• MIB Makine İmalat Sanayisinin Durumunu Değerlendirdi . Makina İmalatçıları Birliği (MİB), Ağustos ayında yayınladığı bülteninde Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin makine imalat sanayisine etkilerini ve sektörün durum değerlendirmesini yaptı. TÜİK verilerine göre 2010 yılı ilk 7 aylık döneminde yapılan ithalat ve ihracat rakamların değerlendirildiği bültende, makine sektöründeki gel işmenin ülke ekonomisine katkılarına yer verildi. Bültende, "99,34 milyar dolarlık ithalatımız ve 64,41 milyar dolarlık da ihracatımız olmuş, Türkiye ilk 7 ayda 34,93 milya r dolar dış ticaret açığı vermiştir. Bu dış ticaret açığının %52,5'u, 18.33 milyar dolarlık kısmı akaryakıt ve diğer petrol ürünlerinden oluşmaktadır. Geri kalan 16,6 milyar dolarlık açığın 5,98 milyar dolarlık kısmı ise makina ithalatından kaynaklanmaktadır. Bu duruma göre dış ticaret açığının %15'i, petrol ürünleri dışında kalan açığın %34'ü ise makina ithalatından oluşmaktadır. Bu durum, makina sektörünün öncelikle geliştirilmesinin ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyı açık olarak göstermektedir" denildi. "Ülkemiz makina imalatçıları 2008 yılında 20,3 milyar dolarlık imalat yapmış ve bu imalatın %46,3'ünü 9,4 milyar dolarlık kısmını ihraç etmiştir. 2009 dış pazarların daraldığı bir yıl olmasına rağmen bu oran %40,5 olmuştur. İhracatımızın yaklaşık %60'ının AB, ABD, Rusya gibi gelişmiş ve rekabette teknolojinin ön planda olduğu ülkelere yönelik olması, önemli sayıdaki firmanın sadece fiyatları ile değil, teknoloji, kalite, güvenilirlik ve markaları ile başarılı olmalarından kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliği' nde 2004 yılında yapılan bir çalışmaya göre Türkiye Avrupa'nın 6. büyük makina imalatçısı konumundadır. Takım tezgahı gibi teknoloji yoğun bir imalat konusunda ise Gardner Publication'a göre 2009 yılında dünyada, imalat ve ihracat bakımından 15. konumdadır ve bu gurupta imal edilen makinaların %80 gibi önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. Belirtilen hususlar sorunun, bazılarının dile getirdiği gibi makina imalatçılarının rekabet gücünün zayıflığından kaynaklanmadığına işaret etmektedir. Bu nedenle makina dış ticaretindeki bu önemli açığın nedenleri iyi analiz edilmelidir. Öncelikle sektörün yurt içinde ve dışında rekabet gücünü olumsuz etkileyen faktörler değerlendirilmelidir". "TÜİK verileri makina imalatı sektörümüzdeki fiyat değişmeleri hakkında ilginç bilgiler vermektedir. 2005 yılı fiyat endeksi 100 olarak baz alınd ığında, yerli makinaların yurt içi satışlarında endeks 2010 yılı ikinci çeyreğinde 125,8'e çıkmış bulunuyor. Buna karşı aynı bazda ihracattaki fiyat endeksi ise 114,l'ye çıkabilmiştir. İlginç olan ise 2005 yılında 100 olan ithalat fiyat endeksinin, 2010 yılında 100-105 aralığında değişmesidir. Bu durum, TL'nin değerlenmesinin sadece ithalatı teşvik etmediğini, yerli imalatçılar aleyhine önemli bir haksız rekabet yarattığını , sadece makina sektörü dış ticaret açığını değil, genel olarak dış ticaret açığını artırdığını göstermektedir." 2010 yılı ihracat bilgilerine göre yılın ilk 7 ayında makina ihracatının %15,5 arttığı ve 5,2 milyar dolara ulaştığına yönelik bilgilerin yer aldığı raporda, bu değerin 2008 yılının aynı döneminde gerçekleşen 6,4 milyar dolarlık değerin önemli ölçüde altında bulunduğunun da altı çizildi. Bu olumlu gelişmelerin KOBİ ölçeğindeki kurumlarda yaşanmadığının vurgulandığı raporda, ISO'nun Ekonomik Durum Tespit Anketine verilen cevaplardan yola çıkarak çeşitli değerlendirmelere de yer verildi. Raporda, "yerli makinaların yurt içi pazar payını artırmalarını zorlaştıran önemli bir husus da,gerek yatırımcının, gerekse makina imalatçısının yerli makina almasına olanak verecek kredilere erişmekte karşılaştığı güçlüktür. Daha pahalı da olsa, eşdeğer bir makinayı satın almak isteyen yat ı rımcı , ithal yolu ile ihtiyacını karşılamak isterse, hemen tüm ülkelerin Exim-Bank'ları 2 yıl ödemesiz 7 yı la kadar vadeli kredileri kolaylıkla sağlayabilmektedirler. Buna karşın yatırımcı banka kredisi kullanma şansına sahip bir kuruluş olsa dahi, alabileceği kredi, ödemesiz periyodu olmayan eşit taksit ödemeli 4 yıl olabilmektedir. Finans piyasasında bugün gözlenen anlayış, çok daha verimli alanların bulunduğu bu dönemde bankaların yatırım yapanlara veya makina imal edip satanlara bir öncelik vermelerin i beklemenin gereksiz bir iyimserlik olacağını düşündürmektedir" ifadelerin e yer veri ldi . iş Dünyası Rotasını "Yeşil Tesisler Konferansı'na' Çevirdi Odak Kurumsal tarafından "Sürdürülebilir Bir Çevre" için 5 - 6 Ekim'de ikinci kez düzenlenecek olan Yeşil Tesisler Konferansı'nda karbon ekonomi sinden enerji verimliliğine kadar geniş bir perspektifte "Yeşil İş Dünyasının Kuralları" masaya yatırılacak. 40 uzman konuşmacısı ve 30 oturumu ile "Sürdürülebilir Gelecek" için gündem belirleyecek olan Yeşil Tesisler Konferansı için geri sayım başladı. Günümüzde kurumlar, düşük karbon kullanımı, ene~i verimliliği, yenilenebilir kay52 Tesisat Dergisi Sayı 177 - Eylül 2010 naklar, ısı tasarrufu, eko-inovasyon ve geri dönüşüm gibi kavramları iş planlama vekarar verme süreçlerinin ve günlük fa aliyetlerin ayrılmaz bir parçası haline getirmenin "Sürdürülebilirlik"in en önemli şartı olduğunu biliyor. Swissotel'de 5-6 Ekim tarihlerinde düzenlenecek 2. Yeşil Tesisler Konferansı da bu gereklilikten yola çıkıyor ve "yeşil iş dünyası"nın kapılarını katılımcılara açıyor. Konferansta; dünyanın ilk ve tek 'sıfır karbon, sıfır atık şehri' olan Masdar City'nin tedarik zincirinden sorumlu Başkan Yardımcısı Richard Reynolds, Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Çevre Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akça ve yanı sıra WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye Başkanı Akın Öngör, FETOP Başkanı Zeynep Silahta roğlu , UNDPTürkiye Çevreve Sürdürülebilir Kalkınma Program Müdürü Dr. Katalin Zaim, Yeşil Kampüs Uygulamaları konusunda Prof. Dr. Peter Heck ve İMSAD Başkanı konuşmacılar arasında yer alıyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=