfaiye, ana firmalara gidip bakıyor. O da tabi işi tetikliyor. Aylık 60 grup satışımız var. UL-FM satışı rutin gidiyor. O taraf pazarı çok etkileme- di. NFPA 20 veya diğer talepler doğrultusunda satış yapılıyor. UL-FM pazarında biraz daha stok yapmak lazım. “Sirkülasyon pazarını merakla bekli- yoruz” Sirkülasyon pazarında pek çok markanın gide- ceğini düşünüyorum. Biz de merakla bekliyoruz. Üç hızlı ıslak frekanslı geçişinde no name olan, bilgisi olmayan frekanslı üretim yapamayacak firmaların çoğu gidecek. Üretse de, belki enerji verimliliği sınıfları C gibi düşük olacak, biz onu pazarlayamayacağız. Çünkü marka belli, aldığı- nız ürün belli. Orada biraz rahatlatma yapacaktır ama yine onların da bir çalışması vardır. 1 Ocak 2013’te kim ne yaptı diye bakacağız. SODEX 2012 Fuarı’nda da konuştuk, herkes üretiyor, herkes yapacağım diyor da bakacağız. “Türkiye’de işten çok iyi anlayan adam sahada olmuyor” Türkiye’de şöyle de bir problemimiz var. 15- 20 yıllık, işten çok iyi anlayan adam yönetici olduğu için işin başında durmuyor, sahada olmuyor. Bu işin uzaktan olmayacağını belirt- mek istiyorum. Şu aralığı kapattığımız zaman teknik tarafı tamamlamış olacağız. “Teknik grubumuza Kayseri’den Çorlu’ya oradan Bursa’ya kadar fabrika gezisi düzenledik. Teknik gezi sırasında fabrika müdürü bazı bilgiler verdi. Çünkü 40 milyon dolarlık fabrika var kimse görmedik- ten sonra işe yaramıyor. Bu geziler; bir takım izlenimler edindiriyor, üretimin nasıl yapıldığını ve kalitesini görerek güven aşılıyor.” “Sirkülasyon pazarında pek çok markanın gideceğini düşünüyo- rum. Biz de merakla bekliyoruz. Üç hızlı ıslak frekanslı geçişinde no name olan, bilgisi olmayan frekanslı üretim yapamayacak fir- maların çoğu gidecek. Üretse de, belki enerji verimliliği sınıfları C gibi düşük olacak, biz onu pazarlayamayacağız.”

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=