(/) (/) o o (/) L1.J (/) o a::: � ::, (/) MAKALE Su Yönetimi , Yeşi l Yapı ve Yeşi l Şehir Giriş 29 Kasım 2010'da yapılan Cancun / Meksika Dünya Liderleri İklim Toplantısı'ndan bir şey çıkmayacağı anlaşılmıştır. Dünya ve dünyalılar bir süre daha (belki daima) küresel ısınma ile yaşamayı öğreneceklerdir. Verilen bilgiye göre, 20. Yüzyılda dünya ortalama 0,7 CO ısınmıştır. Bunun sebebi atmosferde biriken sera gazlarıdır. Bu gazlardan C02 , sanayi devriminden bu yana %40 artmıştır (390 ppm-milyon litrede 390 litre). İçinde bulunduğumuz yüzyılın (21. Yüzyıl) sonunda endüstri öncesi döneme göre dünyamızda 3°C sıcaklık artışı öngörülmüştür. Bu durumla ilgili kötü senaryoya göre, kutuplara yakın buzlar eriyeceğinden kuzeydeniz ulaşım koridoru genişleyecektir. Birçok dağ kar örtüsü azalacak, bazıları yok olacaktır. Karlar çabuk eriyerek bahar mevsimi su salgınları artacaktır, doğal olarak yazın nehirlerin suyu azalacaktır. Bu senaryoya göre deniz su seviyesi 0,2 -1,2 metre arasında artacaktır. Denizin biyolojik üretkenliği de bozulabilecektir. Kuru kara parçaları daha kuru, yaş kara parçaları daha yaş olacaktır. Komple ekosistemde kayma olacaktır. Yeni tarım ve turizm alanları doğacaktır. Sıcak hava daha çok su buharı tuttuğundan yeni ve eski hastalıklar (astım, sıtma gibi) oluşabilecektir(l). Tarım, yağmur ve sıcaklığa duyarlı bir alandır. Fakir ülkelerin ekonomileri büyük ölçüde tarıma dayanır. Fakir toplumlar, ani yağış ve sellere fazla direnemezler. Küresel ısınmadan en çok fakir uluslar etkilenecektir. Bu topluluklar, şehirlerde daha az zayiat verdiklerinden, i klim değişikl ik eksenli göçler başlayacaktır. Bu gerçeklerin bir kısmı günümüzde yaşanmaktadır ve su eksenli birkaç örnek aşağıda verilmiştir. al Dünyamızda bölgesel su kıtlığı artmaktadır. Avustralya 10 yıldır kuraklıkla boğuşmaktadır. Brezilya ve Güney Afrika'da türbinleri döndürecek su yetersizliği vardır. Aral Gölü'nü besleyen akarsu kaynakları kuruduğundan, Orta Asya'da 1980'den beri yok olan göl trajedisi yaşanmaktadır. Dün98 Tesisat Dergisi Sayı 187 - Temmuz 2011 yanın büyük nehirleri (İndus, Rio Grande, Colorado, Murray-Darling ve Yellow rivers gibi) artık denize ulaşamamaktadır. WWF'a (World Widelife Fund- Doğal Hayatı Koruma Vakfı) göre göl ve nehirlerdeki balık stoğu 1970'ten bu güne %30 azalmıştır. Yirminci asırda sulak arazilerin yarısı kurumuş, deltalarda tuzlusu tatlı su dengesi bozulmuştur(2). b) Diğer yandan su baskınları, seller ve tayfunlar bazı bölgelerde demografik yapıyı değiştirecek boyuta varmıştır. Geçen yıl Pakistan'da önceki yıl Endonezya'da bu yaşanmıştır. Ocak ayı Avustralya'nın yaz aylarından biridir. Bu yıl bu kıta devleti şaşırtan bir sel felaketi ile boğuşmaktadır. Atlantik Okyanusu tayfun sayısı, kalış süresi ve hızı sürekli artış göstermektedir. Örneğin 1972'de 122 olan tayfun sayısı 1995'te 164 olmuştur. Alternatif senaryoya göre durum yukarıda verildiği kadar kötü değildir. İklimbilimciler ikiye ayrılmışlardır ve bugün büyük ölçüde bekle gör durumu yaşanmaktadır. Su Stresi Gelecek 10 yılda su stresi artacaktır. İki eğilim vardır. i)İlki demografiktir. Geçen 50 yılda dünya nüfusu 3 milyardan 6.5 milyara çıkmıştır. Su ihtiyacı üç kat artmıştır. Dünya nüfusu 2025'de 1 milyar, 2050 de ise 2 milyar artacaktır. Su talebi de buna bağlı olarak katlı bir artış gösterecektir. Su kullanımının, tarımdaki payı ¾, endüstrideki payı 1/5 ve belediyelerdeki (şehirlerdeki) payı 1/lO'dur. Farklı gıdalar üretimleri boyunca farklı miktarda su gerektirir. 1 kg buğday yetiştirme için 1000 litre, 1 kg şeker için 1500 litre, 1 kg et için ise 15000 litre su harcanır. ABD ve AB gibi et obur toplumlarda kişi başı toplam su gereksinimi 5000 IVgün iken, bu ot obur (vejeteryan) Afrika ve Asya uluslarında 2000 IVgündür. Batılılar ortalama 100-250 IVgün suyu gıda-dışı (içme+kullanma amaçlı) olaProl. Dr. Fevzi YILMAZ Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi rak tüketirler. Geçenlerde, İSKİ'nin (3) yaptığı bir çalışma İstanbulluların ancak % 20'sinin bu kategoriye girdiğini göstermiştir. Vejeteryan nüfustan et yiyen nüfusa geçiş 2007-2008'de yiyecek ve su fiyatlarını arttırmıştır. 1985'de Çinliler ortalama kişi başı 20 kg et yediler, bu 2009'da 50 kg eVkişi olmuştur. Bu fark 390 km3 (1 trilyon litre) su demektir ve bu Avrupa toplam tüketimi kadardır. Dünya nüfusunun %20'sinin Çinli olduğu hatırlanmalıdır. Fakirlikten çıkış, yiyeceklerde su yoğunluğunu arttırır. Refahın artması ve şehirleşme çok et yeme ile ilişkilendirilir. 1 milyarlık ekstra boğazı besleme (2025) tarımda %60 daha fazla suya ihtiyaç var demektir. ii)Suda ikinci eğilim iklim değişikliği ile ilgilidir. Küresel ısınma hidrolik çevrimi hızlandırmaktadır. Hızlı buharlaşma ve hızlı yağış sonucu, sulu yer çok sulu, kuru yer çok kuru olmaktadır. İklim değişikliğinin üç etkisi: al Birinci etki: Bitki yapısı değişir. Çok kuru bitki, yıldırım nedenli ve etkili orman yangınını körükler. b) İkinci etki, su yönetimini önemli kılar. Ani yağış için büyük baraj yapma (> 15ml zorunluluğu doğar. c) Üçüncü etki : İklim değişikliği batılı ülke hükümetlerini biyo yakıtı teşvik eder yapmıştır. Bu, daha çok gıda-dışı amaçlı tahıl ekimi ve daha çok su kullanımı demektir. Su ile ilgili iyi gelişme, dünya su kullanımında verimin ve verimliliğinin giderek artmasıdır. Kötü olan ise bireylerin yanlış su kullanım alışkanlığını değiştirmemeleri ve bir kısım hükümetlerin kötü su yönetimini sürdürmeleridir. Endüstri, kullanımdaki tatlı suyun beşte birini harcar ve az sorunludur. Problem tarımdadır ve su payı %70-80 arasındadır. Hindistan, mı-
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=