Tesisat Dergisi 165. Sayı (Eylül 2009)

GÖRÜNÜM yerinde örneği görülmeyen bu uygulamanın tek nedeni işi, bilmeyen insanların yapmasıdır. Hemen hemen her işimizde uzman görüşlerine, standart ve kodlara önem verilmez. Bu nedenle yöneticiler inşa ettikleri yapıtların süreleri ile övünürler. Bir yönü ile haksız sayılmazlar. Ancak eloğlunun beş yılda yaptığı bir işi iki yılda yapmanın avantajlarını sayarken, neler kaybettiklerini akıllarına dahi getirmezler. Konuyu fazla dağıtmadan su baskını ve sel felaketi çerçevesinde incelersek; İsviçre gibi dağlık bir ülkede kar ve çığ önlemlerinin yanı sıra sel felaketine karşı dağ eteklerinde alınan tedbirler incelendiğinde, bu uygulamanın hiçbir şekilde ülkemizde dikkate alınmadığı, dere yataklarında konutların, fabrikaların tesis edildiği görülür. Teknik uygulamada 'drenaj' başlığında bir ihtisas bölümü mevcuttur. Suyun tahliye yöntemlerini gösterir. Özellikle vadilerde, dere yataklarının su seviyesi yüksek olan yerlerde taşkınların çevreye zarar vermeden atılımını sağlar. Belirli standartlar ve uygulama yön temlerine dayanır. Karayolları, demir yolları inşaatlarında Batının, Avrupa standartları nedeniyle ülkemizi uygulamaya mecbur ettiği konular yerleşim bölgelerinde, imar açılımla rında dikkate alınmamış, yerel yönetimler bu uygulamaları kendi bildikleri metodlarla, ale lacele tatbik etmiştir. Türkiye'de hiç bir yerleşimde yüzey sularının tahliyesi yapılmamış, taşkınların yönlendirilmesini de yetersiz kalmıştır. Şehirlerimizde yağmur suyu toplama düzeni hemen hemen yok sayılır. Nitekim Bayındırlık ve İskan Bakanlığı hizmetle rinde uygulamada altyapı mühendislik hizmetlerine genellikle önem verilmemektedir. Dolayısıyla, mühendislik hizmetlerinin belirli bir düzeye gelmesini teminen uzmanlık kurullarının, standartlarının acilen ortaya konması sorumluluk zorunluluğu ile hizmet uygulanması gereklidir. Bu hususda da biraz geç kalmış sayılırız. Sayıları 80 civarında olan mühendis eğitim merkezleri, okulları ve fakültelerinden yetişen gençlerimize bu okullar arzulanan eğitimi ver mekten uzaktır. Bu eğitimin ötesinde meslek içi eğitim hemen hemen yoktur. Var olanlar da kulaktan dolma seminer düzeyini geçemez. Bu nedenle mühendislerimiz okul sonrası beş yıl içinde temel eğitimin bilgilerini unutmakta, yeni teknolojileri takip edememekte, sıra mühendisi olarak hizmet görmektedir. Bu anlamda mesleklerde eğitim ve bilgi reformu gerekmektedir. Bu yöntemde profesyonel mü hendislik usul ve kuralları tatbik edilmelidir. •• Çevre Baskısı ve Uyum Ülkemizde AK Parti'nin iktidar oluşu süreci içinde dikkati çeken toplumsal değişimler, Ramazan aylarında daha çok öne çıkmaktadır. Bu hususların devletin laik oluşu ile uyumlu olup olmadığına bakılmaksızın, toplum tarafından benimsenip benimsenmediğinin incelenme sinde fayda görülür. Öncelikle bilinmelidir ki; Cumhuriyet dönemin de laiklik ilkesini benimsemiş kesim tarafın dan namaz ve oruç tutan müslüman vatandaşlarımıza hiçbir baskı yapılmamıştır. Ancak dini liderlerin bazı yöntemlerine karşı çıkılmış, hocaların uygulamaları disipline edilmiştir. İmam hatip liseleri ve oralardan yetişen, üni versiteyi bitirenler bugün devlet yönetiminde önemli mevkileri işgal etmişler, siyasi otori yeyi çoğunlukla temsil etmişlerdir. Bu durum ülkeyi şartlandırmıştır. Örneğin başörtülüler, oruç tutanlar gibi muhafazakar kesim kendi il Türkiye'de hiç bir yerleşimde yüzey sularının tahliyesi yapılmamış, taşkınların yönlendirilmesini de yetersiz kalmıştır. Şehirlerimizde yağmur suyu toplama düzeni hemen hemen yok sayılır. Nitekim Bayındırlık ve İskan Bakanlığı hizmetlerinde uygulamada altyapı mühendislik hizmetlerine genellikle önem verilmemektedir. 18 Tesisat Dergisi Sayı 165 - Eylül 2009 koşullarına uymayanlara baskı uygulamıştır. Zoraki bir yaptırım şeklinde görülmeyen baskı etkili olmuştur. Nitekim bu hususda, bugüne kadar iftar yemekleri vermeyen dernek, birlik ve şirketlere, eşini kapatmaya zorlayan devlet memurlarına olduğu gibi, içkiyi bırakan yakın eş ve dostlara da rastlanmaktadır. Ancak bu yaptırımlar toplumu rahatsız etmemektedir. Temel sorun, bu tür ayrımcılığa son vermektir. Laiklik ilkelerine uygun tarzda bu beraberlik nasıl kurulabilir? Biz ve siz ayrımını kaldırarak müşterek nasıl yaşanabilir 7 Bunun çözümü çok önemlidir. Bu ortamın sağlanması halinde, öncelikli devlet ihalelerinde bizler-onlar ayrımı kalkacak, ihaleler bağımsızlık ilkelerine uygun yapılacaktır. Yandaşlık uygulanmayacaktır. Özellikle gençlerin birbiri ile ilişkisi düzelip, normalleşecektir. Muhafazakarların laik in sanlara yaklaşımı, Avrupa Birliği toplumunun, Batılı ülkelerin çok önemsediği bir konudur. Bu sistemin sağlanmasında gücümüz artacaktır. Türkiye'nin dünya ülkelerindeki yeri sağlamla şacaktır. Özellikle tüm ülkelerin yaşadığı şu kritik dönemde insanların farklı niteliklerle birbirine kaynaşmaları çok yararlıdır. Çoğunluğu müslü man olan ülkemizde insanlarımızın başarılarını sergilemek hepimizin görevi olmalıdır. Temel olarak müslümanlığın ilkelerini benimsemek, vicdani ve insani görevleri ifa etmek gerekir. Bu da laik bir ülkede mümkün görülmektedir. Türk insanının bu yönleri ile çok büyük avantaj ları mevcuttur. Müslüman bir Türk karşısındakine güven vermektedir. Çalışkan ve üretici olma lıdır. Dürüst, şevkatli olmak onun görevidir. Bu anlamda toplu yaşam kuralları ile dini vecibe lere uyum bizlere büyük bir destek sayılmalıdır. Bu nedenle çok vakit kaybetmeden toplumsal kesimlerdeki farklılıklara son vermek beraber olmanın laik bir hukuk devleti yönetimindeki özellikleri benimsemek gerekmektedir. •• Hizmette Verimlilik Hizmet sektöründe özellikle mühendislikte ve rimlilik; bilgi, uygulama ve süre ile orantılıdır. İstanbul gibi nüfusu 12 milyonu aşan bir ilde zaman nedeniyle hizmette verimlilik bilgi ve deneyim ile orantılı olmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=