Tesisat Dergisi 193. Sayı (Ocak 2012)

17 Tesisat Dergisi Sayı 193 - Ocak 2012 GÖRÜNÜM “Temizlik imandan gelir” sözcüğü bütün dinler- de geçerli olmakla birlikte sağlık, temizlik kural- ları Müslümanlıkla başlamıştır. Hz. Muhammed Kuran’da ilahi ilhamla namaz öncesi abdest ve gusül abdesti alma usul ve yöntemlerini ortaya koymuştur. Orta Çağ ve Yeni Çağ’da büyük bir kirlilik içinde yaşayan Hıristiyan alemi son iki asır içinde ileri teknoloji ve ekonomik gelişmeler sonucu hijyen, sağlık ve temizlik konusunda bü- yük aşama kazanmıştır. “ Temizlik ve Banyo Nitekim Osmanlı döneminde ülkemize gelen ba- tılı gezginler yapıtlarında Türklerin haftada iki ya da üç kez yıkanmayanları “pis” kabul etmesin- den şaşkınlık duymuşlar, yazılarında yıkanma, abdest alma, gusül abdesti alma yöntemlerini karıştırmışlardır. Viyana kapılarına dayanan Osmanlılar, Trakya, Makedonya ve Budapeşte’de çok güzel hamam örnekleri sergilemişlerdir. İvan Illich’in “su” adlı kitabında yazdığına göre Avrupalılar; Türkler, Araplar, Yahudiler ve Finliler sayesinde “hamamı” tanımışlardır. Başlangıçta tıbbi amaçlarla kullanılan hamam, sonradan temizlenmek maksadıyla kullanılmıştır. Batıda hijyen ve temizliğin çok ağır gelişimi nedeniyle 1830 yıllarına kadar vücut bakımı çıplak bedenin süngerle silinmesi anlamına gelmiştir. 1930 yıllarında bile Fransa ve İngiltere’nin bir çok bölgesinde anneler çocuklarını tükürükle ıslattık- ları bir mendilin kenarıyla silip temizlemişlerdir. Esasen nüfusu 7 milyara ulaşan dünyanın bir çok yerinde insanların bir bölümü doğduklarında ve öldüklerinde yıkanmaktadır. Öte yanda, Türk hamamlarında olduğu gibi bazı uygarlıklarda ise banyo ve hamam terleme, terin kirini gideren ovma yıkama anlamında bireyin sağlığına yönelik bir ayin şeklinde kendini göstermiştir. İnsan sağlığı için banyo öncesi en az 20 dakika boyunca vücut toksinlerinin spor ve sauna gibi benzeri usullerle atılması ve son derece rahatlatıcı banyo sonrası bol bol su içmesini gerektirmektedir. Bu bağlamda saunayı ilk bulan Finliler olmuştur. Tom Johnson ile Tim Miller “The sauna book”ta saunayı gizemlerle yüklü bir kavramolarak tanım- lamakta günlük yaşam faaliyetlerinin hay huyunu aşan bir ideal olarak göstermektedir. Finliler tarafından uzun yıllar kiliseye gitmekle bir tutulan bu kavram adeta kutsallaşmıştır. Genelde sauna; 71-98ºC ortam sıcaklığında, bağılnem oranı yüzde 10 civarında ahşap ısıl bir odadır. Yeni teknolojilerle bu gelişmiş, Türk hamamından esinlenerek buhar banyo ve sa- unaları doğmuştur. Gerçekte sauna kuru ya da nemli sıcak bir ortamda terlemek ve toksin atmak amaçlıdır. Bazen odalarda her iki şart sağlana- bilir. Nitekim Fin hamamlarında odun ateşi ile sıcaklık yükseltilmekte su ile de %30 bağıl nem ayarlanmaktadır. Amaç terlemek, dolayısıyla vücudun ısıyı dağıtabilmesini sağlamak, derin nefes alan deliklerini temizleyip, ovmak suretiyle açmaktadır. Çünkü terleme bedende istenmeyen maddelerin (toksinlerin) atılması, fazla tuz ve minerallerin dengelenmesi doğal olarak vücut mekanizmasının iyileşme yöntemlerinden biridir. Ayrıca nemin de, dolayısıyla vücut terinin buhar- laşıp, yoğunlaşması önemlidir. Temiz ve teri atmış vücutta buhar sağlıklı bir terapi olduğu kadar cilt için derin nefes almasını arttırmak maksadıyla kullanılan çok yararlı bir yöntemdir. Kuru sauna sonrası ekose duşlarda kaya tuzu ile vücudun oyulması deri üzerindeki kirleri atmanın yanı sıra yağları eritmek suretiyle temizleyip, insanı rahatlatır. Genellikle sauna sonrası temizlenmiş, vücut sıcaklığı yükselmiş sağlıklı insanlar “şok havuzu” denilen soğuk suya girerek vücuttaki ısıl dengeyi ve kan deveranını dengelemişlerdir. Finlandiya ve kuzey ülkelerinde, özellikle kayak merkezlerinde soğuk su yerine kar ile vücudun teması ve defne dalları ile kan deveranının hız- landırılması tercih edilmektedir. Bu yöntemlerin karaciğer ve böbrek rahatsızlığı olan kişilere yararlı olduğu iddia edilir. Ancak yüksek tansiyonu olanlar ile kalp rahatsızlığı, koroner yetmezliği olanlara tavsiye edilmez. Ayrıca sağlıklı insanların sauna öncesi vücut- larının yeterli bir direnci olup olmadığını kontrol “Temizlik imandan gelir” sözcüğü bütün dinler- de geçerli olmakla birlikte sağlık, temizlik kural- ları Müslümanlıkla başlamıştır. Hz. Muhammed Kuran’da ilahi ilhamla namaz öncesi abdest ve gusül abdesti alma usul ve yöntemlerini ortaya koymuştur. Orta Çağ ve Yeni Çağ’da büyük bir kirlilik içinde yaşayan Hıristiyan alemi son iki asır içinde ileri teknoloji ve ekonomik gelişmeler sonucu hijyen, sağlık ve temizlik konusunda büyük aşama kazanmıştır. İnsanoğlunun ilk çağlarda görülen temizlik arzu ve tutkusu “uygarlığın beşiği olan Mezopotamya’da” başlamış, bu bölgedeki halklar “hıfzısıhha” kurallarını uygulayan ilk toplum olmuştur. Tarihte temizlik sistemi zamanla Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılarla gelişmiştir. M.Ö. 3000 yılında bugüne kadar Pakistan ülkesinde yer alan Mohenjo-Dara yakınlarına yerleşen Horappan’lar kent merkezine inşaa ettikleri dev hamam ile temizliğe gereken önemi veren ilk kavim sayılırlar. Ülkemizde gerek Osmanlı İmparatorluğu zamanında, gerekse Cumhuriyet devrinde temizlik kavramı yaşamımızda daima ön planda tutulmuştur. Alt yapı ve ekonomik koşullar nedeniyle günümüzde gerileyen bu niteliğe rağmen aile birliğinin temeli olan kadın- larımız sayesinde evlerde temizlik daima öncelik kazanmıştır. Geleneksel Türk hamamları küçük yerleşimlerden en büyük kentlere kadar şehrin odak noktası olmuş; usül, adet ve yöntemlerle sağlık ve hijyen korunmuştur. Bir Türk hamamı, mimarisi, kurnaları, göbek taşı, kese ve sabun bölümleri, soğukluk ve dinlenme yerleri ile bugün örnek fitness centerların ana temasını göstermektedir. Banyo içeriğinde hamam, terleme, keselenip kir atma, liflenip sabunlanma gibi işlevleri içermekte olan hamam olgusu bireyler tarafından haftada en az bir kez yapılan sağlık ve temizlik şöleni halini almaktadır. 1930’lu yıllarda başlayıp, 1960’lı yıllara kadar uzanan sağlıklı hamam konforu, hijyen koşulları, ortam sıcaklık ve rutubeti, natır hizmetlerinin titiz ve temiz servislerinin bu güne kadar korunamamış, korunmaması nedeni ile temizlik sıhhi tesisat teknolojilerindeki gelişimle birlikte evlerde duş ve banyo yöntemlerine dönüşmüştür. Bugün sinema filmlerine konu olan hamamlar dünyadaki benzer sağlıklı banyo servisi verebilen tesislerden çok üst düzeyde konforlu ve hijyenik kabul edilebilir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=