GÜNCEL şartlarındaki gelişmiş ülkelerde dahi ulaşılamamış ileri düzeyde iddialı rakamlar olduğu değerlendirilmektedir. Bu sınır değerlerin doğru şekilde belirlenebilmesi için TUİK, TTMD vb. kurumlarla işbirliğinde binaların mevcut durum analizi yapılarak en doğru yaklaşıklıkla istatistiki veriler oluşturulması ve bu eylemin göstergelerinin yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. 3. SA-04/SH-Ol kodlu stratejik hedefte; "2023 yılına kadar; ülke genelindeki kömürlü termik santrallerin ortalama toplam çevrim verimleri %45'in üzerine ve temiz yakma teknolojileri ile yerli kömür kullanan santrallerin toplam kömür termik kurulu gücü içerisindeki payı ise %60'ın üzerine çıkarılacaktır" denilmektedir. • Bu hedefte sadece kömür yakan termik santrallere yönelik olması yeterli görülmemelidir. Bu stratejik planda; doğalgazlı santrallerin de disipline edilmesi ve atık ısılarının değerlendirilmesinin sağlanmasına ve en azından bundan sonra kurulacak doğal gazlı santrallere kojen ve trijen zorunluluğu getirilmesine yönelik hükümlere yer verilmelidir. Bu husus enerji verimliliğinin yanı sıra, enerji güvenliği içinde son derece önemlidir. Ülkemiz elektrik üretiminin yaklaşık %60'ı stratejik ve ithal yakıt olan ve %45-50 verimle çalıştırılan doğal gazlı tesisler ile elde edilmektedir. Bu gün Avrupa'nın yaklaşık 120 kenti kojenerasyon sistemiyle şehir ölçeğinde ısıtılmaktadır. Bunlardan bazıları da trijenerasyonludur. • Kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerinin kullandırılması hususunun enerji verimliliği konusunda hazırlanmakta olan bu stratejik plan kapsamına alınması, bu kapsamda yapı sektöründe küçük ve orta boy kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri kurulmasının finans desteği de dahil olmak üzere yasa ve yönetmeliklerle teşvik edilmesi ve ısıtma veya soğutma modunda çalıştığı sürede bu sistemlerle üretilen elektrik enerjisinin üretim lisansı aranmadan devlet tarafından koşulsuz satın alınması konuları üzerinde önemle durulmalı ve yeniden değerlendirilmelidir. 4. SA- 07/SH-02 kodlu stratejik hedefte; "2015 yılı sonuna kadar, ülke genelindeki sertifikalı enerji yöneticisi sayısı en az 5.000 kişiye ve yetkilendirilmiş EVD sayısı en az 200 şirkete çıkarılacak; EVD'lerde sektöre! uzmanlaşma sağlanacaktır" denilmektedir. ISKAV Yönetim Kurulu Başkanı A. Metin Duruk Türkiye inanılmaz derecede enerji savurgan, ve enerji yoğunluğu yüksek bir ülke konumundadır. Konu çeşitli alanlara ayrılmaktadır: • Konutlar, sanayi, ticari alanlar ve diğerleri Konutlar: Burada yeni yapılan konutlar, en pratik ve kolay sonuçlanabilecek konudur. BEP-TR'ye uygun olarak enerji modellemesi yapılmalı ve sertifikalandırılmalıdır. Bunun için BEP-TR programı, acil tüm tarafların bina kabuğu (mimarlar), yalıtımcı, mekanik sistem ve aydınlatma yönünden AB standartlarına getirilmeli bu sırasında iklim bölgelerine dikkat edilmelidir. Mevcut konular ise, en zor çözülebilecek konu olarak görülmektedir. Mevcut binaların enerji kimlik belgesi verilmesi ve gerekli tedbirleri alarak enerji yoğunluğunu azaltma özellikle katkı ve ortak mülkiyeti haiz binalarda siyasi iradenin görüşü ve yüksek vergilendireme oranı ile yönlendirme gereklidir. 44 Tesisat Dergisi Sayı 179 -Kasım 2010 Sanayi: Dünyadaki C02 üretim standartları bu konuyu destekleyici ve sonuca götürücü bir yol izlemektedir. Türkiye'nin dünyanın en pahalı enerjisini kullanması ve enerji üzerindeki yüksek vergilendirme, sanayiciyi ister istemez bu konuda tedbirler almaya itmektedir. Siyasi iradenin alacağı ek destekleyici kararlar, bu konuyu çabuk sonuçlandırmaya yararlı olacaktır. Ticari alanlar: Alışveriş merkezleri enerji yoğunluğunun yeni AVM ve ticari merkezlerde düşürülmesi için tasarımcılar hızlı bir çalışma içerisindedir. Gün ışığı kullanma, doğal havalandırma gibi konular hatta kojenerasyon ve trijenerasyon sistemleri uygulanmaya başlanmıştır. Eski yapılmış ticari binalar ise yüksek genel giderlerden şikayetle ya boşalmakta veya rehabilite edilmeye başlanmıştır. Diğerleri: Diğer binalar dediğimiz hastane, okul, sinema vs. de ise mimari, estetik, fonksiyonel, operasyonel yönden düşünülmeli ve C02 yönünden değerlendirilmeye alınmalıdır. Yeşil bina standartları, BREEAM ve LEED sertifikalandırılmaları bu konuda yararlı olacaktır. • Buradaki EVD'lerin sayısal olarak çoğaltılması hedefinin, enerjinin verimli kullanılması veya kullandırılmasına yönelik yapılacak çalışmalar için ne derecede yeterli olacağı ve sektöre! uzmanlaşmanın nasıl sağlanacağı konusu yeterince açık değildir. Birkaç kişinin bir araya gelerek 10 günlük bir eğitimle sertifikalandırılmaları ve EVD şirketi olabilmelerindeki kolaylık, bu şirketlerin ne kadar profesyonel olabilecekleri ve hizmet verecekleri sektörlerde ne derecede isabetli kararlar uygulayacakları konusunda çok ciddi tereddütlere neden olmaktadır. Bu kapsamdaki yetkilendirme konusunun tamamen yeniden gözden geçirilmesi, başvuru yapacak şirketlere özellikle tesisat alanında piyasadaki uygulamaları ve tecrübelerine ilişkin zorunluluklar getirilmesi, bu temeldeki doğru şirket yapısının tariflenmesini takiben alt yapı, kadro, deneyim ve gerçekleştirdikleri uygulamalara göre sınıflandırma getirilmesi ve dosya tamamlama şeklinde kağıt üzerinde tanımlanan şirketler yerine halihazırda belirtilen sektörlerde uygulamalar yapan deneyimli şirketlerden yararlanılmasının daha doğru olacağı değerlendirilmektedir. Bu uluslararası sertifikaya haiz binaların vergilendirilmesi konusu desteklenmeli ve yatırım indirimine sahip olmalıdır. Enerji verimliliği ve BEP-TR'ye bağlı enerji kimliği konusu, Türkiye gibi enerjinin çok pahalı olmasına rağmen enerji savurganlığını önlemekte geç kalan ülkemizde, toplumda, sivil toplum kuruluşlarında, bürokraside ve siyasilerimizde bir bilinç oluşturmuştur. Yapılması gereken; siyasi iradenin özellikle popülizm ve oy kaygısına kapılmadan mevcut tesisleri ve konutları yüksek oranda vergilendirerek caydırıcı görevini üstlenerek, konuya basit ölçülebilir ve C02 emisyonu üzerinden bu görevleri yerine getirmesi ve ömür boyu (life-cycle) değerlendirilmesinin yapılması zorunludur. Bunlar, çevre dostu sertifikalandırılmalar ile (LEED, BREEAM vs.) özel olarak desteklenmelidir. Önümüzdeki günler, ülkemiz enerji politikası yönünden stratejik kararların alınmasını gerektirmektedir. EİE Genel Müdürlüğünün
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=