Tesisat Dergisi 163. Sayı (Temmuz 2009)

GÖRÜNÜM dallarında tasarım ve müşavirlik hizmeti verebilirse de, bütün uzmanlık dallarını ayrı ayrı değerlendirmek üzere tasarım ekibi içinde düşünmek yararlıdır. Nitekim bu anlamda Avrupa Birliği'nin ileri ülkelerinde HVAC mühendisliği, sıhhi tesisat mühendisliği, yangın mühendisliği, hastane teknolojisi mühendisliği, mutfak, çamaşırhane, otomasyon, alt yapı mühendisliği hizmetleri ayrı ayrı mutalaa edilmekte, buralarda oluşan tesisat tasarım ekibine yapı fiziği mühendisliği, otomasyon ve otomatik kontrol mühendisliği gibi uzmanlar destek olmaktadır. Tesisat sektörünün bu anlamda yapılardaki geniş uygulama sahasında dikkat edilmesi zorunlu husus, gelişim ve değişimlerin önlenmemesidir. İmar yasaları ve yönetmeliklerle sınırlanan denetimlerin, kalıplaşmış bir kontrol mekanizması olmaktan çıkarılarak bilim ve teknoloji ile ilişkisi sağlanmalıdır. Diğer bir ifade ile, yönetmeliklerin her maddesi amacı değişmeden gelişime açık olmalı, değişimler temel esaslara dayanmalı, değerlendirmeler uzmanların inisiyatif ve kararları ile yapılmalıdır. Bugün ülkemizde bu tür kritik sorunlar yaşanmaktadır. Deneme sınama ile öğrenilen hatalar düzeltilmekle beraber, bu uygulamadaki gecikmeler büyük sorunlara yol açabilecektir. Dolayısıyla diploma yetkisi ile denetim yapan meslektaşlarımızın eğitime tabi tutularak sorumluluk almaları gerekmektedir. Düne kadar yetersiz ve yanlış bulduğumuz meslek odaları, imar müdürlükleri ve yapı denetim firma kontrol ve denetimlerinin günümüzde iyi, kötü yönleri ile geçerli olması yararlıdır. Şurası bir gerçektir ki; İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi önemli yapıların inşa edildiği Büyükşehirlerde, projeler kaliteli bir tarzda uzmanların katkıları ile hazırlanmakta, hastane, otel, alışveriş merkezi, hava alanı terminal binaları başarı ile uygulanmaktadır. Bu düzeyi koruyacak mimar ve yardımcı mühendislik dalları kuruluşları, yapı teknolojisinde yeterli kaliteye ve uzmanlığa erişmişlerdir. Ayrıca akademisyenlerin onlara desteği çok başarılı yapılmaktadır. Bu anlamda ülkemizde inşaat sanayinin mimar ve mühendisleri başta akademisyenler olmak üzere tasarım, imalat, uygulama ve işletme alanlarında çok başarılıdır. Medyayı temsil eden teknik dergilerin profesyonel hizmetlerinin yanı sıra derneklerin, 18 Tesisat Dergisi Sayı 163 - Temmuz 2009 '' Dikkat edilmesi zorunlu husus, gelişim ve değişimlerin önlenmemesidir. İmar yasaları ve yönetmeliklerle sınırlanan denetimlerin, kalıplaşmış bir kontrol mekanizması olmaktan çıkarılarak bilim ve teknoloji ile ilişkisi sağlanmalıdır. vakıfların, şirketlerin dergileri de sektörün gelişiminde yararlıdır. Ancak bütün dergilerde tanıtım, reklam ön planda tutulmakta, teknik makalelere az yer verilmektedir. Örneğin Mayıs ayında yapılan Sodex 2009'un sektöre! değerlendirilmesinin Temmuz ayı dergilerinde değerlendirilmesi hata sayılmalıdır. Son günlerde önem kazanan "enerji" konusu da ürün tanıtımları içinde abartılmaktadır. Daha ülkemizde "enerji" mühendisliği geçerli olmadan, her firmanın önüne gelen yetkilisinin reklama yönelik enerji uzmanı oluşu entresan bir görünümdür. Ümidimiz, konuların daha sağlıklı ele alınması, uzman görüşlerin öne çıkması olmaktadır. •• İnisiyatif Çerçevesinde Ele Alınmayan Bürokratik Kararlar "İta amirini temsil eden yetkililerin uygulamada bürokratik kurallar dışında inisiyatif ile vereceği kararlar nasıl olmalıdır7 " sorusu, hiçbir şekilde kafamdan çıkmaz ve beni uğraştırır. Kamu sektöründe hemen hemen bütün yaptırımların esası bürokratik kurullardır. Bütün talep ve isteklerin zamanı, yeri ve usulü vardır. Eğer bu usullere uymaz iseniz işiniz yürümez. Örneğin Yeni İhale Kanunu gereği Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan ihale tarihi itibariyle bir borcunuz olmadığına dair belge getirme zorunluluğu bulunmaktadır. Eğer siz ihale tarihinden iki gün sonra veya iki gün önce tarihli bir yazı getirirseniz yürürlüğe konulmaz. Mutlak surette ihale tarihi itibariyle borcunuz olmadığını yazılı ve net bir şekilde kanıtlamanız gerekmektedir. Kamu kesiminde örneklerine çok rastlanan bu uygulamalara özel sektörde, kurumlarda ve sivil toplum kuruluşlarında da rastlamak mümkündür. Bir tasarımcı olarak üç firmanın da kurucu ortağı olur, yönetim ve müşavirlik hizmetini yüklenebilirsiniz ancak, uzmanlık belgesini yalnız bir firma için alabilirsiniz. İkinci veya üçüncü firma için Meslek Odaları size belge vermez. Hele bir işin nasıl yapılacağına dair bir yönetmelik ve iç yazışma mevcut ise, dünya yıkılsa ona uymak zorundasınız. Örneğin kamu veya imar yetkilileri tarafından onaylanacak yüzlerce paftayı içeren projeleri akordiyon baskı halinde tek pafta olarak bir başlıklı onaya sunma zorunluluğu vardır. Nedeni, onayda yetkilinin tek imza atabilmesidir. Bu nedenle bu tür projelerde ufak bir tadilat veya değişiklik için bütün projeyi yeniden bastırtırlar. Kaldı ki; uygulamada akordiyon projelerin incelenmesi sorun olmaktadır. Diğer taraftan Anadolu'nun bir köşesinde onay makamına vekaletname verseniz bile ıslak imza atmanız için en önemsiz evrakta bile sizi mahalline çağırırlar. Benzer usullerle hukuk sisteminde daha çok karşılaşırsınız. Dolayısıyla hukuk düzeninde adaleti temsilen usullerin uygulanmasında usulsüzlüklere dayalı hatalar görülür. Bir kira sözleşmesinde anlaşmayı yaptığınız tarihte ileriye dönük tahliye taahhütnamesini almanız geçersizdir. Savcılıktan alacağınız adli sicil kaydı belgesini mutlak surette siz gidip almak zorundasınız. Bu ve bunun gibi birçok formaliter usuller vatandaşı yormaktadır. Ayrıca esasa taalluk eden konularda bile bazı usuli kararlarla karşılaşabilirsiniz. Örneğin yapı fiziği mühendisi, yapı teknolojisi uzmanı veya yangın mühendisi gibi sıfatlarla yapılan sözleşmenin hukuk mahkemeleri nezdinde hiçbir anlamı bulunmamaktadır. Özellikle bilirkişi olarak tayin edilen ana meslek dallarından bir uzmanın, 'bu uzmanlıklar hakkında resmi tanımı yoktur' şeklinde rapor vermeleri halinde sizin bütün haklarınız bir çırpıda yok olabilir. Tesisat sektöründe mesleğimiz icabı birçok formaliteye pek fazla rastlanır. Meslek Odamızın veya ihtisas derneklerinin yayınlarından alınan esintiler, usul ve kural olarak yönetmeliklere girmiştir. Örneğin İzmir, Bursa, İstanbul büyükşehir belediyelerinin Yüksek Yapı Yönetmelikleri 1/100 mimari avan projeler esas alınarak hazırlanan tesisat projelerinin uygulama proje düzeyinde olmasını zorunlu görmüş, hatta daha ileri giderek uygulama detaylarında veya şantiye projelerinde yapılması gereken ayrıntıları istemiştir. Ayrıca tesisat projelerinde

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=