Korhan Altınkaya lsımas A.Ş.-Genel Müdürü Biz toprak kaynaklı ısı pompasını Autoliv'e anlatırken kurulum için gerekli olan toprak alanı sıkıntısı çıktı. Fabrikalar metre kare başına yer satın alıp kiraladıkları için haklı nedenlerle tüm alanlara olabildiğince bina yapmaya çalışıyorlar. Kaynak tarafını nasıl kurabiliriz, düşüncesinden yola çıktık. Autoliv'in bakım onarım sorumlusu Bülent Topakoğlu'nun aklına "yangın deposunun kenarlarındaki alanları kullanabileceğimiz" fikri geldi. Daha sonra biz de yangın deposunun kendisini kullanabiliriz, diye düşündük. Amerika'daki ana firmamızla bağlantıya geçtiğimizde, "Deponun kaynak olarak kullanılması burada yaklaşık 10 yıldır var" dediler. Ama orada firmalar proje bazlı çalıştığı için kimse bunlarla ilgili bize bilgi vermedi. Örneğin fotoğraflarına bile ulaşamadık. Türkiye'deki bu uygulamada Amerika'daki zincirdeyeralan destek haricindeki tüm aşamaları biz gerçekleştirdik. Çünkü başkatürlü bu işi gerçekleştirebilmemiz mümkün değildi. Projesini yapıyoruz, cihazı getiriyoruz ve uygulamasını da yapıyoruz. Henüz destekler tam gerçekleşmediği için bu kısım dışarıda kalıyor. Sonuçta müşteriye paket halinde hizmet sunuyoruz. Bu amaç ile yola çıktık ve ne kadarlık bir deponuz var, dediğimizde "yer altında 500 + 500 m3 olmak üzere 1000 tonluk, iki bölümden oluşan bir depomuz var" dediler. Ama sonra aralarında bağlantı olmadığı da ortaya çıktı. Bir yangın deposu var ve yerin 4 metre altında, üzerinde ise 1 metreye yakın bir boşluk var. Onun üstü de basketbol sahası olarak kullanılıyor. Bu, yerin 4 metre altına, 250 metre kare yaklaşık toprak taban alanına sahip demek oluyor. Biz oranın yaz-kış ölçümlerini istedik ve bu nedenle de iş uzun sürdü. "Yangın deposunun sıcaklığı ortalama 10 °C" dediler. Üzerindeki hava burada hareketsiz olarak kaldığı için de güneşten gelecek o ısı kazançlarına aslında bir yalıtım yapıyor. O da çok güzel. Çevrede kalan yerler çim, yani arazi olan kısımlar düzenli halde sulanıyor çünkü yeşil kalması isteniyor. Borularımızı deponun taban alanına gömdüğümüzü düşündük ve buradan yola çıktık. 250 metre kareye maksimum boru sersek dedik ve 100 Tesisat Dergisi Sayı 158 -Şubat 2009 d U a yg ir u e l s a i m . anın gerçekleştiği fabrikada kurulan makine Korhan Altınkaya lsımas A.Ş.-Genel Müdürü detay hesaplarımızı yaptık. Burada bizden bir kabin soğutması istendi, yani bir ön soğutma yapıyoruz. Test makinaları var yaklaşık -35 °C ila -40 °C '!ara iniyor. Buna da 7 ila 12 °C 'de çalışabilecek bir ön soğutma isteniyor. İlk önce deneyelim kapasiteyigörürüz, eğerdaha büyük bir kapasitenizvarsayangın deposundan başka yerlere de hitap edebiliriz denildi ve sistem daimi olarak çalışacağı için biz de buna göre bir çalışma yaptık. Boruyu deponun tabanına yerleştirdiğimizi düşünerek toplamda 80 kW ısı atabileceğimizi hesapladık. Gerçekte sistem açık sistem olarak kuruldu. Devamlı ısı attığımız zaman bu su yukarıya doğru yükselecek ve burası soğuk kalacak diye düşündük. Bu başta avantaj gibi görünmesine rağmen aslında dezavantajdır. Çünkü toprağın yüzeyine yaklaştıkça dış hava sıcaklığından etkilenme artıyor. Bunlardan sonra riske atmayacağımız en iyi değer 60 kW olarak belirledik. O da test makinalarının atacağı kapasiteye uydu. Dedik ki gerçekte kapasite daha da büyük olabilir, bu nedenle bütün yatırıAçık sistem kaynaklı tarafı eşanjör. mımızı buna göre yapalım. Daha büyük kollektör ve eşanjör ve pompa kullanıldı. Tabi bu iş için bütçe ayrılması gerçekleştikten sonra, bakım onarımdaki arkadaşların uğraşmasıyla bütçeyi kabul ettirebildiler ve yatırım gerçekleşti. Sonra fabrika teste başladı, yani sistemimizi kullanmaya başladı. Bugüne kadar da daimi olarak kullanıyor, herhangi bir sorun yaşanmadı. Depo sanki bir-iki makina daha taşıyabilecekmiş gibi görünüyor. Toprağa tekyönlü bir yükleme yapıyoruz. Buradan toprağın ısısı çekilmiyor. Bu da toprakta bir süre sonra ısıl dengesizlik meydana getirecek, fakatyüzeye yakın uygulamalarda bu tür dengesizlikler dış havaya yakınlıktan dolayı problem yaratmıyor. Büyük dikey uygulamalarda ise bunun için önlem alınması gerekiyor. Hangi kaynağı kullanıyor olursanız olun, bu güneşten kendini yenilemesine rağmen, toprak kışın soğur, yazın ısınır. Bu çok az fark eder ama sonuçta bir dengesi vardır. Siz bu toprağın içine girdiğiniz zaman o dengeyi bozuyorsunuz. O zaman dengeyi kuracak şekilde sizin de bir sistem kurmanız gerekiyor. Siz devamlı oraya ısı gönderiyorsanız, bunun bir kısmını en verimli olacağı zamanda, kışın soğutup, havaya ya da başka bir yere atmanız gerekir. Burada Autoliv'in yaklaşık 10 tonluk boylerleri var. Ve bu boylerleri çok büyük kazanlarla yazın da ısıtıyorlar. Yani verimsiz ve gereksiz bir sistem kullanıyorlar çünkü biz ısı pompası sistemi ile durmadan ısı atıyoruz. Aslında bu da iyi bir şey değil, toprağa atılan ısı boşa gidiyor . Ama bunu kullanıyorsanız orada da bir kapasite ve fayda var demektir. Dedik ki yangın deposuna soğutma kabinleri ısı atsın boyler sistemleriniz de bu ısıyı alsın. O zaman çok daha büyük bir kapasiteden bahsederiz zaten o zaman yangın deposu dış etkilere açık bir akümülasyon tankı gibi hareket ediyor olur. İçine attığımız ısının ne kadarını aldığını da biliyoruz. Bunun daha fazlası alınmak istenirse toprağın buna uygun bir verme kapasitesi var. ■
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=