Tesisat Dergisi 194. Sayı (Şubat 2012)
MAKALE 60 Tesisat Dergisi Sayı 194 - Şubat 2012 + bu etkiler için Şekil 3 ’de gösterilen Lan ve diğerlerinin (2011b) esas alınmıştır. Her bir grup için giyim seti ASHRAE el kitabındaki (2005) tarif esas alınarak hesaplanmıştır. Her bir takım içine ayakkabı ve iç çamaşırları dâhildir. Yaz ayarlında optimum performans için iç hava sıcaklıkları insanların 0.57 olan giyim oranını gösteren pantolon ve kısa kollu gömlek yerine 0.36giyim oranındaki yürüyüş şortu ve kısa kollu gömleğe geçmeleriyle kar- şılaştırmalı olarak 23,9°C dan 25,4°C’a yük- seltilebilir. Optimum performans için iç ortam hava sıcaklıkları kışın 0,86 giyinme oranına karşılık gelen pantolon, uzun kollu gömlek ve ince uzun kolu süveter yerine 1.19 giyinme oranına karşılık gelen pantolon, uzun kollu gömlek, kalın uzun kollu süveter ve kalın kol- suz fanila giymeleri ile karşılaştırmalı olarak 21,9°C’dan 19,7°C’a kadar düşürülebilir. *clo= giyinme derecesi Mevzuata Dâhil Etme Bugün birçok ülke binaları soğutma için kul- lanılan enerjiden tasarruf etmek maksadıy- la termostatların daha yüksek sıcaklıklara ayarlanması için genelgeler yayınlamaktadır. Örneğin Japon hükümetince uygulamaya ko- yulan “Cool Biz” adında bir kampanya yaz şartlarında termostat ayar noktalarını 28°C yükseltmeyi ve hafif elbiseler giymeyi tavsiye etmektedir (Akiyama ve diğerleri, 2011). Şe- kil 4 hava sıcaklığının 28°C ve daha üstüne ayarlanmasının en tutucu ilişki olan Lan ve arkadaşlarının ilişki tanımı (2011b) seçilirse en az %0.5 azalacağını göstermektedir. Artan sıcaklıklar aynı zamanda Mendell ve diğer- leri, (2002) tarafından belirtildiği gibi Hasta Bina Sendromunu da artıracaktır. Mendell ve diğerleri yüksek yaz sıcaklıkları, hatta konfor bölgesi içindeki orta yüksek arası sıcaklık seviyelerinin daha fazla hasta bina send- romları ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Ay- rıca Krogstadt ve diğerleri(1991) ve Fang ve diğerleri(2004) de yüksel sıcaklıkların Hasta Bina Sendromunu artırdığını göstermişlerdir. Artan sıcaklıklar aynı zamanda olumsuz fizyolojik tepkilere de yol açabilir (örneğin: göz problemleri, soluma şekli ve oksijen alışverişi) gibi (Lan ve diğerleri, 2011a) ve neticesi olarak, bu etkilerin artan sıcaklık se- viyelerinin yükselmesine bağlı olup olmadığı veya ısıl konforun getirdiği rahatsızlığa veya her ikisine de bağlı olup olmadığı konusun- da bugün henüz kesin bir bulgu olmamasına rağmen, sağlık koşullarını ve performansı etkileyebilir. Yaz günlerinde artan sıcaklıkla- rın bina kullanıcıları için olumsuz sonuçları olabileceğinden, yaz aylarında hava sıcaklık- larının yaz konfor sıcaklığı aralığının alt ya- rısına ayarlanması, yalnız ofis çalışmasının performansını artırması bakımından değil aynı zamanda yukarıda belirtilen olumsuz sağlık etkilerinin de önlenmesi bakımından tavsiye edilebilir. Bu önlem, eğer sıcaklıktan kaynaklanan ısıl rahatsızlık düşük sıcaklık kullanan gelişmiş metotlarla önlenirse enerji maliyeti yaratmayacaktır. Dikkate alınmaya değer bir metoda örnek olarak soğutma için konveksiyonla ısı transferini yoğunlaştırarak kişiselleştirilmiş havalandırma kullanılması gösterilebilir (Melikov ve Knudsen, 2007). Bugün birçok ülke soğuk kış günlerinde bi- naları ısıtan enerjiden tasarruf edilmesi için termostatların daha düşük seviyeye ayarlanmasını öngören yönetmelikler yayın- lamaktadır. Cool Biz kampanyasının benzeri olarak, Warm Biz kampanyası ev sahipleri- nin ve ofis binaları kullanıcılarının ısıtma sezonunda termostatlarını maksimum 20 dereceye ayarlamalarını istemektedir. Şekil 3 kış günlerinde sıcaklığın 20°C civarında tu- tulmasının esas olarak performans üzerinde minimal seviyede bir etki yapacağını (sadece %0,05 azalma) göstermektedir. Aynı zaman- da Hasta Bina Sendromlarının frekansı da önce yapılan birçok araştırmada gösterildiği gibi azaltılacaktır (Reinikainen ve Jaakko- la, 2001; Mendell ve Mirer, 2009; Lan ve diğerleri,2010; 2011a). Gerçekten de Fisk ve diğerleri(2011) sıcaklıkların 23°C’ın üzerine çıkmasının önlenmesi yılda 3.4 milyar dolar tutarında fayda sağlayacağını öngörmüşler- dir, bunun 2.1 milyar doları artırılmış çalışma performansına ve 1.1 milyar doları ise Hasta Bina Semptomlarının tekrarlanması sıklığın- da azalmadan sağlanacaktır. Şekil 4 ’den görüleceği gibi kışın en uygun performans için sıcaklık giyinme seviyesinin artırılmasıy- la etkin bir şekilde düşürülebilir. Bu suretle binaları kışın tavsiye edilen konfor aralığının en soğuk tarafında tutmak performansı etki- lemeyeceği gibi birçok akut semptomları da önemli derecede azaltabilir. Bunların hepsi Şekil 4. Yaz şartlarında değişik giyinme şartlarına göre iç ortam hava sıcaklığı ve insan performansı arasındaki ilişki. Şekil 5 Yaz şartlarında değişik giyinme şartlarına göre iç ortam hava sıcaklığı ve insan performansı arasındaki ilişki. Sıcaklık °C Yaz Kış Sıcaklık °C Sıcaklığa göre performans % Sıcaklığa göre performans %
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=