Tesisat Dergisi 197. Sayı (Mayıs 2012)
GÜNCEL + Ümit Boyner TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Köktaş EPDK Başkanı ve Çin seyahatleri ile birlikte Katar’daki görüş- melerimizin bundan sonra yatırımları daha da artıracaktır. Finansman yapısıyla gelen doğru- dan yatırımlar Türkiye’de cazip alanlardandır. Yatırımcının haklarının özellikle uluslararası anlaşmalar ile korunuyor olması yatırımcıyı daha da yüreklendirecektir” dedi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Hasan Köktaş ise konuşmasında, önceleri Türkiye’nin kalkınmasında tekstil, in- şaat gibi sektörler motor gücünü oluştururken artık sanayi üretimindeki büyüme oranında en yüksek payı olan enerji sektörünün, lokomotif bir sektör olmaya aday hale geldiğine dikkat çekti. Köktaş, Türkiye ekonomisinin geçen yıl yüzde 8.5 civarında büyüdüğünü, sanayi üre- timinin geçen yılın Şubat ayına göre yüzde 4.4 oranında arttığını ve en büyük artışın yüzde 11.4 ile enerji sektöründen geldiğini belirtti. Sadece Şubat ayında 2 milyar lirası hidroe- lektrik santralleri olmak üzere toplam 3 milyar liralık enerji yatırımı teşviki alındığını sözlerine ekleyen Köktaş şöyle devam etti: “Son aylarda Türkiye’nin en büyük holdinglerinin yöneticileri ardı ardına yıl boyunca en fazla yatırımı enerji sektörüne yapacaklarını açıklıyor. Türk banka- larının enerji sektörüne son beş yılda yaklaşık sağladığı kredi miktarı 25 milyar doları aşmış- tır, bu yıl yüzde 20 oranında artması beklenen bankaların verecekleri kredi miktarında sek- törel düzeyde en yüksek payı enerji sektörü yatırımları alacaktır. 1923’ten 2002 yılına kadar Türkiye’nin 15 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı girmişken, bu rakam son dokuz yılda 100 milyar dolara yaklaşmış- tır. Son 4-5 yıldır Türkiye’de doğrudan yabancı sermaye girişimde en büyük payı açık ara önde enerji sektörü alıyor.” Bugün itibariyle EPDK tarafından lisans verilen veya lisans verilmesi uygun bulunan yeni özel sektör yatırımlarının 1660, kurulu gücün ise 73 bin 430 MW’a ulaş- tığını açıklayan Köktaş, “İnceleme değerlendir- me ve başvuru aşamasında olan proje adetinin 2 bini geçmiş ve 108 bin MW’a ulaşmıştır. Bu kadar çok sayıda projenin gerekli tüm izinleri alarak lisanslandırılmış olması, bu projelerin tamamının gerçekleşeceği anlamına gelmiyor. Çünkü bu işin matematiği ve piyasa dinamiği bu projeleri eleme sisteminden geçirmektedir” diye konuştu. Hasan Köktaş sözlerine, Türkiye’nin enerji sek- törünün giderek daha da rekabetçi bir hal aldı- ğına değinerek devam etti ve “Bu yapıda özel sektörün gerek yatırım öncesi gerekse yatırım sonrası süreçlerine yönelik doğru karar verme- nin çok önemli olduğu bir döneme giriyoruz. Özel sektörümüz yatırım esnasında bazı kriterlere uymanın yanı sıra, yatırım sonrası süreç için de doğru bir risk yönetimi yapmalıdır. Bunun için daha iyi yetişmiş nitelikli personel ile karar süreçlerinde operasyonel ve finansal esneklik- ler sağlayacak, çeşitlendirilmiş optimum yatırım olanakları belirlenmelidir” dedi. Köktaş konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Ülkemiz ekonomisinin motor gücü haline ge- len enerji sektörünün daha da güçlendirilmesi için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Önümüzdeki günlerde enerji kanunla- rında yapılacak değişiklikler, sektörün yeni di- namizm kazanması açısından önemlidir. EPDK da çok daha yeni düzenlemeler için çalışmala- rına devam edecek. İnanıyorum ki özel sektö- rümüz de enerji piyasasını güçlendirmek için saydığım bu hususlara önem gösterecektir.” TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner yaptığı konuşmada, yeni yatırımların Türkiye’nin geçirmesi gereken dönüşüm için ihtiyaç duyulan hedefin küçük bir kısım oldu- ğunu ifade ederek, arzu edilen hedefi gerçek- leştirmek için mevcut yatırımlar ve iş yapma ortamının sürdürülebilir bir seviyeye ulaşması gerektiğine vurgu yaptı. Boyner, enerjide dışa bağımlı bir ülke olması nedeniyle Türkiye’nin enerji bileşeninin, milli gelire oranla yıllık ortama yüzde 4 civarında bir açık verdiğini söyleyerek, “Son yıllarda petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle 2011 yılında enerji bileşeninin milli gelire oranı yüzde 6 seviyesini aştı ve tek başına cari açığın yüz- de 60’tan fazlasını oluşturur hale geldi. Cari açığın Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile Sanayi Bakanlığı’nın ortak sorumluluğunda olduğunu biliyoruz. İçinde bulunduğumuz dö- nemde her çeşit iktisadi faaliyetin en önemli girdisi olan enerjinin arz güvenliğinin dengeli bir bileşim ve rekabetçi bir fiyatlarıyla sağlan- ması sürdürülebilir kalkınma açısından gele- cek kuşaklar için en önemli sorumluklarımız arasında bulunuyor. Ancak enerjide ithalata bağımlı olmamız, enerji denklemimizde stra- tejik bazı seçimler yapmamızı zorunlu kılıyor. 2023 vizyonu ile hazırlanmış olan enerji ve ik- lim politikalar için gerekli ortamın sağlanması gerekiyor. Bu doğrultuda yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarına hız verilmesi için gerekli 26 Tesisat Dergisi Sayı 197 - Mayıs 2012
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=