.. Lunapark ve Eğlence Alanlarında Gerçekleşen Olümlü Kazalar Denetimsizliğin Boyutlarını Bir Kez Daha Ortaya Koydu Yaz aylarının gelmesi ile birlikte on bin lerce insanın sıcak yaz günlerinde başta çocuklar olmak üzere aileleri ile birlikte gittiği ve ülkemizin birçok yerinde bulunan sabit ya da mobil lunapark ve eğlen ce mekanları dolmaya başladı. Tesislerin aktif olarak çalışması ile birlikte maa lesef üzücü kazlar ve ölüm haberleri de duyulmaya başladı. Trabzon, Adıyaman, İstanbul Küçükçekmece ve Balıkesir'deki lunapark ve eğlence alanlarında gerçek leşen ölümlü kazalar önümüzdeki dönemde yaşanacak olası kazaların habercisi niteliği taşıyor. TMMOB Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ekber Çakar, denetimsizliğin acı facialara ve ölümlere yol açtığını belirterek, "Mevzuatlarımızda lunaparklar, oyun ve eğlence alanları, sıhhi müesse- :�ııı....-.... seler içerisinde umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olarak adlandırılmaktadır. Bu işyerlerinin bulundukları sınırlar dik kate alınarak İlçe Belediyeleri ve Büyükşehir Belediyeleri tarafından ruhsatları nın verilmesi ve denetimlerinin yapılması gerekmektedir" dedi. Sayıları her geçen gün daha da artan bu eğlence alanlarında kullanılan Discovery, hızlı tren, gondol v.b. eğlence makineleri nin periyodik kontrollerinin yapılması, emniyet aksamlarının test edilmesi gerektiğini vurgulayan Çakar, "Bu kontrollerin süreleri ilgili mevzuatlarda ve standartlarda açıkça belirtilmiştir. Aylık ve yıllık olarak kontrollerin yapılmasının yanı sıra günlük olarak da işletmeye alınmadan önce tüm em niyet tedbirlerinin çalıştığı kontrol edilerek çalıştırma işlemi yapılmalıdır. Bu kontrollerin de kayıt altına alınması gerekmektedir" şeklinde konuştu. 1999 Depreminde Yıkılan Binaların Yüzde 64'ünde Su Yalıtımı Yoktu Türkiye'yi bir anda karanlığa bo ğan 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden tam 12 yıl geçti. 17 Ağustos 1999 sabahı, 03.02'de, Kocaeli Gölcük merkezli, richter ölçeğine göre 7,5 büyüklüğünde �....... 6' �":. �;a-'-·'"':,,.,, gerçekleşen depremde resmi kayıtlara göre; 17 bin 480 kişi öldü, 23 bin 781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı. 285 bin 2 1 1 konut, 42 bin 902 işyeri ise hasar gördü. Ve her ne kadar bilinmese de bu yıkımların en büyük nedeni konuya dikkat çekmek için 17 Ağustos depreminin 12. yıldönümünde açıklama yapan Bitümlü Su Yalıtımı Üreticileri Derneği (BİTÜDER) Yönetim Kurulu Baş �:•�-�� 1 kanı Mehmet Özcan, depremin S-= H ardından İstanbul Büyükşehir .:,;, sı.ıı,;ıı""'r'"' �1 Belediyesi Hasar Tespit Komisyonu tarafından hazırlanan rapora değindi. binalarda su yalıtımının olmamaı,.._,,-.:.t.ı.ı.�c.:..----=---...ı..-.:.___:�::;__......:ı�:..;;;;. .......... ..ı Özcan, "Rapora göre; 55 bin 651 konut ve işyerinde yapılan kontrollerde bu binaların yüzde 79'u sıydı. Herhangi bir yoldan yapı donatısına sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona yani paslanmaya yol açıyor. Oluşan korozyon binanın taşıyıcı sisteminin zayıflamasına neden oluyor. 10 yıl sonra donatı başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, belli koşullarda yaklaşık olarak yüzde 66'sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Geçen 12 yılda felaketin yaraları sarılmaya çalışıldı, ama beklenen büyük Marmara Depremi'ne karşı önlem alma bilinci hala oluşmadı. 1999 yılında yaşanan depremde birçok binanın yıkılma nedeni koroz yon, korozyonun nedeni ise su yalıtımının yapılmamış olmasıydı. Bu 42 Tesisat Dergisi Sayı 187 - Temmuz 2011 hasarlı bulundu. İncelenen binaların yüzde 64'ünde nemin yol açtığı korozyon (paslanma), yüzde 4l'inde malzeme eksikliği, yüzde 18'inde inşaat aşamasında betonun sulanması, yüzde l l'inde eskime ve yıp ranma, yüzde 3'ünde proje hatası, hasarların nedeni olarak belirlendi. Görüldüğü gibi binalardaki en büyük sorun korozyon. Bu nedenle Türki ye gibi yüzölçümünün yüzde 92'si, nüfus yoğunluğunun ise yüzde 95'i deprem kuşağında bulunan ve yapı stoğunun büyük kısmı betonarme olan bir ülkede, su yalıtımının yaşamsal önemi var" dedi. Yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşa masındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3'ü kadar olduğunu hatırlatan Özcan, binanın güvenliği söz konusu olduğu için bunun bir ek maliyet olarak görülmemesi gerektiğini belirtti.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=